Posts

Ahşap ve Ahşabın Düşmanları

Ahşap en eski inşaat malzemelerinden biridir. İşlenmesi kolaydır, hafiftir, mukavimdir, ses, ısı ve elektrik yalıtımında mükemmel özelliklere sahiptir.

Ancak aynı zamanda biyolojik bir madde olan ahşap dış etkenlerle çeşitli bozulmalara uğrar. Ahşaba uygulanacak çeşitli koruma işlemleri onu bu dış etkilere karşı korur. Bu bölümde ahşabın başlıca bozulma nedenleri ve bunlara karşı nasıl korunabileceğinden söz edeceğiz.

Ahşabın birçok biyolojik düşmanı da var. Mantarlar bakteriler, böcekler ve termitler. Bunlardan bazıları ahşabın tamamen yok olmasına bazıları ise sadece görüntü bozukluklarına neden olur. İşte bu özellik acaba kötü mü? Ormanda büyüyen ağaçların hiç yok olmadığını bir düşünün! Ahşap “doğada yok olabilen” bir malzemedir. “Çöpü“ yoktur. İstendiği zaman ona, onu sonsuza kadar yaşatacak tasarım ve teknolojiyi uygulayabilir, istediğimiz zaman da yakabilir ya da çürümeye terk edebiliriz. Burada özellikle yapıda kullanılan ahşap malzemeden bahsettiğimiz için ahşabın düşmanlarından ve onu bu düşmanlarından koruyacak önlemlerden söz edeceğiz.

YÜZEY BOZUKLUKLARI

Bakteriler

Özellikle ağaçlar kesildikten sonra uzun süre su içinde bekletilirse, bazı bakterilerin saldırısına uğrar. Bakteri tahribatı ahşabın taşıma gücünü etkilemez. Ancak önkoruma işlemi ya da şeffaf boya, vernik uygulamalarının sonunda yüzeyde lekelerin oluşmasına neden olur. Bakteri tahribatı sadece yüzeyin bazı maddelere karşı geçirgenliğini arttırır, bu da önkoruma malzemelerinin kurumasını geciktirir ve yüzeyde görüntü bozukluğuna sebep olur. Ahşabın yapısını tahrip etmez. Mavi renk mantarları sadece görüntüyü bozar.

Yüzey küfü ve mavi renk mantarları

Ahşapta çürüme ve yüzey küfü, hava hareketleri yoluyla dağılan mantarlara ait sporların yüzeyde birikmeleri nedeniyle meydana gelir. Bu sporlar üzerindeki ahşap rutubetinin %20’nin üzerinde olduğu ortamlarda gelişirler. Yüzey küfü ve mavi renk mantarları yüzey görüntüsünü bozar, ancak ahşabın dayanıklılığını ve ömrünü azaltmaz. Önkoruma işlemlerinin mavi renk mantarları ve yüzey küfü üzerinde etkisi azdır. Ancak bir çok dış ortam kalitesindeki boyanın içerisinde bu tür bozulmaları önleyici katkılar bulunur.

AHŞABI ÇÜRÜTEN MANTARLAR

Özellikle Türkiye’de sık rastlanan, ahşabın çürümesine neden olan mantarlardan bazıları şunlardır.

Serpula lacrymans

Ağlayan mantar
Kuru Çürüklük Mantarı (Serpula lacrymans)
Bu mantar, nemli, sıcak ve rüzgarsız koşulları, %30-40 rutubetinde ve bakım yapılmamış ahşabı tercih eder. Tahrip ettiği selüloz, karbondioksite ve suya ayrışarak ahşabın mukavemetini kaybetmesine, parmaklar arasında ezildiğinde kuru bir toz haline gelmesine sebep olur bu sebeple de Kuru Çürüklük yapan mantar adını alır. Mantarın hüfleri, gelişmesi için gerekli suyu yapının herhangi bir yerinde bulup tuğlalardan nüfuz ederek tahrip edecek ahşap arar. İdeal büyüme koşullarında, mantarın üreme organı bir yıl içinde gelişir ve buradan milyonlarca pas kırmızısı renginde spor etrafa yayılır.

Kiler Mantarı (Coniophora puteana)

Kiler mantarı, rutubeti yüksek ahşaptan beslenen, ıslak çürüklük mantarlarından biridir. Ahşabın ağırlığının ve mukavemetinin azalmasına ve sonuç olarak çökmesine sebep olur. Islak Çürüklük mantarları, Kuru Çürüklük Mantarlarına nazaran daha fazla nem ihtiyacı duyarlar. Serpula Lacrymans‘in aksine, bu mantar, etli bir sporofor gövdesi değil, ince, zeytin yeşili, düz bir sporofor oluşturur. Ahşap yüzeyinin üzerinde karakteristik koyu kahverengi çatlaklar meydana gelir. Genellikle mahzenlerde veya sürekli olarak nemli olan yerlerde bulunur.

Beyaz Delikli Mantar ( Androdia Vaillanti)

Bu, ıslak yumuşak ağaçtan beslenen diğer bir ıslak çürüklük mantarıdır, sonuçta, ahşabın çökmesine sebep olur. Kuru Çürüklük Mantarlarına nazaran daha aşırı sıcaklıklara (27°C-36°C) toleranslıdır. Mycelium’u (hüf kitlesi), ahşabın yüzeyinin üzerinde, kar beyaz renkli yelpaze şekilli oluşumlar meydana getirir. Sporoforları ve sporları da yine açık renklidir. Kömür madenlerinde sıkça rastlanan bir mantardır ancak aynı zamanda, nemli binalarda da bulunur.

Beyaz Çürüklük Mantarları

Beyaz çürüklük yapan mantarlar, odunun esas yapısını meydana getiren tüm bileşiklerini, yani hem lignin hem de karbonhidratları tahrip etme kapasitesine sahiptirler. Teorik olarak odun hammaddesinin tümünü tahrip edebilmektedirler. Böylece çeperde incelme yeknesak bir şekilde olmakta ve hücre çeperinin tahribatı yeknesak bir şekilde ilerlemektedir. İki esas tipe ayrılmaktadırlar. Birinci beyaz tip çürüklükte sağlam odun içerisinde genellikle birbirinden ayrı boşluklar oluştuğundan, bu görünüşe Delikçikli Çürüklük adı verilmiştir. İkinci tip beyaz çürüklük mantarlarının hücre çeperinde oluşturduğu küçük delikçikler tedricen büyüyüp, sayıları artar, sonunda delikçikler birleşerek hücre çeperi kompleksini ortadan kaldırır. Böylece odunda çıplak gözle görülebilecek büyüklükte boşluklar oluşur. Beyaz çürüklüğe uğramış oduna çıplak gözle bakıldığında renk değişimi ve ağırlık kaybı dışında fazla bir değişiklik tespit edilmez.

BÖCEKLER

Mobilya Böceği (Anobium punctatum)

Bu ahşap kemiren böcek hem yumuşak hem de sert ahşaba hasar verebilir. Böceğin larvası, selülozu sindirerek ahşabı deler. Yaklaşık olarak 2 ila 6 yıl içinde bunlar, yetişkin böcekler haline gelirler. Yaz aylarında, 1-2 mm çapında karakteristik yuvarlak delikler oluşturarak dışarı çıkarlar. Çiftleşme sonrasında dişiler yumurtalarını (80 kadar), çatlaklara, dar boşluklara bırakırlar. Yumurtalar çatlar ve yeni bir nesil, yeni bir yaşam çevrimine başlar. Yaşam çevrimi, daha önce mantar tahribatına uğramış rutubetli ahşapta, 3 yıla kadar inebilir. Larvaları 1-2 mm çapında, 4-6 mm uzunluktadır.

Ölüm Saati Böceği (Xestobilum rufovillosum)

Bu ahşap delici böcek, mobilya kemiren böceğin akrabasıdır, ancak çok daha büyüktür. Larvaları 10 mm uzunlukta, uçuş deliği geniş ve yuvarlaktır, (2-3 mm çapında). Ortaya çıkan toz kabadır ve rulo şekillidir. Bu böceğin larvaları, genellikle bozunan meşe ahşabında bulunur ve yumurtadan yetişkine kadar olan hayat çevrimi 3 yıldan 10 yıla kadar olabilir. Kuru ve sağlam tahtada, larva, pupa haline gelmesi öncesinde 12 yıla kadar tünel açabilecektir. Birçok diğer delici böcekte olduğu gibi, tüm hasarı yapan, ahşaptan beslenen larvalardır. Sonuç olarak larva pupası böcek haline gelir ve bunlar ahşaptan dışarıya çıkarlar ve çiftleşirler, çevrim tekrar başlar. Dişi, 200 e kadar yumurta bırakır. Genelde, sadece sert ahşaba zarar verirken, bu ahşap delici böcek, yumuşak ahşabın bozulması ile beslenir. Böceğin başının sebep olduğu vurma, bahar aylarında, uçuş mevsiminde, bir çiftleşme çağrısıdır.

Bu böceğin kiliselerde bulunması, ona ölüm saati isminin takılmasına neden olmuştur.

Ev Teke Böceği (Hylotrupes bajulus)

Bu ahşap kemirici böcek, kurutulmuş yumuşak ahşaba zarar verir ve yumurtalarını, ahşabın çatlaklarına ve dar boşluklarına bırakır. Yumurtalar, 3 hafta içerisinde larvalara dönüşür. Larvalar, tünel açarak, bir gün içerisinde, kendi boylarına varan mesafede ahşabı imha edebilirler. Olgunluk dönemine yaklaştıklarında, yaklaşık olarak 35 mm uzunluğunda olduklarından, bu böceklerin sebep olduğu zarar inanılmaz olabilir.

Ev teke böceği larvası    3-10, uygun olmayan şartlarda 17 yıl, tünel açtıktan sonra, yetişkin böcek, çiftleşme mevsiminde ahşabı terk eder, geride 10 mm ye kadar uzunlukta ve 6 mm ye kadar genişlikte olabilen karakteristik oval bir uçuş deliği bırakır. Çiftleştikten sonra, bir böcek 200 e kadar yumurta bırakabilir. Bu böcek Avrupa, Rusya, Güney Afrika ve ülkemizde bulunmaktadır. Görüldüğü bölgelerde kullanılan tüm yumuşak ağaçlar uygun önkoruma işleminden geçirilmelidir. Ahşap rutubetinin % 28-30 olmasını ve 28°-30°’lik sıcaklıkları sever. Rutubet % 8’in altına indirilirse ölür.

Odun Oyan Bitler (Pentarhum huttoni ve Euophryum confine)

Rutubetli şartlarda kullanılan, çürümüş, yumuşak ve sert ahşapta görülür. Havalandırma imkânı az olan yer döşemeleri, mahzenler, kilerler ve rutubetli zemin ya da duvarla temasta olan yerlerde kullanılan ahşap özellikle hassastır. Yukarıda sayılan şartlarda kullanılan kontrplaklara da arız olurlar. Larvaları ağaç malzemede liflere paralel yönde çok sayıda tüneller açarlar. Tüneller çoğunlukla odun yüzeyine açılır. Pupa devresinden sonra malzemeyi terk ettiklerinde açtıkları uçma delikleri küçük, yaklaşık 1 mm çapında olup, deliklerin kenarı düzgün değildir. Ergin böceğin görünümü, mobilya böceğine benzediğinden, teşhiste dikkat edilmelidir. Sağlam kuru ahşabı tahrip etmediklerinden rutubet kaynağı kaldırılır ve mantarların arız olması önlenirse önkoruma işlemlerine gerek yoktur.

TERMİTLER

Genenelde ancak yanlış olarak “beyaz karıncalar” olarak tanımlanan termitler, ahşap oyucu böceklerin en yıkıcılarıdır. İngiltere’de görülmezler ancak Tropik Bölgelerde, ABD’de, Avustralya’da ve daha az bir oranda, Avrupa Kıtasında görülürler. Ahşaba ek olarak, canlı ağaçlara, ekinlere ve plastik ve kauçuk dahil diğer birçok malzemelere saldırırlar. Geniş olarak bakılırsa, iki ana grupta incelenirler:

Kuru Odun Termitleri (Kalotermes flavicollis)

Bunlar, tamamıyla ahşabın içinde çalışırlar ve genellikle, çok ciddi hasar meydana gelene kadar belirlenemezler. Tahribat, yumurtalarını, ahşap malzemeler ve mobilyaların çatlaklarına veya birleşim yerlerine bırakarak uçan yetişkinlerle başlar. Bu böcekler esas olarak, kıyı bölgelerinde bulunmaktadır.

Toprakaltı Termitleri

Bunlar yaygınlardır ve büyük tümseklerin içinde veya yaşlı ağaçların kütüklerinde yaşarlar. Kurumadan korunmak için çamur tünelleri inşa ederler. Bu çamur tünelleri, termit tehlikesinin büyük bir delilidir. Yeraltı termitlerinin en sık rastlanan üç grubu, ıslak ahşap termitleri (Termopsidae), nemli ahşap termitleri (Rhinotermitidae) ve yeraltında yerleşen termitlerdir.

kaynak: http://www.orsiad.com.tr/ahsap-ve-ahsabin-dusmanlari.html

Bahçe Tasarım Fikirleri

      Özellikle metropollerde yaşayan insanlar için şehir yoğunluğuna bağlı stres ve yorgunluk herkes tarafından bilinmektedir.  Bunu biraz olsun hafifletmek isteyenlerimiz şehir merkezlerinden biraz uzaklara kaçarak kendilerine ait özel bir alan yaratmayı tercih ediyorlar. 

    Şehirden uzak bir bölgeye yerleşim ve ufakta olsa bir bahçeli eve sahip olmak ile herşey bitmiş sayılmıyor. Sizi şehir stresinden uzaklaştıracak bir kaç saatliğine de olsa yorgunluğunuzu atabileceğiniz sevdiklerinizle haftasonlarını ve uzun yaz günlerini değerlendirebileceğiniz peyzaj tasarımı ile gözünüzü yormayacak, sakinliği, dinginliği ve doğallığı hissedebileceğiniz özel tasarımları da değerlendirmeniz gerekmektedir.

     Sizin için hazırladığımız görsellerle bahçenize uygun peyzaj tasarımları ve ahşap bahçe mobilyaları üzerine ufak bir fikir edinebilirsiniz.

ahsap-bahce-tasarımı1

ahsap bahce tasarımı2

ahsap-bahce-tasarımı3-2

ahsap-bahce-tasarımı4-2

ahsap-bahce-tasarımı5

ahsap bahce tasarımı6

ahsap bahce tasarımı7

ahsap-bahce-tasarımı8

ahsap-bahce-tasarımı9

ahsap bahce tasarımı10

ahsap-bahce-tasarımı11

ahsap-bahce-tasarımı12

ahsap-bahce-tasarımı13

 **Önemli Not: Fotoğraflar alıntıdır…

 

Bahçenizde çocuğunuz için özel bir oyun alanı yaratın…

Ahşap Çocuk Oyun Evi Tasarımları

      Çocukların enerjilerini uygun şekilde harcayabilmeleri için oyun oynamaları gerekir. Çocuklar hayatile ilgili temel bilgileri oyunlardan edinirler. Ayrıca oynanan oyunların çocukların fiziksel ve psikomotor gelişimine etkisi vardır. Bahçeli bir eviniz var ise tercih edeceğiniz ahşap oyun evi ile çocuğunuza özel bir alan yaratma, önünde ayıracağınız ufak bir ekim, dikim alanı ile çocuğun doğayı öğrenmesi ve üzerinde biriken statik enerjiyi atması sağlanabilir.

       Ahşap oyun evleri genellikle ithal çam ağaçlarından imal edilmektedir. İsteğe göre özel Afrika ağaçlarından da (sapelli, ıroko, vb.) yapılmaktadır. Fırınlanmış olarak nem oranının %12-16 arasında tercih ettiğimiz ithal çam ağacı isteğe göre kahverengi ve yeşil emprenye edilerek ağacın mantar ve böcek istilasına karşı uzun yıllar koruyucu görev görmesi sağlanır. Ayrıca en iyi ahşap dış cephe boyalarıyla da istenilen renkte boyanıp ahşabın UV ışınlarından ve olumsuz hava koşullarından uzun yıllar korunması sağlanır.

       Oyun evleri istenilen ebatlarda özel proje ve tasarım çalışması yapılarak, sizlerin beklenti ve isteklerine en uygun koşullarda sunulmaktadır.

        Ahşap oyun evleri malzemeleri, sizlerin istekleri doğrultusunda tasarımlarına uygun olarak atölyede hazırlanır. Yerinde montajı yapıldıktan sonra son rötuş boyası yapılır.

ahsap cocuk oyun grubu 1

ahsap cocuk oyun grubu 2

ahsap cocuk oyun grubu 3

ahsap cocuk oyun grubu 4

ahsap cocuk oyun grubu 5

ahsap cocuk oyun grubu 6

ahsap cocuk oyun grubu 7

ahsap cocuk oyun grubu 8

ahsap cocuk oyun grubu 9

ahsap cocuk oyun grubu 11

ahsap cocuk oyun grubu 12

ahsap cocuk oyun grubu 13

ahsap cocuk oyun grubu 14

ahsap cocuk oyun grubu 15

ahsap cocuk oyun grubu 16

ahsap cocuk oyun grubu 17

Önemli Not: Resimler Alıntıdır….

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN ÇEŞİTLİ YAPILARDA KULLANIMI

   Laminasyonlu Ahşap Kirişler

  Laminasyon tekniğinde lamine oluşturmanın teknolojisi, kısaca küçük kesitli birçok tahtanın tabaka halinde birbirleri ile yapıştırılması ve hammadde odunun daha tasarruflu olarak kullanımı, başkaca, yapı elemanlarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin iyileştirilmesi olarak ifade edilebilir. Laminasyonda kural olarak, farklı ağaç türü, değişen tabaka (kat) sayısı, farklı boyutlar ve şekiller uygulanabilmektedir. Örneğin, büyük boyutlu lamine elemanlarda (kirişlerde), lamine (tabaka) kalınlıklarının 25,4 mm. ile 50,8 mm. arasında olması gerekirken, pencere doğraması üretiminde kullanılacak malzemede ise, uygulanan forma göre lamine kalınlıklarının 3,2 mm.’ yi geçmemesi gerekmektedir.

    Laminasyonlu ahşap kirişler (LAK), kulanım yerine ve amacına göre düz yada değişik formlarda uygulanabilmektedir. Kemer şeklinde yapılan taşıyıcı elemanlarda dayanak noktaları arasında 152,5 m açıklık, düz lamine elemanlarda ise 42,7 m açıklık yapılabilmektedir. Bu açıklıklarda kullanılan lamine elemanın kesit kalınlığı 2,13 m’ yi bulmaktadır.

   Düz kirişler genellikle kendisini oluşturan tabakanın yatık yada dikine olarak yerleştirilmesi ile imal edilmektedir. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi birden çok elemandan oluşan birleşik yapı elemanları, üretim yerinde monte edilebilir. Güzel biçim verilebilmesi, estetik olması, bakımının kolaylığı, montaj süresinin kısalığı nedeni ile LAK’ in birçok yerde kullanılmakta olup, en yaygın kullanım alanları aşağıda sıralanmış bulunmaktadır.

a. Köprü inşası, hipodrom, gemi kısımları,

b. Ahşap evlerin iç taşıyıcı elemanlarında,

c. Ahşap evlerin merdiven, tavan, duvar ve yer döşemelerinde,

ç. Okul, cami, alışveriş merkezi gibi yapılar,

d. Spor salonları, kapalı yüzme havuzu, kapalı tribün yapıları,

e. Büyük depo ve hangar yapımı, fabrika binaları,

f. Sinema, tiyatro, konser, teşhir ve gösteri salonlarının iç mekanlarında,

g. Konut, otel, bahçe mobilyası, pergola yapımı,

ğ. Kapı, pencere, pervaz ve lambri üretiminde,

h. Vagon ve karavanların duvar, tavan ve yer döşemelerinde,

ı. Hava ve deniz ulaşım araçlarının iç mekanlarında,

i. Doğrama profili olarak,

k. Çatı malzemesi,

l. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi yerlerde L.A.K.’ ler
ideal kullanım yeri olarak değerlendirilmektedir.

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN ÇATIDA KULLANIMI

       Hafif olmasına karşılık yeterli dirence sahip olması ve temele az yük vermesi nedeniyle ağaç malzeme büyük oranda  kullanılmaktadır. Şekil 1 ve 2’ de çatıda kullanılan LAK’ler görülmektedir. Çatıda LAK’ lerin şu gibi kullanım yerleri bulunmaktadır. Mertek, Aşık (Mahya, Damlalık), Gergi, Baba, Bırakma Kirişi, Göğüsleme, Kuşak, Yastık, Dikme gibi çeşitli isimlerle değerlendirilmektedir. Uygulaması için; çivi, vida, bulon ve tutkal gibi birleştirme elemanları yada geçmeler kullanılır. Bu amaçla masif ahşap (yapıştırılmış) da değerlendirilebilir. Gerek asma ve gerekse oturtma çatılarda ahşap güvenle kullanılmaktadır. Ayrıca kafes sistemlerde de ahşabın değerlendirilmesi söz konusudur. Çoğunlukla kullanılan ağaç türü göknar, kayın, meşe, dişbudak, gürgen, ceviz ve sedirdir.

lamine sekil 1

      Almanya’da laminasyonlu ahşap kirişlerle fuar alanı yapılmıştır. Şekil 3’ de fuar alanı projesi, Şekil 4’ de fuar alanı inşaatı, Şekil 5’ de fuar alanın tamamlanmış hali görülmektedir.

lamine sekil 2

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN KÖPRÜ YAPIMINDA KULLANIMI

       Lamine ahşap presin hareketli pistonları, hareketli alt kayıtları sayesinde istenilen boy ve genişlik ve kalınlıkta kavisli kirişler yapılabilmektedir. Bu kavisli kirişlerde Şekil 6’ da proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin nerelerde kullanılacağı görülmektedir.

lamine sekil 3

      Şekil 6. Proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin kullanım yerleri Şekil 7’ de köprünün yapılış aşaması ve Şekil 8 ve 9’da da köprünün tamamlanmış hali görülmektedir.

lamine sekil 4

lamine sekil 5

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN DOĞRAMA PROFİLİ OLARAK KULLANILMASI

   LAK’lerin en önemli kullanım alanlarından bir tanesi de doğrama profili olarak kullanılmasıdır. Dış cephede çeşitli atmosferik olaylara maruz kalan pencerelerde ve kapılarda kullanılacak ahşabın lamine edilmesi gerekir. Şekil 10’da lamine ahşap doğrama profili görülmektedir.

lamine sekil 6

      Şekil 11, 12 ve 13’ de görüldüğü gibi laminasyonlu ahşap kirişler pencerelerde kasa (telore), kanat, kayıt olarak; kapılarda ise başlık, seren, kayıt gibi isimlerle kullanılmaktadır. Şekil 14’ de lamine ahşap kirişin kapılarda kayıt olarak kullanılması görülmektedir. Sonradan ölçülerinde meydana gelebilecek daralmaları önlemek için özellikle bina içi kapı ve pencere laminasyonlu ahşap kirişler %8-10 rutubete kadar kurutulur.

lamine sekil 7

   Pencere doğramalarında genellikle çam, sedir, meşe, ladin, göknar ve bazı yabancı türler kullanılmaktadır. Bina içi pencere doğramalarında ladin; kapılarda ise göknar tercih edilir. Bina dışı kapılarda (dış ortam etkilerine maruz kalan) çam, sedir, meşe, dişbudak ve karaağaç kullanılmaktadır.

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERE UYGULANAN BAĞLANTI DETAYLARI VE ELEMANLARI

     Laminasyonlu ahşap kirişlerin üretiminde ürün formuna göre özel kalıpların kullanılması gerekmektedir. Kullanılan kalıplar seri imalat ilkelerine uygun olmalı, birleştirme anında kolayca ve pratik şekilde ayarlanabilecek sistemde tasarlanmalıdır.

    Lamine olarak üretilen kiriş, kolon ve aşıklarda uygulama yerine göre metal bağlantı yardımı ile değişik birleştirme detayları uygulanmaktadır.Bununla ilgili detaylar Şekil 15’ de verilmiştir.

lamine sekil 8

Burada;
a. Metal boru kolon üzerinde laminasyonlu kiriş birleştirme
b. Lamine kolon üzerinde U plaka ile kiriş birleştirme
c. Lamine kolon üzerinde T Plaka
d. Lamine kolon ve kirişin düz plaka ile birleştirilmesi
e. Kafes sistemlerde kiriş ve aşık bağlantısı
f. Lamine kolon ve kirişin L plaka ile bağlantısı
g. Lamine kolonun beton duvar üzerine bağlanması
h. Çatı sırtı bağlantı detayı
ı. Kiriş – aşık bağlantı detayı
i. Lamine kolonun beton zemine V plaka ile bağlanması
j. Lamine kolonun beton zemine L plaka bağlanması
k. Kiriş – aşık bağlantı detayı
l. Kavisli taşıyıcının hareketli mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’den daha fazla açıklıklarda)
m. Kavisli taşıyıcının sabit mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’ye kadar olan açıklıklarda)
n. Kavisli taşıyıcılarda boy birleştirme detayı
o. Lamine çatının taşıyıcı üzerine bağlanması

Şekil 16’da da laminasyonlu ahşap ile aşık bağlantısında kullanılan bağlantı elemanları görülmektedir.

lamine sekil 9

SONUÇ VE ÖNERİLER

       Bilindiği gibi ağaç malzeme, ilk çağlardan beri kullanım sayısı gitgide artarak insanların hizmetine sunulmaktadır. Odun hammaddesinin insan yaşamı alanında binlerce kullanım yeri olduğu bilinmektedir. Günümüzde, artan nüfusa paralel olarak ağaç malzemeden elde edilen ürünlerin tüketimi de artmıştır. Bu sonuç beraberinde odun hammaddesine duyulan gereksinimi artırmış ve sektörde bu soruna ilişkin birçok arayışlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biride masif ağaç malzeme yerine kullanılabilecek lamine ağaç malzemelerin üretimidir.

      Masif ağaç malzemeden üretilecek olan yapı elemanlarının boyutları sınırlıdır. Fakat, laminasyon yöntemi ile istenilen boyutlarda üretim yapılabilir. Çok değişik stillerde ve sınırsız formda çalışma olanağı verir. Laminasyonda kullanılan ağaç malzemeler ince ve küçük boyutlu olduğundan, doğal yöntemle ekonomik olarak kurutulabilmektedir. Büyük boyutlu ağaç malzemelerin doğal olarak kurutulması kısa sürede yapılamadığındanek bir kurutma maliyeti gerektirir. Özellikle kavisli elemanlarda, kritik yükün meydana geldiği kesitlerde boyutlar diğer taraflara göre daha büyük yapılabilmektedir. Daha az direnç gerektiren yapısal elemanların iç katlarında teknolojik değeri düşük ağaç malzeme kullanılmasına olanak sağlanmaktadır. Uygulanan en boy birleştirme yöntemleri ile çok kısa boylarda ki ağaç malzemenin değerlendirilmesine olanak sağlandığından fire oranı azalmaktadır. Ayrıca, ağaç malzemenin bünyesinde bulunan kusurlarından temizlenerek kullanılmasını sağlar. Yapıştırıcı olarak kullanılan tutkalın su itici özelliği ve katların düzenlenmesinde ağaç malzemedeki yıllık halka konumlarının iç gerilmeleri dengeleyecek şekilde tasnif edilmesi, lamine ağaç malzemenin aynı cins mono blok ağaç malzemeden daha az çalışmasına neden olmaktadır.

      Orman ürünleri endüstrisi sektörü, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde çok büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde dünya orman ürünleri pazarlarında, yeni teknolojilerin kullanılması, ürünlerin kullanım alanlarının genişletilmesi, pazarlarda yeni yapısal durumların ve rekabetin ortaya çıkması, ahşap artık ve malzemeye yeniden önem verilmesi gibi konular tartışılmaktadır. Dünyada ekonomik büyümenin devam edeceği, orman endüstri ürünleri üretiminin artacağı, yeni ürünlerinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin orman ürünleri endüstrisinin ihmal edilemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ahşap sektörü de
sürekli kendini yenileyen yeni ürünlerin üretimi ile teknolojiyi yakından takip ettiği anlaşılmıştır. Buna bağlı olarak laminasyonlu ahşap kirişlerin üretimi Türkiye de yaygınlaştırılmalı, üretimin hızlanması sağlanmalı ve yurt dışına ihracat edilmelidir.

Kaynak: Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:14

Selman KARAYILMAZLAR, Yıldız ÇABUK, İbrahim TÜMEN, Ayşe ATMACA

Saunalar

Ahşap Saunalar

Sauna, fazla ısınma terapisinden faydalanmanın mükemmel bir yoludur. Ateşi suni olarak yükseltmekten başka, sauna terapötik terlemeyi de artırır. Cildimiz en büyük bertaraf organımızdır. Cildin, terleme yoluyla vücut atıklarının %30 unu giderdiği düşünülür. Sauna banyosunu düzenli olarak almak, cildin onarılmasında ve temizleyici aktivitesinin yeniden canlandırılmasında yardımcı olacaktır. 
Her model, bilgisayar destekli tasarım ve görselleştirmenin ardından prototip sürecinde test edilir. Anahtar nokta saunayı kullanacak misafirlerin kendilerini son derece rahat hissetmeleridir. Birebir ölçüdeki prototipin testi saunanın işlevini yerine getirebilmesinin yanı sıra farklı vücut özelliklerine sahip kullanıcıların sauna içerisindeki ergonomisinin de test edilmesini sağlar. Kullanılan malzemeler, bunların birleşim ve birbirleri ile uyumu, kullanılan tüm kontrol ekipmanlarının kolayca ulaşılabilir oluşu, sorunsuz ve kolay bakım özelliklerine sahip teknik altyapı ve tüm bunları benzersiz bir görsellik içerisinde sunabilecek tasarım detayları saunalarımızı diğerlerinden ayıran önemli noktaların başında gelir.
Tasarımlar, yetkin bir mimari ekibin gözetiminde yapılır. Tasarlanan model endüstriyel tasarımcılar tarafından en uygun ergonomi ve üretim prosesini sağlayacak şekilde planlanır. İçerideki hava sirkülasyonu ile ısının kullanıcılara aktarılması, ısıtıcı sisteminin verimli ve etkin kullanımı, bakım işlemlerinin kolaylaştırılması gibi birçok teknik detay mükemmel görünen ve aynı zamanda mükemmel çalışan bir saunanın üretilmesi için kullanılır.
Sauna güvenli olmakla birlikte dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır, sauna kullanıcılarına bir kaç öneriyi şöyle sıralayabiliriz:
– Saunadan önce alkol ve ilaç almaktan sakının, bunlar terlemeyi azaltabilir ve seansınızın öncesinde ve sonrasında aşırı sıcaklamanıza sebep olabilir.
– Saunada 15-20 dakikadan fazla kalmayın.
– Saunadan çıkınca 2-4 bardak su için.
– Hastayken saunaya girmeyin ve eğer sauna sırasında fenalaşırsanız hemen kapıya doğru yönelin.
 gncahsap_sauna5

Ahşap Pencere Doğrama

Ahşap Pencere Doğramaları

Binaların ışık almasını ve havalandırılmasını temin etmek maksadıyla, duvarlara bırakılan pencere boşlukları, camlı bir çerçeve ile kapatılır. Bunlar ilk bakışta göze çarptığından yapının mimarî güzelliğini etkiler. Bu nedenle uygun şekilde ve biçimlerde tertiplenmeleri gerekir.

İmar yönetmeliklerine göre pencere genişlikleri, oda döşeme alanının en az 1/10 kadarı alınır. Pencerenin döşemeden yüksekliği, (pencere altı) oda ve salonun kullanma şekline, manzara durumuna göre değişik tertiplenir. Bu yükseklik normal oturma odaları pencerelerinde 0,78 m. manzaralı odalarda 0,50 m.dir. Büro pencerelerinde 1,0 m, mutfak pencerelerinde 1,25 m, arşiv pencerelerinde 1,50 m, vestier encerelerinde 1,80 m.ye kadar çıkarılabilir. Balkon pencerelerinde de hiç konmayabilir. Pencereler genişliğe göre, tamamen veya kısmen açılabilen kanatlardan teşekkül eder.

Pencereler, hangi şekillerde yapılırsa yapılsın umumiyetle üç ana parçadan oluşur.

Bunlardan birincisi telöre, ikincisi pencere kanadı, üçüncüsü ise pervaz’dır.

1. Telöre : Pencere kanatlarını tutan ve bunları duvar boşluğuna tespit eden sabit çerçeve kısmına denir. Ekseriya 4 – 4,5 cm. genişliğinde, çam kerestesinden yapılır ve duvar kenarlarına yerleştirilen ağaç takozlara tutturulur. Pencere aralıklarından sızan yağmur sularının içeriye akmamaları için telöre alt başlığına, üzeri oluklu parapet tahtası ilave edilir.

2. Pencere Kanadı : Pencerenin cam takıldığı sabit ve hareketli kanatlarını teşkil eden kısımdır. Hareketli kanatlar, içeriye veya dışarıya doğru açılır. Kar ve yağmur sularının içeri girmemesi için alt tarafa yağmurluk denilen bir tahta çakılır. Sabit kanatlar, üzerindeki camın dış taraftan kolaylıkla silinebilmesi için, uygun detaylarla tertiplenmesi icap eder.

3. Pervazlar : Telöre (Pencere anası), duvardaki takozlara tespit edildikten sonra, arada kalan boşlukları kapatmak maksadıyla kapılarda olduğu gibi pervazlar konulur. Bu pervazlar kapılarda hem ön ve hem arka köşelerde iki taraflı olarak tertiplendiği halde pencerelerde, ekseriya sadece iç kısımlara takılır ve köşeler, kapı pervazlarında olduğu gibi birleştirilir.

Pencere Açılış Şekilleri

a. Yana Açılan Pencereler : Pencereler normal olarak yana doğru, içeri veya dışarı istikamette açılırlar. Menteşe ile telöreye bağlanan kanatlar, menteşe ekseni etrafında döndürülmek suretiyle hareket ettirilir.

b. Sürme Pencereler : Kanatları yatay ve dikey olarak açılan pencerelere sürme pencereler adı verilir. Yatay olarak sürülen kanatlar, kızak veya makaralar üzerinde yürütülerek hareket ettirilir. Düşey sürülenler ise el veya yukarıya takılan makaralar yardımıyla açılır, kapanır.

c. Döner Pencereler : Bu tip pencereler, ortaya konan bir mil ile, kanadı bu eksen etrafında sağa – sola (düşey) veya yukarı – aşağı (yatay) döndürülmek suretiyle açılıp, kapanması sağlanır. Fazla soğuk iklimlerde veya hâkim rüzgara marûz mıntıkalardaki oturma odaları, salon vs. gibi yerlerin pencereleri, 0,10 – 0,15 m. aralıkla çift pencere şeklinde tertiplenir. Böyle pencereler hava cereyanına imkân vermedikleri gibi toz ve gürültünün de içeriye sızmasına mâni olur.

Pencere, Kepenk ve Panjurlar

Eve güneş, soğuk, yağmur ve rüzgarın girmesine mâni olmak, aynı zamanda hırsıza karşı korunmak maksadıyla pencerelere kepenk pancur ve Stor’lar yapılır. Bunlar m2 olarak  imal olunur ve takılır.

a. Kepenkler : Daha ziyade kır, köy ve dağ evlerinde kullanılır. Kuşaklar üzerine çakma kanatlarla dışa takılır. Dışarıyı görmek ve hafif aydınlık almak için kanatlarda ufak delikler bırakılır.

b. Panjurlar : Sayfiye ve şehir evlerinde pencerelere, kepenk yerine pancurlar takılır. Bunlar ağaç malzemeden olduğu gibi, bazı firmalar tarafından çok çeşitli biçimlerde plastik malzemeden de yapılmaktadır.

c. Storlar : Bilhassa özel surette yapılan resmî binalarda pencereler, güneşten kepenk ve pancur yerine dar ve ince çubukların birbirlerine bağlanmasından meydana gelen storlar kullanılır. Çok muhtelif şekillerde yapılan storlar, pencerenin üstüne yerleştirilen bir kutu içindeki bir mile sarılarak toplanır. Aynı zamanda pencerenin iki kenarına uzatılan demirlerin desteklerine yaslandırılarak açılan storlar, çok güneşli günlerde havalandırmayı da sağlar. Bu hareketlerinden dolayı bu tip storlara projektörlü stor adı verilir.

d. Jaluziler : Odaya güneşin girmesini önlemek maksadıyla binanın iç kısmına takılan paletli perdelerdir. Plastikten çeşitli renklerle yapılır. Aşağı – yukarı hareket ettirilir. Özel tertibatlı paletlerin döndürülmesiyle, ışık düzeni sağlanır.

AHŞAP DOĞRAMALAR

Mekanların aydınlatılması, havalandırılması ve estetik görünüm sağlaması amacıyla yapılan kasa ve kanattan oluşan yapı elemanıdır.

Çeşitleri

1- Tek kanatlı pencereler

2- Çift ve çok kanatlı pencereler

3- Yatay menteşeli pencereler

4- Döner pencereler

5- Sürme pencereler

6- Çift yüzeyli pencereler olmak üzere sıralanırlar

Ahşap Doğramalarda Kullanılan Kereste Çeşitleri

1- Yerli Keresteler

a- Sarı çam, kızıl çam, kara çam

b- Köknar.

c- Sedir.

2- Yabancı Keresteler

a- Sibirya çamı.

b- Sapelli, sipo, tiama, acajou, ıroko, ayous, limba

AHŞAP DOĞRAMANIN AVANTAJLARI

• İlk olarak haşerelere karşı insan sağlığına zarar vermeyen kimyasallarla korunuyor. Pencerelerin ömrü 80 ile 150 yıla kadar çıkabiliyor.

• Yangın tehlikesine karşı özel koruma sistemi var. Üstelik cilalar ve boyalar sayesinde yanma özelliği minimuma indiriliyor.

• Yerinde söküldükten sonra az bir zayiatla tekrar kullanılabilir.

• Yapılan araştırmalara göre ahşap; insanla birlikte soluk alıp, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkiler oluşturuyor.

• Ahşap çok hafif bir malzeme olduğu için bina temeline daha az yük iletilir.

DEZAVANTAJLAR

• Ahşap sıcakta çeker.

• Homojen bir malzeme değildir ve bu yüzden mukavemeti lif doğrultusunda değişebilir.

• Rutubete maruz kalması mantarlaşma riskini arttırır.

• Yanıcıdır ve yanan yerin bir daha kullanımı mümkün değildir.

• Mukavemeti düşüktür

Peyzaj Mimarlığında Ahşap Kullanımı

Peyzaj  Mimarlığında Ahşap Kullanımı

Ahşap, peyzaj mimarlarının önemli yapı materyallerinden birini teşkil etmektedir. Fiziksel (çalışma, ses ve ısı yalıtımı) ve mekanik özelliklerinin alternatif olan diğer materyallere nazaran daha yüksek olması, kolay işlenebilmesi, renk, form ve doku çeşitliliği, çevreye dost bir malzeme olusu, doğa ile uyumlu bir ahenk oluşturması ve maliyetinin düşük bulunması ahşabın peyzaj mimarisinde tercih edilme sebeplerinin en basta gelenlerini oluşturmaktadır. Günümüzde gazebo, pergola, köprü, merdiven, çocuk oyun elemanları, döşeme, bank, çiçeklik, çöp kutuları, vb. peyzaj donatı elemanlarında ana ve yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; peyzaj mimarlarının ahşabı kullanım alanları ve tercih sebepleri araştırılmıştır. Bu amaçla tasarım ve uygulama alanında çalışan peyzaj mimarları ile anket yapılmıştır.

Sonuç olarak ahşabın peyzaj mimarisinde her zaman vazgeçilmez ve alternatif bir öge olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca peyzaj mimarlarının %97.5’i ahşabı kullanmaktadır.

GİRİŞ

Ahsap, insanlık tarihinin ilk dönemlerinden günümüze kadar barınak, yapı malzemesi, yakıt, silah, ulasım (köprü, gemi.) ve çesitli araç-gereçlerin üretiminde kullanılmıs ve kültürlerin gelisimine katkıda bulunmus dogal bir kaynaktır. Ahsap, insan yapısı ile uyumu, nefes alma özelligi ile radon gazı konsantrasyonunun çok düsük olması, hafifligi, depreme karsı dayanıklılıgı, tasıyıcılık ve statik açıdan hesaplanabilir yüksek degerlere sahip olması, yangına karsı yüksek direnci ve yangın esnasında uzun süre tasıyıcılık özelligini kaybetmemesi, ısı, ses, ısık yalıtımı ve diger fiziksel özellikleri ile insan için en konforlu yapı malzemesidir. Ahsap, geleneksel ve çagdas her türlü tasarıma cevap veren, görsel ve estetik açıdan her türlü detay ve tasarımı destekleyen özelliklere sahiptir. Ahsap, islenmesi en kolay malzemelerden biridir. Tasarımdaki kısıtlamaları ortadan kaldırabilen, en noktasal detaylarda dahi sasırtıcı güzellikte etkilere ulasabilen, her türlü tasarımı kolaylıkla destekleyebilen, ayrıca, diger tüm yapı malzemeleri ile hem teknik, hem de estetik olarak uyumlu ve sorunsuz kullanılabilen bir malzemedir. Çogu zaman sorun olan baglantı detayları, ahsap söz konusu oldugunda, çözüm getiren ek detaylarla çok daha etkili ve estetik hale gelebilmektedir. Böylelikle tasarımdaki görsel zenginlik ve süreklilik kolaylıkla saglanmaktadır. Renk, doku ve fiziksel özelligi ile insan üzerinde olusturdugu olumlu psikolojik etkisiyle, dogayla uyumlu ve konforlu yasamlar sunan tasarımların olusmasında etkili olabilmektedir.

Ahsap malzemenin peyzajda kullanımı, özellikle dogal ve geri dönüsümlü bir yapı malzemesi olması, dogaya uyumu, tasarımda esneklik saglaması, kullanım kolaylıgı (sökülüp yeniden kullanılması, sistem içindeki parçalarının degistirilebilmesi, vb.) fiziksel ve mekanik dayanımının yüksek olmasına ve ahsabın diger donatı yapı materyalleriyle kolaylıkla ve estetik olarak kombine olmasına dayanmaktadır. Ahsap bu özellikleri ile çok çesitli peyzaj donatı elemanlarında (pergola, gazebo, çit, korkuluk, duvar kaplama, bank, çöp kutuları, vb.) yapı
materyali olarak kullanılmaktadır.

Ahsap her devirde, islenilebilirligi, dogallıgı ve dogaya uyumu ile tercih edilmistir. Ahsap, kerestenin sınırlı olarak kullanıldıgı tas ve kagir yapı kültürlerinde bile pergola, gölgelik ve diger bahçe elemanlarının yapımında kullanılmıstır. Özellikle hafif olması, kolay islenmesi, elastik olması ve uzun mesafelerde tek parça olarak kullanılabilirligi tercih edilebilirligini arttırmıstır. Ancak kolay temin edilmesi, barınak ve ulasımda (köprü, gemi, kayık yapımı) yogun kullanımı ahsabın hızla tükenmesine neden olmus ve bunun neticesi olarak bir zamanlar Akdeniz Bölgesinde yogun olarak kullanılan ahsap peyzaj donatı elemanları azalmıstır.

Ahsap malzemenin peyzajda kullanımına iliskin tarihi dönemler incelendiginde birçok medeniyette ahsabın kullanıldıgı görülmüstür. Eski Mısır Medeniyeti döneminde (MÖ 3000 – MÖ 333) ahsap malzeme, gölgelik amacı ile yapılan pergolalarda kullanılmıstır. Roma Medeniyetleri döneminde (MÖ 753 – MÖ 395) ahsap, kereste olarak öncelikle gemi ve benzer ulasım araçlarında kullanılmıstır. Ancak tepelik yerlesim alanlarındaki villa bahçelerinden, meyve ve süs bitkileri bahçelerine ulasan yürüyüs yollarının kenarlarında yer alan tas sütunların ahsap kirislerle baglanarak kafes sistemleri olusturulmasında da kullanılmıstır (Sekil 1). Ayrıca ahsap çatı ve kapılarda da tipik yapı materyali olarak da kullanılmıstır.

sekil1

Günümüze ulasmıs bilinen en eski ahsap yapı, Japonya’da bulunmaktadır. Ahsap zanaatının essiz örneklerinden olan “The Haryu-ji Temple” ismiyle bilinen bu yapı, 5 katlı kule niteliginde bir giris kapısıdır. Ahsap Japon sanatı, 784-1867 tarihleri arasında manastır bahçeleri ve saray bahçelerinde en üst ustalık düzeyine ulasmıstır. Ahsap malzeme hatlarındaki zarafeti, desen düzeni, birlesme noktalarındaki uyum, çardak, köprü, kapı, çit ve çay evlerinde kendini göstermistir. büyük konaklar Budist tapınakları olarak tanımlanmıs cennet bahçeleri ile
çevrelenmistir. Kullanılan her bir ahsap eleman kesilmeden ya da bükülmeden önce, ne amaçla kullanılacagı tasarlanmıstır. Ayrıca yagmur ormanlarıyla uyumlu essiz formdaki çatılar yapılmıstır.

Ortaçag Avrupa bahçelerinde ahsap kafes süslü desenleri tamamen farklı bir estetikle sunulmustur. Sert agaç lataları, sütun, bina ön cepheleri ve derinlik duygusu olusturan informal giris yollarındaki gibi mimari formların kafes yapılarla kombinasyonunu saglayacak sekilde tabakalı formda kullanılmaya baslanmıstır. Ayrıca Ortaçag Avrupa ressamları ve oymacıları, kemerli bahçe duvarlarının süslenmesinde ve kushanelerin duvarlarının tasvirinde ahsap kafes sistemlerini kullanmıstır.

17. ve 18. yüzyıllarda Büyük Britanya, Fransa ve Hollanda bahçelerinde ahsap kafes yapı sistemi yapıların açık ön cephelerinde kullanılmıstır. Ayrıca 18. yüzyılda ünlü ngiliz tasarımcı Thomas Chippendal, Çin tarzında yaptıgı genis yüzeyli sandalyelerde ahsap malzeme kullanmıstır, hala bu sandalyeler popülerligini korumakta ve üretilmektedir.

19.yüzyılda Amerika bahçelerinde ahsap, Avrupa’nın geleneksel yapı etkileri ile birlikte kösegen trabzanlar ve çitler yapıyı alan (mekan) ile birlestirmistir.

20. yüzyılın basında, ilk rekreasyonel aktivite olan otomobil turlarının yapıldıgı nehir koridorlarındaki yesil yollar boyunca uzanan park yollarının gelistirilmesinde ahsap kullanılmıstır. Ahsap köprüler ve sade trabzanlar ise dönemin, bölgesel sembolü olmustur. 20. yüzyılın örnekleri gözden geçirildiginde; peyzaj mimarları ve mimarlar ahsabı, peyzajın görüldügü ve seyredildigi oldukça süslü ve zarafetle bütünlesmis yapıların insasında, köprü ve pergola yapımında, ilaveten alanları belirleyen bir materyal olarak kullanmıslardır. Birçok tasarımcı (Frederick Law Omstead, A.D. Taylor, Calvert Vaux, Thomax Church, Dan Kiley) essiz bir yapı materyali olarak ahsabı düsündüklerini ve tasarımlarının ününü iyi bir marangozun elinde sanatsal zenginlige ulasan ahsaba borçlu olduklarını ifade etmislerdir. 1922-1936 yılları arsında A.D. Taylor peyzaj mimarlıgı mesleginde ahsap oymacılıgının tarihsel önemi ve kalite düzeyini anlatan 40’dan fazla donatı notu yayınlamıstır. Bu notlar, ahsabın peyzajda kullanımına iliskin uygulama ve literatürlere kaynak olusturmustur.

Türk tarihinde ahsabın kullanımı, özellikle 17. yüzyıl Osmanlı Döneminde “Türk Evi” olarak kabul edilen mimari tarzda kendini göstermistir. Ahsap, evin insaatında (tas, kerpiç, dolgu malzemeleriyle birlikte), tavanlarda, cumbalarda, merdiven, kapı, sedir, pencere ve dolaplarda kullanılmıstır. Günümüzde Türk Evi örneklerinden olan stanbul yalı ve konaklarında bu örnekler görülmektedir. Ayrıca Safranbolu, Beypazarı, Amasya, Mudurnu, Göynük, vb. yerlesimlerdeki ahsap kullanımı ve ahsap isçiliginin günümüzdeki önemli örneklerindendir. Türk evlerinde tüm odaların açıldıgı, evin ortasında yer alan sofalar bahçe olarak kullanılmıstır. Sofalarda, kösk, sekilik, çardak (gölgelikler) ve sedir gibi özel oturma mekanlarında ahsap malzeme kullanılmıstır ve ahsap oymacılıgı ile süslemeler yapılmıstır.

Günümüzde ahsap malzeme, kırsal ve kentsel açık hava rekreasyon alanlarda, ev bahçelerinde, vb. alanlarda yogun olarak kullanılmaktadır. Teknolojik yeniliklerle gelisen yeni yöntemler, ahsap malzeme kullanımını kısıtlayan su, günes, radyasyonu, nem, mekanik asınma, yangın, kurt ve böcekler, bakteri ve mantarlar gibi etkenlerle olusan olumsuzlukları önleyerek, ahsabın dayanıklılıgını artırmıs ve kullanım alanlarını genisletmistir. Bu sayede pergola, gazebo, şadırvan, çocuk oyun elemanı, çit, köprü, çiçek kasası, çöp kovası, bank, piknik masası, vb. üründe ahşap kullanımı artmıstır.

Bu çalısmada, peyzajda ahşap malzemenin kullanım sıklıgı, tercih edilme önceligi ve kullanılan ürün tasarımı, ahsap malzemenin tercih edildigi donatı elemanları ve mekanlara iliskin öncelikleri ve ahsap malzeme bilgisi arastırılarak, peyzajda ahsap kullanımına iliskin mevcut durumun ortaya konulması ve sorunların çözümlenmesi için yapılan ve 40 kisiye uygulanan anket çalısması degerlendirilerek bazı öneriler gelistirilmistir.

MATERYAL VE METOT

Arastırma materyali olan ahsap malzemenin peyzaj mimarlıgında kullanımını degerlendirmek amacıyla, peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerine uygulanmak üzere hazırlanan, yarı standart 13 sorudan olusan bir anket hazırlanmıstır. Anketin uygulanmasında yüz yüze ve e-mail yolu tercih edilmistir. Bilgi toplama formu uygulanacak peyzaj mimarlarına, meslek kurulusları kayıtları, kataloglar ve internet kayıtları incelenerek ulasılmıstır. Peyzaj mimarlıgı alanında aktif olarak yer alan bazı firma ve devlet kurumlarında çalısan 80 kisiye ulasılmıs, ancak 40 kisiden anketlere yanıt alınmıstır.

Anket bes bölüm ve toplam 13 sorudan olusmaktadır:

• Birinci bölüm: Katılımcılara iliskin bireysel nitelikleri belirlemeye yönelik 6 soru,

• İkinci bölüm: Katılımcıların çalısma konularını belirlemeye yönelik toplam 13 proje konusunun sorgulandıgı 1 soru,

• Üçüncü bölüm: Ahsap malzemenin kullanım sıklıgı, tercih edilme önceligi ve kullanılan ürün tasarımına iliskin öncelikleri belirlemeye yönelik 3 soru,

• Dördüncü bölüm: Ahsap malzemenin tercih edildigi donatı elemanları ve mekanlara iliskin öncelikleri belirlemeye yönelik 2 soru,

• Besinci bölüm: Mevcut ahsap malzeme bilgisini belirlemeye yönelik 1 soru.

Anketlerin degerlendirilmesinde istatistik programı SPSS 15 sürümü kullanılmıs, yanıtlar frekans ve yüzde dagılımları olarak degerlendirilmistir. Katılımcı sayısı N ile, soruya yanıt veren kisi sayısı ise frekans olarak tanımlanmıstır.

Literatür çalısması ve anket sonuçlarının degerlendirilmesi ile peyzaj mimarlıgında ahsap malzemenin kullanımıyla ilgili konular ortaya konulmaya çalısılmıstır.

ARASTIRMA BULGULARI

Katılımcılara liskin Bireysel Nitelikler

Katılımcılara iliskin bireysel nitelikleri belirlemeye yönelik 6 sorudan alınan yanıtlar asagıda özetlenmistir:

Ankete katılanların (40 kisi) %25’i bay ve %67.5’i bayandır ve 3 kisi bu soruya yanıt vermemistir. Katılımcıların %70’i 25-30 yas, %17.5’i 25 yas altı, %5’i 36-45 yas aralıgında oldugu görülmüstür ve 3 kisi soruya yanıt vermemistir.

Katılımcıların egitim durumu incelendiginde %60’ı lisans, %17.5’i yüksek lisans, %12.5’i yüksekokul ve %2.5’i doktora mezunu oldugu görülmüstür (Çizelge 3.1).

Çizelge 3.1. Egitim durumu

Egitim durumu

N

Frekans

Yüzde (%)

Yanıt yok

40

3

7.5

Yüksekokul

40

5

12.5

Lisans

40

24

60.0

Yüksek lisans

40

7

17.5

Doktora

40

1

2.5

Katılımcıların çalısma süresi degerlendirildiginde, %35’i 3 yıldan az, %45’i 4-10 yıl, %10’u 11 yıldan fazla bir süredir çalısmaktadır ve 4 kisi soruya yanıt vermemistir.

Katılımcıların %70’i özel sektör, %20’sinin devlet kurumunda görev yaptıgı görülmüstür ve 4 kisi soruya yanıt vermemistir. Kurumlardaki çalısma konuları degerlendirildiginde ise %57.5’inin uygulama, %55’inin tasarım, %47.5’inin bakım ve onarım, %7.5’inin kontrolörlük konularında çalıstıgı görülmüstür ve 3 kisi soruya yanıt vermemistir. Bu durum anketi tasarım, bakım ve onarıma iliskin deneyimler çerçevesinde degerlendirmeyi saglayacaktır.

Katılımcıların Çalısma Konuları

Katılımcıların çalısma konuları degerlendirildiginde %50’den fazlasının kent parkları, ev bahçeleri, mahalle parkları, toplu konut çevresi, çocuk oyun alanları ve meydanlar gibi konularda çalıstıgı görülmüstür. Diger baslıgı altında kıyı alanları, tatil köyleri ve tüm alanlarda aynı oranda çalıstıklarını belirtmislerdir (Çizelge 3.2). Bu veri ahsabın kullanımına iliskin anket çalısmasının, peyzaj mimarlıgına iliskin birçok çalısma konusunda degerlendirilmesini saglayacaktır.

Çizelge 3.2. Çalısma konuları

Çalısma konuları

N

Frekans

Yüzde (%)

Kent parkı

40

28

70.0

Ev bahçesi

40

23

57.5

Mahalle parkı

40

23

57.5

Toplu konut çevresi

40

23

57.5

Çocuk oyun alanları

40

20

50.0

Meydanlar

40

20

50.0

Oturma yerleri

40

13

32.5

Bölge parkı

40

12

30.0

Kamp alanı

40

8

20.0

Diger

40

8

17.5

Eglence alanları

40

7

20.0

Botanik bahçesi

40

3

7.5

Hayvanat bahçesi

40

1

2.5

Ahşap Malzemenin Kullanım Sıklıgı, Tercih Edilme Önceligi ve Kullanılan Ürün Tasarımı

Katılımcıların ahsap malzemeden üretilmis peyzaj donatı elemanlarını kullanım sıklıgı degerlendirildiginde, %55’inin mutlaka kullandıgı, %42.5’inin bazen kullandıgı, %2.5’inin kesinlikle kullanmadıgı görülmüstür (Çizelge 3.3). Bu durum katılımcıların %97.5’nin, çalısma konularında peyzaj donatı materyali olarak ahsabı kullandıklarını göstermektedir.

Çizelge 3.3. Ahşap malzemenin kullanım sıklıgı

Kullanım Sıklığı

N

Frekans

Yüzde (%)

Kesinlikle kullanmıyorum

40

1

2.5

Bazen kullanıyorum

40

17

42.5

Mutlaka kullanıyorum

40

22

55.0

Katılımcıların çalısmalarında ahsap malzemeden üretilmis ürünleri tercih etme nedenlerine iliskin öncelikleri sıralamaları istendiginde, doga ile uyumlu ürünler olması 1.sırada, farklı doku, form ve seçenekleri sunması 2. sırada, geri dönüsümü olan malzemeler üretilmesini saglaması 3.sırada yer almıstır (Çizelge 3.4). Diger baslıgı altında ise tüm nedenlerin çesitli zamanlarda belirli önceliklerle kendilerini etkilediklerini belirtmislerdir.

Çizelge 3.4. Ahsap malzemeden üretilen ürünlerin tercih edilme nedenleri Tercih Nedenleri N Frekans Yüzde (%) Öncelik

Tercih nedenleri

N

Frekans

Yüzde (%)

Öncelik sırası

Doga ile uyumlu ürünler olması

38

31

77.5

1

Farklı doku, form ve seçenekleri sunması

34

14

35.0

2

Geri dönüsümü olması

32

9

22.5

3

Diger donatı malzemeleriyle (metaller, cam, dogal taslar, vb) uyumlu ve entegre edilebilir olması

35

6

15.0

4

İsçilik, bakım ve onarımının kolay olması

30

13

32.5

5

Ekonomik olması

30

8

20.0

6

İsverenin tercih etmesi

28

12

30.0

7

Müteahitin tercih etmesi

27

16

40.0

8

Diger

6

2

5.0

9

Katılımcılar çalısmalarında tercih ettikleri ahsap malzemeden üretilmis ürünlerin tasarımlarını belirlerken standart ürünleri tercih ettiklerini (%55), mevcut tasarımları kendilerine uyarladıklarını (%37.5), ürünlerin tasarımlarını kendilerinin yaptıklarını (%35) belirtmislerdir (Çizelge 3.5). Bu durum katılımcıların çalısmalarında özellikle tamamen ya da küçük degisiklerle standart tasarımları kullandıklarını göstermektedir.

Çizelge 3.5.Kullanılan ürün tasarım tercihi

Seçenekler

N

Frekans

Yüzde (%)

Standart ürünleri tercih ediyoruz

40

22

55.0

Mevcut tasarımları kendimize uyarlıyoruz

40

15

37.5

Ürünlerin tasarımlarını kendimiz yapıyoruz

40

14

35.0

Diger

40

2

5.0

 

Ahşap Malzemenin Tercih Edildigi Donatı Elemanları ve Mekanlara liskin Öncelikleri

Katılımcılara çalısmalarında ahsabı tercih ettikleri donatı elemanlarını belirterek bunları önceliklerine göre sıralamaları istenmistir. Sonuçlar degerlendirildiginde, Çizelge 3.6’da belirtilen elemanlarda ahsabı tercih ettikleri görülmüs ve öncelik sırasını pergola, kameriye ve bankın aldıgı görülmüstür. Ayrıca 1 kisi ahsap malzemeden üretilmis ürünler tercih etmedigini belirtmistir.

Çizelge 3. 6. Ahsap Malzemenin Tercih Edildigi Donatı Elemanları

Donatı Elemanları

N

Frekans

Yüzde (%)

Öncelik sırası

Pergola

35

14

35.0

1

Kameriye

32

10

25.0

2

Bank

34

7

17.5

3

Kuş evleri

24

5

12.5

4

Çocuk oyun elemanları

29

5

12.5

5

Kuşatma elemanı  (Çitler)

26

4

10.0

6

Köprüler

33

5

12.5

7

Perdeleme elemanları

24

4

10.0

8

Çiçek kasaları

25

4

10.0

9

Saksılar

26

3

7.5

10

Kış bahçeleri

21

2

5.0

11

Döşemeler

25

4

10.0

12

Çöp kutusu

24

4

10.0

13

Şezlong

21

5

12.5

14

Kaplamalar (duvar)

24

3

7.5

15

Verandalar

29

3

7.5

16

Aydınlatma direkleri

18

5

12.5

17

Heykeller

20

3

7.5

18

Spor ekipmanları

21

6

15.0

19

İşaret Levhaları

22

3

7.5

20

Katılımcıların ahsap malzemeyi tercih ettikleri alanlar ve bu alanların önceligi degerlendirildiginde, Çizelge 3.7’ de belirtilen alanlarda ahsap donatı elemanların kullanıldıgı, bu alanlarda öncelikle çocuk oyun alanları basta olmak üzere, ev bahçeleri, kent parkları ve bölge parklarında tercih edildigi görülmüstür. Diger baslıgı altında ise, çesitli tercih sebepleri ile ahsabı tüm alanlarda kullanabildiklerini belirtmislerdir. Ayrıca 3 kisi tüm alanlarda aynı derecede ahsabı tercih ettiklerini belirtmistir.

Çizelge 3.7. Ahsap malzemenin tercih edildigi alanlar

Alanlar

N

Frekans

Yüzde (%)

Öncelik sırası

Çocuk oyun alanları

30

13

32.5

1

Ev bahçeleri

27

8

20.0

2

Kent parkları

32

9

20.0

3

Bölge parkları

30

8

15.0

4

Toplu konutlar

29

6

15.0

5

Kamp alanları

26

6

12.5

6

Mahalle parkları

30

5

12.5

7

Botanik bahçeleri

24

5

12.5

8

Spor alanları

23

5

12.5

9

Hayvanat bahçeleri

23

7

17.5

10

Katılımcıların Mevcut Ahsap Malzeme Bilgisi 

Katılımcıların ahsap malzemeye iliskin mevcut bilgileri sorgulandıgında %72.5’inin yeterli bilgiye sahip olmadıgı, %17.5’inin yeterli bilgiye sahip oldugu görülmüstür ve 4 kisi yanıt vermemistir (Çizelge 3.8). Yeterli bilgiye sahip olanlar bu bilgilere; uygulama deneyimlerinden, yazılı kaynaklardan, internetten, teknik sartnamelerden, uygulama-bakım-onarım alanlarında çalısan deneyimli elemanlardan ve arastırmalardan ulastıklarını belirtmislerdir. Yeterli bilgiye sahip olmayanlar ise, çesitli yazılı kaynaklar, internet, ahsap konusunda deneyimli kisilerden gerekli bilgiye ulasmaya çalıstıklarını, ahsabın peyzajda kullanımına iliskin tasarım, donatı detayı, uygulama, bakım ve onarım konularında yeterli kaynagın bulunmadıgını belirtmislerdir.

Çizelge 3. 8. Ahsap malzeme bilgisi

Seçenekler

N

Frekans

Yüzde (%)

Yanıt Yok

40

4

10.0

Evet

40

7

17.5

Hayır

40

29

72.5

 

TARTISMA ve SONUÇ

Peyzaj mimarlıgı çalısmalarında ahsap malzeme kullanımına iliskin fazla sayıda arastırma bulunmamaktadır. Bunun sebeplerinden biri olarak disiplinler arası çalısmanın ülkemizde fazla ragbet görmemesi olarak düsünülmektedir. Bu sebeple disiplinler arası çalısmaya baslangıç teskil etmek ve bu alanda ihtiyaç duyulan literatür eksikligini belli ölçüde gidermek maksadıyla böyle bir çalısmaya baslanılmıstır.

Anket çalısmasıyla elde edilen sonuçlar degerlendirildiginde;

Katılımcıların genellikle özel sektörde istihdam edildikleri (%70), peyzajda ahsabın kullanımına yön veren tasarım, uygulama, bakım ve onarım konularında çalıstıkları ve lisans mezunu oldukları (%60) görülmektedir. Bu durum, ahsap malzemeye iliskin tasarım, uygulama ve bakım konularındaki her türlü teknik bilginin, özellikle lisans egitiminde verilmesi gerekliligini ortaya koymaktadır.

Katılımcıların % 97.5’i çalısmalarında ahsap malzemeyi kullanmakta ya da ahsap malzeme ile karsılasmaktadır. Bu çalısmada da görüldügü gibi, ahsap vazgeçilmez peyzaj donatı materyallerinden birisidir, bu nedenle peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerinin kaliteli çalısmalar yürütebilmesi için ahsap malzemeye iliskin yeterli bilgiye sahip olmaları gerekmektedir.

Katılımcıların %72.5’inin ahsap malzemeye iliskin bilgilerinin olmaması, egitim asamasında (önlisans, lisans ve lisans üstü) ahsap malzeme bilgisinin yeterince alınamadıgı ya da verilemedigi konusunu gündeme getirmektedir. Katılımcıların %60’ının lisans mezunu olması ise sorunun kaynagının lisans egitiminde olabilecegini düsündürmektedir. Sorunun çözümlenmesi için öncelikle sorunun nedeni ve kaynagı açıkça ortaya konulmalıdır. Ayrıca katılımcılar ahsap malzemeye yönelik bilgi eksikliklerini giderecek nitelikte veri bulamadıklarını belirtmislerdir.

Katılımcılar kent parkları, ev bahçeleri, mahalle parkları, toplu konut çevresi, çocuk oyun alanları ve meydanlar basta olmak üzere birçok konuda çalısmaktadırlar. Bu alanlarda kullanılacak donatı elemanlarını belirlerken ve uygulama asamasında, alansal özellikler, alan kullanım yogunlugu, alana iliskin özellikler, iklim verileri, ekonomik durum ve kullanıcı tipi basta olmak üzere çesitli faktörler etkili olmaktadır. Bu faktörler ise dogrudan ve dolaylı yoldan donatı elemanının üretildigi malzeme niteliklerini etkilemektedir. Bu nedenle, ahsap malzemenin peyzajda kullanımına iliskin ahsabın teknik nitelikleri, donatı elemanı detayları, ürüne ve kullanım alanına özgü nitelikler, ahsap malzemenin bakım-onarım bilgileri egitim sürecinde anlatılmalıdır. Ayrıca bu konudaki gerekli veriler, tasarım, uygulama, bakım ve onarım asamalarını, ahsabın teknik niteliklerini bütüncül olarak ele alan “ahsabın peyzajda kullanımı” konusuna odaklanarak hazırlanmalıdır.

Katılımcılar, öncelik sırasına göre ahsap malzemeyi, çocuk oyun alanları, ev bahçeleri, kent parkları, bölge parkları, toplu konutlar, kamp alanları, mahalle parkları, botanik bahçeleri, spor alanları, hayvanat bahçelerinde tercih etmektedirler. Katılımcılar ev bahçeleri, toplu konut alanları, mahalle parkları, bölge parklarındaki ahsap malzeme tercihinin dogal ve dogaya dost alanlar olusturma hedefine katkı saglamaya yönelik oldugunu belirtmislerdir. Kamp alanları, botanik bahçeleri ve hayvanat bahçelerinin dogal alanlar oldugunu ve farklı doku, form ve seçeneklere sahip ahsap malzemenin doga ile uyumlu oldugunu vurgulamıslardır. Ayrıca çocuk oyun alanları ve spor alanlarında saglıklı, geri dönüsümlü ve dogayla uyumlu ürün seçenegi sunması sebebiyle ahsap malzemeyi tercih ettiklerini belirtmislerdir.

Katılımcılar ahsap malzemeyi, öncelik sırasına göre ahsabın doga ile uyumlu ürün olması (%77.5), farklı doku, form seçenekleri sunması (%35) ve geri dönüsümlü olması (%22.5) sebepleriyle tercih ettiklerini belirtmislerdir.

Katılımcıların öncelikleri, çalısma konuları ve donatı elemanı seçimleri ile iliskilendirildiginde, ahsap malzemenin birçok tercih sebebiyle, çok farklı alanda, çok farklı ürünlere hizmet eder nitelikte oldugu görülmüstür. Bu durum ahsap malzemenin peyzajda da kullanımını artıran en önemli etkenlerdendir.

Katılımcılar ahsap malzemeyi özellikle pergola, gazebo, bank, kus evleri, çocuk oyun elemanları, kusatma elemanı, köprüler, perdeleme malzemeleri, çiçek kasaları, saksılar, kıs bahçeleri, dösemeler, çöp kutusu, sezlong, kaplamalar (duvar), verandalar, aydınlatma direkleri, heykeller, spor ekipmanları, isaret levhalarında tercih ettiklerini belirtmislerdir. Bu durum ahsabın peyzajda kullanımına iliskin üretim portföyünü ve üretim miktarını belirlemede oldukça önemlidir.

Ahsap ürünlerin seçiminde çogunlukla standart ürünlerin tercih edildigi (%55) ya da standart ürünlerin modifiye edilerek kullanıldıgı (%37.5) görülmüstür. Ürünlerin tasarım tercihlerine iliskin bu seçim, ürün yelpazesinin sınırlı olması ve özel tasarım üretiminin ekonomik olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu noktada önemli olan diger bir konu, ahsap peyzaj donatı elemanları hakkında üreticilerin de talebe ve ahsap malzeme teknik bilgisine yeterince sahip olmaları gerektigi ile ilgilidir. Ayrıca ahsap peyzaj donatı elemanına iliskin sektörel basarı için arz ve talep dengesi, Ar-Ge çalısmaları ve üretici-tüketici koordinasyonu saglanmalıdır.

Sonuç olarak, peyzaj mimarları ve peyzaj teknikerlerinin peyzajda kullanılacak ahsap malzemeye iliskin teknik bilgilere sahip olmaları akılcı, ekonomik, fonksiyonel, estetik ve sürdürülebilir projeler üretilmesini saglarken, ayrıca uygulama, bakım ve onarım alanlarında basarıyı getirecektir. Ahsap peyzaj donatı elemanı sektörü ile yapılacak koordineli çalısmalar ise ürün yelpazesini genisletecek, daha kaliteli ürünler üretilmesini saglayacak ve orman endüstri ürünleri sektörünün ekonomisine olumlu katkılar saglayacaktır. Bu nedenle ahsap malzemeye
iliskin tüm verilerin kapsamlı bir sekilde olusturulması ve bu bilgilerin egitim sürecinde ve uygulama asamalarında ihtiyaç sahiplerine ulastırılması gerekmektedir.

Kaynak: Aybike Ayfer KARADAG,Süleyman KORKUT, Derya SEVM KORKUT,Güniz AKINCI KESM

Bartın Orman Fakültesi Dergisi
I.Ulusal Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı
2009, Özel Sayı, ISSN: 1302-0943, Cilt II, Sayfa: 501-509

Peyzaj Tasarımının Temel Prensipleri

 TEKNİK

Peyzaj çalışmalarında seçilecek canlı ve cansız malzemenin ilmi ve teknik esaslara uygun olmasına dikkat edilmelidir.

Teknik ve ilmi esaslar bitki materyalinin kullanış şekillerini aşağıdaki ekolojik faktörlere göre sınırlar;

Toprak faktörü: Kumlu toprak, Killi toprak, Kireçli toprak, Humuslu toprak,Asit-nötr ve alkali topraklar,Sığ toprak,Derin toprak,Taşlı toprak

Isı faktörü: Her bitki türünün gelişmesini normal devam ettirebilmesi için uygun ortalama max ve min ısı derecesi vardır. Isı dereceleri bu değerlerin dışına çıktığında bitki yaşayamaz.

Örn: Yüksek sıcaklıklara dayanıklı türler: ardıç, oya ağacı, ligustrum, zakkum,alev ağacı,ateş dikeni,gülibrişim, dişbudak, yalancı akasya

Işık faktörü: Bitkiler genelde bol ışıklı, yarı gölge ve gölge ortamları tercih ederler.

Örn: Gölgede yetişen bitki türleri:

şimşir, kamelya, taflan, gardenya,ortanca, pittosporum, ormangülü

Su ve yağış faktörü: Bitki su ihtiyacını yağış ve sulama suyu ile temin eder. Bitki gelişmesine havanın nisbi rutubetinin ve taban suyu seviyesinin büyük etkisi vardır.

Örn: Kuraklığa dayanıklı bitki türleri:

Dağ muşmulası, pampas otu,ardıçlar, oya ağacı,pittosporum,ormangülü

Rakım ve yükseklik faktörü: Bazı bitkiler yalnız alçak, bazıları ise yalnız yüksek fakımlar da yetişir. Her ikisinde de yetişen türler vardır.

Hastalık ve zararlılara karşı mukavemet: Bitkilerin hastalık ve zararlılara toz ve gazlara mukavemetleri çok farklıdır.

STATİK VE KONSTRÜKSİYON

Peyzaj çalışmalarında mimari yapı elemanlarının statik ve konstrüksiyon esaslarına göre hesap ve inşa edilmeleri şarttır. Mimari yapı elemanlarının taşıyıcı kısımları, üzerinde taşıdıkları materyalin yükünü taşıyabilecek hacim ve ölçüde olmalıdır.

 STÜASYON VE ÇEVREYE UYGUNLUK

Her çevre kendi bünyesine, karakter ve fizyonomisine uygun obje ve elemanları daha kolay kabul ve hazmeder. Çevre ve muhitine yabancı görünen canlı ve cansız her türlü yapı elemanları genellikle yadırganır.Bu elemanlar çevreleri ile hiçbir zaman uygun bir ahenk ve harmoni meydana getiremezler.

Ör:Kırsal-Kentsel peyzaj farklılığı

PROPORSİYON

Peyzaj tanziminde, düzeni meydana getiren kısımlar arasındaki uygun ilişki ve nisbete proporsiyon denir. Bütün halindeki bir düzenlemenin bölümleri arasında kitle,satıh ve hacim bakımından uygun ve güzel bir ahenk var ise düzenleme iyi bir proporsiyona sahip demektir.

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Peyzaj Tasarımında Kullanılan Elemanlar-II

Döşemelerin konstrüksiyonu

İlk olarak zemin, döşeme için hazırlanır. Bütün kökler, bitkiler, yosunlar, vb. temizlenir. Daha sonra yüzey bir silindir ya da başka bir aletle düzeltilip, sıkıştırılır. Böylece hazırlanan temele alt toprak katmanı denir. Bu tabakanın üst yüzeyi biçimlenme katmanı olarak adlandırılır.

Bir döşeme iki katmandan oluşur: temel ve yüzey tabakası. Yaya trafiği için temel, 5-7 cm.lik bir blokaj tabakasıdır. Yaya yükünün yoğunluğuna göre bazen blokajın üstündebeton temel tabakası da kullanılır.

Taşıt trafiği için temel 7cm. blokaj ve 7-10 cm. beton veya sıkıştırılmış topraktır. Yüzey drenajı için minimum eğim %1,5 tir.

Yüzey suyu drenajı

Kaplama İşlevi                   Minimum Eğim

Araç trafiği                                  %2-2,5

Bisiklet yolları                           %2,5

Yaya yolları                              %2-3,3

Meydanlar, v.b                        %2-3

Kaplamanın çeşidi           Minimum Eğim

Beton                                            %1,7

Zift veya katran                        %2-2,5

Çakıl taşları                                 %3,3

Birim malzemeler                     %1,4

• Arazi drenaj tahliye seviyelerinin eğimi

• Alt – toprak katmanın türü

• Su tablası seviyesi ve mevsimsel değişiklikleri

• Doğal drenaj olanakları: hendekler, dereyolları ve bunların su akıtma kapasiteleri.

• Kanalizasyon sistemi olanakları ve kapasitesi

• Kaplanması düşünülen alanın genişliği

• Yağmur suyu miktarı ve yağmur yoğunluğu

• Kaplama malzemesinin geçirgenlik ve soğurma derecesi

• Görsel nitelik

Kenar elemanları

• İşlevleri

a. Kaplanan alanın sınırlarını korumak ve yatay genişlemeyi önlemek;

b. Kaplama ve diğer yüzeyler arasındaki sınırları tanımlamak: diğer bir kaplama, çim, su, yaya yolu, araç yolu gibi;

c. Kaplanmış alanın yayılımını tanımlamak;

d. Yüzeyler arası yapısal birleşimleri oluşturmak;

e. Zemin suyunu toplamak;

f. Trafiğini denetlemek ve belli bir rotada tutmak;

g. Seviye farklarını tanımlamak ve sağlanmasına yardımcı olmak.

Kenar elemanları için kullanılacak malzeme seçimini etkileyen bir çok faktör vardır: işlev, kaplanmış alanlarla uyum açısından görünüş, dayanıklılık, maliyet, malzemenin kolay bulunabilirliği gibi.

Yüzey kaplamalarında olduğu gibi kenar elemanlarında da farklı malzemeler kullanılabilir; doğal taş, hazır beton, tuğla ve ahşap vb. Kenar elemanları, kullanılan malzemeye, kaplanmış yüzey türüne, seviye farkına göre yatay ya da düşey olarak konumlandırılabilir.

Duvarlar 

Peyzaj tasarımında kullanılan duvarlar, ağaç, çalı, çit ve toprak gibi doğal malzemelerle de yapılabilir. Burada konumuz olan duvarlar, taş, tuğla, beton, beton blok, ahşap, demir, ip, vb. inşai malzemelerle de yapılanlardır.

Duvarlar aşağıda belirtilen amaçlar için kullanılır:

a. Sınırları ve alanları tanımak;

b. Mekanlar yaratmak;

c. Mahremiyet sağlamak;

d. İstenmeyen görünümleri saklamak;

e. Toz, rüzgar, ve aşırı güneşten koruyarak alt-iklim bölgesi oluşturmak.

Duvar, bu işlevlerden bir veya birkaçına uygun biçim ve yükseklikte inşa edilir. Duvarda kullanılacak malzemeye, duvarın işlevine, toprağın direncine, malzemenin erişebilirliğine ve maliyetine göre karar verilir.

İstinad duvarları kazma ya da doldurma sürecinde fazla seviye farkı olmuşsa, toprağı yerinde tutmak için kullanılır.

Duvar temelleri donma ve nem hareketlerinin olmayacağı seviyeye kadar inmelidir. Harpuştalar duvarın üst yüzeyine suyun işlemesini önlemek ve bu suyu akıtmak için kullanılır. Duvarı görsel olarak da etkiler.

Duvar çeşitleri

Duvar boyutları ve yapım yöntemleri kullanılan malzemelere göre değişir.

• Tuğla duvar

• Beton blok duvarlar

• Yerinde-dökme beton duvarlar

• Taş duvarlar

• İstinad duvarları

Yaya ve Taşıt Trafiği Yolları

Bir yaya ya da araç trafiği yolunun rotası, özellikle geniş kırsal çevrelerde, arazinin biçimlerine göre belirlenmeli, ve bitki gruplamalarıyla da vurgulanmalıdır. Araçların artması ve potansiyel olarak taşıdıkları tehlike, yaya yollarına karşı araç yolları sorununu gündeme getirmektedir. Şehir plancıları ve mimarlar bir süre motorlu trafiğin yaya yollarından tamamen ayrılmasını tercih etmişlerse de, gerçekçi olan anlayış, yüzey dokusu, seviye farkları ve bariyerlerin dikkatli detaylandırılmasıyla ve ikisinin farklı ölçekleri arasında denge kurup yayalara koruma sağlanmasıyla, iki trafik türünün gereken yerlerde bir arada yer alması şeklindedir.

Yaya ve araç yollarının genişliği aşağıdaki faktörlere göre belirlenir:

a- Taşınacak trafiğin çeşidi; araç, bisiklet, çocuk arabası, yaya, vb.

b- Taşınacak trafiğin miktarı; yoğun kullanım, tek şerit, iki şerit, vb.

c- Her iki taraftaki kenarların türü; açık veya kapalı, duvar veya binalarla çevrili, vb.

d- Bütçe.

Araç trafiği yaya trafiğinden tamamen farklıdır ve farklı bir biçimlendirme gerektirir. Tarihsel kent merkezlerinde at arabaları için şekillendirilen yollar bugün motorlu taşıt trafiğini taşımaya zorlanarak, büyük sorunlara yol açmaktadır. Araç trafiği yolları boyunca peyzajın düzenlenmesi konusu da önemlidir. Özellikle hızlı trafik yükünün olduğu otobanlarda, yolcunun seyahat sırasında, göreceği manzara hem estetik açıdan, hem de güvenlik yönünden önem kazanmaktadır.

Mimar ve peyzaj tasarımcısı olarak bizim ilgi alanımıza genellikle, tasarlanacak arazi kapsamında, araç veya bağlantı yolları gibi küçük ölçekli trafik yolları girmektedir.

Araba parkı yerleri

Araba parkları geçici ya da kalıcı olabilirler. Eğimli bir arazi de araba parkı için uygun olabilir. Eğer eğim fazlaysa, araba parkı topografya eğrilerine paralel, giriş ve çıkış yolları eğime dik olarak tasarlanmalıdır. Otoparkta kullanılabilecek en fazla eğim %5’tir. Trafik yükünü kaldırabilmesi için genellikle araba parkını döşemek gerekmektedir. Bununla birlikte, çakılla kaplanmış ve ağaçlarla gölgelenmiş bir alan, serbest düzende bir araba parkı olarak kullanılabilir. Eğer araba parkı seyrek kullanılıyorsa ve iyi drenaj sağlanması gereken bir yedeyse, yeri kaplamada çim kullanılabilir. Diğer kaplama malzemeleri şunlar olabilir:

Stabilize çakıl (ziftli malzemeyle karıştırılmış ve silindirle düzeltilmiş);

Çakıl (serbest ya da ziftle karıştırılmış);

Asfalt;

Birim malzemeler;

Yerinde dökme beton.

Park eden araçlarla bağlantılı olarak bir yaya yolu olmalıdır.

Zeminde araba yerlerinin çizilmesi mekandan tasarruf sağlayacaktır. Park edilmiş araçların görsel etkisi, araçları gölgeleyecek şekilde park alanları boyunca veya yaya yollarına dikilen ağaçlar ya da çalılarla yumuşatılabilir. Yaprağını döken ağaçlar sonbaharda sorunlara yol açabilir; gene de geniş gölge veren ağaçlar tercih edilmelidir.

Yaya yolları

Yaya yolu, tıpkı nehir gibi, en az direnç gösteren rotayı takip eder ve en kısasını seçmeye çalışır. Her yaya yolunun belli bir gücü vardır ve kendisine yer açar. Yaya yollarının tasarımı için bazı ana hatları ve düşünülmesi gereken noktaları şöyle tanımlayabiliriz:

• İnsanların zeminde yarattıkları rotalar en mantıklı olanlarıdır. Dolayısıyla kampus gibi çok sayıda insanın bulunduğu geniş çevrelerde öncelikle ana arterler tespit edilir; ikincil yollar ancak kişilerce en çok kullanılan patikalar belirlendikten sonra inşa edilir.

• Hızlı yaya trafiği düz ya da çok az eğimli arazi ister.

• Yaya yolları ağında kavşaklar önem kazanmaktadır. Kavşakların genişletilmesi yolların birbirinin akışını kesmesini önleyecektir.

• Merdiven ve rampaların üst ve altlarında guruplar toplanabilir. Böyle noktalarda genişletme, yaya trafiğini rahatlatacaktır.

• Yayaya doğrusal ya da eğrisel patika alternatiflerinin arasından seçme şansı verilmesi en iyisidir.

• Araç ya da yaya dolaşımı, hareket öngördüğünden, rota boyunca değişimle, ve türlü çevrelerin etkileri ve duyumsal deneyimler dizisiyle bağımlıdır.

• Yaya yolu güzergahı için yön seçeneklerinin mümkün olduğu geniş arazilerde, rotayı arazinin özellikleri belirlemeli; bitkilendirme vurgu için kullanılmalı ve oyalanmak istemeyenlere mümkünse direkt rotalar sağlanmalıdır.

• Bir yaya yolunun tasarımı yer ve kimlik tarifleme, kapalılık, çeşitlilik ve gizem gibi kavramları barındırabilir. Sonuç olarak arazi formu (topografya), mimari (peyzaja yansıyan sanal bina çizgileri), malzeme ve bakım, yaya yollarının yapımını etkileyen başlıca faktörlerdir.

Seviye Farkları

Seviye farkları eğimler, teraslar, basamaklar ve rampalar aracılığıyla yapılabilir.

Eğimler

Eğimlerin ayarlanması, topografyayı ve diğer arazi niteliklerini dikkate alan ve destekleyen bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. %15’ten fazla olan eğimler çim olarak bırakılabilir. Az olarak düşünülebilecek eğimler (2:1, yatayın dikeye oranı) ufak ya da büyük çakıl taşları, andezit taşları ya da birim malzemelerle kaplanabilir. Bu döşemeler, kök yapısının eğimli toprağı yerinde tutacak bitkilendirmeyle bir arada da kullanılabilir.

Orta derece eğimler için (1:2 ile 2:1 arası), zamanla içinde yetişecek olan bitki köklerinin tel ızgaranın yerini alacağı, üst toprakla doldurulmuş ve tel örgüyle güçlendirilmiş, ahşap ızgaralar kullanılabilir.

Dik açıya yaklaşan ve yüksekliği 2m.’den az olan eğimler, suyun sızmasına izin verecek kaba yontu taş veya diğer birim örgü malzemesi, ya da suya dayanıklı ahşap bloklardan harçsız duvarlarla desteklenmelidir.

Teraslar

Teraslama eğimli bir zeminden çok bir dizi düz zemin istendiğinde yapılır. Eğimin oranına göre seviye farkı az ya da çok olabilir. Teraslanmış bir arazinin karakteristikleri, sağladığı açı görünüm ve farklı seviyeleri bağlayan basamaklarda aşağı- yukarı ulaşabilme olanağıdır.

Eğimli bir arazi, istinad duvarlarıyla birbirinden ayrılmış hafif meyilli yüzeyleri olan teraslar şeklinde düzenlenebilir. Teras seviyeleri basamaklar ya da rampalarla birbirine bağlanır; tüm sistem dinamik bir tasarım yaklaşımı gösterir. Teraslama arazinin eğimli niteliğini
taşımalı ve teraslamayla vurgulanan yönlenme anlamlı olmalıdır. Arazinin eğim niteliğini ve alanın doğal yüzey drenaj sistemini bozmamak ve maliyeti yükseltmemek için gereksiz kazma ve doldurma işlemlerinden kaçınılmalıdır.

Teraslar arasında seviye farkları keskinse istinad duvarları kullanılır; eğer keskin değilse çimle ya da döşeme malzemesiyle kaplanmış meyilli bir yüzey de kullanılabilir.

Merdivenler, rampalar ve rampalı basamaklar 

Genellikle, dış mekandaki basamaklar iç mekanlarınkinden farklıdır. Dışarıdaki basamaklar daha alçak ve enli olursa daha iyi bir görüntü ve rahatlık sunar. Dış mekan tasarımında basamaklar aynı zamanda oturmak içinde kullanılacak şekilde düzenlenebilir.

Bir dış çevrede, eğer o çevre bebek arabaları taşıyan ya da özürlü kişiler tarafından sık kullanılıyorsa, merdiven basmaklarının yanında bir rampa sağlamaya dikkat edilmelidir.

Dış mekanda basamaklar sadece eğimli bir zemin üstüne basamaklar konarak basitçe yapılabileceği gibi, nerdeyse iç mekan merdivenleri gibi de inşa edilebilir.

Dış mekan basamakları genellikle üç çeşittir.

• Bağlandığı duvardan, kaya veya topraktan oyulmuş gibi, dolu ve heykelsi olanlar;

• Rıhtlar olmadan, taş, betonarme ya da ahşaptan konsol çalışan basamaklar;

• Arazideki yapının gerçekten bir parçası olup; taş, betonarme, hazır beton bloklar, ahşap, tuğla, vb. malzemelerden yapılan ve daha mimari tipte olanlar

peyzaj5 peyzaj6

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Peyzaj Tasarımında Kullanılan Elemanlar-I

Doğal Elemanlar

Arazi Biçimleri

Özellikle engebeli araziler söz konusu olduğunda, arazi biçimleri peyzaj tasarımına yön veren ana elemanlardan biri olarak değerlendirilmelidir. Tasarımcı araziyi belirli ölçüde değiştirerek düzenleme yapabilir. Ancak bu müdahalenin ölçüsü yerinde olmalı, arazi biçiminin doğasına aykırı bir şekillendirmeden kaçınmaya özen gösterilmelidir.

Doğal ya da düzeltilmiş arazi biçimleri çok amaçlarla kullanılabilir:

• Örneğin, seviye farkları dolaşım türlerini veya arazi kullanımlarını ayırabilir.

• Arazi biçimi ya da seviye farkı mekan tanımlayabilir.

• Küçük bir hendek görüş alanını etkilemeden fiziksel engel sağlayabilir.

• Mevcut bir tepe rüzgardan korunmak için kullanılabilir.

Su

Tarih boyunca su insan yaşamının temel elemanlarından biri olmuştur. Örneğin, deniz ve nehirler birçok yerleşkeye hayat vermiş ve genellikle yer seçimlerinin ana nedenlerinden biri olmuştur. Suyun işlevleri şöyle sıralanabilir:

Sulama

İçme

Temizlik

Savunma

Taşıma

Dinlenme, eğlenme

Endüstri toplumu kentlerde su yüzeyleri rekreasyonel etkinlikler için kullanılıyor. Bunun yanında, ne yazık ki su alanları bir çok sanayinin atıklarını boşalttığı yerler olarak da kullanılıyor. Gerçek bir ekolojik bilincin yükselmesi ve doğal çevreyi korumaya ilginin artması, uygun teknolojilerin gelişmesiyle de desteklenirse bu tür kirliliğin yol açtığı çoğu kalıcı zararlar bir dereceye kadar önlenebilecektir.

Mevcut doğal su elemanlarının dışında peyzaj tasarımcısı yapay olarak yaratılmış su yüzeyleri de kullanabilir. Ancak inşa ve bakım giderlerinin yüksekliği nedeniyle, su dikkatle ve anlamlı olduğu yerlerde kullanılmalıdır.

Özellikle, sıcak ve kuru iklimlerde su çok makbuldür. Bu tip çevreler için bir çeşme, bir selsebil, küçük bir çağlayan, fıskiyesiyle küçük bir havuz, dar su kanalcıklarından oluşmuş bir ağ uygundur.

Bitkilendirme

Bitkilerin insan hayatındaki yeri farklı önemlerde de olsa daima varlığını sürdürmüştür. Mitsel ve dinsel önemler atfedilen bitkilere simgesel değerler yüklenmiştir. Bazı bitkiler verimliliğin, uzun yaşamın, bilgeliğin ya da doğruluktan sapmanın simgeleri olarak görülmüştür. Bitkilerle kurulan bu etkileşim, mimarlık söz konusu olduğunda da, hiç küçümsenmeyecek düzeyde değildir.

Bitkilerin işlevleri

Ağaç, çalı, çimen gibi bitkilerle arazi biçimlerindeki karakterin ortaya çıkarılması, daha güçlü olarak belirlenmesi sağlanabilir. Örneğin bitkilerin kullanımıyla istenen arazi biçimleri abartılabilir, manzara ya da binalar çerçevelenebilir, tepeler ya da vadiler tanımlanabilir.

Örneğin ağaçların ya da çalıların şu tip işlevleri olabilir.

a. Yapıları çevreleri ve birbirleriyle bağdaştırma, dış mekanları bağlama;

b. Sınır ve alanları tanımlama, vurgulama ya da ayrıştırma;

c. Dolaşım açısından: araç trafiğini ayırma, yaya trafiğini yönlendirme, trafikten korunmak üzere fiziksel engel oluşturma, doğrusal aksları, köşe ya da birleşim noktalarını vurgulama;

d. Çevredeki bina gibi elemanları gövdeden dallara, dallardan saplara, yapraklara taşıyan ölçek atlaması ile insan ölçeğine getirme;

e. Görsel engellemeler oluşturarak mahremiyeti sağlama, istenmeyen görüntüleri örtme;

f. Dış mekan yaratma ve tanımlama; tavan etkisi vererek, çeşitli alanları birbirinden ayırarak ya da çevreleyerek, bu dış mekanlara kimlik kazandırma;

g. Seviye farklarını belirleme, eğimleri vurgulama;

h. Görüş açılarını yönlendirerek Vistalar yaratma, görüş açısını bir nesne ya da binaya doğru veya onlardan uzağa çekme;

i. Rüzgardan, tozdan, aşırı güneşten ve eğer yeterli yoğunlukta kullanılırsa gürültüden koruma;

j. Alt-iklim kontrolü sağlama;

k. Güzel koku verme;

l. Biçim, doku ve renk aracılığıyla bir bina, yer kaplaması veya su yüzeyi ile uyum ya da tezat yaratma;

m. Önemli bir peyzaj elemanını ön plana çıkarma;

n. Yağmur suyunun hızla yere düşerek zarar vermesini engelleme;

o. Erozyon kontrolü sağlama.

Bitkilerin analizi ve seçimlerinde rol alan etkenler 

Bitkiler çeşitli kategorilerde incelenebilir. Ekolojik toplumlar, botanik sınıflamalar, bahçıvanlığa göre tiplemeler, ya da estetik açılardan analizleri yapılabilir.

Ekolojik açıdan inceleme:

Bitkilerin yeryüzündeki dağılımı onların genetik açıdan belirlenmiş tolerans kapasitelerine bağlıdır. Toprak cinsi, su ve ısı gereksinimleri tolerans kapasitesi konusunda bazı sınırlayıcı etkenlerdir. Bitkiler yerlisi oldukları bölgelerle benzer iklimsel koşullara sahip çevrelerde yetişebilirler; ancak anayurtlarında daha sağlıklı yaşamlara sahip olurlar. Ekolojik topluluğa göre sınıflandırmanın dünya üzerindeki dağılım haritası, bitkilerin büyüme olanaklarını anlatır.

Botanik açıdan sınıflandırma: 

Botanik açıdan sınıflandırma bitkileri aile, tür, sahip oldukları çiçek/yaprak/meyve vb. çeşitlerine göre guruplar; ve her bitkiye bir isim verir. Bir bitki için günlük dilde kullanılan ad yalnızca dilden dile değil, bir dil içinde de yörelere göre değişebiliyor. Bu bakımdan,
peyzaj tasarımı ve uygulamalarında uluslar arası kabul edilmiş Latince adları kullanmak daha güvenilir olmaktadır. Bu adlandırma antik yunan dönemine dek uzanır; ancak darwin’in evrim teorisi isimlendirme konusunda özellikle bir ilerleme sağlamıştır.

Latince adlandırma iki bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde bitkinin özü, ikincisinde ise türü gösterilir.

örnek:
Populus                                           alba
öz                                                        tür
(aile gurubu)                         (alt gurup)

Bu adlar aynı zamanda bitkilerin özellikleri hakkında da ipuçları verir.

Bahçeciliğe göre tipleme:

Bu gruplamaya göre bitkiler, ağaçlar, çalılar, yer örtücüler, çiçekli bitkiler ve tırmanıcılar olarak gruplandırılır.

A- Ağaçlar

Ağaçları diğer bitki tiplerinden ayıran özellikleri tek bir gövdeye ve 3 metreden yüksek boya sahip olmalarıdır.

Ağaçların grafik gösterimi

Ağaçlar türlerine ve ölçeklerine göre gerek planda gerekse görünüşte farklı gösterimlerle sunulurlar.

Peyzaj tasarımında arsada mevcut ağaçlara yönelik prensipler

Peyzaj tasarımı ya da uygulamasında arsada mevcut ağaçlar zarar görmekten korunmalıdır.

Tasarımcı arazi üzerindeki mevcut ağaçları, özellikle de uyum sağlama yeteneği sınırlı olan yaşlı ağaçları korumaya özen göstermelidir.

Bir taşıma ya da kazı sırasında kesilen kök tüm kök sisteminin %5’ini geçmemelidir. 7,5 cm. çapından daha büyük kökler kesilmemelidir. Kazı ağacın merkezine 4,5m’den fazla yaklaşmamalıdır.

B- Çalı türleri:

Çalılar, 0,9 – 3 m. Arasını geçmeyen boyları, birden fazla gövdeye sahip olabilme gibi özellikleri ile ağaçlardan ayrılırlar. Yaprakları yere yakın olan çalılar fiziksel engel görevini üstlenebilir.

C- Yüzey kaplayıcılar:

Toprağı kaplayan, bodur büyüyen bitkilerdir. Eğer az bakım isteyen türleri seçilirse, beton ya da birim yer kaplamasından daha ucuza malolur. Eğimlerde erozyonu denetlemede yararlı olduğu gibi, değişik dokular sağlar; ısı, nem ve tozu emmede yardımcı olur.

D- Tırmanıcılar:

Tırmanıcılar pergola ya da çardak gibi yapıcıklarda gölge amaçlı kullanılırlar. Duvarlarda ısıya karşı yalıtım sağlamak veya cam yüzeylerde gün ışığını yumuşatmak amacı ile bina çeperlerinde kaplama olarak yer alabilirler.

BİTKİ FORMLARI

ÇİTBİTKİLERİ

Taflan, Ligustrum, Alevçalısı, Defne, Karayemiş, Mazı vs.

Çit Bitkisi Dikim Formlari

Çit bitkileri kullanım yeri ve amacına göre ;tek sıralı,çift sıralı veya üçgen şekilde dikilirler.

peyzaj1

SÜTUN FORM

Serviler, Leylandiler vs.

PİRAMİT FORM

Piramit Mazı, Piramit İlex, Ladin, Göknar, Sedir Vs.

SARKIK FORM

Sarkık Söğüt, Sarkık Huş, Sarkık Dut Vs.

TİJLİ FORM

Bitkinin 1,5-2 m ya da daha fazla bir mesafede dal yapmasına müsaade edilmemiş (dalsız sutun bir gövde elde edilmiş) sonrasında taç şeklinde dallanmıştır.

SOLİTER BİTKİ

Bitkiler gruplar ve soliter olarak kullanılırlar. Soliter türler tabii ve nadir güzelliklerini tek başlarına gösteren ağaç ve çalı türleridir. Soliter ağaç ve çalılar açık ve geniş ölçüde çim alanlar üzerinde teras ve merdiven kenarlarında ev ve bahçe duvarlarının önünde güzel görünürler.

Salkım formlu soliter ağaçlar göl nehir gibi yatay su yüzeylerinin civarlarında, sutun ve piramit formlu ağaçlar dikey yükselen mimari yapıların önünde, küre formlu ağaçlar kubbe şeklindeki yapıların önünde kullanılırlar.

peyzaj2

Canlı Materyalin Proje Üzerinde Gösterilmesi

Park ve bahçelerde dikilecek ağaç ve çalı fidanlarına ayrılacak saha bitkinin dikim anındaki taç büyüklüğüne göre değil, türün genetik yapısına ve normal yetişme şartlarında hayatları boyunca alabilecekleri taç genişliğine göre hesap edilir.

Bitkiler projede maksimum taç genişliklerinin iz düşümleri ile gösterilirler. Dolayısı ile planda daire ya da daireye yakın şekillerde çizilirler.

Çınar-Kayın-Okaliptüs-Ceviz =12-14 m

Meşe-Akçaağaç-Kestane-Dişbudak =10-12 m

Küçük ağaç ve iğne yapraklılar=8-10 m

Ağaççık ve piramit formlu büyük ağaçlar=6-8 m

Büyük çalılar =4-6 m

Küçük çalılar =1-4 m arasında gösterilir.

peyzaj3

peyzaj4

Yapılı Elemanlar

Binalar ve Korunaklar

Arazide bina ve korunakların çevreleriyle uyum içinde olmaları gerekir. Binalarla çevrelerindeki peyzajın ilişki biçimlemesine dönük çeşitli tutumlar olmuştur.

Doğal çevrelerde binaların göze batmaması için, bazı saklama teknikleri de geliştirilmiştir. Bitkilendirme ve topografya ile yapı geniş arazi içerisinde saklanabilir. Diğer bir yol renk kullanımıdır. Eğer bir yapı koyu renkse ve özellikle yakınında da ağaçlar varsa, yüzeye düşen gölgeler kamufle olmasına yardım edecektir. Binalar:

• İstenilir alt-iklim koşulları oluşturmak

• Tanım elemanları

• Perdeleme elemanları,

• Arka fon elemanları olarak,

• Peyzaja hakim olmak,

• Peyzajı düzenlemek,

• Peyzajı kucaklamak,

• Peyzajı çerçevelemek,

• Peyzaj güçlerini, özelliklerini ve biçimlerini en iyi şekilde korumak, şekillendirmek veya vurgulamak,

• Yeni bir peyzaj yaratmak,

• Bir işlevi dramatize etmek,

• Tanımlı bir mekanı dramatize etmek için konumlandırılabilir.

Genel olarak binalar insancıllaştırılmış peyzajda önemli ve baskın elemanlardır. Yapılar, temel barınmayı, iklim denetimini, mahremiyeti, gelişmiş bir çevreyi, rahat ve medeni bir yaşamın gerektirdiği servisleri sağlarlar. Binalar iki yönle de dolaşımı sağlayan ve görsel bağlar kuran kapılar ve cam yüzeyler aracılığıyla çevrelerindeki peyzajla ilişkilendirilebilirler. Yapılı kentsel alanlarda, bina dizileri ya da gurupları sokak ve meydanları biçimlendiren, mekan organizasyonu oluşturan en önemli elemanlardır.

Kent (Sokak) Mobilyaları

Kent (Sokak) mobilyası kavramı çöp kutusundan aydınlatma elemanına kadar çok çeşitli nesneleri kapsamasına karşın, bir çoğunun kentsel çevrede küçük ölçekte ve genellikle çok sayıda olmaları gibi ortak nitelikleri vardır. Bir sokak mobilyası nesnesinin çevresiyle kurduğu göreli ölçüler ilişkisi, onun ölçeğini oluşturmaktadır. Nesnelerin boyutları, işlevleri ve bazen de yönetmeliklerdeki spesifikasyonlarla saptanırken, öte yandan bir kompozisyon bütünlüğü içinde birbirine göre doğru ölçek ilişkilerinin sağlanması da önemlidir.

Özellikle kamusal alanlarda serbest mobilya kullanmaktansa genel tasarımla entegre olabilecek, sabit, zarar görmesi zor olan sağlam malzemeden inşa edilmiş mobilyalar kullanılmalıdır. Örneğin, bir çeşmenin ya da havuzun kenarı, bir istinad duvarı ya da alçak bir duvar ve basamaklar oturma elemanları olarak kullanılabilmeli, böylece etrafta fazladan kırılgan bir nesne yaratmaktan kaçınılmalıdır.

Aşağıdaki kriterler sokak mobilyalarının seçimi ve konumlandırılmasındaki genel ilkeleri kapsamaktadır:

a. İşlev – sokak mobilyası nesnesinin düşünülen durum için gerekliliğine karar vermek

b. Konumlandırma ve yerleşim – o mobilya için doğru yeri bulmak

c. Biçim ve görünüş – tek tek elemanların tasarımında sürekliliği, ya da en azından tasarımda uyumu sağlamak

d. Sağlamlık

e. Maliyet

Büfeler, telefon kulübeleri, pergolalar, arkadlar, reklam ve işaret panoları, otobüs durakları gibi diğer tipteki korunaklar, korkuluklar ve posta kutuları, dış mekan düzenlemelerinde oldukça sık kullanılan elemanlardır. Çeşmeler, havuzlar, aydınlatma elemanları, oturma düzenekleri, bitki konteynerleri ve çiçek tarhları, ağaç yuvaları ve çöp kutuları da sokak mobilyası sınıflandırmasına girmektedir; ve bir çevre peyzaj tasarımının entegral parçası olarak ele alınmalıdır.

Döşenmiş Yüzeyler

Döşenmiş zemin yüzeyleri aşağıda belirtilen farklı işlevleri için kullanılırlar:

a. Sert ve dayanıklı bir yüzey sağlamak;

• Trafik yükünün aşındırıcı etkilerine karşı dayanıklılık,

• Trafik yükünü eşit olarak dağıtmak,

• Hareketin kolaylaştırılması ya da zorlaştırılmasıyla trafik yükünün belirlenmesi.

b. Araç ve yaya trafiğinin kesiştiği yerlerde uyarı sağlamak;

c. Mülkiyeti tanımlamak;

d. Yön vermek;

e. Çevredeki farklı elemanlar arasında birlik sağlamak – bir yapıyı veya anıtı bulunduğu araziye uyumlandırmak;

f. Çevreye ölçek vermek;

g. Farklı işlevleri olan alan ve mekanları tanımlamak;

Döşeme malzemelerinin seçimini etkileyen bir çok faktör vardır;

• Döşenecek yüzeyin işlevi,

• Taşıyacağı trafik türü,

• Yerel arazi koşulları,

• Malzemenin erişilebilirliği,

• Malzemenin maliyeti,

• Görsel nitelik.

Malzeme seçim olasılıkları iki yönden değerlendirilebilir: işlevsel gereksinim ve fiziksel görünüş, ya da konstrüksiyon yöntemleri açılarından.

İşlevsel gereksinim ve fiziksel görünüş yönünden, yüzey malzemeleri şöyle olabilir:

A. Düzgün yüzey malzemeleri

• Düzgün veya ince dokulu kaplama birimleri

• İşlenmiş yüzeyli sürekli döşemeler

• Kum

• Çim

• Sıkıştırılmış toprak

• Su

B. Kaba yüzey malzemeleri

• Arnavut taşı

• Serbest çakıl

• Kaba yüzey verilmiş beton

• Çim üstüne yerleştirilmiş döşeme birimleri

Konstrüksiyon yöntemleri açısından, yüzey malzemeleri şöyle gruplandırılır:

A. Birim kaplama malzemeleri

• Hazır beton yüzey blokları

• Hazır yapay taş yüzey blokları

• Doğal taş

• Seramik ve mozaik karolar

• Tuğla

• Arnavut taşı

• İri çakıl taşları

• Ahşap

B. Sürekli kaplamalar

– Esnek kaplamalar

• Çakıl taşı

• Asfalt

• Serbest büyük çakıl taşları

– Sert kaplamalar

• Yerinde dökme beton

 

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım