GELENEKSEL AHŞAP YAPILARIN DEPREM PERFORMANSLARI
Ahşap Dünyanın en eski yapı malzemelerinden biri olup günümüze kadar da uygulamaları devam etmiştir. Gelişmiş ülkelerde sürekli olarak uygulanmasına rağmen, Türkiye’de bu yapıların uygulanmasında, yaklaşık son kırk yılda bir kesiklik yaşanmıştır. Oysa topraklarının neredeyse tamamı deprem bölgesi olan ülkemizde, ahşap yapıları tekrar mimari ve taşıyıcı sistem açısından değerlendirmek ve konut sahibi olmak isteyenlere en azından bir seçenek olarak sunmak insanımızın can güvenliği ve ülke ekonomisi için son derece önemlidir. Bu bildiride Türkiye’de geleneksel olarak uygulanmış olan ahşap taşıyıcı sistemlere sahip yapılar tanıtılmakta ve bunların taşıyıcı sistem özellikleri deprem durumu da dikkate alınarak değerlendirilmektedir.
Ahşap genel olarak tüm Dünya’da eski çağlardan günümüze kadar kullanılan bir yapı malzemesi olmuştur. Türkiye’de de ahşap taşıyıcı sisteme sahip yapılar yaklaşık 40 yıl öncesine kadar yaygın bir şekilde geleneksel olarak inşa edilmişlerdir. Ancak özellikle betonarme yapım tekniğinin ortaya çıkması ve gelişmesiyle, yapı sahibi olmak isteyenler tercihlerini genellikle betonarme yapılardan yana kullanmışlardır. Gece kondu türü basit yapılar için tercih ise genellikle yığma yapı sınıfına uymayan ancak yığma yapı olarak adlandırılan yapılardan yana olmuştur. Oysa ABD, Kanada, Japonya ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde ahşap yapılar için bu tür bir yol izlenmeyip teknolojinin verdiği imkanlardan da yararlanarak, yeni detay ve teknikler geliştirilmiş ve ahşap yapılar inşa edilmeye devam etmiştir. Bu gün ABD de ahşap yapılar genel olarak tüm yapıların %80-%90’ını oluşturmakta, Kaliforniya gibi deprem bölgesindeki konutlarda ise bu oran %99’lara ulaşmaktadır.
Ülkemiz için de izlenmesi gereken en akılcı yol, bu yapıları hiçbir irdeleme yapmadan birkaç basit nedenle tamamen devre dışı bırakmak yerine, güncel mimariye ve tekniğe uygun olarak değerlendirmek suretiyle, üstün ve zayıf oldukları hususlarla birlikte konut sahibi olmak isteyenlere en azından bir seçenek olarak sunmaktır.
Yapılan literatür taramasında, 1999 Kocaeli depremine kadar, Türkiye’de uygulanan ahşap taşıyıcı sistemlerin tanıtımına ilişkin mimari çalışmaların dışında bu yapıların deprem davranışlarıyla ilgili kapsamlı bir çalışmaya henüz rastlanmamıştır. Bu yapı çeşitlerine ilişkin mimari çalışmalar Z. Akdemir (1997) ve T. Çobancaoğlu (1998) tarafından gerçekleştirilen doktora tezlerinde sunulmuştur. Oysa gelişmiş ülkelerde, sadece mimari açıdan değil, uygulanan ahşap yapıların deprem davranışlarına ilişkin olarak da çalışmalar gerçekleştirilmiştir (Ceccotti ve diğ. 2000). Bu yapıların deprem davranışlarının ayrıntılı olarak incelenmesi hem ahşap yapılarla depremde meydana gelen can ve mal kayıplarını önleme ya da hiç olmazsa en aza indirme imkanı olup olmadığının belirlenmesi için, hem de atalarımızın bize kültürel miras olarak bıraktığı ahşap yapıları, oluşacak depremlerde önemli bir hasar görmeden, gelecek nesillere aktarabilmemiz için de son derce önemlidir.
2. Taşıyıcı Sistem Çeşitleri
Ahşap yapıların taşıyıcı sistem elemanları yük aktarımı açısından genel olarak çatı taşıyıcı elemanları, döşeme-kiriş elemanları, merdivenler, duvarlardaki taşıyıcı elemanlar ve temeller şeklinde sınıflandırılabilir: Ahşap yapılarda özellikle geleneksel olarak inşa edilenlerde bölgenin koşullarına ve ustaların bilgi-becerilerine bağlı olarak çok farklı taşıyıcı sistemler uygulanmıştır. Dolayısıyla bunları mimari ve taşıyıcılık açısından farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Burada ahşap yapılar, duvarlarda kullanılan taşıyıcı sistemlere ve bunların yük etkisinde çalışma biçimlerine bağlı olarak, aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır:
- Taşıyıcı sistemi kütüklerden oluşan ahşap yapılar,
- Taşıyıcı sisteminde eğik elemanlar bulunmayan ahşap yapılar,
-
Taşıyıcı sisteminde eğik elemanlar bulunan ahşap yapılar,
-
Taşıyıcı sistemi yatay çıtalarla güçlendirilmiş (bağdadi) ahşap yapılar,
- Taşıyıcı sisteminde panel duvarlar bulunan ahşap yapılar.
Ahşap Yapıların Geçmiş Depremlerdeki Performansları
Türkiye’de uygulanan geleneksel sistem ahşap yapıların deprem davranışları hakkındaki bilgiler 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerine kadar oldukça kısıtlı düzeyde kalmıştır. Bunlar da genellikle yıkıcı depremlerden sonra gözlem yapan uzman ve teknik elemanların bu yapıların davranışları hakkında kullandıkları genel olarak iyi ya da kötü şeklindeki ifadelerden oluşmaktadır. Ahşap yapıların Türkiye’deki depremlerde gösterdikleri davranışlara ilişkin eski belgeler oldukça enderdir. İlk bilgiler 1688 İzmir depreminden ve 1766 İstanbul depreminden sonra ahşap yapıların olumlu davranışlarına ipuçları verebilecek bilgilerdi (Tobriner 2000). Bu olumlu izlenimlerin yanında ahşap yapıların olumsuz deprem davranışlarına ilişkin izlenimler de yayınlanmıştır. Örneğin 1967 Mudurnu vadisi depreminde yıkılan bütün kırsal konutların geleneksel biçimde yapılmış ahşap karkas yapılar olduğu belirtilmiştir (Bayülke 2004). Bir diğer olumlu izlenim 1970 Gediz-Kütahya depremi sonrasında Ş.Z. Uzsoy ve M.Çelebi tarafından “…Bölgedeki hımış ve bağdadi yapılar genellikle depremde iyi davranış göstermiş yapılar olarak görünmüştür. Bağdadi şekilde
yapılmış çok sayıda evlerin depremi az hasarla geçirdikleri tespit edilmiştir…” şeklinde aktarılmıştır. Ülkemizde son yıllarda gerçekleşmiş en büyük afetlerden olan 1999 Kocaeli ve Düzce depremleri, bazı teknik eleman ya da araştırmacıların dikkatlerinin geleneksel yapılar üzerine yoğunlaşmasını sağlamıştır. Çünkü ağır hasar görmüş birçok betonarme yapı ile daha az hasar görmüş geleneksel ahşap yapılar yan yana görüntülenmiştir (Şekil 1). Bunun bir sonucu olarak da birçok araştırmacı ve gözlemci deprem sonrasında bu yapıların deprem performansları hakkında görüşlerini bildirmişlerdir [Tobriner 2000, Gülhan ve diğ., 2001, Komut 2001, Parsa 2001, Gülkan ve diğ., 2004].
Sonuçlar
Ahşap yapıların betonarme ve çelik yapılara göre sanki hiçbir üstün tarafı yokmuş gibi uzun yıllar bu yapılar adeta bir köşeye atılmış ve unutulmaya başlamıştı. Oysa bu yapıların betonarme yapılara göre çok önemli üstünlükleri bulunmaktadır. Dolayısıyla bu yapılar da artıları ve eksileriyle birlikte konut piyasasında bir seçenek olmalı ve böylece isteyen bu yapıları tercih edebilmelidir.
İki bakımdan ahşap yapıların deprem davranışları hakkında yeterli bilgiye sahip olmak zorundayız. Bunlardan birincisi ahşap yapılarla depremlerde meydana gelen can ve mal kaybını azaltmanın mümkün olup olmadığı, ikincisi ise atalarımızın bizlere kültürel miras olarak bırakmış oldukları ahşap yapıları gelecek nesillere aktarabilmemizdir. Gelecek nesillere bu kültürel mirası aktarabilmemiz için bunların oluşacak depremlerde önemli bir hasar görmemesi gerekmektedir. Bu konudaki bilgi birikiminin de bir göstergesi sayılabilecek yapılan çalışmalara bakıldığında, ahşap yapıların deprem davranışları konusundaki bilgilerin oldukça kısıtlı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu eksikliğin biran önce giderilmesinde ülke insanının can güvenliği, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması ve ülke ekonomisi yönünden büyük yarar bulunmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde uygulanan ahşap sistemlerle Türkiye’deki geleneksel ahşap sistemler ekonomik ve güvenlik gibi birçok açıdan karşılaştırılarak birbirlerine göre üstün ve zayıf tarafları ortaya konmalıdır.
Ahşap, betonarme ya da çelik olsun, bu malzemelerden yapılmış yapıların deprem davranışlarını ön yargısız ve bilimsel bir yaklaşımla irdelemek ve yorumlamak gerekmektedir. Ahşap yapıların deprem davranışları hakkındaki bilgilerin oldukça az olduğu görülmüştür. Her ne kadar 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden sonra bu yapıların deprem davranışları hakkında olumlu bir görüş ortaya çıksa da bu yapıların depreme göre hesaplarını gerçekleştirerek, depremlerde zayıf yönleri ortaya konmalıdır. Bu zayıf yönleri giderme çareleri aranmalıdır.
Kaynak: Adem DOĞANGÜN, Ramazan LİVAOĞLU, Ö.İskender TULUK, Ramazan ACAR (Kocaeli Deprem Sempozyumu,2005)
Kaynakça;
1. AKDEMİR, Z,, 1997. Batı Karadeniz bölgesi yerleşmelerinde geleneksel konut kültürüne bağlı biçimsel ve yapısal kurgu özelliklerine ait ölçütler, Doktora tezi, YU.
2. BAYÜLKE, N., 2004. Ahşap yapılar ve deprem, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi.
3. CECCOTTİ, A., KARACABEYLİ, E., 2000. Dynamic analysis of nailed wood-frame shear walls. 12th World
Conference on Earthquake Engineering, New Zealand, 720, pp.1-8.
4. ÇOBANCAOĞLU, T., 1998. Türkiye’de ahşap evin bölgelere göre yapısal olarak incelenmesi ve
restorasyonlarında önlem önerileri, Doktora tezi, MSU Mimarlık Fakültesi.
5. GÜLHAN, D., GÜNEY, İ.Ö., 2001. Marmara depremi hasar tespiti çalışmalarından izlenimler, Mimarlık sayı:299,
sayfa:43-45.
6. GÜLKAN, P., LANGENBACH, R., 2004. The earthquake resistance of traditional timber and masonry dwellings
in Turkey, 13th World Conference on Earthquake Engineering, Paper No. 2297, Vancouver, B.C., Canada, August
1-6.
7. KOMUT, E.M., 2001. Depreme dayanıklılık: Geleneksel yapılardan alınacak dersler, Mimarlık sayı:299, sayfa:33-
40.
8. PARSA, A.R., 2001. Geleneksel yapıların depremden sonraki durumları hakkında bir çalışma, Mimarlık sayı:299, sayfa:41-42.
9. TOBRİNER, S., 2000. Wooden architecture and earthquakes in Turkey: a reconnaissance report and commentary on the performance of wooden structures in the Turkish earthquakes of 17 August and 12 November 1999, International Conference on the Seismic Performance of Traditional Buildings, Istanbul, Turkey, Nov.16-18.