Vernik, Renklendirici veya Boya seçimi nasıl olmalı-2
2.3. Film Oluşturan Yüzey İşlem Sistemleri
Odun yüzeylerinde film veya katman oluşturan yüzey işlem sistemleri; saydam veya örtücü olamayan ve saydam olmayan veya örtücü olan yüzey işlemleri olarak da iki alt gruba ayrılmaktadır. Bunlar; vernikler, renkli (pigmentli) vernikler, toz renklendiriciler ve boyalar olarak dört tipte piyasada bulunurlar. Oluşturdukları görüntü bakımından; saydam veya renkli vernikler yarı saydam, toz renklendiriciler ve boyalar ise örtücü bir yapı gösterirler. Ancak; genellikle örtücü yapıdaki yüzey işlemlerine farklı miktarlarda eritici-inceltici sıvılar ilavesi ile karışımlarındaki pigment miktarı azaltılarak yarı örtücü bir yapı kazandırılabilmektedir. Özellikle bu tip yüzey işlem tipleri iç koşullardaki mobilyalarda yaygın bir kullanım yeri bulmaktadır.
2.3.1. Saydam Vernikler
Bunlar doğal odun görüntüsünü değiştirmeyen sistemler olup, güneş ışınları etkisindeki dış koşullara dayanıksızdırlar. Genellikle her 1–2 yıl için yeniden yüzey işlemini gerektirirler. Bu bakımdan dış koşullardaki kullanımlar için önerilmezler.
Vernik katmanları güneş ışını etkisi ile kolayca kırılır ve oldukça fazla çatlama ve soyulma etkisi gösterir. Bunlar korunmalı yapılarda veya yapının kuzeyindeki doğrudan güneş etkisine olmayan yerlerdeki kullanımlarda dayanımları önemli derecede artar. Ayrıca korunmuş yerlerde bile en az 3 kat vernik uygulaması önerilir ve odun yüzey işlem öncesi renklendirilebilir su itici bir koruyucu ile işleme tabi tutulmaları gerekir. Pigmentli renklendiriciler ve alt katlardaki macunların kullanımı ile saydam yüzey işlemlerinin dayanımı daha da arttırılmaktadır. Deniz ortamında en iyi performans için odun ve vernik yapısı ve uygulama viskozitelerine göre 3-6 kat vernik uygulanması gerektirirler.
2.3.2. Pigmentli Vernikler
Bu vernikler ışık ışınını çoğunlukla engelleyen UV radyasyonu kısmen tutan çok ince tanecikli inorganik pigmentli bir yapıdadırlar. Geleneksel saydam cila veya verniklerden daha iyi performans gösterirler ve dış koşullar için yarı saydam yapıdakileri en iyi seçim olabilir. Pigmentli vernikler odunu güneş ışınlarından koruyan yeterli çatı veya saçak yapılarında çok iyi performans gösterirler. Bunların bozunmaları katman veya film oluşturan yüzeylerde ilk olarak çatlama şeklinde oluşur. Bu yüzey çatlakları zamana bağlı olarak yeniden yüzey işlem yapılarak onarılabilir, ancak bu onarımlar az miktardaki görünümü de engelleyerek odunun doğal yapısını tamamen örten bir yapı gösterirler.
2.3.3. Toz Renklendiriciler
Toz renklendiriciler yarı saydam nüfuz edici renklendiricilerden çok daha fazla pigment bulunduran ve çok çeşitli renklerdeki sistemlerdir. Bunlar tamamıyla odunun doğal desen ve rengini kapatırlar. Toz renklendiriciler (hem yağ hem de lâteks esaslı) daha çok boya gibi katman veya film oluşturmaya eğilimlidirler ve uygulandıkları yüzeylerden soyulabilirler. Hem yağ hem de lâteks toz renklendiriciler boyalara benzerler ve genellikle eski boyalar üzerine veya tamamıyla astarlanmış yüzey üzerine uygulanabilirler. Katman oluşturan herhangi bir yüzey işlem sisteminde olduğu gibi, iyi bir dayanım için 120–130 µm kuru film kalınlığı gerektirirler.
2.3.4. Boyalar
Boyalar odun için en iyi korumayı sağlayan oldukça fazla miktarda pigmentli film oluşturan sistemlerdir. Bunlar; boya renklerine bağlı estetik gereksinimler, dış etkilerden odun yüzeyini koruma ve bazı odun kusurlarını gizlemek amaçları için kullanılırlar. Ayrıca, kolay temizlenebilir bir yüzey de sağlarlar. Bütün yüzey işlem sistemlerinden boyalar yüzey yıkımlarına (erozyonuna) karşı odunu en fazla koruma sağlarlar ve oldukça fazla çeşitli renklerdedirler. Boyalarda en iyi performans, güneş ışınlarını yansıtması bakımından parlak beyaz boyalar ile sağlanmaktadır.
Gözenekli olmayan bir boya katmanı rutubetin nüfuzunu engelleyerek odunun çalışması yanında odun ekstraktiflerinin etkisindeki renk solmasını da azaltırlar. Boya bir bitkisel veya hayvansal koruyucu değildir. Koşullar mantar oluşumu için uygunsa odunun çürümesini engelleyici bir yapı göstermezler.
Boyalar işleme sonucu oluşan odun hücre çeperleri ve boşluklarını doldurmak yanında odunun hücre çeperlerine nüfuz etmezler. Odun deseni yüzeyde film oluşturan boyalar tarafından tamamıyla örtülür. Boyalar, düşük özgül ağırlıktaki türlerden elde edilen radyal kesitli parça yüzeylerinde (az çalışma gösterdiğinden) en iyi performans gösterirler. Boyalar diğer film oluşturan yüzey işlemleri gibi oduna rutubetin nüfuzu ile soyulma veya çatlama gibi kusurlar gösterebilirler.
Lateks boyalar su ile temizlenebilmeleri nedeniyle genellikle kolaylıkla kullanılırlar. Ayrıca gözenekli (poröz) yapıdadırlar ve bu da rutubet hareketini engellemez. Bunların karşılaştırılmasında, yağ esaslı boyalar temizlenebilmeleri için organik solventleri gerektirler ve bazı yağ esaslı boyalar rutubet değişimine dirençlidirler. Önemli miktarda akrilik reçine katkılı lâteks boyalar dış koşullar etkisine çok yüksek düzeyde dirençlidirler. Parlaklıkları yağ esaslı boyalardan daha iyi sürdürürler. Lâteks boyalar genellikle elastik katmanlar oluştururlar. Yağ esaslı boyalar 1 veya 2 yıl içinde parlaklıklarını kaybetmeye ve gevrekleşmeye eğilimlidirler.
3. Yüzey İşlem
Sistemlerinin Performansı
Yüzey işlemi uygulamalarına ilişkin herhangi bir tartışmada genellikle “Hangi yüzey işlem sistemi kullanılabilir?” sorusu ile karşılaşılmaktadır. Bunun cevabı “Tüm koşullarda kullanılanın en iyi yüzey işlem sistemi olduğu” şeklindedir. Ancak, bunun yerine “Belirli koşullar için uygun yüzey işlem sistemlerinin olduğu ve bununda ürün kalitesine göre değişebileceği” daha uygun bir niteleme olarak belirtilebilir.
Herhangi bir ahşap kökenli üründe yüzey işlemine başlamadan önce sistemlerin genel kaliteleri, yapıları, işlevleri, uygulanmaları ve dayanımları gibi özelliklerinin bilinmesi ile basitleştirilebileceği bilinmelidir. Böylece yüzey işlem sisteminin uygulama kolaylığı, yüzeylere tutunması, dayanımı ve görünümüne bağlı estetiklik özellikleri seçim için en uygun karar verilebilmesinde etkili olacaktır.
Uygun koşullar altında odun uzun bir dayanım süresine sahiptir. Bir kural olarak, çoğu az katlı ahşap yapılar 100 yıllık bir kullanım süresine göre tasarlanır ve inşa edilirler. Dış koşullardaki su ve iç kaynaklardaki rutubete engel olacak şekilde uygun tasarlanan ahşap yapılar 100 yıldan daha uzun süre dayanım gösterebilirler. 50 yıl gibi uzun bir kullanım sonrası yapının dış cephenin yenilenmesi için önemli bir onarım gerektirebilir. Odun ve odun ürünlerini uygun rutubette yani hava kurusu rutubette tutmak uzun bir kullanım için diğer önemli bir etkendir.
4. Sonuçlar ve Öneriler
İç veya dış ortamlarda odun ve odun kökenli malzemelerin özelliklerinin yeterince bilinmesi gerekmektedir. Buna göre; iyi tasarlanmış ve yapılmış mobilya, doğrama veya ahşap yapılarda uygun yüzey işlem sistemlerinin seçimi ve uygulanması ile dayanımını yıllar boyu sürdürülebilir.
Yüzey işlem sistemlerinin seçiminde birçok etken göz önünde bulundurulmakla birlikte daha çok iç ve dış ortam koşullarına dayandırılmalıdır. Bu bakımdan iç koşullarda odunun doğal yapısını belirginleştiren saydam veya yarısaydam yüzey işlem sistemleri vernikler ve renklendiriciler önerilebilir. Ancak, çok çeşitli renklerin arandığı çocuk veya genç odası vb. mobilyalarda da örtücü yüzey işlem sistemleri boyaların kullanımı daha uygun olabilir.
Dış koşullarda ise daha çok dayanıklılık gerektiğinden iki bileşikli (iki elemanlı-tepkimeli) örtücü yüzey işlem sistemleri boyalar veya renkli vernikler kullanılabilir. Bunların bağlayıcıya bağlı özellikler Uygun yapım teknikleri ile yeterli koruma sağlanabilen yarı veya tam kapalı doğrama veya yapılarda renklendiriciler ve tepkimeli yüzey işlem sistemleri vernikler birlikte uygulanmalıdır. Ayrıca, katman kalınlığının arttırılması (2-3 kat) da yüzey işlem performansını arttırmaktadır.
Genellikle dış koşullarda uygulanan yüzey işlem sistemlerinin bakım süreleri; koruyucularda 1-2, verniklerde 2-3, renklendiriciler 3-7 ve boyalarda ise 7-10 yıldır. Ayrıca; koruyucular ve renklendiricilerin verniklerle birlikte yaygın olarak uygulanmaları da bu süreleri olumlu yönde etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Yüzey işlem sistemlerinin performansında ağaç türü odun karakteristikleri de aynı kapsamda ve bir bütün olarak düşünülmelidir. Buna bağlı olarak çalışması az, yoğunluğu düşük ve doğal dayanıklılığı fazla olan ağaç türü odunları seçilmelidir. Özellikle ahşap yapılarda az çalışma ve yüzey işlem adhezyonunu arttırması bakımından yuvarlak, kare ve dikdörtgen şekilli radyal kesitli parçalar tercih edilmelidir.
Yüzey işlemlerinde odun kökenli malzemelerin rutubetleri ortam denge rutubetinde olmalıdır. Rutubet değişikliklerinin az olması odunun çalışmasını azaltması yanında yüzey işlem sistemlerinin performansını artıracaktır.
Son yıllarda çevre ile uyumlu su esaslı ve daha yüksek dayanımlardaki nanoteknolojik yüzey işlem ürünleri seçimlerde düşünülmelidir.
Yüzey işlem sistemlerinin seçiminde diğer bir etken de ürün fiyatıdır. Bu da ürün tipi ve kalitesi ilgili olup, oldukça farklılıklar gösterir. Buna göre; katı madde miktarı (reçine, renklendirici vb.) ve örtücülük oranı arttıkça fiyatında artacağı, ancak daha fazla ve eşit katman kalınlıkları sağlanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Çit ve banklar gibi dış mimari tasarımlarında kullanılan odunun kullanım süresi genelde kısa olarak düşünülür. Bunun önemli bazı nedenleri olarak, doğrudan zeminle bağlantıları veya zemine çok yakın yerleştirilmeleri ve yağmur, kar gibi dış koşullar ile yoğun kullanım etkisinde olmaları gösterilebilir.
Yüzey işlem sistemlerinin çeşitli sıvılara, rutubete, kimyasallara, çizilme, aşınma ve darbelere dayanımları ulusal ve uluslar arası standartlara göre belirlenebilmektedir.
Herhangi bir yüzey işlem tipinin seçiminde; görünüm, koruma, dayanım, uygulama kolaylığı, güvenlik, onarılabilirlik ve uygulanma kolaylığı gibi birçok özellik göz önünde bulundurulmalıdır.
kaynak: Doç. Dr. Abdulkadir MALKOÇOĞLU, Doç. Dr. Turgay ÖZDEMİR, Arş. Gör. Sebahattin TİRYAKİ/KTÜ. Orman Fakültesi, Orman Endüstri Müh. Böl.