Posts

Peyzaj Tasarımında Kullanılan Elemanlar-II

Döşemelerin konstrüksiyonu

İlk olarak zemin, döşeme için hazırlanır. Bütün kökler, bitkiler, yosunlar, vb. temizlenir. Daha sonra yüzey bir silindir ya da başka bir aletle düzeltilip, sıkıştırılır. Böylece hazırlanan temele alt toprak katmanı denir. Bu tabakanın üst yüzeyi biçimlenme katmanı olarak adlandırılır.

Bir döşeme iki katmandan oluşur: temel ve yüzey tabakası. Yaya trafiği için temel, 5-7 cm.lik bir blokaj tabakasıdır. Yaya yükünün yoğunluğuna göre bazen blokajın üstündebeton temel tabakası da kullanılır.

Taşıt trafiği için temel 7cm. blokaj ve 7-10 cm. beton veya sıkıştırılmış topraktır. Yüzey drenajı için minimum eğim %1,5 tir.

Yüzey suyu drenajı

Kaplama İşlevi                   Minimum Eğim

Araç trafiği                                  %2-2,5

Bisiklet yolları                           %2,5

Yaya yolları                              %2-3,3

Meydanlar, v.b                        %2-3

Kaplamanın çeşidi           Minimum Eğim

Beton                                            %1,7

Zift veya katran                        %2-2,5

Çakıl taşları                                 %3,3

Birim malzemeler                     %1,4

• Arazi drenaj tahliye seviyelerinin eğimi

• Alt – toprak katmanın türü

• Su tablası seviyesi ve mevsimsel değişiklikleri

• Doğal drenaj olanakları: hendekler, dereyolları ve bunların su akıtma kapasiteleri.

• Kanalizasyon sistemi olanakları ve kapasitesi

• Kaplanması düşünülen alanın genişliği

• Yağmur suyu miktarı ve yağmur yoğunluğu

• Kaplama malzemesinin geçirgenlik ve soğurma derecesi

• Görsel nitelik

Kenar elemanları

• İşlevleri

a. Kaplanan alanın sınırlarını korumak ve yatay genişlemeyi önlemek;

b. Kaplama ve diğer yüzeyler arasındaki sınırları tanımlamak: diğer bir kaplama, çim, su, yaya yolu, araç yolu gibi;

c. Kaplanmış alanın yayılımını tanımlamak;

d. Yüzeyler arası yapısal birleşimleri oluşturmak;

e. Zemin suyunu toplamak;

f. Trafiğini denetlemek ve belli bir rotada tutmak;

g. Seviye farklarını tanımlamak ve sağlanmasına yardımcı olmak.

Kenar elemanları için kullanılacak malzeme seçimini etkileyen bir çok faktör vardır: işlev, kaplanmış alanlarla uyum açısından görünüş, dayanıklılık, maliyet, malzemenin kolay bulunabilirliği gibi.

Yüzey kaplamalarında olduğu gibi kenar elemanlarında da farklı malzemeler kullanılabilir; doğal taş, hazır beton, tuğla ve ahşap vb. Kenar elemanları, kullanılan malzemeye, kaplanmış yüzey türüne, seviye farkına göre yatay ya da düşey olarak konumlandırılabilir.

Duvarlar 

Peyzaj tasarımında kullanılan duvarlar, ağaç, çalı, çit ve toprak gibi doğal malzemelerle de yapılabilir. Burada konumuz olan duvarlar, taş, tuğla, beton, beton blok, ahşap, demir, ip, vb. inşai malzemelerle de yapılanlardır.

Duvarlar aşağıda belirtilen amaçlar için kullanılır:

a. Sınırları ve alanları tanımak;

b. Mekanlar yaratmak;

c. Mahremiyet sağlamak;

d. İstenmeyen görünümleri saklamak;

e. Toz, rüzgar, ve aşırı güneşten koruyarak alt-iklim bölgesi oluşturmak.

Duvar, bu işlevlerden bir veya birkaçına uygun biçim ve yükseklikte inşa edilir. Duvarda kullanılacak malzemeye, duvarın işlevine, toprağın direncine, malzemenin erişebilirliğine ve maliyetine göre karar verilir.

İstinad duvarları kazma ya da doldurma sürecinde fazla seviye farkı olmuşsa, toprağı yerinde tutmak için kullanılır.

Duvar temelleri donma ve nem hareketlerinin olmayacağı seviyeye kadar inmelidir. Harpuştalar duvarın üst yüzeyine suyun işlemesini önlemek ve bu suyu akıtmak için kullanılır. Duvarı görsel olarak da etkiler.

Duvar çeşitleri

Duvar boyutları ve yapım yöntemleri kullanılan malzemelere göre değişir.

• Tuğla duvar

• Beton blok duvarlar

• Yerinde-dökme beton duvarlar

• Taş duvarlar

• İstinad duvarları

Yaya ve Taşıt Trafiği Yolları

Bir yaya ya da araç trafiği yolunun rotası, özellikle geniş kırsal çevrelerde, arazinin biçimlerine göre belirlenmeli, ve bitki gruplamalarıyla da vurgulanmalıdır. Araçların artması ve potansiyel olarak taşıdıkları tehlike, yaya yollarına karşı araç yolları sorununu gündeme getirmektedir. Şehir plancıları ve mimarlar bir süre motorlu trafiğin yaya yollarından tamamen ayrılmasını tercih etmişlerse de, gerçekçi olan anlayış, yüzey dokusu, seviye farkları ve bariyerlerin dikkatli detaylandırılmasıyla ve ikisinin farklı ölçekleri arasında denge kurup yayalara koruma sağlanmasıyla, iki trafik türünün gereken yerlerde bir arada yer alması şeklindedir.

Yaya ve araç yollarının genişliği aşağıdaki faktörlere göre belirlenir:

a- Taşınacak trafiğin çeşidi; araç, bisiklet, çocuk arabası, yaya, vb.

b- Taşınacak trafiğin miktarı; yoğun kullanım, tek şerit, iki şerit, vb.

c- Her iki taraftaki kenarların türü; açık veya kapalı, duvar veya binalarla çevrili, vb.

d- Bütçe.

Araç trafiği yaya trafiğinden tamamen farklıdır ve farklı bir biçimlendirme gerektirir. Tarihsel kent merkezlerinde at arabaları için şekillendirilen yollar bugün motorlu taşıt trafiğini taşımaya zorlanarak, büyük sorunlara yol açmaktadır. Araç trafiği yolları boyunca peyzajın düzenlenmesi konusu da önemlidir. Özellikle hızlı trafik yükünün olduğu otobanlarda, yolcunun seyahat sırasında, göreceği manzara hem estetik açıdan, hem de güvenlik yönünden önem kazanmaktadır.

Mimar ve peyzaj tasarımcısı olarak bizim ilgi alanımıza genellikle, tasarlanacak arazi kapsamında, araç veya bağlantı yolları gibi küçük ölçekli trafik yolları girmektedir.

Araba parkı yerleri

Araba parkları geçici ya da kalıcı olabilirler. Eğimli bir arazi de araba parkı için uygun olabilir. Eğer eğim fazlaysa, araba parkı topografya eğrilerine paralel, giriş ve çıkış yolları eğime dik olarak tasarlanmalıdır. Otoparkta kullanılabilecek en fazla eğim %5’tir. Trafik yükünü kaldırabilmesi için genellikle araba parkını döşemek gerekmektedir. Bununla birlikte, çakılla kaplanmış ve ağaçlarla gölgelenmiş bir alan, serbest düzende bir araba parkı olarak kullanılabilir. Eğer araba parkı seyrek kullanılıyorsa ve iyi drenaj sağlanması gereken bir yedeyse, yeri kaplamada çim kullanılabilir. Diğer kaplama malzemeleri şunlar olabilir:

Stabilize çakıl (ziftli malzemeyle karıştırılmış ve silindirle düzeltilmiş);

Çakıl (serbest ya da ziftle karıştırılmış);

Asfalt;

Birim malzemeler;

Yerinde dökme beton.

Park eden araçlarla bağlantılı olarak bir yaya yolu olmalıdır.

Zeminde araba yerlerinin çizilmesi mekandan tasarruf sağlayacaktır. Park edilmiş araçların görsel etkisi, araçları gölgeleyecek şekilde park alanları boyunca veya yaya yollarına dikilen ağaçlar ya da çalılarla yumuşatılabilir. Yaprağını döken ağaçlar sonbaharda sorunlara yol açabilir; gene de geniş gölge veren ağaçlar tercih edilmelidir.

Yaya yolları

Yaya yolu, tıpkı nehir gibi, en az direnç gösteren rotayı takip eder ve en kısasını seçmeye çalışır. Her yaya yolunun belli bir gücü vardır ve kendisine yer açar. Yaya yollarının tasarımı için bazı ana hatları ve düşünülmesi gereken noktaları şöyle tanımlayabiliriz:

• İnsanların zeminde yarattıkları rotalar en mantıklı olanlarıdır. Dolayısıyla kampus gibi çok sayıda insanın bulunduğu geniş çevrelerde öncelikle ana arterler tespit edilir; ikincil yollar ancak kişilerce en çok kullanılan patikalar belirlendikten sonra inşa edilir.

• Hızlı yaya trafiği düz ya da çok az eğimli arazi ister.

• Yaya yolları ağında kavşaklar önem kazanmaktadır. Kavşakların genişletilmesi yolların birbirinin akışını kesmesini önleyecektir.

• Merdiven ve rampaların üst ve altlarında guruplar toplanabilir. Böyle noktalarda genişletme, yaya trafiğini rahatlatacaktır.

• Yayaya doğrusal ya da eğrisel patika alternatiflerinin arasından seçme şansı verilmesi en iyisidir.

• Araç ya da yaya dolaşımı, hareket öngördüğünden, rota boyunca değişimle, ve türlü çevrelerin etkileri ve duyumsal deneyimler dizisiyle bağımlıdır.

• Yaya yolu güzergahı için yön seçeneklerinin mümkün olduğu geniş arazilerde, rotayı arazinin özellikleri belirlemeli; bitkilendirme vurgu için kullanılmalı ve oyalanmak istemeyenlere mümkünse direkt rotalar sağlanmalıdır.

• Bir yaya yolunun tasarımı yer ve kimlik tarifleme, kapalılık, çeşitlilik ve gizem gibi kavramları barındırabilir. Sonuç olarak arazi formu (topografya), mimari (peyzaja yansıyan sanal bina çizgileri), malzeme ve bakım, yaya yollarının yapımını etkileyen başlıca faktörlerdir.

Seviye Farkları

Seviye farkları eğimler, teraslar, basamaklar ve rampalar aracılığıyla yapılabilir.

Eğimler

Eğimlerin ayarlanması, topografyayı ve diğer arazi niteliklerini dikkate alan ve destekleyen bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. %15’ten fazla olan eğimler çim olarak bırakılabilir. Az olarak düşünülebilecek eğimler (2:1, yatayın dikeye oranı) ufak ya da büyük çakıl taşları, andezit taşları ya da birim malzemelerle kaplanabilir. Bu döşemeler, kök yapısının eğimli toprağı yerinde tutacak bitkilendirmeyle bir arada da kullanılabilir.

Orta derece eğimler için (1:2 ile 2:1 arası), zamanla içinde yetişecek olan bitki köklerinin tel ızgaranın yerini alacağı, üst toprakla doldurulmuş ve tel örgüyle güçlendirilmiş, ahşap ızgaralar kullanılabilir.

Dik açıya yaklaşan ve yüksekliği 2m.’den az olan eğimler, suyun sızmasına izin verecek kaba yontu taş veya diğer birim örgü malzemesi, ya da suya dayanıklı ahşap bloklardan harçsız duvarlarla desteklenmelidir.

Teraslar

Teraslama eğimli bir zeminden çok bir dizi düz zemin istendiğinde yapılır. Eğimin oranına göre seviye farkı az ya da çok olabilir. Teraslanmış bir arazinin karakteristikleri, sağladığı açı görünüm ve farklı seviyeleri bağlayan basamaklarda aşağı- yukarı ulaşabilme olanağıdır.

Eğimli bir arazi, istinad duvarlarıyla birbirinden ayrılmış hafif meyilli yüzeyleri olan teraslar şeklinde düzenlenebilir. Teras seviyeleri basamaklar ya da rampalarla birbirine bağlanır; tüm sistem dinamik bir tasarım yaklaşımı gösterir. Teraslama arazinin eğimli niteliğini
taşımalı ve teraslamayla vurgulanan yönlenme anlamlı olmalıdır. Arazinin eğim niteliğini ve alanın doğal yüzey drenaj sistemini bozmamak ve maliyeti yükseltmemek için gereksiz kazma ve doldurma işlemlerinden kaçınılmalıdır.

Teraslar arasında seviye farkları keskinse istinad duvarları kullanılır; eğer keskin değilse çimle ya da döşeme malzemesiyle kaplanmış meyilli bir yüzey de kullanılabilir.

Merdivenler, rampalar ve rampalı basamaklar 

Genellikle, dış mekandaki basamaklar iç mekanlarınkinden farklıdır. Dışarıdaki basamaklar daha alçak ve enli olursa daha iyi bir görüntü ve rahatlık sunar. Dış mekan tasarımında basamaklar aynı zamanda oturmak içinde kullanılacak şekilde düzenlenebilir.

Bir dış çevrede, eğer o çevre bebek arabaları taşıyan ya da özürlü kişiler tarafından sık kullanılıyorsa, merdiven basmaklarının yanında bir rampa sağlamaya dikkat edilmelidir.

Dış mekanda basamaklar sadece eğimli bir zemin üstüne basamaklar konarak basitçe yapılabileceği gibi, nerdeyse iç mekan merdivenleri gibi de inşa edilebilir.

Dış mekan basamakları genellikle üç çeşittir.

• Bağlandığı duvardan, kaya veya topraktan oyulmuş gibi, dolu ve heykelsi olanlar;

• Rıhtlar olmadan, taş, betonarme ya da ahşaptan konsol çalışan basamaklar;

• Arazideki yapının gerçekten bir parçası olup; taş, betonarme, hazır beton bloklar, ahşap, tuğla, vb. malzemelerden yapılan ve daha mimari tipte olanlar

peyzaj5 peyzaj6

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Peyzaj Tasarımını Etkileyen Faktörler

Tasarımcı çalışmalarına başlamadan önce kesinlikle tasarım alanının arazi karakteristiklerini, iklim koşullarını, çevresel ve insana ilişkin faktörlerini arazi üzerinde yerinde çalışma yaparak tespit etmelidir. Böylelikle yapacağı tasarım daha sağlıklı olacak ve yeniden başa dönerek çalışma yapmak zorunda kalmayacaktır. Bu çalışmalar aşağıda detaylarıyla anlatılmıştır.

ARAZİ KARAKTERİSTİKLERİ

Arazinin veya bölgenin peyzaj tasarımını da etkileyen fiziksel özellikleri, coğrafi durum, topografya -arazinin fiziksel yapısı-, iklim koşulları, yöresel bitki örtüsü, malzeme ve mevcut teknolojidir.

Konumuna Göre Tanımlanan Arazi Tipleri
Kırsal araziler 

Kırsal arazi genellikle daha geniştir ve dolayısıyla tasarlamada kısıtlamalar daha azdır. Ancak, arsa kısıtlı da olsa, görsel algılama sahasının genişliği nedeniyle, etkisel boyutları gerçek boyutlarından geniştir.

Doğa hakim durumdadır. Toprak ve arazi formları güçlü görsel öğelerdir. Dolayısıyla tasarımda, doğayla daha fazla kaynaşmış bir yaklaşım olanağı vardır. Yapısal öğeler doğa üzerine empoze edilmiş durumdadır. Kırsal bir arazi hava koşullarına daha açıktır.

Yağmur, fırtına, güneş, rüzgar, kar, don, kış soğuğu ve yaz sıcağına karşı korunaksızdır.

Kent içi araziler 

Kentsel alanda arsa boyutları kısıtlıdır; ve arsa bedelleri yüksek olduğundan en iyi biçimde değerlendirmek gereklidir. Çevre arsalardaki yapı adaları büyük bir olasılıkla kapatıcı etkiler yapacak; sadece alana değil böylece hacim/mekan da kısıtlanacaktır. Alanın ve mekanın kısıtlılığı peyzaj tasarımı ölçeğini etkileyecek; dolayısıyla seçilecek peyzaj elemanlarının ölçeği özellikle önem kazanacaktır.

Kent içi arsaya yaklaşım, kent yolları ve kaldırımlardan alınmaktadır. Öte yandan da, kent yolu; egzoz gazı, gürültü ve kaza tehlikesi kaynağıdır.

Kent içi, geniş yer kaplamaları ve yapı adalarıyla doğal çevreden iklim bakımından da çok farklıdır. Isı derecesi, güneş ışıklarının yansıması, rüzgar ve meltemin yönleri kent içinde değişikliğe uğrar.

Doğal elemanlar – ağaçlar, kayalar, su, tepecik gibi, ilginç topografik öğeler kentte az sayıdadır ve olanlar korunmalıdır.

Topografik Yapısına Göre Arazi Tipleri

Düz araziler

Düz arazi genişliği, açıklığı, ufka dek uzanması nedenleriyle çoğu kez insan ölçeğinin üstünde bir ölçek sunar. Düz arazi çoğunlukla monotondur. Üçüncü boyut ya da bir fokal nokta yoktur. Ufuk çizgisi tek sürekli öğedir. İklimsel koşullardan korunma olanağı hemen hiç yoktur. Dolayısıyla, özellikle güneş önemli bir tasarım faktörüdür. Düz arazi en az planlama kısıtlaması koyar. Göreli olarak, yaklaşım yönü ve biçimi arazi topografyasınca belirlenmediği için, düz arazi pek az öznellik sağlar ve daha az peyzaj ilginçliği sunar.

Eğimli araziler 

Eğimli arazinin özelliği iniş-çıkışlı oluşudur. Eğimin doğasına uyularak teras – sedli bir şema geliştirilebilir.

Eğim eğrileri ana planlama faktörleridir; eşit yükseklikteki alanlar eğim aksına dik, dar şeritler halindedir. Geniş düzlükler yoktur. Düzlükler elde etmek için ya eğimden kesilir, oyulur veya eğim doldurularak çıkma yapılır. Her iki durumda da toprağın yerinde durması için istinat duvarı inşası gerekir. Üçüncü bir yol, arazi üzerinde eğimden bağımsız platform inşa etmek olabilir.

 Eğim tepesi özeldir ve tasarımda bu tanınmalıdır. Eğimli arazi çoğunlukla iyi bir görünüm açısı sağlar. Eğimli arazide drenaj-yüzey suyunu akıtma sorunu özellikle önemlidir. Eğimli bir arazide yer alan su elemanları akım şekli bakımından ilginç olabilir.

Eğim motorlu araç trafiği için fazla ise, yaklaşım eğim çizgilerine paralel alınmalıdır.

Eş yükselti eğrileri -konturlar-, kabul edilen bir seviyeye göre aynı yükseklikteki noktaları birbirine bağlayan soyut ve imgesel çizgilerdir. 10 cm, 25 cm, 50cm, 1m,10m, 50m gibi aralıklarla geçebilirler.

İKLİM KOSULLARI

İklim ve mikro klima peyzaj mimarlığının tasarım etkenlerindendir. İklimsel koşullar, fiziksel çevreyi yoğurup, dış mekanların kullanımını etkileyerek, mimari formaların ve peyzajın biçimlenmesinde tanımlayıcı olurlar.

İklim Çeşitleri

İklim ısı, nem, rüzgar, güneş yansıması, nem yoğunlaşması gibi doğal olayların toplam etkisidir. Topografya, bitki örtüsü, su elemanları gibi iklim de, çevreyi oluşturan önemli bir girdidir.

Son yılların teknolojik gelişmeleri iklim koşullarının olumsuz etkilerinden korunmaya bazı durumlarda olanak vermiştir. Örneğin, tamamen kapalı alışveriş merkezleri yapmak geniş açıklıklı strüktürlerin geliştirilmesi ve yapay havalandırma ile mümkün olabilmiştir. Doğal iklim koşullarına uygun tasarım yapmak, ona aykırı bir tavır almaktan daha akılcıdır; yapılanma ve bitkilendirme öyle bir şekilde yapılmalıdır ki iklimin olumlu etkilerinden yararlanırken olumsuz etkiler kestirilerek önlenmelidir. Bina içindeki ve dış mekanlardaki ısı derecesi ve hava akımı yönlendirme ve arazideki konumlandırmayla, yapım teknikleriyle ve ağaçlandırmayla olumlu yönde ayarlanabilir. Çevre tasarımcısı daha uzun yıllar doğal iklim koşullarıyla uğraşma, bu koşulların gerektirdiği biçimde tasarım yapma durumundadır.

Güneş tek değişmeyen, sürekli olan iklimsel etkendir. Etkileri, enlem derecesine ve mevsimlere göre değişir. Bölgelerin iklim koşulları meteoroloji istasyonları tarafından saptanmaktadır. Bu olgular elde edilerek, peyzaj tasarımcısı tarafından kullanılmalıdır. Tasarımcı ve planlamacı olarak bizim ilgilendiğimiz konular: minimum ve maksimum ısı dereceleri, yağış miktarı ve dağılımı, hakim rüzgar yönü, gücü ve frekansı, güneşli, sisli, karlı, buzlu gün sayısı vb. dir.

Beklenen en büyük yağış miktarı peyzaj alanlarının drenaj sistemleri tasarımında kritik bir etken olacaktır. Soğuktan, sıcaktan, rüzgardan ya da nemden kaynaklanan rahatsızlık, gölgeliklerle örtülü yürüme yollarına, rüzgardan koruyan perdelere ve bitkilendirmeye olan  gereksinimleri tayin edecektir. Bitki malzemesinin seçiminde ısı derecesi, rüzgar, yağmur ve güneş göz önüne alınmalıdır.

Mikro Klima / Alt İklim

Genel iklim koşulları ve yöresel iklimin altında, daha kısıtlı alanların özel hava koşulları da söz konusudur. Kısıtlı alanlardaki bu iklimsel değişmeler mikro klima olarak bilinir. Başka bir deyişle, mikro klima temelde daha küçük yörelere ilişkindir ve kırsal ya da kentsel aynı bölgedeki veya kentteki, hatta aynı arazi parçasındaki ısı, rüzgar, nem derecelerindeki küçük değişmeleri temsil eder.

Çoğunlukla mikro klimayı oluşturan topografik koşullardır. Gece, soğuk hava daha aşağı noktalara iner; bu nedenle vadi tabanında gece ısı tepeye göre daha düşük, nem daha yüksektir. Bu sebeple bir yapıyı vadi eteklerinin güney bakan kesimine yerleştirmek en uygunudur.

Su da yazın serinletici, kışın ılıtıcı etkisiyle mikro klima oluşturur. Ayrıca nemin oluşmasına da katkıda bulunabilir.

Toprak türü de azda olsa mikroklimatik etki yaratabilir. Örneğin, kum gibi kuru topraklar daha yüksek ısı ve düşük nem; killi topraklar düşük ısı ve yüksek nem oluşturarak mikroklimada etken olabilirler.

Bitkilerin ve bitki kümelerinin de mikroklima koşullarına sahip yörecikler oluşturması mümkündür. Gölgeleriyle serinlik oluşturur, rüzgar yönünün değişmesinde etkili olurlar.

Döşeli, sert zeminler yansıtıcı özellikleriyle ısı derecesini etkileyerek mikro klima oluştururlar.  Çevredeki yapıların varlığı da mikro klima oluşturabilir. Kent içi, yerleşimin daha seyrek olduğu kent çeperlerinden daha sıcaktır. Kent içi kirlilikten dolayı güneşi daha az parlak olarak görür. Bina boyları, konumları ve çatı şekilleri de hava sirkülasyonunu etkiler.

Yapıların kışın ılık, yazın serinlikten yararlanabilecek şekilde konumlandırılması önemlidir. Yaşanabilir bir mikroklimanın oluşması için dikkatli konumlandırma ve mimari tasarım, peyzaj tasarımı ve bitkilendirmenin bir araya gelmeleri gerekmektedir.

MANZARA, KOKU, DUMAN, VE EGZOZ DUMANI KAYNAKLARI

Koku, duman ve egzoz dumanı günümüzün çevre kirliliği türlerindendir. Koku bir fabrikadan veya kirli bir su birikintisinden yayılabilir. Rüzgar kokunun ve dumanın dağılmasında etkili olduğu için, hakim rüzgar yönü peyzaj tasarımında mutlaka göz önüne alınmalıdır.

Bitkiler gürültü kirliliğini emerek azaltmada etkilidir. Bitkiler gürültü kaynağına ne kadar yakın olursa etkisi o derece artar.

Manzara istenmesine veya istenmemesine göre peyzaj tasarımıyla yönlendirilebilir.

İNSANA İLİŞKİN FAKTÖRLER

İnsan davranışıyla çevre arasındaki etkileşim iki yönlü bir süreçtir. Çevrenin birey üzerinde bir çok etkisi vardır ve bu etkilere yanıtımız, koşullara tepkisiz uyum sağlamak olabilir. Oysa, öte yandan da, yaşamı fiziksel ve psikolojik olarak daha rahat kılmak, ve gereksinimlerimize daha uygun ortamlar oluşturmak için, sürekli fiziksel çevrelerimizi yönlendirmek ya da değiştirmek durumundayız. Kullanıcı taleplerini önceden kestirmek ve binalar ve açık mekanlardan oluşan çevreyi bunlara göre şekillendirmek elbette ki tasarımcının amacıdır. Kullanıcıların istek ve taleplerine karşı duyarlı olmak için uygulanabilecek iki temel yol vardır:

• Topluluğun üyelerini gözlemlemek ve onlara doğrudan danışmak;
• Genel ilkeleri, veya davranış ve algıların “evrenseller”ini öğrenmek.

İlk yöntem, anketler, davranış gözlemleri, veya katılımcı tasarım projeleri yoluyla gerçekleştirilebilir. Bununla beraber, yanıtlar abartılabileceği ve insanlar gözlem altında olduklarını bildiklerinde farklı bir biçimde ve bunun bilincinde davranacakları için, anketler
ve davranış gözlemleri her zaman gerçeği yansıtmayabilir.

İnsanların parklarda ve ortak açık alanlarda sistematik olarak gözlemlenmesiyle, çevrenin nasıl kullanıldığı ya da kullanılmadığı; çeşme ve banklar gibi elemanların tasarım ve düzenleme biçiminin hangi davranış modellerine neden olduğu hakkında izlenim edinmek mümkündür.

Katılımcı tasarım, oluşturulacak çevreyle onu kullanacak kişilerin gereksinim ve isteklerinin denkleştirilmesi için bir çabadır. İnsanların kendi çevrelerinin oluşturulmasında bizzat inşa edebilmeleri ya da katılımcı tasarım projelerinde rol almaları, çevreyi orada yaşayanların yansıması haline getirmede daha doğrudan bir yoldur. Ancak, bu yöntem uygulama sorunları ve işin organizasyonunda zor bir programlama ve büyük olasılıkla zaman kaybını getirebilmektedir.

Kullanıcı Gereksinimleri

Kullanıcı taleplerinin anlaşılmasında diğer yol, insan davranışlarının genel ilkelerini öğrenmektir. Yaşanabilir bir çevre yaratmak için, sağlanması gereken insani faktörler:

• Fiziksel

• Fizyolojik

• Psikolojik ve sosyal yapıda olabilir.

Fiziksel gereksinimler

Sadece görsel/estetik nedenlerden meydana gelen tasarım detayları, kullanıcı için en uygun koşulları yaratmayabilir. Öte yandan, Le Corbusier’in insan vücudunu irdeleyerek ortaya koyduğu görsel olarak da tutarlı olan oran ve boyutları içeren modüler sistemi, tasarımda
güzellik ve işlevselliği teorik olarak bağdaştırmaktadır.

Türlü durumlardaki insana ait boyutlar, tıpkı binalarda olduğu gibi dış mekanların tasarımında da etkili olmalıdır. Binalarda, insan boyutlarının etkenliği belki çok daha açık görülebilmektedir; ancak, dış mekan tasarımında da bu boyutlamalar geçerli olmalıdır.

Örneğin, basamak rıhtları ve enleri, farklı işlevlerdeki duvarların yükseklikleri, yürüyüş hızına göre yer döşemesi düzenleri vb., insan boyutları esas alınarak tasarlanmalıdır.

Fizyolojik gereksinimler

Bu gereksinimler, bireyin içsel biyolojik durumuyla çevrenin iletişiminin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Peyzaj tasarımı çerçevesinde, çevre, ısı, nem, toz, duman ve gürültüden v.b. korunma açılarından konfor bölgeleri sağlanmalı; ve kullanıcılara fiziksel güvenlik temin edilmelidir.

Yarı-fizyolojik, yarı-psikolojik bir gereksinim, acıdan kaçınma, kendini koruma gereksinimidir. Kullanıcılar için güvenlik koşullarının sağlanması, yönetmeliklerin ve tasarımı biçimleyip boyutlandıran spesifikasyonların oluşturulmasına yol açmıştır. Örneğin, yüzme havuzlarının çevresinde veya köprü kenarlarında parmaklıkların sağlanması koşulu gibi.

Psikolojik ve sosyal gereksinimler

İnsanların psikolojik gereksinimleri, bireylerin yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, kültürel geçmiş deneyimlerine göre değişkenlik gösterir. Böylece bir çocuğun psikolojik ihtiyaçları, bir yetişkinin ya da ergeninkinden farklıdır. İnsanın yaşamsal taleplerinden gelen ve psikolojik ve sosyal gereksinimleri harekete geçiren faktörler şunlardır:

Sosyallik: iletişim, birliktelik ve aitliliğe olan gereksinimdir.katılımcı tasarım bu gereksinim sağlamada etkili bir yol olabilir.

Dinginlik: gereksinimleri güvenliğe özlemden doğmaktadır.

Kişisellik: gereksinimi, dinginlik ve kendini ifade etme gereksinimleriyle örtüşmektedir.

Kendini- ifade etme: bireyselci olmakla ilişkilidir, ama buna ek olarak,diğer bireyler tarafından kabul edilme gereksinimini de içerir. Ayrıca, kişinin kendini belirli bir alana ait hissedip onunla özdeşleşmesiyle de ilintilidir.

Bireyin içsel zenginleşmesi: gereksinimleri basit olmayan hatta karmaşık denebilecek çevrelerde sağlanabilir. Bireye geniş bir yelpazede çok çeşitli seçenekler sunulursa, bunlardan hiç değilse birinin ilgisini çekmesi olasılığı daha yüksektir.

Kişisellik, kendini ifade etme ve bireyin içsel zenginleşmesi gereksinimlerinin sağlanmasıyla, kullanıcılara kendini tanıma ve bireysel yaratıcılık yolu açılabilir; ve böylece de estetik deneyimlere zemin hazırlanır.

Christopher Alexander’ın teorik konu mahallesi örneği, mekansal öngörüler terk edilip vurgu davranışsal faktörlerde olduğunda, beklenmedik seçeneklerin ortaya çıkabildiğini göstermektedir.

Algılama ve Değerlendirme

Duyum, dış çevrenin zihinsel imgesi olarak düşünülebilir. Algı, yalnızca görmekten daha karmaşık bir süreçtir. Çevreye bakarken her kişi onlara verdiği değere göre çevrenin farklı boyutlarını algılar. Örneğin, üzerinde ağaçlar olan eğimli bir araziye bakarken biri eğimi, diğeri de ağaçları çevreye karakterini veren öğe olarak algılayabilir. Algılayan kişinin, geçmiş deneyimleri ve öğrenimi, algılamanın sınırlarını ve yönünü belirler. 18. Yüzyıl peyzaj bahçeleri tasarımının önemli bir yönüydü. Burada,mecazi ve mitolojik göndermeleriyle heykeller, tapınaklar ve diğer yapıcıkların da yer aldığı bir dizi değişen görünümlerin ve görsel deneyimlerin oluşturulması ve peyzajın biçimlendirilmesi ile, yücelik, neşe, eğlence, hüzün, güzellik, korku gibi belirli tepkilerin bir arada değil de, peşpeşe uyarılması amaçlanmaktaydı.

Öte yandan farklı yaş guruplarında farklı algılama ve değerlendirmeler gözlemlenebilir.

Ölçek kavramı ve peyzaj tasarımında ölçeğin algılanması

Peyzaj mimarlığında ölçek, görsel ilişkilerden oluşan girift bir ağın algısal sonucudur. Peyzaj tasarımındaki ölçek, binalardaki ölçekten farklıdır. Elemanlar açık mekanda olduklarında, farklı bir ölçek kazanırlar. Bu durum özellikle kırsal çevrelerdeki geniş alanlar için geçerlidir.

Açıklığın yanı sıra,mesafe de boyutları, derinliği ve böylece ölçeği değiştirir. Perspektif- Vista veren görünümler- boyutları gerçeğin ötesinde arttırabilir.

Diğer taraftan, peyzaj elemanlarının çevreye ölçek verebilme yetisi vardır. Örneğin, geniş kentsel bir meydan, ölçek veren birim malzeme ile döşendiği zaman, insan ölçeğine getirilebilir.

Peyzaj tasarımında üç düzeyde ölçek olabilir:

-ön plan,

-orta plan,

Arka planda algılanan ölçekler.

Ön planda, zemin döşemeleri, yüzey dokuları, yeşilin dokusu v.b. tüm ayrıntılarıyla görülebilir. Hem genel tasarım biçimleri, hem de ayrıntılar rahatça görülebildiğinden, orta plan düzeyi bu avantajıyla pek çok olanak sağlıyorsa da, en ihmal edilen çevresel algı düzeyidir. Arka plan, yalnızca tasarıma genel bir fon oluşturur. Oysa, ön ve orta plandaki ayrıntıların arka plan sayesinde ortaya çıkıyor olmaları, tasarımda arka planın da çok iyi düşünülmesinin önemini ortaya koymaktadır.

Peyzaj tasarımında mekan kalitesi ve mekanın algılanması

Peyzaj tasarımında mekan, açık, yarı kapalı veya çerçevelenmiş olabilir. Tavan genellikle gökyüzü olurken, açık mekanın zemini topraktır. Açık alanlarda tasarım yoluyla küçük hacimler, mekanlar oluşturulabilir. Bu mekanlar arazi şekilleriyle tariflenebilir ve bitki gruplamalarıyla vurgulanabilir. Peyzajda mekan oluşturulması, doğrudan bitkilerin kullanım yoluyla da gerçekleştirilebilir; bitkiler tünel tipi, yönlendirilmiş mekanlar, ya da dal ve yapraklarla üzeri örtülmüş mekanlar tanımlayabilirler.

İnşai malzemeyle de mekanlar yaratmak mümkündür. Mekanın tavanı plastik korunak, kanvas kumaş, ahşap, beton ya da çelik ve kaplama malzemesi olabilir. Bu örtücü korunaklar kalıcı veya sökülebilir geçici konstrüksiyonlar olabilir. Peyzaj tasarımında özellikle doğal malzemeyle mekanın yapımı, zaman faktörüyle çok yakından ilişkilidir. Tasarımcı, doğal elemanların gelişimlerini tamamladığı zaman
oluşacak mekansal nitelikleri öngörme yeteneğine sahip olmalıdır.

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

AHŞAP DÖŞEME KAPLAMALARI

Ahşap Döşeme/Zemin Kaplamaları

Ahşap ve betonarme binalarda döşemelerde ahşap malzeme kullanılır. Zeminin üzerine ses ve ısı yalıtım malzemeleri konarak binada izolasyon sağlanmış olur. Ahşap binalarda ahşap döşeme yapmak zorunludur. Betonarme binalarda estetik nedenlerle ve ses ve ısı yalıtımı için ahşap döşeme yapılır.

Betonarme binalarda zemin taşıyıcısı olarak tabliye beton kullanılmasına karşın, katlar arasında ısı ve ses yalıtımı ile estetik nedenlerle de ahşap döşemelerle kaplanır.

Tahta Döşeme Kaplamalar

Kâgir döşeme üzerine ahşap kaplama yapabilmek için kagir üzerine tesviye betonu atılır. 4×4, 4×5 cm ebadındaki kadronlar 40-50cm aralıklarla zemine dübel kullanarak vida ile bağlanır. Kadronlar kalınlıktan geçirilir. Kadronlar kagir üzerine düzgün ve ipinde vidalanır.Kadronlar arasındaki kot farkları ince kamalarla giderilir. Döşenecek ahşap tahtalar da kalınlıktan geçirilir çakmadan önce tahtaların kurutulması gerekir. Döşeme yüzeyinin düzgün olması için ip çekilerek kadronlar ipe göre gerekirse altları ahşap parçalarla doldurulur.

Tahta döşeme kaplamalar tahtaların yan yana ekleme işlemine göre sınıflandırılırlar. Bunlar; düz tahta kaplamaları, lanbalı (binili) tahta kaplama, kendinden çıtalı kinişli tahta kaplama ile yabancı çıtalı kinişli tahta kaplamadır.

Düz tahta kaplamaları

Tahtaların her iki cumbası rendelendiği gibi bırakılır bu nedenle düz tahta döşemelerde ahşabın çekmesi sonucunda tahta araları açılarak, bu aralardan alt kısmın görünmesine neden olur. Tahtalar birbirinden bağımsız esneme yapar buda gıcırtılara neden olabilir. Çivileme yüzeyden yapılır. İstendiğinde çivilerin başı tahtaya gömülerek macunla veya ahşap tozu tutkalla karıştırılarak çivilerin başı kapatılabilir ve ahşap renginde renklendirilebilir. Düz tahta kaplamalar bazen parke kaplama altına da kör döşeme olarak ta yapılır.

Lanbalı (Binili) Tahta Kaplama

Düz tahta döşemeye göre daha sağlamdır. Tahtaların her iki cunbasına lanba açılır. Tahtalar birbirinden esnemeye karşı azda olsa destek alırlar. Tahtaların çekmesi sonucunda tahta aralarından alt kısım görünmez. Çiviler yüzeyden görünür. İstendiğinde çivilerin başı tahtaya gömülerek macunla veya ahşap tozu tutkalla karıştırılarak çivilerin başı kapatılabilir ve ahşap renginde renklendirilebilir.

Kendinden Çıtalı Kinişli Tahta Kaplama

En çok kullanılan ve en sağlam tahta kaplama şeklidir. Tahtaların karşılıklı cunbalarının birine kiniş, diğerine kendinden çıta açılır. Tahtalar esnemeye karşı birbirinden tam destek alır. Çivileme kendinden çıta üzerinden yapılarak çivilerin gizlenmesi sağlanır.

Yabancı Çıtalı Kinişli Tahta Kaplama

Kendinden çıtalı kinişli tahta döşemeye benzemesine rağmen tahtaların iki kenarına kiniş açılır, bu kinişlere sert ağaç veya kontraplaktan yabancı çıta hazırlanarak döşeme yapılır. Çivileme yabancı çıtadan yapıldığından çivi başları görünmez.

Tahta Kaplamaların Genel Uygulama Esasları

Kadronlar için beton zemin içine 40-50cm aralıkta ahşap takozlar yerleştiriniz.(çekiç ve murçla).
Takozları yerleştirirken ahşap takozun elyafına dikkat ediniz. Takozların etrafındaki boşlukları harç ile sıvamayı (spatula veya mala ile) unutmayınız.

Kadronları zemine yerleştirdiğiniz ahşap takozlara vida veya çivi ile monte ediniz. Ahşap kadronları zemine 40-50cm aralarla yerleştirdiğiniz dübellere vidalayınız.

Dübel yerlerini darbeli matkap ile ve uygun 8’lik uçla deliniz. Dübele uygun vidayı seçiniz. Vida başlığını kadrona gömecek şekilde vidalayınız. Kadronlara vida yerini bir küçük çapta matkap uçla açmayı unutmayınız.

Kadronları monte ederken (su terazisi ile) terazilerine bakmayı unutmayınız.

Kadronları ziftlemeyi unutmayınız.

Kadronlar arasına isteniyorsa veya gerekiyorsa izolasyon malzemeleri döşenebilir. Ayrıca bulgurlama da yapılabilir. Tavan kaplaması ile döşeme tahtaları arasına saman moloz karışımı veya kum gibi bir malzemenin doldurulması ile yapılan bir uygulamadır. Döşeme bulgurlaması aynı zaman da ahşap kâgir binalarda son kat tavanlarına da uygulanır. Son katların tavan kaplaması yapıldıktan sonra üzerine kerpiç çamuru şeklinde hazırlanmış olan çamur 5–6 cm kalınlığında katman oluşturacak şekilde dökülür. Ancak bu uygulama çatılı binalarda yapılmaktadır. Tavanların ısı yalıtımını artırmak için yapılan bir uygulamadır.

Düz, binili ve yabancı çıtalı tahtaları yukarıda ki şekillerde gösterdiğimiz gibi tahtaları boşluk kalmayacak şekilde kadronlara galvanizli çivi ile bir önceki tahtaya, doğru eğimde çivileyiniz.

Tahtaların boylarını kadronların üzerinde ek olacak şekilde boy kesimi yapınız.

AHŞAP TAKLAR- ARBORSLAR

TAK – ARBORS

 
En basit tanımıyla geçit, altından geçilen yapı manasına gelmektedirİlk ortaya çıkışı, özel günlerde bayramlardave festivallerde, geçit yapılacak caddelere geçici veya sürekli olarak kurularak, günün anlam ve önemine göre yazı, çiçek vb. ile süslenen kemer şeklinde olmuştur. Bazı taklar, savaş kazanılması gibi elde edilen büyük başarılar ve yaşanan önemli olaylar şerefine de yapılabilmekteydi. Bu türden taklar, çimento vb. gibi dayanıklı bir malzemeyle kalıcı olarak anıt biçiminde yapılmakta ve dilimize çardak olarak geçen çehartak Farsça ‘da dört kemer anlamına gelmektedir.
Tak ürünü; yapılardan bağımsız olarak tek başına yükselen, özellikle yürüyüş yolları üzerinde veya etrafı çit benzeri ürünler ile çevrili alanların girişlerinde kullanılan dekoratif, çatısında sıvı izolasyonu bulunmayan gölgelik oluşturmak maksadıyla yapılan farklı çatı şekillerine sahip yapıları temsil etmektedir. Farklı modeldeki takların çatı üstleri genellikle çeşitli bitkiler ile süslenmek suretiyle kullanılmaktadır.
 
Tak ürünlerimiz genellikle ithal çam ağaçlarından imal edilmektedir. İsteğe göre özel Afrika ağaçlarından da (sapelli, ıroco, vb.) yapılmaktadır. Fırınlanmış olarak nem oranının %12-16 arasında tercih ettiğimiz ithal çam ağacı isteğe göre kahverengi ve yeşil emprenye edilerek ağacın mantar ve böcek istilasına karşı uzun yıllar koruyucu görev görmesi sağlanır. Ayrıca en iyi ahşap dış cephe boyalarıyla da istenilen renkte boyanıp ahşabın UV ışınlarından ve olumsuz hava koşullarından uzun yıllar korunması sağlanır.
Tak ürünlerimiz istenilen ebatlarda özel proje ve tasarım çalışması yapılarak, müşterilerimizin beklenti ve isteklerine en uygun koşullarda sunulmaktadır.
Tak malzemelerimiz, müşterilerimizin istekleri doğrultusunda tasarımlarına uygun olarak atölyede hazırlanır. Yerinde montajı yapıldıktan sonra son rötuş boyası yapılır.
Tak ürünlerimizin tasarım özellikleri; isteğe ya da projeye göre çok çeşitli olabilmektedir. Bu konuda sayısız tasarım söz konusu olabilmektedir. Farklı tasarımlar ile sarmaşık tarzı bitkilerin uygulanması ile gölgelik alanları oluşturulabilir ve daha güzel görsellik kazandırılabilir.
Tak ürünlerimiz ister evinizin ister villanızın isterseniz işyerinizin bahçesinde yürüyüş yollarında veya girişi vurgulamak istediğiniz alanlarda kurulumu yapılabilir. Tak ürünlerin zemin montajı ister beton üzerine isterseniz toprağa kazık çakma yöntemiyle yapılabilmektedir.
Tak ürünlerimizi tarafımızdan sunulan aksesuarlar ile kombine ederek de tercih edebilirsiniz.