İstanbul'un Ahşabı: Doğumu ve Ölümü
Uğur Tanyeli – İstanbul’un Ahşabı: Doğumu ve Ölümü



Ahşabın önemine dikkat çekmek için dünya genelinde yürütülen kampanyalarda zaman zaman çağdaş sanatçılarla gerçekleştirilen projeler de yer alıyor. İşte bunlardan biri de geçtiğimiz günlerde, Brezilyalı çağdaş sanatçı Henrique Oliveira’nın, São Paulo Museu de Arte Contemporânea da Universidade müzesinde kurulumunu gerçekleştirdiği ve “Transarquitetônica” adını taşıyan dev ahşap tunnel oldu.
Sanatçı daha önceki heykel ve montaj çalışmalarında da tercih ettiği ve genellikle inşaat şantiyelerini kapatmak için kullanılan, ucuz ahşap parçalarını biraraya getirerek bu dev tüneli yaptı. Oliveira, büyük bir kök sistemi gibi görünmesi için önceden çivilenerek kullanılmış ahşap parçalarını organic bir çerçeveyle yüzeye yerleştirdi. Müze tarafından sağlanan alanın çok büyük olması sebebiyle, sanatçı izleyicilerin içine girebileceği ve iç kıvrımları hissedip keşfedebileceği büyük bir enstlasyonu gerçekleştirme imkanı buldu.
Henry Oliveira, evindeki kentsel malzemelerden geri dönüştürülmüş ürünleri kullanılarak yaptığı sarma sütunların ziyaretçiler tarafından dolaşılıp tecrübe edilmesini hedefledi. Birden fazla olanakları ile çeşitli yolları aynı form içinde toplayan eseri gezen ziyaretçiler, onları çevreleyen ortamın kokuları, sesleri ve manzaraları ile, evrende bir heykeli kucaklarcasına gözlem yapabiliyorlar. kucaklamak için tasarlanmıştır. Başından sonuna kadar estetik bir ifadenin eseri olan çalışma, bir ağacın başından köküne uzanan yapısını, beyaz boyalı koridorların daralmasıyla bitiriyor. Sanatçı bu yapıyla, mağaralardan gökdelenlere uzanan mimari yapıdaki insan barınaklarına göndermede bulunuyor.
Tuval üzerine çalışmalarına ek olarak, resim mezunu olan sanatçı, geçici enstalasyon ve heykeller şeklinde üç boyutlu yapıları araştırıyor. Oliveira, 2009 CNI SESI Marcantonio Vilaça Ödülü (Brezilya), üçüncü baskısının galibi oldu 2014 yılında, Projektif Göz Galerisi’nde teçhizatları oluşturulan -Domaine de Chaumont-sur at, Kuzey Carolina Üniversitesi (Charlotte, ABD) -Loire (Fransa) ve MAC-USP Nova Sede (São Paulo, SP) dereceler kazandı. Sanatçı, 2013 yılında, Paris’te sanatsal bir rezidans programına katıldı ve ardından Palais de Tokyo’da bir solo sergi gerçekleştirdi.
Ardından Schirn Kunsthalle’de (Frankfurt, Almanya) bir grup sergisine katıldı. 2012 yılında Centro de Arte Belediye Hélio oytisika (Rio de Janeiro, Brezilya) ve Offenes Kulturhaus’deki (Linz, Avusturya), Galeria Millan (São Paulo, Brezilya) solo sergi düzenledi. 2011 yılında, o Afrikalı Sanat Smithsonian National Museum (Washington, ABD) ve Çağdaş Sanat Müzesi Boulder’de (ABD) işleri sergilendi.
Eserleri gibi Pinacoteca Municipal de São Paulo, Museu de Arte Contemporânea da USP (Brezilya) ve Virginia Museum Güzel Sanatlar bölümü (ABD) gibi koleksiyonlarda yer almaktadır.
kaynak: www.orsiad.com.tr
Ahşap en eski inşaat malzemelerinden biridir. İşlenmesi kolaydır, hafiftir, mukavimdir, ses, ısı ve elektrik yalıtımında mükemmel özelliklere sahiptir.
Ancak aynı zamanda biyolojik bir madde olan ahşap dış etkenlerle çeşitli bozulmalara uğrar. Ahşaba uygulanacak çeşitli koruma işlemleri onu bu dış etkilere karşı korur. Bu bölümde ahşabın başlıca bozulma nedenleri ve bunlara karşı nasıl korunabileceğinden söz edeceğiz.
Ahşabın birçok biyolojik düşmanı da var. Mantarlar bakteriler, böcekler ve termitler. Bunlardan bazıları ahşabın tamamen yok olmasına bazıları ise sadece görüntü bozukluklarına neden olur. İşte bu özellik acaba kötü mü? Ormanda büyüyen ağaçların hiç yok olmadığını bir düşünün! Ahşap “doğada yok olabilen” bir malzemedir. “Çöpü“ yoktur. İstendiği zaman ona, onu sonsuza kadar yaşatacak tasarım ve teknolojiyi uygulayabilir, istediğimiz zaman da yakabilir ya da çürümeye terk edebiliriz. Burada özellikle yapıda kullanılan ahşap malzemeden bahsettiğimiz için ahşabın düşmanlarından ve onu bu düşmanlarından koruyacak önlemlerden söz edeceğiz.
YÜZEY BOZUKLUKLARI
Bakteriler
Özellikle ağaçlar kesildikten sonra uzun süre su içinde bekletilirse, bazı bakterilerin saldırısına uğrar. Bakteri tahribatı ahşabın taşıma gücünü etkilemez. Ancak önkoruma işlemi ya da şeffaf boya, vernik uygulamalarının sonunda yüzeyde lekelerin oluşmasına neden olur. Bakteri tahribatı sadece yüzeyin bazı maddelere karşı geçirgenliğini arttırır, bu da önkoruma malzemelerinin kurumasını geciktirir ve yüzeyde görüntü bozukluğuna sebep olur. Ahşabın yapısını tahrip etmez. Mavi renk mantarları sadece görüntüyü bozar.
Yüzey küfü ve mavi renk mantarları
Ahşapta çürüme ve yüzey küfü, hava hareketleri yoluyla dağılan mantarlara ait sporların yüzeyde birikmeleri nedeniyle meydana gelir. Bu sporlar üzerindeki ahşap rutubetinin %20’nin üzerinde olduğu ortamlarda gelişirler. Yüzey küfü ve mavi renk mantarları yüzey görüntüsünü bozar, ancak ahşabın dayanıklılığını ve ömrünü azaltmaz. Önkoruma işlemlerinin mavi renk mantarları ve yüzey küfü üzerinde etkisi azdır. Ancak bir çok dış ortam kalitesindeki boyanın içerisinde bu tür bozulmaları önleyici katkılar bulunur.
AHŞABI ÇÜRÜTEN MANTARLAR
Özellikle Türkiye’de sık rastlanan, ahşabın çürümesine neden olan mantarlardan bazıları şunlardır.
Serpula lacrymans
Ağlayan mantar
Kuru Çürüklük Mantarı (Serpula lacrymans)
Bu mantar, nemli, sıcak ve rüzgarsız koşulları, %30-40 rutubetinde ve bakım yapılmamış ahşabı tercih eder. Tahrip ettiği selüloz, karbondioksite ve suya ayrışarak ahşabın mukavemetini kaybetmesine, parmaklar arasında ezildiğinde kuru bir toz haline gelmesine sebep olur bu sebeple de Kuru Çürüklük yapan mantar adını alır. Mantarın hüfleri, gelişmesi için gerekli suyu yapının herhangi bir yerinde bulup tuğlalardan nüfuz ederek tahrip edecek ahşap arar. İdeal büyüme koşullarında, mantarın üreme organı bir yıl içinde gelişir ve buradan milyonlarca pas kırmızısı renginde spor etrafa yayılır.
Kiler Mantarı (Coniophora puteana)
Kiler mantarı, rutubeti yüksek ahşaptan beslenen, ıslak çürüklük mantarlarından biridir. Ahşabın ağırlığının ve mukavemetinin azalmasına ve sonuç olarak çökmesine sebep olur. Islak Çürüklük mantarları, Kuru Çürüklük Mantarlarına nazaran daha fazla nem ihtiyacı duyarlar. Serpula Lacrymans‘in aksine, bu mantar, etli bir sporofor gövdesi değil, ince, zeytin yeşili, düz bir sporofor oluşturur. Ahşap yüzeyinin üzerinde karakteristik koyu kahverengi çatlaklar meydana gelir. Genellikle mahzenlerde veya sürekli olarak nemli olan yerlerde bulunur.
Beyaz Delikli Mantar ( Androdia Vaillanti)
Bu, ıslak yumuşak ağaçtan beslenen diğer bir ıslak çürüklük mantarıdır, sonuçta, ahşabın çökmesine sebep olur. Kuru Çürüklük Mantarlarına nazaran daha aşırı sıcaklıklara (27°C-36°C) toleranslıdır. Mycelium’u (hüf kitlesi), ahşabın yüzeyinin üzerinde, kar beyaz renkli yelpaze şekilli oluşumlar meydana getirir. Sporoforları ve sporları da yine açık renklidir. Kömür madenlerinde sıkça rastlanan bir mantardır ancak aynı zamanda, nemli binalarda da bulunur.
Beyaz Çürüklük Mantarları
Beyaz çürüklük yapan mantarlar, odunun esas yapısını meydana getiren tüm bileşiklerini, yani hem lignin hem de karbonhidratları tahrip etme kapasitesine sahiptirler. Teorik olarak odun hammaddesinin tümünü tahrip edebilmektedirler. Böylece çeperde incelme yeknesak bir şekilde olmakta ve hücre çeperinin tahribatı yeknesak bir şekilde ilerlemektedir. İki esas tipe ayrılmaktadırlar. Birinci beyaz tip çürüklükte sağlam odun içerisinde genellikle birbirinden ayrı boşluklar oluştuğundan, bu görünüşe Delikçikli Çürüklük adı verilmiştir. İkinci tip beyaz çürüklük mantarlarının hücre çeperinde oluşturduğu küçük delikçikler tedricen büyüyüp, sayıları artar, sonunda delikçikler birleşerek hücre çeperi kompleksini ortadan kaldırır. Böylece odunda çıplak gözle görülebilecek büyüklükte boşluklar oluşur. Beyaz çürüklüğe uğramış oduna çıplak gözle bakıldığında renk değişimi ve ağırlık kaybı dışında fazla bir değişiklik tespit edilmez.
BÖCEKLER
Mobilya Böceği (Anobium punctatum)
Bu ahşap kemiren böcek hem yumuşak hem de sert ahşaba hasar verebilir. Böceğin larvası, selülozu sindirerek ahşabı deler. Yaklaşık olarak 2 ila 6 yıl içinde bunlar, yetişkin böcekler haline gelirler. Yaz aylarında, 1-2 mm çapında karakteristik yuvarlak delikler oluşturarak dışarı çıkarlar. Çiftleşme sonrasında dişiler yumurtalarını (80 kadar), çatlaklara, dar boşluklara bırakırlar. Yumurtalar çatlar ve yeni bir nesil, yeni bir yaşam çevrimine başlar. Yaşam çevrimi, daha önce mantar tahribatına uğramış rutubetli ahşapta, 3 yıla kadar inebilir. Larvaları 1-2 mm çapında, 4-6 mm uzunluktadır.
Ölüm Saati Böceği (Xestobilum rufovillosum)
Bu ahşap delici böcek, mobilya kemiren böceğin akrabasıdır, ancak çok daha büyüktür. Larvaları 10 mm uzunlukta, uçuş deliği geniş ve yuvarlaktır, (2-3 mm çapında). Ortaya çıkan toz kabadır ve rulo şekillidir. Bu böceğin larvaları, genellikle bozunan meşe ahşabında bulunur ve yumurtadan yetişkine kadar olan hayat çevrimi 3 yıldan 10 yıla kadar olabilir. Kuru ve sağlam tahtada, larva, pupa haline gelmesi öncesinde 12 yıla kadar tünel açabilecektir. Birçok diğer delici böcekte olduğu gibi, tüm hasarı yapan, ahşaptan beslenen larvalardır. Sonuç olarak larva pupası böcek haline gelir ve bunlar ahşaptan dışarıya çıkarlar ve çiftleşirler, çevrim tekrar başlar. Dişi, 200 e kadar yumurta bırakır. Genelde, sadece sert ahşaba zarar verirken, bu ahşap delici böcek, yumuşak ahşabın bozulması ile beslenir. Böceğin başının sebep olduğu vurma, bahar aylarında, uçuş mevsiminde, bir çiftleşme çağrısıdır.
Bu böceğin kiliselerde bulunması, ona ölüm saati isminin takılmasına neden olmuştur.
Ev Teke Böceği (Hylotrupes bajulus)
Bu ahşap kemirici böcek, kurutulmuş yumuşak ahşaba zarar verir ve yumurtalarını, ahşabın çatlaklarına ve dar boşluklarına bırakır. Yumurtalar, 3 hafta içerisinde larvalara dönüşür. Larvalar, tünel açarak, bir gün içerisinde, kendi boylarına varan mesafede ahşabı imha edebilirler. Olgunluk dönemine yaklaştıklarında, yaklaşık olarak 35 mm uzunluğunda olduklarından, bu böceklerin sebep olduğu zarar inanılmaz olabilir.
Ev teke böceği larvası 3-10, uygun olmayan şartlarda 17 yıl, tünel açtıktan sonra, yetişkin böcek, çiftleşme mevsiminde ahşabı terk eder, geride 10 mm ye kadar uzunlukta ve 6 mm ye kadar genişlikte olabilen karakteristik oval bir uçuş deliği bırakır. Çiftleştikten sonra, bir böcek 200 e kadar yumurta bırakabilir. Bu böcek Avrupa, Rusya, Güney Afrika ve ülkemizde bulunmaktadır. Görüldüğü bölgelerde kullanılan tüm yumuşak ağaçlar uygun önkoruma işleminden geçirilmelidir. Ahşap rutubetinin % 28-30 olmasını ve 28°-30°’lik sıcaklıkları sever. Rutubet % 8’in altına indirilirse ölür.
Odun Oyan Bitler (Pentarhum huttoni ve Euophryum confine)
Rutubetli şartlarda kullanılan, çürümüş, yumuşak ve sert ahşapta görülür. Havalandırma imkânı az olan yer döşemeleri, mahzenler, kilerler ve rutubetli zemin ya da duvarla temasta olan yerlerde kullanılan ahşap özellikle hassastır. Yukarıda sayılan şartlarda kullanılan kontrplaklara da arız olurlar. Larvaları ağaç malzemede liflere paralel yönde çok sayıda tüneller açarlar. Tüneller çoğunlukla odun yüzeyine açılır. Pupa devresinden sonra malzemeyi terk ettiklerinde açtıkları uçma delikleri küçük, yaklaşık 1 mm çapında olup, deliklerin kenarı düzgün değildir. Ergin böceğin görünümü, mobilya böceğine benzediğinden, teşhiste dikkat edilmelidir. Sağlam kuru ahşabı tahrip etmediklerinden rutubet kaynağı kaldırılır ve mantarların arız olması önlenirse önkoruma işlemlerine gerek yoktur.
TERMİTLER
Genenelde ancak yanlış olarak “beyaz karıncalar” olarak tanımlanan termitler, ahşap oyucu böceklerin en yıkıcılarıdır. İngiltere’de görülmezler ancak Tropik Bölgelerde, ABD’de, Avustralya’da ve daha az bir oranda, Avrupa Kıtasında görülürler. Ahşaba ek olarak, canlı ağaçlara, ekinlere ve plastik ve kauçuk dahil diğer birçok malzemelere saldırırlar. Geniş olarak bakılırsa, iki ana grupta incelenirler:
Kuru Odun Termitleri (Kalotermes flavicollis)
Bunlar, tamamıyla ahşabın içinde çalışırlar ve genellikle, çok ciddi hasar meydana gelene kadar belirlenemezler. Tahribat, yumurtalarını, ahşap malzemeler ve mobilyaların çatlaklarına veya birleşim yerlerine bırakarak uçan yetişkinlerle başlar. Bu böcekler esas olarak, kıyı bölgelerinde bulunmaktadır.
Toprakaltı Termitleri
Bunlar yaygınlardır ve büyük tümseklerin içinde veya yaşlı ağaçların kütüklerinde yaşarlar. Kurumadan korunmak için çamur tünelleri inşa ederler. Bu çamur tünelleri, termit tehlikesinin büyük bir delilidir. Yeraltı termitlerinin en sık rastlanan üç grubu, ıslak ahşap termitleri (Termopsidae), nemli ahşap termitleri (Rhinotermitidae) ve yeraltında yerleşen termitlerdir.
kaynak: http://www.orsiad.com.tr/ahsap-ve-ahsabin-dusmanlari.html
Özellikle metropollerde yaşayan insanlar için şehir yoğunluğuna bağlı stres ve yorgunluk herkes tarafından bilinmektedir. Bunu biraz olsun hafifletmek isteyenlerimiz şehir merkezlerinden biraz uzaklara kaçarak kendilerine ait özel bir alan yaratmayı tercih ediyorlar.
Şehirden uzak bir bölgeye yerleşim ve ufakta olsa bir bahçeli eve sahip olmak ile herşey bitmiş sayılmıyor. Sizi şehir stresinden uzaklaştıracak bir kaç saatliğine de olsa yorgunluğunuzu atabileceğiniz sevdiklerinizle haftasonlarını ve uzun yaz günlerini değerlendirebileceğiniz peyzaj tasarımı ile gözünüzü yormayacak, sakinliği, dinginliği ve doğallığı hissedebileceğiniz özel tasarımları da değerlendirmeniz gerekmektedir.
Sizin için hazırladığımız görsellerle bahçenize uygun peyzaj tasarımları ve ahşap bahçe mobilyaları üzerine ufak bir fikir edinebilirsiniz.
**Önemli Not: Fotoğraflar alıntıdır…
Çocukların enerjilerini uygun şekilde harcayabilmeleri için oyun oynamaları gerekir. Çocuklar hayatile ilgili temel bilgileri oyunlardan edinirler. Ayrıca oynanan oyunların çocukların fiziksel ve psikomotor gelişimine etkisi vardır. Bahçeli bir eviniz var ise tercih edeceğiniz ahşap oyun evi ile çocuğunuza özel bir alan yaratma, önünde ayıracağınız ufak bir ekim, dikim alanı ile çocuğun doğayı öğrenmesi ve üzerinde biriken statik enerjiyi atması sağlanabilir.
Ahşap oyun evleri genellikle ithal çam ağaçlarından imal edilmektedir. İsteğe göre özel Afrika ağaçlarından da (sapelli, ıroko, vb.) yapılmaktadır. Fırınlanmış olarak nem oranının %12-16 arasında tercih ettiğimiz ithal çam ağacı isteğe göre kahverengi ve yeşil emprenye edilerek ağacın mantar ve böcek istilasına karşı uzun yıllar koruyucu görev görmesi sağlanır. Ayrıca en iyi ahşap dış cephe boyalarıyla da istenilen renkte boyanıp ahşabın UV ışınlarından ve olumsuz hava koşullarından uzun yıllar korunması sağlanır.
Oyun evleri istenilen ebatlarda özel proje ve tasarım çalışması yapılarak, sizlerin beklenti ve isteklerine en uygun koşullarda sunulmaktadır.
Ahşap oyun evleri malzemeleri, sizlerin istekleri doğrultusunda tasarımlarına uygun olarak atölyede hazırlanır. Yerinde montajı yapıldıktan sonra son rötuş boyası yapılır.
Önemli Not: Resimler Alıntıdır….
Laminasyon tekniğinde lamine oluşturmanın teknolojisi, kısaca küçük kesitli birçok tahtanın tabaka halinde birbirleri ile yapıştırılması ve hammadde odunun daha tasarruflu olarak kullanımı, başkaca, yapı elemanlarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin iyileştirilmesi olarak ifade edilebilir. Laminasyonda kural olarak, farklı ağaç türü, değişen tabaka (kat) sayısı, farklı boyutlar ve şekiller uygulanabilmektedir. Örneğin, büyük boyutlu lamine elemanlarda (kirişlerde), lamine (tabaka) kalınlıklarının 25,4 mm. ile 50,8 mm. arasında olması gerekirken, pencere doğraması üretiminde kullanılacak malzemede ise, uygulanan forma göre lamine kalınlıklarının 3,2 mm.’ yi geçmemesi gerekmektedir.
Laminasyonlu ahşap kirişler (LAK), kulanım yerine ve amacına göre düz yada değişik formlarda uygulanabilmektedir. Kemer şeklinde yapılan taşıyıcı elemanlarda dayanak noktaları arasında 152,5 m açıklık, düz lamine elemanlarda ise 42,7 m açıklık yapılabilmektedir. Bu açıklıklarda kullanılan lamine elemanın kesit kalınlığı 2,13 m’ yi bulmaktadır.
Düz kirişler genellikle kendisini oluşturan tabakanın yatık yada dikine olarak yerleştirilmesi ile imal edilmektedir. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi birden çok elemandan oluşan birleşik yapı elemanları, üretim yerinde monte edilebilir. Güzel biçim verilebilmesi, estetik olması, bakımının kolaylığı, montaj süresinin kısalığı nedeni ile LAK’ in birçok yerde kullanılmakta olup, en yaygın kullanım alanları aşağıda sıralanmış bulunmaktadır.
a. Köprü inşası, hipodrom, gemi kısımları,
b. Ahşap evlerin iç taşıyıcı elemanlarında,
c. Ahşap evlerin merdiven, tavan, duvar ve yer döşemelerinde,
ç. Okul, cami, alışveriş merkezi gibi yapılar,
d. Spor salonları, kapalı yüzme havuzu, kapalı tribün yapıları,
e. Büyük depo ve hangar yapımı, fabrika binaları,
f. Sinema, tiyatro, konser, teşhir ve gösteri salonlarının iç mekanlarında,
g. Konut, otel, bahçe mobilyası, pergola yapımı,
ğ. Kapı, pencere, pervaz ve lambri üretiminde,
h. Vagon ve karavanların duvar, tavan ve yer döşemelerinde,
ı. Hava ve deniz ulaşım araçlarının iç mekanlarında,
i. Doğrama profili olarak,
k. Çatı malzemesi,
l. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi yerlerde L.A.K.’ ler
ideal kullanım yeri olarak değerlendirilmektedir.
LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN ÇATIDA KULLANIMI
Hafif olmasına karşılık yeterli dirence sahip olması ve temele az yük vermesi nedeniyle ağaç malzeme büyük oranda kullanılmaktadır. Şekil 1 ve 2’ de çatıda kullanılan LAK’ler görülmektedir. Çatıda LAK’ lerin şu gibi kullanım yerleri bulunmaktadır. Mertek, Aşık (Mahya, Damlalık), Gergi, Baba, Bırakma Kirişi, Göğüsleme, Kuşak, Yastık, Dikme gibi çeşitli isimlerle değerlendirilmektedir. Uygulaması için; çivi, vida, bulon ve tutkal gibi birleştirme elemanları yada geçmeler kullanılır. Bu amaçla masif ahşap (yapıştırılmış) da değerlendirilebilir. Gerek asma ve gerekse oturtma çatılarda ahşap güvenle kullanılmaktadır. Ayrıca kafes sistemlerde de ahşabın değerlendirilmesi söz konusudur. Çoğunlukla kullanılan ağaç türü göknar, kayın, meşe, dişbudak, gürgen, ceviz ve sedirdir.
Almanya’da laminasyonlu ahşap kirişlerle fuar alanı yapılmıştır. Şekil 3’ de fuar alanı projesi, Şekil 4’ de fuar alanı inşaatı, Şekil 5’ de fuar alanın tamamlanmış hali görülmektedir.
LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN KÖPRÜ YAPIMINDA KULLANIMI
Lamine ahşap presin hareketli pistonları, hareketli alt kayıtları sayesinde istenilen boy ve genişlik ve kalınlıkta kavisli kirişler yapılabilmektedir. Bu kavisli kirişlerde Şekil 6’ da proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin nerelerde kullanılacağı görülmektedir.
Şekil 6. Proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin kullanım yerleri Şekil 7’ de köprünün yapılış aşaması ve Şekil 8 ve 9’da da köprünün tamamlanmış hali görülmektedir.
LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN DOĞRAMA PROFİLİ OLARAK KULLANILMASI
LAK’lerin en önemli kullanım alanlarından bir tanesi de doğrama profili olarak kullanılmasıdır. Dış cephede çeşitli atmosferik olaylara maruz kalan pencerelerde ve kapılarda kullanılacak ahşabın lamine edilmesi gerekir. Şekil 10’da lamine ahşap doğrama profili görülmektedir.
Şekil 11, 12 ve 13’ de görüldüğü gibi laminasyonlu ahşap kirişler pencerelerde kasa (telore), kanat, kayıt olarak; kapılarda ise başlık, seren, kayıt gibi isimlerle kullanılmaktadır. Şekil 14’ de lamine ahşap kirişin kapılarda kayıt olarak kullanılması görülmektedir. Sonradan ölçülerinde meydana gelebilecek daralmaları önlemek için özellikle bina içi kapı ve pencere laminasyonlu ahşap kirişler %8-10 rutubete kadar kurutulur.
Pencere doğramalarında genellikle çam, sedir, meşe, ladin, göknar ve bazı yabancı türler kullanılmaktadır. Bina içi pencere doğramalarında ladin; kapılarda ise göknar tercih edilir. Bina dışı kapılarda (dış ortam etkilerine maruz kalan) çam, sedir, meşe, dişbudak ve karaağaç kullanılmaktadır.
LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERE UYGULANAN BAĞLANTI DETAYLARI VE ELEMANLARI
Laminasyonlu ahşap kirişlerin üretiminde ürün formuna göre özel kalıpların kullanılması gerekmektedir. Kullanılan kalıplar seri imalat ilkelerine uygun olmalı, birleştirme anında kolayca ve pratik şekilde ayarlanabilecek sistemde tasarlanmalıdır.
Lamine olarak üretilen kiriş, kolon ve aşıklarda uygulama yerine göre metal bağlantı yardımı ile değişik birleştirme detayları uygulanmaktadır.Bununla ilgili detaylar Şekil 15’ de verilmiştir.
Burada;
a. Metal boru kolon üzerinde laminasyonlu kiriş birleştirme
b. Lamine kolon üzerinde U plaka ile kiriş birleştirme
c. Lamine kolon üzerinde T Plaka
d. Lamine kolon ve kirişin düz plaka ile birleştirilmesi
e. Kafes sistemlerde kiriş ve aşık bağlantısı
f. Lamine kolon ve kirişin L plaka ile bağlantısı
g. Lamine kolonun beton duvar üzerine bağlanması
h. Çatı sırtı bağlantı detayı
ı. Kiriş – aşık bağlantı detayı
i. Lamine kolonun beton zemine V plaka ile bağlanması
j. Lamine kolonun beton zemine L plaka bağlanması
k. Kiriş – aşık bağlantı detayı
l. Kavisli taşıyıcının hareketli mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’den daha fazla açıklıklarda)
m. Kavisli taşıyıcının sabit mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’ye kadar olan açıklıklarda)
n. Kavisli taşıyıcılarda boy birleştirme detayı
o. Lamine çatının taşıyıcı üzerine bağlanması
Şekil 16’da da laminasyonlu ahşap ile aşık bağlantısında kullanılan bağlantı elemanları görülmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bilindiği gibi ağaç malzeme, ilk çağlardan beri kullanım sayısı gitgide artarak insanların hizmetine sunulmaktadır. Odun hammaddesinin insan yaşamı alanında binlerce kullanım yeri olduğu bilinmektedir. Günümüzde, artan nüfusa paralel olarak ağaç malzemeden elde edilen ürünlerin tüketimi de artmıştır. Bu sonuç beraberinde odun hammaddesine duyulan gereksinimi artırmış ve sektörde bu soruna ilişkin birçok arayışlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biride masif ağaç malzeme yerine kullanılabilecek lamine ağaç malzemelerin üretimidir.
Masif ağaç malzemeden üretilecek olan yapı elemanlarının boyutları sınırlıdır. Fakat, laminasyon yöntemi ile istenilen boyutlarda üretim yapılabilir. Çok değişik stillerde ve sınırsız formda çalışma olanağı verir. Laminasyonda kullanılan ağaç malzemeler ince ve küçük boyutlu olduğundan, doğal yöntemle ekonomik olarak kurutulabilmektedir. Büyük boyutlu ağaç malzemelerin doğal olarak kurutulması kısa sürede yapılamadığındanek bir kurutma maliyeti gerektirir. Özellikle kavisli elemanlarda, kritik yükün meydana geldiği kesitlerde boyutlar diğer taraflara göre daha büyük yapılabilmektedir. Daha az direnç gerektiren yapısal elemanların iç katlarında teknolojik değeri düşük ağaç malzeme kullanılmasına olanak sağlanmaktadır. Uygulanan en boy birleştirme yöntemleri ile çok kısa boylarda ki ağaç malzemenin değerlendirilmesine olanak sağlandığından fire oranı azalmaktadır. Ayrıca, ağaç malzemenin bünyesinde bulunan kusurlarından temizlenerek kullanılmasını sağlar. Yapıştırıcı olarak kullanılan tutkalın su itici özelliği ve katların düzenlenmesinde ağaç malzemedeki yıllık halka konumlarının iç gerilmeleri dengeleyecek şekilde tasnif edilmesi, lamine ağaç malzemenin aynı cins mono blok ağaç malzemeden daha az çalışmasına neden olmaktadır.
Orman ürünleri endüstrisi sektörü, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde çok büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde dünya orman ürünleri pazarlarında, yeni teknolojilerin kullanılması, ürünlerin kullanım alanlarının genişletilmesi, pazarlarda yeni yapısal durumların ve rekabetin ortaya çıkması, ahşap artık ve malzemeye yeniden önem verilmesi gibi konular tartışılmaktadır. Dünyada ekonomik büyümenin devam edeceği, orman endüstri ürünleri üretiminin artacağı, yeni ürünlerinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin orman ürünleri endüstrisinin ihmal edilemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ahşap sektörü de
sürekli kendini yenileyen yeni ürünlerin üretimi ile teknolojiyi yakından takip ettiği anlaşılmıştır. Buna bağlı olarak laminasyonlu ahşap kirişlerin üretimi Türkiye de yaygınlaştırılmalı, üretimin hızlanması sağlanmalı ve yurt dışına ihracat edilmelidir.
Kaynak: Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:14
Selman KARAYILMAZLAR, Yıldız ÇABUK, İbrahim TÜMEN, Ayşe ATMACA
Ahşabın ısıl işlem görmesi ahşabın, en az 180°C ısıda, buharla korunarak pişirilmesidir. Buhar ahşabı korur ayrıca ahşapta oluşan kimyasal değişimleri etkiler. Su buharı kullanılarak yüksek ısılarda gerçekleştirilen termal işlem çevre dostu bir prosestir.
Termal işlem sonrasında, ahşabın birçok özelliği kalıcı olarak değişir. Kızgın buhar ile yapılan işlem sayesinde ahşap, boyutsal özelliklerini en iyi şekilde koruyacak yapıya erişir. Ayrıca, ahşabın ısıl izolasyon özellikleri işlem görmemiş halinden daha iyi hale gelir. Yeterince yüksek ısılarda gerçekleştirildiğinde bu işlem, ahşabın çürümeye karşı olan direncini arttırır. Ahşabın ısıl işlem görmesi mukavemetini az da olsa düşürmektedir. Uygulanan ısıl işlem neredeyse bütün ağaç çeşitlerinde gerçekleştirilebilmektedir. Isıl işlem ile üretilen renk tonları ahşap yüzeyine yağ veya pigmentler uygulanarak korunabilir.
Mukavemet Özelliği
Isıl işlemin, ahşabın eğilme mukavemet özelliği üzerinde etkisi vardır. Ahşabın mukavemeti ve yoğunluğu genellikle birbirini etkileyen özelliklerdir. Isıl işlem sonrasında Thermowood ahşabın yoğunluğu biraz düşmektedir. Düşük ısılarda yapılan işlemler, ahşabın esnekliğini arttırır (böyle ahşaplar iç mekanlar için kullanışlı olur). Yüksek ısılarda yapılan işlemlerde ise esneklik azalır (böyle ahşaplar ise dış mekanlar için kullanıma uygundur). Ahşabın esnemeye karşı mukavemetini test etmek için iki yöntem kullanılmaktadır: bir yandan çatlaksız materyale kısa bir çekme uygulanır. Diğer yandan doğal kusurlar içeren başka bir parçaya uzun çekme uygulanır. Test sonuçları, uygulama sıcaklığı 200 °C üzerine çıktığında, çam yapısının değiştiğini ve mukavemetin önemli ölçüde azaldığını göstermiştir.
Uygulama ısısının yanında, Thermowood ahşabın eğilme mukavemeti, ahşabın nem içeriğine de bağlıdır. Çünkü Thermowood ahşabın nem içeriği dengesi düşüktür, spesifik durumlarda içeriğindeki nem düşükken mukavemet değerleri işlenmemiş ahşaba göre yüksek olabilir. Thermowood ahşap, yüksek taşıma kapasitesi gerektiren projeler için tavsiye edilmemektedir. Teras, balkon, veranda, gemi güvertesi gibi dış mekan uygulamalarda kullanımı daha uygundur.
Thermowood ahşabın sertliği, işlenmemiş ahşap ile karşılaştırıldığında, uygulamaların yoğunluğuna göre gelişir. Özellikle iğne yapraklı ağaçlardan elde edilen ahşaplarda, geliştirilmiş sertlik, aşınmaya karşı direnci arttırmak gibi bir çok yarar sağlamaktadır.
Üstün Su Yalıtımı
Isıl işlem, ahşabın su geçirmezlik özelliğini arttırmaktadır. İçeriğindeki azaltılmış nem dengesine bağlı olarak, belirli hava koşullarına maruz kalan Thermowood ahşabın da nem oranı azalır. Diğer önemli avantajları, gelişmiş boyutsal kararlılığı ve hava sıcaklığı, ahşabın nemi, güneş ışığı gibi fiziki koşullar ahşapta fiziksel stres oluşturan etkenlerdir. Bu koşullardan etkilenmemesi sayesinde dış mekan uygulamalarında kullanıma uygundur.
Havadan veya yağmurla gelen bakterilerin oluşturduğu safsızlıklardan dolayı işlenmemiş ahşapta küflenme olabilir. Thermowood üzerinde küf oluşabilir ancak yalnızca yüzeyde oluşur, ahşabın içine nüfuz ederek zayıflamasına neden olmaz. Silinerek, yıkanarak veya kazınarak ahşaptan uzaklaştırılabilir.
Bir çok doğal materyalde olduğu gibi, güneş ısığından gelen UV ışınları Thermowood ahşabın rengini değiştirmeye elverişlidir. Ahşabın direkt güneş ışığına maruz kalması zaman içerisinde koyu kahve renginde değişikliğe yol açabilir. Yapılan testlerde öncelikle rengin açıldığı gözlenirken, 2-3 yıl içerisinde griye dönebilir.
Uygulama yapılan alanda üzerine koruma uygulanmadığında, içeriğindeki azaltılmış nem ve neme bağlı boyutsal kararlılığına rağmen, UV ışınları ahşap üzerinde küçük çatlaklara neden olabilmektedir. Bu çatlakların sayısı, işlenmemiş ahşapta bulunan çatlak sayısına eşdeğerdir.
5 yıl hava koşullarından kaynaklanan stres denemeleri göstermiştir ki; Thermowood ahşabın nem içeriği, işlenmemiş ahşaba oranla %50 daha düşüktür. Yüzey giydirme maddeleri pigment içermez.
Isıl işlem görmüş ahşap, görmemiş ahşaba göre daha iyi boyanır. 5 yıl boyunca devam eden testler, vulkanize ve su bazlı akrilik boyaların foksiyonlarının işlenmiş ahşap üzerinde, işlenmemiş ahşaba göre daha başarılı olduğunu göstermiştir. Bu boyalar ile boyanan işlenmiş ahşapta soyulmanın çok az olduğu belirlenmiştir.
Dış cephe boyaları Thermowood üzerinde daha iyi sonuçlar vermektedir. Thermowood için en iyi yüzey giydirme sistemi, astar yağı içeren ve solvent bazlı alkid boyalar ya da su bazlı akrilik son kat boyalarıdır.
Üstün Çürüme Direnci
Isıl işlem ahşabın çürüme direncini önemli ölçüde arttırmaktadır. Çürüme direncinin artışı, ahşap hücrelerinin kimyasal yapılarının değişimine dayanmaktadır. Isıl işlem ile hemiselülozların hidrolizi ve sayılarının azalmasının sonucu olarak asedik asit oluşmaktadır. Bu sayede, çürümeye neden olan mantar ve böceklerin beslenmesini sağlayan maddeler büyük ölçüde yok olur ve ısıl işlem görmemiş ahşaba göre çürümeye karşı daha dayanıklı olur. Düşüh Ph seviyesi de çürümeyi yavaşlatan etkenler arasındadır. Standard EN 113’e göre yapılan testlerde, ısıl işlem görmüş ahşabın çürüme hızının düşüklüğü cesaret vericidir. Çürüme testleri, laboratuar ortamında 8.,16. Ve 32. Haftalarda gözlenen ahşap ağırlık kaybı vb. özelliklerin ölçüldüğü testlerdir.
Aynı zamanda ısıl işlem görmüş ahşabın, biyolojik dayanıklılığı 5 yıldır saha çalışmalarında da gözlenmektedir. Yapılan saha çalışmaları şunu kanıtlamıştır; ısıl işlem görmüş ahşapların çürüme direnci, bugünkü AB sınıfı çam ahşaplardan %70 daha iyidir. Test sonuçları, ısıl işlem görmüş ahşabın diş mekanlarda kullanıma uygun olduğunu göstermektedir. Hava koşullarından çok etkilenen mekanlarda Thermowood ahşap, ısıl işlem görmemiş ahşaplardan daha kullanışlıdır. Çürüme direncinin artması için ahşabın 200°C’de pişirilmesi gerekmektedir.
Nem İçeriği Dengesi
Azaltılmış nem içeriği dengesi, Thermowood için yeni uygulama olanakları üretir. Thermowood, uygulama alanında nemden kaynaklanabilecek şişme ve büzülme gibi sorunları minimuma indirir. Örneğin, Thermowood kullanılan yazlık ev zeminlerinde, ahşaplar arası boşluk oluşmamaktadır.
220 C’lik yüksek sıcaklıklarda işlem görmüş ahşapların nem içeriği, diğer yöntemlerle üretilen ahşaplara göre yarı yarıya azdır. Ahşabın nem değeri, havanın neminin artışına oranlı artma gösterir.
Thermowood’un içeriğinde düşük neme sahip olması, çürümeye karşı direncinin de fazla olduğu anlamına gelmektedir. Pratikte havanın içerdiği nem, thermowood’un nem dengesini arttıramaz. Böylelikle çürümeye neden olan mantarlar barınamaz. Havadaki nem %90’dan fazla olsa bile, Thermowood’un içerdiği nem %15 civarında kalır. Mantarların ahşap üzerinde yaşayabilmesi için en az %20 nem oranı gerekmektedir.
Azaltılmış Neme Bağlı Boyutsal Kararlılık
Ahşaptaki boyutsal kararsızlığa neden olan havadaki nem oranının etkileri, ısıl işlem görmüş ahşapta, diğer ahşaplarla karşılaştırıldığında %20-90 oran aralığında azalır. Ahşabın düşük büzülme eğilimi, düşürülmüş nem içeriği dengesi ve absorbsiyon hızının azalması boyutsal kararlılığı arttırır. Thermowood ahşabın her mevsimde boyutsal kararlılığı, ısıl işlem görmemiş ahşaba göre daha iyidir.
Thermowood ahşapta oluşan önemsiz derecede küçük nem ile ilgili boyutsal değişiklikler ahşaptaki hemiselülozların bozunmasına dayanır. Hemiselülozların bozunması, bir miktar su tutma özelliği olan hidroksil grubunun indirgenmesi ile birlikte ahşabın daha kararlı hale gelmesini sağlar.
Bu işlemden sonra, Thermowood ahşabın nem içeriği değişse bile, ahşabın boyutunun değişmediğini görülmüştür. Thermowood ahşabın nem kaynaklı boyutsal değişimi, ısıl işlemin yoğunluğunun artışı ile azalır.Örneğin 190°Csıcaklıkta, nem kaynaklı boyutsal kararsızlık, işlem görmemiş ahşaba göre %20 oranında indirgenir. Isıl işlemin ardından ahşap dış mekan kullanımına uygun hale gelir, işlem sıcaklığı 210-220°C’lere çıktığında ise %40-50 civarında indirgenme olur. Boyutsal kararlılığın çok önemli olduğu ahşap endüstrisinde, Thermowood ahşabın boyutsal kararlılığı, uygulamada çok önemli avantajlar sağlamaktadır.
Thermowood ahşaplar, havadaki nem ve sıcaklık değişimlerine karşı ön görülen boyutsal kararlılık konusunda mükemmel uygulama olanakları sağlar.
Uygulama sırasında ve son kullanıcı için önemli ölçüde yarar sağlayan, azaltılmış şişme ve büzülme oranıyla Thermowood ahşap; ahşap ürün endüstrisi için, inşaat malzemesi, kapı ve cam çerçeveleri olarak yeni bir seçenek sunmaktadır. Ahşabın boyutsal değişiminin azalmasına ve kullanım sırasında oluşan eğriliğin oranına ısıl işlemin etkisi açıkça gözlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, koruyucu ile kaplanan ve kaplanmayan Thermowood ahşap, boyutsal özelliklerini aşılanmış ve ısıl işlem görmemiş ahşaba göre daha iyi korur.
Son olarak, azaltılmış nem kaynaklı boyutsal değişim ile ilgili olarak, işlenmemiş ahşapla karşılaştırıldığında azaltılmış kuruma gerginliği bir artı olarak eklenebilir. Bu, ahşabın bölünen parçalarında ve marangozlukta avantaj sağlamaktadır.
Renk Değişimleri
Termal ahşabın gösterdiği renk değişimleri planlama ve iç mekan dekorasyonlarında yeni çözümler için temel sağlar.
Termowood renk değişimini ısıl işlemin süresi ve ısısı etkilemektedir. Ahşabın yapısındaki ligninin bozulmasının sonucu olarak renk değişimi meydana geldiğinden yüksek ısılarda, bozunan ligninle doğru orantılı olarak koyu bir görünüm oluşur. Renk değişimi bütün ağaç türleri için neredeyse aynıdır. Isıl işlem, ahşabın rengini her noktada aynı tonda değiştirmektedir.
Ahşap ürün endüstrisinde ham madde ve yüzeye uygulanan çözeltiler birbirine benzerdir. Darbe ve çizilmeler renklendirme işleminde problem oluşturabilir. Isıl yöntemle renk verme işleminde uygulanan ısının şiddetine, süresine ve yüzey kaplama malzemesine bağlı olarak final tonuna ulaşılır.
Ahşabın rengini koruması için güneş ışığının UV ışınlarından korunması gerekir. Thermowood’un yüzey kaplaması olmadığı sürece, tüm ahşap malzemeler gibi UV ışınlarından etkilenerek solar ve grileşmeye başlar. Kozalaklı ağaçta, kısa ve uzun vadede renginin tutarlılığı ve yoğunluğu normal olarak değişir.
Ahşapların son kullanım amacına uygun olarak her parti üründe aynı ton yakalanabilmektedir.
Binaların ışık almasını ve havalandırılmasını temin etmek maksadıyla, duvarlara bırakılan pencere boşlukları, camlı bir çerçeve ile kapatılır. Bunlar ilk bakışta göze çarptığından yapının mimarî güzelliğini etkiler. Bu nedenle uygun şekilde ve biçimlerde tertiplenmeleri gerekir.
İmar yönetmeliklerine göre pencere genişlikleri, oda döşeme alanının en az 1/10 kadarı alınır. Pencerenin döşemeden yüksekliği, (pencere altı) oda ve salonun kullanma şekline, manzara durumuna göre değişik tertiplenir. Bu yükseklik normal oturma odaları pencerelerinde 0,78 m. manzaralı odalarda 0,50 m.dir. Büro pencerelerinde 1,0 m, mutfak pencerelerinde 1,25 m, arşiv pencerelerinde 1,50 m, vestier encerelerinde 1,80 m.ye kadar çıkarılabilir. Balkon pencerelerinde de hiç konmayabilir. Pencereler genişliğe göre, tamamen veya kısmen açılabilen kanatlardan teşekkül eder.
Pencereler, hangi şekillerde yapılırsa yapılsın umumiyetle üç ana parçadan oluşur.
Bunlardan birincisi telöre, ikincisi pencere kanadı, üçüncüsü ise pervaz’dır.
1. Telöre : Pencere kanatlarını tutan ve bunları duvar boşluğuna tespit eden sabit çerçeve kısmına denir. Ekseriya 4 – 4,5 cm. genişliğinde, çam kerestesinden yapılır ve duvar kenarlarına yerleştirilen ağaç takozlara tutturulur. Pencere aralıklarından sızan yağmur sularının içeriye akmamaları için telöre alt başlığına, üzeri oluklu parapet tahtası ilave edilir.
2. Pencere Kanadı : Pencerenin cam takıldığı sabit ve hareketli kanatlarını teşkil eden kısımdır. Hareketli kanatlar, içeriye veya dışarıya doğru açılır. Kar ve yağmur sularının içeri girmemesi için alt tarafa yağmurluk denilen bir tahta çakılır. Sabit kanatlar, üzerindeki camın dış taraftan kolaylıkla silinebilmesi için, uygun detaylarla tertiplenmesi icap eder.
3. Pervazlar : Telöre (Pencere anası), duvardaki takozlara tespit edildikten sonra, arada kalan boşlukları kapatmak maksadıyla kapılarda olduğu gibi pervazlar konulur. Bu pervazlar kapılarda hem ön ve hem arka köşelerde iki taraflı olarak tertiplendiği halde pencerelerde, ekseriya sadece iç kısımlara takılır ve köşeler, kapı pervazlarında olduğu gibi birleştirilir.
Pencere Açılış Şekilleri
a. Yana Açılan Pencereler : Pencereler normal olarak yana doğru, içeri veya dışarı istikamette açılırlar. Menteşe ile telöreye bağlanan kanatlar, menteşe ekseni etrafında döndürülmek suretiyle hareket ettirilir.
b. Sürme Pencereler : Kanatları yatay ve dikey olarak açılan pencerelere sürme pencereler adı verilir. Yatay olarak sürülen kanatlar, kızak veya makaralar üzerinde yürütülerek hareket ettirilir. Düşey sürülenler ise el veya yukarıya takılan makaralar yardımıyla açılır, kapanır.
c. Döner Pencereler : Bu tip pencereler, ortaya konan bir mil ile, kanadı bu eksen etrafında sağa – sola (düşey) veya yukarı – aşağı (yatay) döndürülmek suretiyle açılıp, kapanması sağlanır. Fazla soğuk iklimlerde veya hâkim rüzgara marûz mıntıkalardaki oturma odaları, salon vs. gibi yerlerin pencereleri, 0,10 – 0,15 m. aralıkla çift pencere şeklinde tertiplenir. Böyle pencereler hava cereyanına imkân vermedikleri gibi toz ve gürültünün de içeriye sızmasına mâni olur.
Pencere, Kepenk ve Panjurlar
Eve güneş, soğuk, yağmur ve rüzgarın girmesine mâni olmak, aynı zamanda hırsıza karşı korunmak maksadıyla pencerelere kepenk pancur ve Stor’lar yapılır. Bunlar m2 olarak imal olunur ve takılır.
a. Kepenkler : Daha ziyade kır, köy ve dağ evlerinde kullanılır. Kuşaklar üzerine çakma kanatlarla dışa takılır. Dışarıyı görmek ve hafif aydınlık almak için kanatlarda ufak delikler bırakılır.
b. Panjurlar : Sayfiye ve şehir evlerinde pencerelere, kepenk yerine pancurlar takılır. Bunlar ağaç malzemeden olduğu gibi, bazı firmalar tarafından çok çeşitli biçimlerde plastik malzemeden de yapılmaktadır.
c. Storlar : Bilhassa özel surette yapılan resmî binalarda pencereler, güneşten kepenk ve pancur yerine dar ve ince çubukların birbirlerine bağlanmasından meydana gelen storlar kullanılır. Çok muhtelif şekillerde yapılan storlar, pencerenin üstüne yerleştirilen bir kutu içindeki bir mile sarılarak toplanır. Aynı zamanda pencerenin iki kenarına uzatılan demirlerin desteklerine yaslandırılarak açılan storlar, çok güneşli günlerde havalandırmayı da sağlar. Bu hareketlerinden dolayı bu tip storlara projektörlü stor adı verilir.
d. Jaluziler : Odaya güneşin girmesini önlemek maksadıyla binanın iç kısmına takılan paletli perdelerdir. Plastikten çeşitli renklerle yapılır. Aşağı – yukarı hareket ettirilir. Özel tertibatlı paletlerin döndürülmesiyle, ışık düzeni sağlanır.
Mekanların aydınlatılması, havalandırılması ve estetik görünüm sağlaması amacıyla yapılan kasa ve kanattan oluşan yapı elemanıdır.
Çeşitleri
1- Tek kanatlı pencereler
2- Çift ve çok kanatlı pencereler
3- Yatay menteşeli pencereler
4- Döner pencereler
5- Sürme pencereler
6- Çift yüzeyli pencereler olmak üzere sıralanırlar
Ahşap Doğramalarda Kullanılan Kereste Çeşitleri
1- Yerli Keresteler
a- Sarı çam, kızıl çam, kara çam
b- Köknar.
c- Sedir.
2- Yabancı Keresteler
a- Sibirya çamı.
b- Sapelli, sipo, tiama, acajou, ıroko, ayous, limba
AHŞAP DOĞRAMANIN AVANTAJLARI
• İlk olarak haşerelere karşı insan sağlığına zarar vermeyen kimyasallarla korunuyor. Pencerelerin ömrü 80 ile 150 yıla kadar çıkabiliyor.
• Yangın tehlikesine karşı özel koruma sistemi var. Üstelik cilalar ve boyalar sayesinde yanma özelliği minimuma indiriliyor.
• Yerinde söküldükten sonra az bir zayiatla tekrar kullanılabilir.
• Yapılan araştırmalara göre ahşap; insanla birlikte soluk alıp, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkiler oluşturuyor.
• Ahşap çok hafif bir malzeme olduğu için bina temeline daha az yük iletilir.
DEZAVANTAJLAR
• Ahşap sıcakta çeker.
• Homojen bir malzeme değildir ve bu yüzden mukavemeti lif doğrultusunda değişebilir.
• Rutubete maruz kalması mantarlaşma riskini arttırır.
• Yanıcıdır ve yanan yerin bir daha kullanımı mümkün değildir.
• Mukavemeti düşüktür
Ahşap, insan hayatında önemli yer tutan bir malzemedir. İlk çağlardan beri kullanılan bu malzeme, su ve toprak gibi vazgeçilmez doğal kaynaklar arasındadır. Ancak teknolojik gelişmelerin metalleri ve bazı kimyasal bileşimleri endüstriyel olarak kolayca işlenebilir hale getirmesi, ahşap sanayisini oluşturamamış ülkelerde ahşaba olan ilgiyi azaltmıştır. Ancak Amerika ve Avrupa ülkelerinde ahşap ev inşaatlarında, kapı ve pencerelerde son derece yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Doğramalar; yapılardaki hava, ışık, görsel ilişki ve mekanlar arası bağlantıyı sağlama işlevleri ile yalıtım, güvenlik ve denetimi birlikte yerine getirmek durumunda olan yapı elemanlarıdır. Konut, hastane, büro, okul, alış-veriş merkezi gibi farklı yapıların fonksiyonlarına göre değişik duvar yapısı ve aydınlatma ihtiyacı vardır. Bu amaçla, doğrama malzeme ve sisteminin seçimini etkileyen; güvenlik, denetim, yalıtım, mimari estetik ve maliyet sınırlamaları gibi bir çok husus bulunmaktadır.
Kapı-Pencere Yapımında Kullanılacak Ağaç Türü Odunlarının Seçimi
Kapı pencere yapımında kullanılacak ağaç malzemenin seçiminde genelde özellikle ağaç malzemenin direnç, çalışma, dayanıklılık, yüzey işlemlerine ve tutkallamaya uygunluk gibi özellikleri gözönünde tutulur.
• Kapı ve pencerenin hareketli kısımlarının dikliğini korumak için ağaç malzemenin içine konulan elastikiyet modülü düşük olmamalıdır.
• Artan sertlik derecesi ile kapı ve pencere elemanlarının kenarlarının çarpmaya karşı direnci artar.
• Ağaç malzemenin “çalışmasının çok” olması nedeniyle ağaç malzemenin birleşme yerinin dayanıklılığı, sızdırmazlığı ve yüzey işlemlerinin
sağlamlığı azalır. Bu nedenle doğrama malzemesi “çalışması az” ağaç türlerinden olmalıdır.
• Mantar ve böcek etkilerine dayanıklı olmalıdır. Ağaç malzeme, böcek ve mantar etkilerine karşı doğal olarak dayanıklı değil ise, emprenye
edilebilme niteliğine sahip olmalıdır.
• İşlenme ve tutkallanma özelliği iyi, çivi ve vida tutma kabiliyeti yüksek olmalıdır. Özellikle yapraklı ağaçlarda yarılmalara engel olmak için
vidalama ve çivilemeden önce ön delikler açılmalıdır.
• Yüzey işleme maddelerini iyice bağlamalıdır.
• Macun, metal ve sentetik maddelere karşı uyumlu olmalıdır.
• Kullanılan ağaç malzemenin rutubet miktarı, büyüme özellikleri, kesiş şekli, işlenme türü, dış koşullara karşı korunması gibi özellikleri de kapı ve pencere yapımına uygun olmalıdır.
Pencereler doğrama, kasa ve camdan oluşmaktadır. Doğrama ve kasaların ahşapta genellikle teknik kurutulmuş keresteden yapılmaları gerekmekle beraber, ülkemizde buna gereken önem verilmediğinden deformasyonlar yaşanmaktadır.
Birinci sınıf ağaçlardan seçilerek uygun nem oranına getirilene kadar elektronik fırınlarda tutulan ahşaplar masif olarak veya iki-üç kat lamine, edilerek doğrama profilleri haline getirilir. Doğramalar alışılagelmişin dışında düzgün bir yüzeye getirildikten sonra emprenye edilir. Ön koruma işleminden geçen ahşap, PVC, alüminyum, beton ve çelikten daha dayanıklı ve uzun ömürlü hale gelmektedir. Dolayısıyla, çürümez, korozyona uğramaz, hava şartlarından, böcek ve mantarlardan etkilenmez, zamanla eğrilip bükülmez ve üzerinde yüzey çatlakları
oluşmaz. Ön koruması yapılan ahşap 60 yıl dayanabilmektedir.
Ahşap pencerelerde dikkat edilecek ilk husus kullanılan yer ve bölgeye göre uygun ve kaliteli ağaç türünün seçimidir. Hava koşullarının sert olduğu bölgelerde dayanıklı ve kusur oranı düşük ahşap cinsleri tercih edilmelidir. Doğrama yapılacak ağacın cinsi ve kalitesi önemlidir ancak, bu tek başına yeterli değildir. Ağacın işlenme yöntemi de kaliteyi etkileyen bir faktördür. Ağacın işlenmiş masif olarak kullanılması durumunda radyal yıllık halkaların dar olması gerekmektedir. Radyal çizgiler ağacın dönme, bükülme ve hatta boya uygulamalarında yüzey sorunlarını da beraberinde getirdiğinden risk taşımaktadır.
Pencere doğraması olarak kullanılacak ağaç malzemenin yüksek kalitede, mantar ve böcek tahriplerine karşı dayanıklı, çalışma (rutubete bağlı olarak meydana gelen boyut değişmesi) değerleri düşük, rutubetinin %12±3 arasında olması gerekmektedir. Ayrıca, yıllık halkaların (ibreli) ağaç türlerinde dar ya da orta genişlikte, yapraklı ağaç türlerinde ise geniş olması tercih sebebidir.
Pencerelerin takıldığı yerde en uzun sürede deforme olmadan ve estetik bir şekilde durabilmesini sağlamak için, günümüz teknolojisi sağlıksal açısından olumsuz unsurlar taşımayan emprenye, su bazlı renklendiricili ve vernikler kullanarak yapılan üretimden kaliteyi olumlu etkileyen bir sonuç elde etmektedir. Bu tür malzemeler ahşap pencerelerde ilk etapta maliyetleri biraz yukarı çekecek ancak uzun vadede toplam maliyetlerin düşmesine yol açacaktır.
Ahşap pencerelerin sabit bölümü olan kasanın tipi pencerenin ağırlığına, bağlanacağı duvarın şekline ve pencerenin konstrüksiyonuna bağlı olarak; telaro, blok, derin ve karma kasa olarak uygulanabilir. Bu tip masif ahşap kasalarda birleştirme şekline, emniyetine ısı, ses ve rutubet izolasyonuna dikkat edilmelidir.
Ahşap pencerelerde özellikle yüzey işlemlerinden önce konstrüktif koruma önlemlerinin önemi her geçen gün artmaktadır. Çeşitli ülkelerde bu konuda standartlar hazırlanmış bulunmaktadır. Bu standartlara göre pencerelerde ağaç malzemenin korunması aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır.
Yapıyı oluşturan mekanların birbiriyle ve dış mekanla bağlantısını ve ilişkisini sağlayan doğramalar (kapı ve pencereler); gerek boşluğun kuruluşu gerekse doğramanın gerçekleştirilmesiyle çağlar boyunca yapı geleneğindeki değişimlerin başında yer almıştır. Kullanılan malzeme ve yapım özellikleri açılarından şantiye dışında üretilen ilk yapı elemanı kapı ve pencere doğraması olmuştur. Özel durumlar dışında mimarlarca özgün şekilde detaylanan doğramalar, önce marangozhanelerde, sonraları çeşitli donanımlarla zenginleşen atölyelerde,
daha sonraları da seri üretim ve stoklara yönelen doğrama fabrikalarında üretilmiş, kullanıma hazır bir durumda yapıya getirilerek monte edilmeye başlanmıştır.
Doğramada Ahşap Malzemenin Avantajları
Ağaç malzeme, değişik renk ve görünüşe sahip olması, el aletleri ve makinalarla kolayca işlenebilmesi, çivi, vida ve tutkal gibi malzemelerle istenildiği şekilde birleştirilebilmesi, özgül ağırlığının düşük olmasına rağmen direncinin yüksek olması, kusurlu malzemenin yenisiyle kolayca değiştirilebilmesi, boya ve cila ile çok daha çekici hale gelebilmesi, bulunabilir ve ucuz malzeme olması nedenleriyle doğrama yapımında kullanılmaktadır.
Ahşabın doğrama malzemesi olarak kullanılmasının avantajları aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
• Doğal malzeme olması,
• Kolay işlenmesi,
• Boya ve vernik gibi yüzey işlemleri ile estetik değerinin artırılabilmesi,
• Gerekli ön koruma işlemlerinden geçirilmiş ise ahşap doğrama uzun ömürlüdür,
• Isı yalıtım niteliği yüksektir. Ahşap doğrama her iklim koşulunda daima en yüksek ısı yalıtım özelliğine sahip yapı bileşenidir. Örneğin; metal doğramalarda ısı yalıtımı için ek donatım gerekmekte, oysa ahşapta hiçbir ekstra masraf yapılmadan ısı yalıtımı sağlanmaktadır. Bu özellik nedeniyle ahşap tüm ulusların yapı standardizasyon sistemlerinde kolayca kabul edilmektedir,
• Doğru şekilde yapıldığı takdirde hava ve su geçirmez,
• Yük taşıma kapasitesi en yüksek pencere doğramasıdır,
• Ses yalıtım kapasitesi yüksektir,
• Genleşme katsayısı düşüktür,
• Fiyatı ucuzdur,
• Bakım ve onarımda kalifiye işçilik zorunlu değildir,
• Ahşap doğrama kullanımı geri dönüşebilirlik, üretim esnasındaki enerji döngüsü ve insan sağlığı açısından bilinçli bir çevreciliğin göstergesidir.
Bugün dünyada kullanılan bütün malzemeler çevre sağlığına etkilerinin olumlu veya olumsuz olması ile değerlendirilmektedir. Bu amaçla, üretimden tüketim aşamasına kadar her aşamada doğayı kirletmesi, üretimi için gerekli enerji miktarına bağlı olarak çevrede sebep olduğu üretim ve tüketim artıklarının çıkarabileceği gazlar, malzemenin tekrar kullanılabilmesi gibi kriterlerin ışığında yapılan ahşap, PVC ve alüminyum doğramaların ekolojik uyum değerlendirme sonuçlarına göre ahşap en yüksek PVC en az puana sahiptir.
Doğramada Ahşap Malzemenin Dezavantajları
Ağaç malzemenin yanıcı olması ve bünyesine su alarak çalışması gibi özelliklere sahip olması ahşap için bir dezavantajdır. Fakat bunlar günümüzde bir takım işlemlerle giderilmektedir.
Bazı özellikler dışında, ağaç malzeme doğrama yapımı için en uygun malzemedir ve bir doğramadan beklenilen özellikler bakımından en yüksek performansa sahiptir. Fakat ahşap doğramanın da dezavantajları vardır. Bunlar genellikle üretimdeki hatalardan ve ahşap doğrama sektöründeki eksikliklerden kaynaklanmaktadır.
Ahşap, peyzaj mimarlarının önemli yapı materyallerinden birini teşkil etmektedir. Fiziksel (çalışma, ses ve ısı yalıtımı) ve mekanik özelliklerinin alternatif olan diğer materyallere nazaran daha yüksek olması, kolay işlenebilmesi, renk, form ve doku çeşitliliği, çevreye dost bir malzeme olusu, doğa ile uyumlu bir ahenk oluşturması ve maliyetinin düşük bulunması ahşabın peyzaj mimarisinde tercih edilme sebeplerinin en basta gelenlerini oluşturmaktadır. Günümüzde gazebo, pergola, köprü, merdiven, çocuk oyun elemanları, döşeme, bank, çiçeklik, çöp kutuları, vb. peyzaj donatı elemanlarında ana ve yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; peyzaj mimarlarının ahşabı kullanım alanları ve tercih sebepleri araştırılmıştır. Bu amaçla tasarım ve uygulama alanında çalışan peyzaj mimarları ile anket yapılmıştır.
Sonuç olarak ahşabın peyzaj mimarisinde her zaman vazgeçilmez ve alternatif bir öge olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca peyzaj mimarlarının %97.5’i ahşabı kullanmaktadır.
GİRİŞ
Ahsap, insanlık tarihinin ilk dönemlerinden günümüze kadar barınak, yapı malzemesi, yakıt, silah, ulasım (köprü, gemi.) ve çesitli araç-gereçlerin üretiminde kullanılmıs ve kültürlerin gelisimine katkıda bulunmus dogal bir kaynaktır. Ahsap, insan yapısı ile uyumu, nefes alma özelligi ile radon gazı konsantrasyonunun çok düsük olması, hafifligi, depreme karsı dayanıklılıgı, tasıyıcılık ve statik açıdan hesaplanabilir yüksek degerlere sahip olması, yangına karsı yüksek direnci ve yangın esnasında uzun süre tasıyıcılık özelligini kaybetmemesi, ısı, ses, ısık yalıtımı ve diger fiziksel özellikleri ile insan için en konforlu yapı malzemesidir. Ahsap, geleneksel ve çagdas her türlü tasarıma cevap veren, görsel ve estetik açıdan her türlü detay ve tasarımı destekleyen özelliklere sahiptir. Ahsap, islenmesi en kolay malzemelerden biridir. Tasarımdaki kısıtlamaları ortadan kaldırabilen, en noktasal detaylarda dahi sasırtıcı güzellikte etkilere ulasabilen, her türlü tasarımı kolaylıkla destekleyebilen, ayrıca, diger tüm yapı malzemeleri ile hem teknik, hem de estetik olarak uyumlu ve sorunsuz kullanılabilen bir malzemedir. Çogu zaman sorun olan baglantı detayları, ahsap söz konusu oldugunda, çözüm getiren ek detaylarla çok daha etkili ve estetik hale gelebilmektedir. Böylelikle tasarımdaki görsel zenginlik ve süreklilik kolaylıkla saglanmaktadır. Renk, doku ve fiziksel özelligi ile insan üzerinde olusturdugu olumlu psikolojik etkisiyle, dogayla uyumlu ve konforlu yasamlar sunan tasarımların olusmasında etkili olabilmektedir.
Ahsap malzemenin peyzajda kullanımı, özellikle dogal ve geri dönüsümlü bir yapı malzemesi olması, dogaya uyumu, tasarımda esneklik saglaması, kullanım kolaylıgı (sökülüp yeniden kullanılması, sistem içindeki parçalarının degistirilebilmesi, vb.) fiziksel ve mekanik dayanımının yüksek olmasına ve ahsabın diger donatı yapı materyalleriyle kolaylıkla ve estetik olarak kombine olmasına dayanmaktadır. Ahsap bu özellikleri ile çok çesitli peyzaj donatı elemanlarında (pergola, gazebo, çit, korkuluk, duvar kaplama, bank, çöp kutuları, vb.) yapı
materyali olarak kullanılmaktadır.
Ahsap her devirde, islenilebilirligi, dogallıgı ve dogaya uyumu ile tercih edilmistir. Ahsap, kerestenin sınırlı olarak kullanıldıgı tas ve kagir yapı kültürlerinde bile pergola, gölgelik ve diger bahçe elemanlarının yapımında kullanılmıstır. Özellikle hafif olması, kolay islenmesi, elastik olması ve uzun mesafelerde tek parça olarak kullanılabilirligi tercih edilebilirligini arttırmıstır. Ancak kolay temin edilmesi, barınak ve ulasımda (köprü, gemi, kayık yapımı) yogun kullanımı ahsabın hızla tükenmesine neden olmus ve bunun neticesi olarak bir zamanlar Akdeniz Bölgesinde yogun olarak kullanılan ahsap peyzaj donatı elemanları azalmıstır.
Ahsap malzemenin peyzajda kullanımına iliskin tarihi dönemler incelendiginde birçok medeniyette ahsabın kullanıldıgı görülmüstür. Eski Mısır Medeniyeti döneminde (MÖ 3000 – MÖ 333) ahsap malzeme, gölgelik amacı ile yapılan pergolalarda kullanılmıstır. Roma Medeniyetleri döneminde (MÖ 753 – MÖ 395) ahsap, kereste olarak öncelikle gemi ve benzer ulasım araçlarında kullanılmıstır. Ancak tepelik yerlesim alanlarındaki villa bahçelerinden, meyve ve süs bitkileri bahçelerine ulasan yürüyüs yollarının kenarlarında yer alan tas sütunların ahsap kirislerle baglanarak kafes sistemleri olusturulmasında da kullanılmıstır (Sekil 1). Ayrıca ahsap çatı ve kapılarda da tipik yapı materyali olarak da kullanılmıstır.
Günümüze ulasmıs bilinen en eski ahsap yapı, Japonya’da bulunmaktadır. Ahsap zanaatının essiz örneklerinden olan “The Haryu-ji Temple” ismiyle bilinen bu yapı, 5 katlı kule niteliginde bir giris kapısıdır. Ahsap Japon sanatı, 784-1867 tarihleri arasında manastır bahçeleri ve saray bahçelerinde en üst ustalık düzeyine ulasmıstır. Ahsap malzeme hatlarındaki zarafeti, desen düzeni, birlesme noktalarındaki uyum, çardak, köprü, kapı, çit ve çay evlerinde kendini göstermistir. büyük konaklar Budist tapınakları olarak tanımlanmıs cennet bahçeleri ile
çevrelenmistir. Kullanılan her bir ahsap eleman kesilmeden ya da bükülmeden önce, ne amaçla kullanılacagı tasarlanmıstır. Ayrıca yagmur ormanlarıyla uyumlu essiz formdaki çatılar yapılmıstır.
Ortaçag Avrupa bahçelerinde ahsap kafes süslü desenleri tamamen farklı bir estetikle sunulmustur. Sert agaç lataları, sütun, bina ön cepheleri ve derinlik duygusu olusturan informal giris yollarındaki gibi mimari formların kafes yapılarla kombinasyonunu saglayacak sekilde tabakalı formda kullanılmaya baslanmıstır. Ayrıca Ortaçag Avrupa ressamları ve oymacıları, kemerli bahçe duvarlarının süslenmesinde ve kushanelerin duvarlarının tasvirinde ahsap kafes sistemlerini kullanmıstır.
17. ve 18. yüzyıllarda Büyük Britanya, Fransa ve Hollanda bahçelerinde ahsap kafes yapı sistemi yapıların açık ön cephelerinde kullanılmıstır. Ayrıca 18. yüzyılda ünlü ngiliz tasarımcı Thomas Chippendal, Çin tarzında yaptıgı genis yüzeyli sandalyelerde ahsap malzeme kullanmıstır, hala bu sandalyeler popülerligini korumakta ve üretilmektedir.
19.yüzyılda Amerika bahçelerinde ahsap, Avrupa’nın geleneksel yapı etkileri ile birlikte kösegen trabzanlar ve çitler yapıyı alan (mekan) ile birlestirmistir.
20. yüzyılın basında, ilk rekreasyonel aktivite olan otomobil turlarının yapıldıgı nehir koridorlarındaki yesil yollar boyunca uzanan park yollarının gelistirilmesinde ahsap kullanılmıstır. Ahsap köprüler ve sade trabzanlar ise dönemin, bölgesel sembolü olmustur. 20. yüzyılın örnekleri gözden geçirildiginde; peyzaj mimarları ve mimarlar ahsabı, peyzajın görüldügü ve seyredildigi oldukça süslü ve zarafetle bütünlesmis yapıların insasında, köprü ve pergola yapımında, ilaveten alanları belirleyen bir materyal olarak kullanmıslardır. Birçok tasarımcı (Frederick Law Omstead, A.D. Taylor, Calvert Vaux, Thomax Church, Dan Kiley) essiz bir yapı materyali olarak ahsabı düsündüklerini ve tasarımlarının ününü iyi bir marangozun elinde sanatsal zenginlige ulasan ahsaba borçlu olduklarını ifade etmislerdir. 1922-1936 yılları arsında A.D. Taylor peyzaj mimarlıgı mesleginde ahsap oymacılıgının tarihsel önemi ve kalite düzeyini anlatan 40’dan fazla donatı notu yayınlamıstır. Bu notlar, ahsabın peyzajda kullanımına iliskin uygulama ve literatürlere kaynak olusturmustur.
Türk tarihinde ahsabın kullanımı, özellikle 17. yüzyıl Osmanlı Döneminde “Türk Evi” olarak kabul edilen mimari tarzda kendini göstermistir. Ahsap, evin insaatında (tas, kerpiç, dolgu malzemeleriyle birlikte), tavanlarda, cumbalarda, merdiven, kapı, sedir, pencere ve dolaplarda kullanılmıstır. Günümüzde Türk Evi örneklerinden olan stanbul yalı ve konaklarında bu örnekler görülmektedir. Ayrıca Safranbolu, Beypazarı, Amasya, Mudurnu, Göynük, vb. yerlesimlerdeki ahsap kullanımı ve ahsap isçiliginin günümüzdeki önemli örneklerindendir. Türk evlerinde tüm odaların açıldıgı, evin ortasında yer alan sofalar bahçe olarak kullanılmıstır. Sofalarda, kösk, sekilik, çardak (gölgelikler) ve sedir gibi özel oturma mekanlarında ahsap malzeme kullanılmıstır ve ahsap oymacılıgı ile süslemeler yapılmıstır.
Günümüzde ahsap malzeme, kırsal ve kentsel açık hava rekreasyon alanlarda, ev bahçelerinde, vb. alanlarda yogun olarak kullanılmaktadır. Teknolojik yeniliklerle gelisen yeni yöntemler, ahsap malzeme kullanımını kısıtlayan su, günes, radyasyonu, nem, mekanik asınma, yangın, kurt ve böcekler, bakteri ve mantarlar gibi etkenlerle olusan olumsuzlukları önleyerek, ahsabın dayanıklılıgını artırmıs ve kullanım alanlarını genisletmistir. Bu sayede pergola, gazebo, şadırvan, çocuk oyun elemanı, çit, köprü, çiçek kasası, çöp kovası, bank, piknik masası, vb. üründe ahşap kullanımı artmıstır.
Bu çalısmada, peyzajda ahşap malzemenin kullanım sıklıgı, tercih edilme önceligi ve kullanılan ürün tasarımı, ahsap malzemenin tercih edildigi donatı elemanları ve mekanlara iliskin öncelikleri ve ahsap malzeme bilgisi arastırılarak, peyzajda ahsap kullanımına iliskin mevcut durumun ortaya konulması ve sorunların çözümlenmesi için yapılan ve 40 kisiye uygulanan anket çalısması degerlendirilerek bazı öneriler gelistirilmistir.
MATERYAL VE METOT
Arastırma materyali olan ahsap malzemenin peyzaj mimarlıgında kullanımını degerlendirmek amacıyla, peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerine uygulanmak üzere hazırlanan, yarı standart 13 sorudan olusan bir anket hazırlanmıstır. Anketin uygulanmasında yüz yüze ve e-mail yolu tercih edilmistir. Bilgi toplama formu uygulanacak peyzaj mimarlarına, meslek kurulusları kayıtları, kataloglar ve internet kayıtları incelenerek ulasılmıstır. Peyzaj mimarlıgı alanında aktif olarak yer alan bazı firma ve devlet kurumlarında çalısan 80 kisiye ulasılmıs, ancak 40 kisiden anketlere yanıt alınmıstır.
Anket bes bölüm ve toplam 13 sorudan olusmaktadır:
• Birinci bölüm: Katılımcılara iliskin bireysel nitelikleri belirlemeye yönelik 6 soru,
• İkinci bölüm: Katılımcıların çalısma konularını belirlemeye yönelik toplam 13 proje konusunun sorgulandıgı 1 soru,
• Üçüncü bölüm: Ahsap malzemenin kullanım sıklıgı, tercih edilme önceligi ve kullanılan ürün tasarımına iliskin öncelikleri belirlemeye yönelik 3 soru,
• Dördüncü bölüm: Ahsap malzemenin tercih edildigi donatı elemanları ve mekanlara iliskin öncelikleri belirlemeye yönelik 2 soru,
• Besinci bölüm: Mevcut ahsap malzeme bilgisini belirlemeye yönelik 1 soru.
Anketlerin degerlendirilmesinde istatistik programı SPSS 15 sürümü kullanılmıs, yanıtlar frekans ve yüzde dagılımları olarak degerlendirilmistir. Katılımcı sayısı N ile, soruya yanıt veren kisi sayısı ise frekans olarak tanımlanmıstır.
Literatür çalısması ve anket sonuçlarının degerlendirilmesi ile peyzaj mimarlıgında ahsap malzemenin kullanımıyla ilgili konular ortaya konulmaya çalısılmıstır.
ARASTIRMA BULGULARI
Katılımcılara liskin Bireysel Nitelikler
Katılımcılara iliskin bireysel nitelikleri belirlemeye yönelik 6 sorudan alınan yanıtlar asagıda özetlenmistir:
Ankete katılanların (40 kisi) %25’i bay ve %67.5’i bayandır ve 3 kisi bu soruya yanıt vermemistir. Katılımcıların %70’i 25-30 yas, %17.5’i 25 yas altı, %5’i 36-45 yas aralıgında oldugu görülmüstür ve 3 kisi soruya yanıt vermemistir.
Katılımcıların egitim durumu incelendiginde %60’ı lisans, %17.5’i yüksek lisans, %12.5’i yüksekokul ve %2.5’i doktora mezunu oldugu görülmüstür (Çizelge 3.1).
Çizelge 3.1. Egitim durumu
Egitim durumu |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Yanıt yok |
40 |
3 |
7.5 |
Yüksekokul |
40 |
5 |
12.5 |
Lisans |
40 |
24 |
60.0 |
Yüksek lisans |
40 |
7 |
17.5 |
Doktora |
40 |
1 |
2.5 |
Katılımcıların çalısma süresi degerlendirildiginde, %35’i 3 yıldan az, %45’i 4-10 yıl, %10’u 11 yıldan fazla bir süredir çalısmaktadır ve 4 kisi soruya yanıt vermemistir.
Katılımcıların %70’i özel sektör, %20’sinin devlet kurumunda görev yaptıgı görülmüstür ve 4 kisi soruya yanıt vermemistir. Kurumlardaki çalısma konuları degerlendirildiginde ise %57.5’inin uygulama, %55’inin tasarım, %47.5’inin bakım ve onarım, %7.5’inin kontrolörlük konularında çalıstıgı görülmüstür ve 3 kisi soruya yanıt vermemistir. Bu durum anketi tasarım, bakım ve onarıma iliskin deneyimler çerçevesinde degerlendirmeyi saglayacaktır.
Katılımcıların Çalısma Konuları
Katılımcıların çalısma konuları degerlendirildiginde %50’den fazlasının kent parkları, ev bahçeleri, mahalle parkları, toplu konut çevresi, çocuk oyun alanları ve meydanlar gibi konularda çalıstıgı görülmüstür. Diger baslıgı altında kıyı alanları, tatil köyleri ve tüm alanlarda aynı oranda çalıstıklarını belirtmislerdir (Çizelge 3.2). Bu veri ahsabın kullanımına iliskin anket çalısmasının, peyzaj mimarlıgına iliskin birçok çalısma konusunda degerlendirilmesini saglayacaktır.
Çizelge 3.2. Çalısma konuları
Çalısma konuları |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Kent parkı |
40 |
28 |
70.0 |
Ev bahçesi |
40 |
23 |
57.5 |
Mahalle parkı |
40 |
23 |
57.5 |
Toplu konut çevresi |
40 |
23 |
57.5 |
Çocuk oyun alanları |
40 |
20 |
50.0 |
Meydanlar |
40 |
20 |
50.0 |
Oturma yerleri |
40 |
13 |
32.5 |
Bölge parkı |
40 |
12 |
30.0 |
Kamp alanı |
40 |
8 |
20.0 |
Diger |
40 |
8 |
17.5 |
Eglence alanları |
40 |
7 |
20.0 |
Botanik bahçesi |
40 |
3 |
7.5 |
Hayvanat bahçesi |
40 |
1 |
2.5 |
Ahşap Malzemenin Kullanım Sıklıgı, Tercih Edilme Önceligi ve Kullanılan Ürün Tasarımı
Katılımcıların ahsap malzemeden üretilmis peyzaj donatı elemanlarını kullanım sıklıgı degerlendirildiginde, %55’inin mutlaka kullandıgı, %42.5’inin bazen kullandıgı, %2.5’inin kesinlikle kullanmadıgı görülmüstür (Çizelge 3.3). Bu durum katılımcıların %97.5’nin, çalısma konularında peyzaj donatı materyali olarak ahsabı kullandıklarını göstermektedir.
Çizelge 3.3. Ahşap malzemenin kullanım sıklıgı
Kullanım Sıklığı |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Kesinlikle kullanmıyorum |
40 |
1 |
2.5 |
Bazen kullanıyorum |
40 |
17 |
42.5 |
Mutlaka kullanıyorum |
40 |
22 |
55.0 |
Katılımcıların çalısmalarında ahsap malzemeden üretilmis ürünleri tercih etme nedenlerine iliskin öncelikleri sıralamaları istendiginde, doga ile uyumlu ürünler olması 1.sırada, farklı doku, form ve seçenekleri sunması 2. sırada, geri dönüsümü olan malzemeler üretilmesini saglaması 3.sırada yer almıstır (Çizelge 3.4). Diger baslıgı altında ise tüm nedenlerin çesitli zamanlarda belirli önceliklerle kendilerini etkilediklerini belirtmislerdir.
Çizelge 3.4. Ahsap malzemeden üretilen ürünlerin tercih edilme nedenleri Tercih Nedenleri N Frekans Yüzde (%) Öncelik
Tercih nedenleri |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Öncelik sırası |
Doga ile uyumlu ürünler olması |
38 |
31 |
77.5 |
1 |
Farklı doku, form ve seçenekleri sunması |
34 |
14 |
35.0 |
2 |
Geri dönüsümü olması |
32 |
9 |
22.5 |
3 |
Diger donatı malzemeleriyle (metaller, cam, dogal taslar, vb) uyumlu ve entegre edilebilir olması |
35 |
6 |
15.0 |
4 |
İsçilik, bakım ve onarımının kolay olması |
30 |
13 |
32.5 |
5 |
Ekonomik olması |
30 |
8 |
20.0 |
6 |
İsverenin tercih etmesi |
28 |
12 |
30.0 |
7 |
Müteahitin tercih etmesi |
27 |
16 |
40.0 |
8 |
Diger |
6 |
2 |
5.0 |
9 |
Katılımcılar çalısmalarında tercih ettikleri ahsap malzemeden üretilmis ürünlerin tasarımlarını belirlerken standart ürünleri tercih ettiklerini (%55), mevcut tasarımları kendilerine uyarladıklarını (%37.5), ürünlerin tasarımlarını kendilerinin yaptıklarını (%35) belirtmislerdir (Çizelge 3.5). Bu durum katılımcıların çalısmalarında özellikle tamamen ya da küçük degisiklerle standart tasarımları kullandıklarını göstermektedir.
Çizelge 3.5.Kullanılan ürün tasarım tercihi
Seçenekler |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Standart ürünleri tercih ediyoruz |
40 |
22 |
55.0 |
Mevcut tasarımları kendimize uyarlıyoruz |
40 |
15 |
37.5 |
Ürünlerin tasarımlarını kendimiz yapıyoruz |
40 |
14 |
35.0 |
Diger |
40 |
2 |
5.0 |
Ahşap Malzemenin Tercih Edildigi Donatı Elemanları ve Mekanlara liskin Öncelikleri
Katılımcılara çalısmalarında ahsabı tercih ettikleri donatı elemanlarını belirterek bunları önceliklerine göre sıralamaları istenmistir. Sonuçlar degerlendirildiginde, Çizelge 3.6’da belirtilen elemanlarda ahsabı tercih ettikleri görülmüs ve öncelik sırasını pergola, kameriye ve bankın aldıgı görülmüstür. Ayrıca 1 kisi ahsap malzemeden üretilmis ürünler tercih etmedigini belirtmistir.
Çizelge 3. 6. Ahsap Malzemenin Tercih Edildigi Donatı Elemanları
Donatı Elemanları |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Öncelik sırası |
Pergola |
35 |
14 |
35.0 |
1 |
Kameriye |
32 |
10 |
25.0 |
2 |
Bank |
34 |
7 |
17.5 |
3 |
Kuş evleri |
24 |
5 |
12.5 |
4 |
Çocuk oyun elemanları |
29 |
5 |
12.5 |
5 |
Kuşatma elemanı (Çitler) |
26 |
4 |
10.0 |
6 |
Köprüler |
33 |
5 |
12.5 |
7 |
Perdeleme elemanları |
24 |
4 |
10.0 |
8 |
Çiçek kasaları |
25 |
4 |
10.0 |
9 |
Saksılar |
26 |
3 |
7.5 |
10 |
Kış bahçeleri |
21 |
2 |
5.0 |
11 |
Döşemeler |
25 |
4 |
10.0 |
12 |
Çöp kutusu |
24 |
4 |
10.0 |
13 |
Şezlong |
21 |
5 |
12.5 |
14 |
Kaplamalar (duvar) |
24 |
3 |
7.5 |
15 |
Verandalar |
29 |
3 |
7.5 |
16 |
Aydınlatma direkleri |
18 |
5 |
12.5 |
17 |
Heykeller |
20 |
3 |
7.5 |
18 |
Spor ekipmanları |
21 |
6 |
15.0 |
19 |
İşaret Levhaları |
22 |
3 |
7.5 |
20 |
Katılımcıların ahsap malzemeyi tercih ettikleri alanlar ve bu alanların önceligi degerlendirildiginde, Çizelge 3.7’ de belirtilen alanlarda ahsap donatı elemanların kullanıldıgı, bu alanlarda öncelikle çocuk oyun alanları basta olmak üzere, ev bahçeleri, kent parkları ve bölge parklarında tercih edildigi görülmüstür. Diger baslıgı altında ise, çesitli tercih sebepleri ile ahsabı tüm alanlarda kullanabildiklerini belirtmislerdir. Ayrıca 3 kisi tüm alanlarda aynı derecede ahsabı tercih ettiklerini belirtmistir.
Çizelge 3.7. Ahsap malzemenin tercih edildigi alanlar
Alanlar |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Öncelik sırası |
Çocuk oyun alanları |
30 |
13 |
32.5 |
1 |
Ev bahçeleri |
27 |
8 |
20.0 |
2 |
Kent parkları |
32 |
9 |
20.0 |
3 |
Bölge parkları |
30 |
8 |
15.0 |
4 |
Toplu konutlar |
29 |
6 |
15.0 |
5 |
Kamp alanları |
26 |
6 |
12.5 |
6 |
Mahalle parkları |
30 |
5 |
12.5 |
7 |
Botanik bahçeleri |
24 |
5 |
12.5 |
8 |
Spor alanları |
23 |
5 |
12.5 |
9 |
Hayvanat bahçeleri |
23 |
7 |
17.5 |
10 |
Katılımcıların Mevcut Ahsap Malzeme Bilgisi
Katılımcıların ahsap malzemeye iliskin mevcut bilgileri sorgulandıgında %72.5’inin yeterli bilgiye sahip olmadıgı, %17.5’inin yeterli bilgiye sahip oldugu görülmüstür ve 4 kisi yanıt vermemistir (Çizelge 3.8). Yeterli bilgiye sahip olanlar bu bilgilere; uygulama deneyimlerinden, yazılı kaynaklardan, internetten, teknik sartnamelerden, uygulama-bakım-onarım alanlarında çalısan deneyimli elemanlardan ve arastırmalardan ulastıklarını belirtmislerdir. Yeterli bilgiye sahip olmayanlar ise, çesitli yazılı kaynaklar, internet, ahsap konusunda deneyimli kisilerden gerekli bilgiye ulasmaya çalıstıklarını, ahsabın peyzajda kullanımına iliskin tasarım, donatı detayı, uygulama, bakım ve onarım konularında yeterli kaynagın bulunmadıgını belirtmislerdir.
Çizelge 3. 8. Ahsap malzeme bilgisi
Seçenekler |
N |
Frekans |
Yüzde (%) |
Yanıt Yok |
40 |
4 |
10.0 |
Evet |
40 |
7 |
17.5 |
Hayır |
40 |
29 |
72.5 |
TARTISMA ve SONUÇ
Peyzaj mimarlıgı çalısmalarında ahsap malzeme kullanımına iliskin fazla sayıda arastırma bulunmamaktadır. Bunun sebeplerinden biri olarak disiplinler arası çalısmanın ülkemizde fazla ragbet görmemesi olarak düsünülmektedir. Bu sebeple disiplinler arası çalısmaya baslangıç teskil etmek ve bu alanda ihtiyaç duyulan literatür eksikligini belli ölçüde gidermek maksadıyla böyle bir çalısmaya baslanılmıstır.
Anket çalısmasıyla elde edilen sonuçlar degerlendirildiginde;
Katılımcıların genellikle özel sektörde istihdam edildikleri (%70), peyzajda ahsabın kullanımına yön veren tasarım, uygulama, bakım ve onarım konularında çalıstıkları ve lisans mezunu oldukları (%60) görülmektedir. Bu durum, ahsap malzemeye iliskin tasarım, uygulama ve bakım konularındaki her türlü teknik bilginin, özellikle lisans egitiminde verilmesi gerekliligini ortaya koymaktadır.
Katılımcıların % 97.5’i çalısmalarında ahsap malzemeyi kullanmakta ya da ahsap malzeme ile karsılasmaktadır. Bu çalısmada da görüldügü gibi, ahsap vazgeçilmez peyzaj donatı materyallerinden birisidir, bu nedenle peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerinin kaliteli çalısmalar yürütebilmesi için ahsap malzemeye iliskin yeterli bilgiye sahip olmaları gerekmektedir.
Katılımcıların %72.5’inin ahsap malzemeye iliskin bilgilerinin olmaması, egitim asamasında (önlisans, lisans ve lisans üstü) ahsap malzeme bilgisinin yeterince alınamadıgı ya da verilemedigi konusunu gündeme getirmektedir. Katılımcıların %60’ının lisans mezunu olması ise sorunun kaynagının lisans egitiminde olabilecegini düsündürmektedir. Sorunun çözümlenmesi için öncelikle sorunun nedeni ve kaynagı açıkça ortaya konulmalıdır. Ayrıca katılımcılar ahsap malzemeye yönelik bilgi eksikliklerini giderecek nitelikte veri bulamadıklarını belirtmislerdir.
Katılımcılar kent parkları, ev bahçeleri, mahalle parkları, toplu konut çevresi, çocuk oyun alanları ve meydanlar basta olmak üzere birçok konuda çalısmaktadırlar. Bu alanlarda kullanılacak donatı elemanlarını belirlerken ve uygulama asamasında, alansal özellikler, alan kullanım yogunlugu, alana iliskin özellikler, iklim verileri, ekonomik durum ve kullanıcı tipi basta olmak üzere çesitli faktörler etkili olmaktadır. Bu faktörler ise dogrudan ve dolaylı yoldan donatı elemanının üretildigi malzeme niteliklerini etkilemektedir. Bu nedenle, ahsap malzemenin peyzajda kullanımına iliskin ahsabın teknik nitelikleri, donatı elemanı detayları, ürüne ve kullanım alanına özgü nitelikler, ahsap malzemenin bakım-onarım bilgileri egitim sürecinde anlatılmalıdır. Ayrıca bu konudaki gerekli veriler, tasarım, uygulama, bakım ve onarım asamalarını, ahsabın teknik niteliklerini bütüncül olarak ele alan “ahsabın peyzajda kullanımı” konusuna odaklanarak hazırlanmalıdır.
Katılımcılar, öncelik sırasına göre ahsap malzemeyi, çocuk oyun alanları, ev bahçeleri, kent parkları, bölge parkları, toplu konutlar, kamp alanları, mahalle parkları, botanik bahçeleri, spor alanları, hayvanat bahçelerinde tercih etmektedirler. Katılımcılar ev bahçeleri, toplu konut alanları, mahalle parkları, bölge parklarındaki ahsap malzeme tercihinin dogal ve dogaya dost alanlar olusturma hedefine katkı saglamaya yönelik oldugunu belirtmislerdir. Kamp alanları, botanik bahçeleri ve hayvanat bahçelerinin dogal alanlar oldugunu ve farklı doku, form ve seçeneklere sahip ahsap malzemenin doga ile uyumlu oldugunu vurgulamıslardır. Ayrıca çocuk oyun alanları ve spor alanlarında saglıklı, geri dönüsümlü ve dogayla uyumlu ürün seçenegi sunması sebebiyle ahsap malzemeyi tercih ettiklerini belirtmislerdir.
Katılımcılar ahsap malzemeyi, öncelik sırasına göre ahsabın doga ile uyumlu ürün olması (%77.5), farklı doku, form seçenekleri sunması (%35) ve geri dönüsümlü olması (%22.5) sebepleriyle tercih ettiklerini belirtmislerdir.
Katılımcıların öncelikleri, çalısma konuları ve donatı elemanı seçimleri ile iliskilendirildiginde, ahsap malzemenin birçok tercih sebebiyle, çok farklı alanda, çok farklı ürünlere hizmet eder nitelikte oldugu görülmüstür. Bu durum ahsap malzemenin peyzajda da kullanımını artıran en önemli etkenlerdendir.
Katılımcılar ahsap malzemeyi özellikle pergola, gazebo, bank, kus evleri, çocuk oyun elemanları, kusatma elemanı, köprüler, perdeleme malzemeleri, çiçek kasaları, saksılar, kıs bahçeleri, dösemeler, çöp kutusu, sezlong, kaplamalar (duvar), verandalar, aydınlatma direkleri, heykeller, spor ekipmanları, isaret levhalarında tercih ettiklerini belirtmislerdir. Bu durum ahsabın peyzajda kullanımına iliskin üretim portföyünü ve üretim miktarını belirlemede oldukça önemlidir.
Ahsap ürünlerin seçiminde çogunlukla standart ürünlerin tercih edildigi (%55) ya da standart ürünlerin modifiye edilerek kullanıldıgı (%37.5) görülmüstür. Ürünlerin tasarım tercihlerine iliskin bu seçim, ürün yelpazesinin sınırlı olması ve özel tasarım üretiminin ekonomik olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu noktada önemli olan diger bir konu, ahsap peyzaj donatı elemanları hakkında üreticilerin de talebe ve ahsap malzeme teknik bilgisine yeterince sahip olmaları gerektigi ile ilgilidir. Ayrıca ahsap peyzaj donatı elemanına iliskin sektörel basarı için arz ve talep dengesi, Ar-Ge çalısmaları ve üretici-tüketici koordinasyonu saglanmalıdır.
Sonuç olarak, peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerinin peyzajda kullanılacak ahsap malzemeye iliskin teknik bilgilere sahip olmaları akılcı, ekonomik, fonksiyonel, estetik ve sürdürülebilir projeler üretilmesini saglarken, ayrıca uygulama, bakım ve onarım alanlarında basarıyı getirecektir. Ahsap peyzaj donatı elemanı sektörü ile yapılacak koordineli çalısmalar ise ürün yelpazesini genisletecek, daha kaliteli ürünler üretilmesini saglayacak ve orman endüstri ürünleri sektörünün ekonomisine olumlu katkılar saglayacaktır. Bu nedenle ahsap malzemeye
iliskin tüm verilerin kapsamlı bir sekilde olusturulması ve bu bilgilerin egitim sürecinde ve uygulama asamalarında ihtiyaç sahiplerine ulastırılması gerekmektedir.
Kaynak: Aybike Ayfer KARADAG,Süleyman KORKUT, Derya SEVM KORKUT,Güniz AKINCI KESM
Bartın Orman Fakültesi Dergisi
I.Ulusal Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı
2009, Özel Sayı, ISSN: 1302-0943, Cilt II, Sayfa: 501-509