Posts

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN ÇEŞİTLİ YAPILARDA KULLANIMI

   Laminasyonlu Ahşap Kirişler

  Laminasyon tekniğinde lamine oluşturmanın teknolojisi, kısaca küçük kesitli birçok tahtanın tabaka halinde birbirleri ile yapıştırılması ve hammadde odunun daha tasarruflu olarak kullanımı, başkaca, yapı elemanlarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin iyileştirilmesi olarak ifade edilebilir. Laminasyonda kural olarak, farklı ağaç türü, değişen tabaka (kat) sayısı, farklı boyutlar ve şekiller uygulanabilmektedir. Örneğin, büyük boyutlu lamine elemanlarda (kirişlerde), lamine (tabaka) kalınlıklarının 25,4 mm. ile 50,8 mm. arasında olması gerekirken, pencere doğraması üretiminde kullanılacak malzemede ise, uygulanan forma göre lamine kalınlıklarının 3,2 mm.’ yi geçmemesi gerekmektedir.

    Laminasyonlu ahşap kirişler (LAK), kulanım yerine ve amacına göre düz yada değişik formlarda uygulanabilmektedir. Kemer şeklinde yapılan taşıyıcı elemanlarda dayanak noktaları arasında 152,5 m açıklık, düz lamine elemanlarda ise 42,7 m açıklık yapılabilmektedir. Bu açıklıklarda kullanılan lamine elemanın kesit kalınlığı 2,13 m’ yi bulmaktadır.

   Düz kirişler genellikle kendisini oluşturan tabakanın yatık yada dikine olarak yerleştirilmesi ile imal edilmektedir. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi birden çok elemandan oluşan birleşik yapı elemanları, üretim yerinde monte edilebilir. Güzel biçim verilebilmesi, estetik olması, bakımının kolaylığı, montaj süresinin kısalığı nedeni ile LAK’ in birçok yerde kullanılmakta olup, en yaygın kullanım alanları aşağıda sıralanmış bulunmaktadır.

a. Köprü inşası, hipodrom, gemi kısımları,

b. Ahşap evlerin iç taşıyıcı elemanlarında,

c. Ahşap evlerin merdiven, tavan, duvar ve yer döşemelerinde,

ç. Okul, cami, alışveriş merkezi gibi yapılar,

d. Spor salonları, kapalı yüzme havuzu, kapalı tribün yapıları,

e. Büyük depo ve hangar yapımı, fabrika binaları,

f. Sinema, tiyatro, konser, teşhir ve gösteri salonlarının iç mekanlarında,

g. Konut, otel, bahçe mobilyası, pergola yapımı,

ğ. Kapı, pencere, pervaz ve lambri üretiminde,

h. Vagon ve karavanların duvar, tavan ve yer döşemelerinde,

ı. Hava ve deniz ulaşım araçlarının iç mekanlarında,

i. Doğrama profili olarak,

k. Çatı malzemesi,

l. Özellikle kullanım yerinde yapılması zor ve ekonomik olmayan makas, kolon gibi yerlerde L.A.K.’ ler
ideal kullanım yeri olarak değerlendirilmektedir.

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN ÇATIDA KULLANIMI

       Hafif olmasına karşılık yeterli dirence sahip olması ve temele az yük vermesi nedeniyle ağaç malzeme büyük oranda  kullanılmaktadır. Şekil 1 ve 2’ de çatıda kullanılan LAK’ler görülmektedir. Çatıda LAK’ lerin şu gibi kullanım yerleri bulunmaktadır. Mertek, Aşık (Mahya, Damlalık), Gergi, Baba, Bırakma Kirişi, Göğüsleme, Kuşak, Yastık, Dikme gibi çeşitli isimlerle değerlendirilmektedir. Uygulaması için; çivi, vida, bulon ve tutkal gibi birleştirme elemanları yada geçmeler kullanılır. Bu amaçla masif ahşap (yapıştırılmış) da değerlendirilebilir. Gerek asma ve gerekse oturtma çatılarda ahşap güvenle kullanılmaktadır. Ayrıca kafes sistemlerde de ahşabın değerlendirilmesi söz konusudur. Çoğunlukla kullanılan ağaç türü göknar, kayın, meşe, dişbudak, gürgen, ceviz ve sedirdir.

lamine sekil 1

      Almanya’da laminasyonlu ahşap kirişlerle fuar alanı yapılmıştır. Şekil 3’ de fuar alanı projesi, Şekil 4’ de fuar alanı inşaatı, Şekil 5’ de fuar alanın tamamlanmış hali görülmektedir.

lamine sekil 2

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN KÖPRÜ YAPIMINDA KULLANIMI

       Lamine ahşap presin hareketli pistonları, hareketli alt kayıtları sayesinde istenilen boy ve genişlik ve kalınlıkta kavisli kirişler yapılabilmektedir. Bu kavisli kirişlerde Şekil 6’ da proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin nerelerde kullanılacağı görülmektedir.

lamine sekil 3

      Şekil 6. Proje aşamasındaki bir köprüde laminasyonlu ahşap kirişlerin kullanım yerleri Şekil 7’ de köprünün yapılış aşaması ve Şekil 8 ve 9’da da köprünün tamamlanmış hali görülmektedir.

lamine sekil 4

lamine sekil 5

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERİN DOĞRAMA PROFİLİ OLARAK KULLANILMASI

   LAK’lerin en önemli kullanım alanlarından bir tanesi de doğrama profili olarak kullanılmasıdır. Dış cephede çeşitli atmosferik olaylara maruz kalan pencerelerde ve kapılarda kullanılacak ahşabın lamine edilmesi gerekir. Şekil 10’da lamine ahşap doğrama profili görülmektedir.

lamine sekil 6

      Şekil 11, 12 ve 13’ de görüldüğü gibi laminasyonlu ahşap kirişler pencerelerde kasa (telore), kanat, kayıt olarak; kapılarda ise başlık, seren, kayıt gibi isimlerle kullanılmaktadır. Şekil 14’ de lamine ahşap kirişin kapılarda kayıt olarak kullanılması görülmektedir. Sonradan ölçülerinde meydana gelebilecek daralmaları önlemek için özellikle bina içi kapı ve pencere laminasyonlu ahşap kirişler %8-10 rutubete kadar kurutulur.

lamine sekil 7

   Pencere doğramalarında genellikle çam, sedir, meşe, ladin, göknar ve bazı yabancı türler kullanılmaktadır. Bina içi pencere doğramalarında ladin; kapılarda ise göknar tercih edilir. Bina dışı kapılarda (dış ortam etkilerine maruz kalan) çam, sedir, meşe, dişbudak ve karaağaç kullanılmaktadır.

LAMİNASYONLU AHŞAP KİRİŞLERE UYGULANAN BAĞLANTI DETAYLARI VE ELEMANLARI

     Laminasyonlu ahşap kirişlerin üretiminde ürün formuna göre özel kalıpların kullanılması gerekmektedir. Kullanılan kalıplar seri imalat ilkelerine uygun olmalı, birleştirme anında kolayca ve pratik şekilde ayarlanabilecek sistemde tasarlanmalıdır.

    Lamine olarak üretilen kiriş, kolon ve aşıklarda uygulama yerine göre metal bağlantı yardımı ile değişik birleştirme detayları uygulanmaktadır.Bununla ilgili detaylar Şekil 15’ de verilmiştir.

lamine sekil 8

Burada;
a. Metal boru kolon üzerinde laminasyonlu kiriş birleştirme
b. Lamine kolon üzerinde U plaka ile kiriş birleştirme
c. Lamine kolon üzerinde T Plaka
d. Lamine kolon ve kirişin düz plaka ile birleştirilmesi
e. Kafes sistemlerde kiriş ve aşık bağlantısı
f. Lamine kolon ve kirişin L plaka ile bağlantısı
g. Lamine kolonun beton duvar üzerine bağlanması
h. Çatı sırtı bağlantı detayı
ı. Kiriş – aşık bağlantı detayı
i. Lamine kolonun beton zemine V plaka ile bağlanması
j. Lamine kolonun beton zemine L plaka bağlanması
k. Kiriş – aşık bağlantı detayı
l. Kavisli taşıyıcının hareketli mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’den daha fazla açıklıklarda)
m. Kavisli taşıyıcının sabit mafsalla beton zemine bağlanması (24 m’ye kadar olan açıklıklarda)
n. Kavisli taşıyıcılarda boy birleştirme detayı
o. Lamine çatının taşıyıcı üzerine bağlanması

Şekil 16’da da laminasyonlu ahşap ile aşık bağlantısında kullanılan bağlantı elemanları görülmektedir.

lamine sekil 9

SONUÇ VE ÖNERİLER

       Bilindiği gibi ağaç malzeme, ilk çağlardan beri kullanım sayısı gitgide artarak insanların hizmetine sunulmaktadır. Odun hammaddesinin insan yaşamı alanında binlerce kullanım yeri olduğu bilinmektedir. Günümüzde, artan nüfusa paralel olarak ağaç malzemeden elde edilen ürünlerin tüketimi de artmıştır. Bu sonuç beraberinde odun hammaddesine duyulan gereksinimi artırmış ve sektörde bu soruna ilişkin birçok arayışlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biride masif ağaç malzeme yerine kullanılabilecek lamine ağaç malzemelerin üretimidir.

      Masif ağaç malzemeden üretilecek olan yapı elemanlarının boyutları sınırlıdır. Fakat, laminasyon yöntemi ile istenilen boyutlarda üretim yapılabilir. Çok değişik stillerde ve sınırsız formda çalışma olanağı verir. Laminasyonda kullanılan ağaç malzemeler ince ve küçük boyutlu olduğundan, doğal yöntemle ekonomik olarak kurutulabilmektedir. Büyük boyutlu ağaç malzemelerin doğal olarak kurutulması kısa sürede yapılamadığındanek bir kurutma maliyeti gerektirir. Özellikle kavisli elemanlarda, kritik yükün meydana geldiği kesitlerde boyutlar diğer taraflara göre daha büyük yapılabilmektedir. Daha az direnç gerektiren yapısal elemanların iç katlarında teknolojik değeri düşük ağaç malzeme kullanılmasına olanak sağlanmaktadır. Uygulanan en boy birleştirme yöntemleri ile çok kısa boylarda ki ağaç malzemenin değerlendirilmesine olanak sağlandığından fire oranı azalmaktadır. Ayrıca, ağaç malzemenin bünyesinde bulunan kusurlarından temizlenerek kullanılmasını sağlar. Yapıştırıcı olarak kullanılan tutkalın su itici özelliği ve katların düzenlenmesinde ağaç malzemedeki yıllık halka konumlarının iç gerilmeleri dengeleyecek şekilde tasnif edilmesi, lamine ağaç malzemenin aynı cins mono blok ağaç malzemeden daha az çalışmasına neden olmaktadır.

      Orman ürünleri endüstrisi sektörü, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde çok büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde dünya orman ürünleri pazarlarında, yeni teknolojilerin kullanılması, ürünlerin kullanım alanlarının genişletilmesi, pazarlarda yeni yapısal durumların ve rekabetin ortaya çıkması, ahşap artık ve malzemeye yeniden önem verilmesi gibi konular tartışılmaktadır. Dünyada ekonomik büyümenin devam edeceği, orman endüstri ürünleri üretiminin artacağı, yeni ürünlerinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin orman ürünleri endüstrisinin ihmal edilemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ahşap sektörü de
sürekli kendini yenileyen yeni ürünlerin üretimi ile teknolojiyi yakından takip ettiği anlaşılmıştır. Buna bağlı olarak laminasyonlu ahşap kirişlerin üretimi Türkiye de yaygınlaştırılmalı, üretimin hızlanması sağlanmalı ve yurt dışına ihracat edilmelidir.

Kaynak: Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:14

Selman KARAYILMAZLAR, Yıldız ÇABUK, İbrahim TÜMEN, Ayşe ATMACA

Saunalar

Ahşap Saunalar

Sauna, fazla ısınma terapisinden faydalanmanın mükemmel bir yoludur. Ateşi suni olarak yükseltmekten başka, sauna terapötik terlemeyi de artırır. Cildimiz en büyük bertaraf organımızdır. Cildin, terleme yoluyla vücut atıklarının %30 unu giderdiği düşünülür. Sauna banyosunu düzenli olarak almak, cildin onarılmasında ve temizleyici aktivitesinin yeniden canlandırılmasında yardımcı olacaktır. 
Her model, bilgisayar destekli tasarım ve görselleştirmenin ardından prototip sürecinde test edilir. Anahtar nokta saunayı kullanacak misafirlerin kendilerini son derece rahat hissetmeleridir. Birebir ölçüdeki prototipin testi saunanın işlevini yerine getirebilmesinin yanı sıra farklı vücut özelliklerine sahip kullanıcıların sauna içerisindeki ergonomisinin de test edilmesini sağlar. Kullanılan malzemeler, bunların birleşim ve birbirleri ile uyumu, kullanılan tüm kontrol ekipmanlarının kolayca ulaşılabilir oluşu, sorunsuz ve kolay bakım özelliklerine sahip teknik altyapı ve tüm bunları benzersiz bir görsellik içerisinde sunabilecek tasarım detayları saunalarımızı diğerlerinden ayıran önemli noktaların başında gelir.
Tasarımlar, yetkin bir mimari ekibin gözetiminde yapılır. Tasarlanan model endüstriyel tasarımcılar tarafından en uygun ergonomi ve üretim prosesini sağlayacak şekilde planlanır. İçerideki hava sirkülasyonu ile ısının kullanıcılara aktarılması, ısıtıcı sisteminin verimli ve etkin kullanımı, bakım işlemlerinin kolaylaştırılması gibi birçok teknik detay mükemmel görünen ve aynı zamanda mükemmel çalışan bir saunanın üretilmesi için kullanılır.
Sauna güvenli olmakla birlikte dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır, sauna kullanıcılarına bir kaç öneriyi şöyle sıralayabiliriz:
– Saunadan önce alkol ve ilaç almaktan sakının, bunlar terlemeyi azaltabilir ve seansınızın öncesinde ve sonrasında aşırı sıcaklamanıza sebep olabilir.
– Saunada 15-20 dakikadan fazla kalmayın.
– Saunadan çıkınca 2-4 bardak su için.
– Hastayken saunaya girmeyin ve eğer sauna sırasında fenalaşırsanız hemen kapıya doğru yönelin.
 gncahsap_sauna5

Isıl Ahşap – Thermowood

Isıl Ahşap – Thermowood

Ahşabın ısıl işlem görmesi ahşabın, en az 180°C ısıda, buharla korunarak pişirilmesidir. Buhar ahşabı korur ayrıca ahşapta oluşan kimyasal değişimleri etkiler. Su buharı kullanılarak yüksek ısılarda gerçekleştirilen termal işlem çevre dostu bir prosestir.

Termal işlem sonrasında, ahşabın birçok özelliği kalıcı olarak değişir. Kızgın buhar ile yapılan işlem sayesinde ahşap, boyutsal özelliklerini en iyi şekilde koruyacak yapıya erişir. Ayrıca, ahşabın ısıl izolasyon özellikleri işlem görmemiş halinden daha iyi hale gelir. Yeterince yüksek ısılarda gerçekleştirildiğinde bu işlem, ahşabın çürümeye karşı olan direncini arttırır. Ahşabın ısıl işlem görmesi mukavemetini az da olsa düşürmektedir. Uygulanan ısıl işlem neredeyse bütün ağaç çeşitlerinde gerçekleştirilebilmektedir. Isıl işlem ile üretilen renk tonları ahşap yüzeyine yağ veya pigmentler uygulanarak korunabilir.


Mukavemet Özelliği


Isıl işlemin, ahşabın eğilme mukavemet özelliği üzerinde etkisi vardır. Ahşabın mukavemeti ve yoğunluğu genellikle birbirini etkileyen özelliklerdir. Isıl işlem sonrasında Thermowood ahşabın yoğunluğu biraz düşmektedir. Düşük ısılarda yapılan işlemler, ahşabın esnekliğini arttırır (böyle ahşaplar iç mekanlar için kullanışlı olur). Yüksek ısılarda yapılan işlemlerde ise esneklik azalır (böyle ahşaplar ise dış mekanlar için kullanıma uygundur). Ahşabın esnemeye karşı mukavemetini test etmek için iki yöntem kullanılmaktadır: bir yandan çatlaksız materyale kısa bir çekme uygulanır. Diğer yandan doğal kusurlar içeren başka bir parçaya uzun çekme uygulanır. Test sonuçları, uygulama sıcaklığı 200 °C üzerine çıktığında, çam yapısının değiştiğini ve mukavemetin önemli ölçüde azaldığını göstermiştir.

Uygulama ısısının yanında, Thermowood ahşabın eğilme mukavemeti, ahşabın nem içeriğine de bağlıdır. Çünkü Thermowood ahşabın nem içeriği dengesi düşüktür, spesifik durumlarda içeriğindeki nem düşükken mukavemet değerleri işlenmemiş ahşaba göre yüksek olabilir. Thermowood ahşap, yüksek taşıma kapasitesi gerektiren projeler için tavsiye edilmemektedir. Teras, balkon, veranda, gemi güvertesi gibi dış mekan uygulamalarda kullanımı daha uygundur.

Thermowood ahşabın sertliği, işlenmemiş ahşap ile karşılaştırıldığında, uygulamaların yoğunluğuna göre gelişir. Özellikle iğne yapraklı ağaçlardan elde edilen ahşaplarda, geliştirilmiş sertlik, aşınmaya karşı direnci arttırmak gibi bir çok yarar sağlamaktadır.


Üstün Su Yalıtımı


Isıl işlem, ahşabın su geçirmezlik özelliğini arttırmaktadır. İçeriğindeki azaltılmış nem dengesine bağlı olarak, belirli hava koşullarına maruz kalan Thermowood ahşabın da nem oranı azalır. Diğer önemli avantajları, gelişmiş boyutsal kararlılığı ve hava sıcaklığı, ahşabın nemi, güneş ışığı gibi fiziki koşullar ahşapta fiziksel stres oluşturan etkenlerdir. Bu koşullardan etkilenmemesi sayesinde dış mekan uygulamalarında kullanıma uygundur.

Havadan veya yağmurla gelen bakterilerin oluşturduğu safsızlıklardan dolayı işlenmemiş ahşapta küflenme olabilir. Thermowood üzerinde küf oluşabilir ancak yalnızca yüzeyde oluşur, ahşabın içine nüfuz ederek zayıflamasına neden olmaz. Silinerek, yıkanarak veya kazınarak ahşaptan uzaklaştırılabilir.

Bir çok doğal materyalde olduğu gibi, güneş ısığından gelen UV ışınları Thermowood ahşabın rengini değiştirmeye elverişlidir. Ahşabın direkt güneş ışığına maruz kalması zaman içerisinde koyu kahve renginde değişikliğe yol açabilir. Yapılan testlerde öncelikle rengin açıldığı gözlenirken, 2-3 yıl içerisinde griye dönebilir.

Uygulama yapılan alanda üzerine koruma uygulanmadığında, içeriğindeki azaltılmış nem ve neme bağlı boyutsal kararlılığına rağmen, UV ışınları ahşap üzerinde küçük çatlaklara neden olabilmektedir. Bu çatlakların sayısı, işlenmemiş ahşapta bulunan çatlak sayısına eşdeğerdir.
5 yıl hava koşullarından kaynaklanan stres denemeleri göstermiştir ki; Thermowood ahşabın nem içeriği, işlenmemiş ahşaba oranla %50 daha düşüktür. Yüzey giydirme maddeleri pigment içermez.

Isıl işlem görmüş ahşap, görmemiş ahşaba göre daha iyi boyanır. 5 yıl boyunca devam eden testler, vulkanize ve su bazlı akrilik boyaların foksiyonlarının işlenmiş ahşap üzerinde, işlenmemiş ahşaba göre daha başarılı olduğunu göstermiştir. Bu boyalar ile boyanan işlenmiş ahşapta soyulmanın çok az olduğu belirlenmiştir.

Dış cephe boyaları Thermowood üzerinde daha iyi sonuçlar vermektedir. Thermowood için en iyi yüzey giydirme sistemi, astar yağı içeren ve solvent bazlı alkid boyalar ya da su bazlı akrilik son kat boyalarıdır.


Üstün Çürüme Direnci


Isıl işlem ahşabın çürüme direncini önemli ölçüde arttırmaktadır. Çürüme direncinin artışı, ahşap hücrelerinin kimyasal yapılarının değişimine dayanmaktadır. Isıl işlem ile hemiselülozların hidrolizi ve sayılarının azalmasının sonucu olarak asedik asit oluşmaktadır. Bu sayede, çürümeye neden olan mantar ve böceklerin beslenmesini sağlayan maddeler büyük ölçüde yok olur ve ısıl işlem görmemiş ahşaba göre çürümeye karşı daha dayanıklı olur. Düşüh Ph seviyesi de çürümeyi yavaşlatan etkenler arasındadır. Standard EN 113’e göre yapılan testlerde, ısıl işlem görmüş ahşabın çürüme hızının düşüklüğü cesaret vericidir. Çürüme testleri, laboratuar ortamında 8.,16. Ve 32. Haftalarda gözlenen ahşap ağırlık kaybı vb. özelliklerin ölçüldüğü testlerdir.

Aynı zamanda ısıl işlem görmüş ahşabın, biyolojik dayanıklılığı 5 yıldır saha çalışmalarında da gözlenmektedir. Yapılan saha çalışmaları şunu kanıtlamıştır; ısıl işlem görmüş ahşapların çürüme direnci, bugünkü AB sınıfı çam ahşaplardan %70 daha iyidir. Test sonuçları, ısıl işlem görmüş ahşabın diş mekanlarda kullanıma uygun olduğunu göstermektedir. Hava koşullarından çok etkilenen mekanlarda Thermowood ahşap, ısıl işlem görmemiş ahşaplardan daha kullanışlıdır. Çürüme direncinin artması için ahşabın 200°C’de pişirilmesi gerekmektedir.


Nem İçeriği Dengesi


Azaltılmış nem içeriği dengesi, Thermowood için yeni uygulama olanakları üretir. Thermowood, uygulama alanında nemden kaynaklanabilecek şişme ve büzülme gibi sorunları minimuma indirir. Örneğin, Thermowood kullanılan yazlık ev zeminlerinde, ahşaplar arası boşluk oluşmamaktadır.

220 C’lik yüksek sıcaklıklarda işlem görmüş ahşapların nem içeriği, diğer yöntemlerle üretilen ahşaplara göre yarı yarıya azdır. Ahşabın nem değeri, havanın neminin artışına oranlı artma gösterir.

Thermowood’un içeriğinde düşük neme sahip olması, çürümeye karşı direncinin de fazla olduğu anlamına gelmektedir. Pratikte havanın içerdiği nem, thermowood’un nem dengesini arttıramaz. Böylelikle çürümeye neden olan mantarlar barınamaz. Havadaki nem %90’dan fazla olsa bile, Thermowood’un içerdiği nem %15 civarında kalır. Mantarların ahşap üzerinde yaşayabilmesi için en az %20 nem oranı gerekmektedir.

Azaltılmış Neme Bağlı Boyutsal Kararlılık


Ahşaptaki boyutsal kararsızlığa neden olan havadaki nem oranının etkileri, ısıl işlem görmüş ahşapta, diğer ahşaplarla karşılaştırıldığında %20-90 oran aralığında azalır. Ahşabın düşük büzülme eğilimi, düşürülmüş nem içeriği dengesi ve absorbsiyon hızının azalması boyutsal kararlılığı arttırır. Thermowood ahşabın her mevsimde boyutsal kararlılığı, ısıl işlem görmemiş ahşaba göre daha iyidir.

Thermowood ahşapta oluşan önemsiz derecede küçük nem ile ilgili boyutsal değişiklikler ahşaptaki hemiselülozların bozunmasına dayanır. Hemiselülozların bozunması, bir miktar su tutma özelliği olan hidroksil grubunun indirgenmesi ile birlikte ahşabın daha kararlı hale gelmesini sağlar.

Bu işlemden sonra, Thermowood ahşabın nem içeriği değişse bile, ahşabın boyutunun değişmediğini görülmüştür. Thermowood ahşabın nem kaynaklı boyutsal değişimi, ısıl işlemin yoğunluğunun artışı ile azalır.Örneğin 190°Csıcaklıkta, nem kaynaklı boyutsal kararsızlık, işlem görmemiş ahşaba göre %20 oranında indirgenir. Isıl işlemin ardından ahşap dış mekan kullanımına uygun hale gelir, işlem sıcaklığı 210-220°C’lere çıktığında ise %40-50 civarında indirgenme olur. Boyutsal kararlılığın çok önemli olduğu ahşap endüstrisinde, Thermowood ahşabın boyutsal kararlılığı, uygulamada çok önemli avantajlar sağlamaktadır.

Thermowood ahşaplar, havadaki nem ve sıcaklık değişimlerine karşı ön görülen boyutsal kararlılık konusunda mükemmel uygulama olanakları sağlar.

Uygulama sırasında ve son kullanıcı için önemli ölçüde yarar sağlayan, azaltılmış şişme ve büzülme oranıyla Thermowood ahşap; ahşap ürün endüstrisi için, inşaat malzemesi, kapı ve cam çerçeveleri olarak yeni bir seçenek sunmaktadır. Ahşabın boyutsal değişiminin azalmasına ve kullanım sırasında oluşan eğriliğin oranına ısıl işlemin etkisi açıkça gözlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, koruyucu ile kaplanan ve kaplanmayan Thermowood ahşap, boyutsal özelliklerini aşılanmış ve ısıl işlem görmemiş ahşaba göre daha iyi korur.

Son olarak, azaltılmış nem kaynaklı boyutsal değişim ile ilgili olarak, işlenmemiş ahşapla karşılaştırıldığında azaltılmış kuruma gerginliği bir artı olarak eklenebilir. Bu, ahşabın bölünen parçalarında ve marangozlukta avantaj sağlamaktadır.


Renk Değişimleri

Termal ahşabın gösterdiği renk değişimleri planlama ve iç mekan dekorasyonlarında yeni çözümler için temel sağlar.
Termowood renk değişimini ısıl işlemin süresi ve ısısı etkilemektedir. Ahşabın yapısındaki ligninin bozulmasının sonucu olarak renk değişimi meydana geldiğinden yüksek ısılarda, bozunan ligninle doğru orantılı olarak koyu bir görünüm oluşur. Renk değişimi bütün ağaç türleri için neredeyse aynıdır. Isıl işlem, ahşabın rengini her noktada aynı tonda değiştirmektedir.

Ahşap ürün endüstrisinde ham madde ve yüzeye uygulanan çözeltiler birbirine benzerdir. Darbe ve çizilmeler renklendirme işleminde problem oluşturabilir. Isıl yöntemle renk verme işleminde uygulanan ısının şiddetine, süresine ve yüzey kaplama malzemesine bağlı olarak final tonuna ulaşılır.

Ahşabın rengini koruması için güneş ışığının UV ışınlarından korunması gerekir. Thermowood’un yüzey kaplaması olmadığı sürece, tüm ahşap malzemeler gibi UV ışınlarından etkilenerek solar ve grileşmeye başlar. Kozalaklı ağaçta, kısa ve uzun vadede renginin tutarlılığı ve yoğunluğu normal olarak değişir.

Ahşapların son kullanım amacına uygun olarak her parti üründe aynı ton yakalanabilmektedir.

Ahşap Pencere Doğrama

Ahşap Pencere Doğramaları

Binaların ışık almasını ve havalandırılmasını temin etmek maksadıyla, duvarlara bırakılan pencere boşlukları, camlı bir çerçeve ile kapatılır. Bunlar ilk bakışta göze çarptığından yapının mimarî güzelliğini etkiler. Bu nedenle uygun şekilde ve biçimlerde tertiplenmeleri gerekir.

İmar yönetmeliklerine göre pencere genişlikleri, oda döşeme alanının en az 1/10 kadarı alınır. Pencerenin döşemeden yüksekliği, (pencere altı) oda ve salonun kullanma şekline, manzara durumuna göre değişik tertiplenir. Bu yükseklik normal oturma odaları pencerelerinde 0,78 m. manzaralı odalarda 0,50 m.dir. Büro pencerelerinde 1,0 m, mutfak pencerelerinde 1,25 m, arşiv pencerelerinde 1,50 m, vestier encerelerinde 1,80 m.ye kadar çıkarılabilir. Balkon pencerelerinde de hiç konmayabilir. Pencereler genişliğe göre, tamamen veya kısmen açılabilen kanatlardan teşekkül eder.

Pencereler, hangi şekillerde yapılırsa yapılsın umumiyetle üç ana parçadan oluşur.

Bunlardan birincisi telöre, ikincisi pencere kanadı, üçüncüsü ise pervaz’dır.

1. Telöre : Pencere kanatlarını tutan ve bunları duvar boşluğuna tespit eden sabit çerçeve kısmına denir. Ekseriya 4 – 4,5 cm. genişliğinde, çam kerestesinden yapılır ve duvar kenarlarına yerleştirilen ağaç takozlara tutturulur. Pencere aralıklarından sızan yağmur sularının içeriye akmamaları için telöre alt başlığına, üzeri oluklu parapet tahtası ilave edilir.

2. Pencere Kanadı : Pencerenin cam takıldığı sabit ve hareketli kanatlarını teşkil eden kısımdır. Hareketli kanatlar, içeriye veya dışarıya doğru açılır. Kar ve yağmur sularının içeri girmemesi için alt tarafa yağmurluk denilen bir tahta çakılır. Sabit kanatlar, üzerindeki camın dış taraftan kolaylıkla silinebilmesi için, uygun detaylarla tertiplenmesi icap eder.

3. Pervazlar : Telöre (Pencere anası), duvardaki takozlara tespit edildikten sonra, arada kalan boşlukları kapatmak maksadıyla kapılarda olduğu gibi pervazlar konulur. Bu pervazlar kapılarda hem ön ve hem arka köşelerde iki taraflı olarak tertiplendiği halde pencerelerde, ekseriya sadece iç kısımlara takılır ve köşeler, kapı pervazlarında olduğu gibi birleştirilir.

Pencere Açılış Şekilleri

a. Yana Açılan Pencereler : Pencereler normal olarak yana doğru, içeri veya dışarı istikamette açılırlar. Menteşe ile telöreye bağlanan kanatlar, menteşe ekseni etrafında döndürülmek suretiyle hareket ettirilir.

b. Sürme Pencereler : Kanatları yatay ve dikey olarak açılan pencerelere sürme pencereler adı verilir. Yatay olarak sürülen kanatlar, kızak veya makaralar üzerinde yürütülerek hareket ettirilir. Düşey sürülenler ise el veya yukarıya takılan makaralar yardımıyla açılır, kapanır.

c. Döner Pencereler : Bu tip pencereler, ortaya konan bir mil ile, kanadı bu eksen etrafında sağa – sola (düşey) veya yukarı – aşağı (yatay) döndürülmek suretiyle açılıp, kapanması sağlanır. Fazla soğuk iklimlerde veya hâkim rüzgara marûz mıntıkalardaki oturma odaları, salon vs. gibi yerlerin pencereleri, 0,10 – 0,15 m. aralıkla çift pencere şeklinde tertiplenir. Böyle pencereler hava cereyanına imkân vermedikleri gibi toz ve gürültünün de içeriye sızmasına mâni olur.

Pencere, Kepenk ve Panjurlar

Eve güneş, soğuk, yağmur ve rüzgarın girmesine mâni olmak, aynı zamanda hırsıza karşı korunmak maksadıyla pencerelere kepenk pancur ve Stor’lar yapılır. Bunlar m2 olarak  imal olunur ve takılır.

a. Kepenkler : Daha ziyade kır, köy ve dağ evlerinde kullanılır. Kuşaklar üzerine çakma kanatlarla dışa takılır. Dışarıyı görmek ve hafif aydınlık almak için kanatlarda ufak delikler bırakılır.

b. Panjurlar : Sayfiye ve şehir evlerinde pencerelere, kepenk yerine pancurlar takılır. Bunlar ağaç malzemeden olduğu gibi, bazı firmalar tarafından çok çeşitli biçimlerde plastik malzemeden de yapılmaktadır.

c. Storlar : Bilhassa özel surette yapılan resmî binalarda pencereler, güneşten kepenk ve pancur yerine dar ve ince çubukların birbirlerine bağlanmasından meydana gelen storlar kullanılır. Çok muhtelif şekillerde yapılan storlar, pencerenin üstüne yerleştirilen bir kutu içindeki bir mile sarılarak toplanır. Aynı zamanda pencerenin iki kenarına uzatılan demirlerin desteklerine yaslandırılarak açılan storlar, çok güneşli günlerde havalandırmayı da sağlar. Bu hareketlerinden dolayı bu tip storlara projektörlü stor adı verilir.

d. Jaluziler : Odaya güneşin girmesini önlemek maksadıyla binanın iç kısmına takılan paletli perdelerdir. Plastikten çeşitli renklerle yapılır. Aşağı – yukarı hareket ettirilir. Özel tertibatlı paletlerin döndürülmesiyle, ışık düzeni sağlanır.

AHŞAP DOĞRAMALAR

Mekanların aydınlatılması, havalandırılması ve estetik görünüm sağlaması amacıyla yapılan kasa ve kanattan oluşan yapı elemanıdır.

Çeşitleri

1- Tek kanatlı pencereler

2- Çift ve çok kanatlı pencereler

3- Yatay menteşeli pencereler

4- Döner pencereler

5- Sürme pencereler

6- Çift yüzeyli pencereler olmak üzere sıralanırlar

Ahşap Doğramalarda Kullanılan Kereste Çeşitleri

1- Yerli Keresteler

a- Sarı çam, kızıl çam, kara çam

b- Köknar.

c- Sedir.

2- Yabancı Keresteler

a- Sibirya çamı.

b- Sapelli, sipo, tiama, acajou, ıroko, ayous, limba

AHŞAP DOĞRAMANIN AVANTAJLARI

• İlk olarak haşerelere karşı insan sağlığına zarar vermeyen kimyasallarla korunuyor. Pencerelerin ömrü 80 ile 150 yıla kadar çıkabiliyor.

• Yangın tehlikesine karşı özel koruma sistemi var. Üstelik cilalar ve boyalar sayesinde yanma özelliği minimuma indiriliyor.

• Yerinde söküldükten sonra az bir zayiatla tekrar kullanılabilir.

• Yapılan araştırmalara göre ahşap; insanla birlikte soluk alıp, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkiler oluşturuyor.

• Ahşap çok hafif bir malzeme olduğu için bina temeline daha az yük iletilir.

DEZAVANTAJLAR

• Ahşap sıcakta çeker.

• Homojen bir malzeme değildir ve bu yüzden mukavemeti lif doğrultusunda değişebilir.

• Rutubete maruz kalması mantarlaşma riskini arttırır.

• Yanıcıdır ve yanan yerin bir daha kullanımı mümkün değildir.

• Mukavemeti düşüktür

Peyzaj Tasarımını Etkileyen Faktörler

Tasarımcı çalışmalarına başlamadan önce kesinlikle tasarım alanının arazi karakteristiklerini, iklim koşullarını, çevresel ve insana ilişkin faktörlerini arazi üzerinde yerinde çalışma yaparak tespit etmelidir. Böylelikle yapacağı tasarım daha sağlıklı olacak ve yeniden başa dönerek çalışma yapmak zorunda kalmayacaktır. Bu çalışmalar aşağıda detaylarıyla anlatılmıştır.

ARAZİ KARAKTERİSTİKLERİ

Arazinin veya bölgenin peyzaj tasarımını da etkileyen fiziksel özellikleri, coğrafi durum, topografya -arazinin fiziksel yapısı-, iklim koşulları, yöresel bitki örtüsü, malzeme ve mevcut teknolojidir.

Konumuna Göre Tanımlanan Arazi Tipleri
Kırsal araziler 

Kırsal arazi genellikle daha geniştir ve dolayısıyla tasarlamada kısıtlamalar daha azdır. Ancak, arsa kısıtlı da olsa, görsel algılama sahasının genişliği nedeniyle, etkisel boyutları gerçek boyutlarından geniştir.

Doğa hakim durumdadır. Toprak ve arazi formları güçlü görsel öğelerdir. Dolayısıyla tasarımda, doğayla daha fazla kaynaşmış bir yaklaşım olanağı vardır. Yapısal öğeler doğa üzerine empoze edilmiş durumdadır. Kırsal bir arazi hava koşullarına daha açıktır.

Yağmur, fırtına, güneş, rüzgar, kar, don, kış soğuğu ve yaz sıcağına karşı korunaksızdır.

Kent içi araziler 

Kentsel alanda arsa boyutları kısıtlıdır; ve arsa bedelleri yüksek olduğundan en iyi biçimde değerlendirmek gereklidir. Çevre arsalardaki yapı adaları büyük bir olasılıkla kapatıcı etkiler yapacak; sadece alana değil böylece hacim/mekan da kısıtlanacaktır. Alanın ve mekanın kısıtlılığı peyzaj tasarımı ölçeğini etkileyecek; dolayısıyla seçilecek peyzaj elemanlarının ölçeği özellikle önem kazanacaktır.

Kent içi arsaya yaklaşım, kent yolları ve kaldırımlardan alınmaktadır. Öte yandan da, kent yolu; egzoz gazı, gürültü ve kaza tehlikesi kaynağıdır.

Kent içi, geniş yer kaplamaları ve yapı adalarıyla doğal çevreden iklim bakımından da çok farklıdır. Isı derecesi, güneş ışıklarının yansıması, rüzgar ve meltemin yönleri kent içinde değişikliğe uğrar.

Doğal elemanlar – ağaçlar, kayalar, su, tepecik gibi, ilginç topografik öğeler kentte az sayıdadır ve olanlar korunmalıdır.

Topografik Yapısına Göre Arazi Tipleri

Düz araziler

Düz arazi genişliği, açıklığı, ufka dek uzanması nedenleriyle çoğu kez insan ölçeğinin üstünde bir ölçek sunar. Düz arazi çoğunlukla monotondur. Üçüncü boyut ya da bir fokal nokta yoktur. Ufuk çizgisi tek sürekli öğedir. İklimsel koşullardan korunma olanağı hemen hiç yoktur. Dolayısıyla, özellikle güneş önemli bir tasarım faktörüdür. Düz arazi en az planlama kısıtlaması koyar. Göreli olarak, yaklaşım yönü ve biçimi arazi topografyasınca belirlenmediği için, düz arazi pek az öznellik sağlar ve daha az peyzaj ilginçliği sunar.

Eğimli araziler 

Eğimli arazinin özelliği iniş-çıkışlı oluşudur. Eğimin doğasına uyularak teras – sedli bir şema geliştirilebilir.

Eğim eğrileri ana planlama faktörleridir; eşit yükseklikteki alanlar eğim aksına dik, dar şeritler halindedir. Geniş düzlükler yoktur. Düzlükler elde etmek için ya eğimden kesilir, oyulur veya eğim doldurularak çıkma yapılır. Her iki durumda da toprağın yerinde durması için istinat duvarı inşası gerekir. Üçüncü bir yol, arazi üzerinde eğimden bağımsız platform inşa etmek olabilir.

 Eğim tepesi özeldir ve tasarımda bu tanınmalıdır. Eğimli arazi çoğunlukla iyi bir görünüm açısı sağlar. Eğimli arazide drenaj-yüzey suyunu akıtma sorunu özellikle önemlidir. Eğimli bir arazide yer alan su elemanları akım şekli bakımından ilginç olabilir.

Eğim motorlu araç trafiği için fazla ise, yaklaşım eğim çizgilerine paralel alınmalıdır.

Eş yükselti eğrileri -konturlar-, kabul edilen bir seviyeye göre aynı yükseklikteki noktaları birbirine bağlayan soyut ve imgesel çizgilerdir. 10 cm, 25 cm, 50cm, 1m,10m, 50m gibi aralıklarla geçebilirler.

İKLİM KOSULLARI

İklim ve mikro klima peyzaj mimarlığının tasarım etkenlerindendir. İklimsel koşullar, fiziksel çevreyi yoğurup, dış mekanların kullanımını etkileyerek, mimari formaların ve peyzajın biçimlenmesinde tanımlayıcı olurlar.

İklim Çeşitleri

İklim ısı, nem, rüzgar, güneş yansıması, nem yoğunlaşması gibi doğal olayların toplam etkisidir. Topografya, bitki örtüsü, su elemanları gibi iklim de, çevreyi oluşturan önemli bir girdidir.

Son yılların teknolojik gelişmeleri iklim koşullarının olumsuz etkilerinden korunmaya bazı durumlarda olanak vermiştir. Örneğin, tamamen kapalı alışveriş merkezleri yapmak geniş açıklıklı strüktürlerin geliştirilmesi ve yapay havalandırma ile mümkün olabilmiştir. Doğal iklim koşullarına uygun tasarım yapmak, ona aykırı bir tavır almaktan daha akılcıdır; yapılanma ve bitkilendirme öyle bir şekilde yapılmalıdır ki iklimin olumlu etkilerinden yararlanırken olumsuz etkiler kestirilerek önlenmelidir. Bina içindeki ve dış mekanlardaki ısı derecesi ve hava akımı yönlendirme ve arazideki konumlandırmayla, yapım teknikleriyle ve ağaçlandırmayla olumlu yönde ayarlanabilir. Çevre tasarımcısı daha uzun yıllar doğal iklim koşullarıyla uğraşma, bu koşulların gerektirdiği biçimde tasarım yapma durumundadır.

Güneş tek değişmeyen, sürekli olan iklimsel etkendir. Etkileri, enlem derecesine ve mevsimlere göre değişir. Bölgelerin iklim koşulları meteoroloji istasyonları tarafından saptanmaktadır. Bu olgular elde edilerek, peyzaj tasarımcısı tarafından kullanılmalıdır. Tasarımcı ve planlamacı olarak bizim ilgilendiğimiz konular: minimum ve maksimum ısı dereceleri, yağış miktarı ve dağılımı, hakim rüzgar yönü, gücü ve frekansı, güneşli, sisli, karlı, buzlu gün sayısı vb. dir.

Beklenen en büyük yağış miktarı peyzaj alanlarının drenaj sistemleri tasarımında kritik bir etken olacaktır. Soğuktan, sıcaktan, rüzgardan ya da nemden kaynaklanan rahatsızlık, gölgeliklerle örtülü yürüme yollarına, rüzgardan koruyan perdelere ve bitkilendirmeye olan  gereksinimleri tayin edecektir. Bitki malzemesinin seçiminde ısı derecesi, rüzgar, yağmur ve güneş göz önüne alınmalıdır.

Mikro Klima / Alt İklim

Genel iklim koşulları ve yöresel iklimin altında, daha kısıtlı alanların özel hava koşulları da söz konusudur. Kısıtlı alanlardaki bu iklimsel değişmeler mikro klima olarak bilinir. Başka bir deyişle, mikro klima temelde daha küçük yörelere ilişkindir ve kırsal ya da kentsel aynı bölgedeki veya kentteki, hatta aynı arazi parçasındaki ısı, rüzgar, nem derecelerindeki küçük değişmeleri temsil eder.

Çoğunlukla mikro klimayı oluşturan topografik koşullardır. Gece, soğuk hava daha aşağı noktalara iner; bu nedenle vadi tabanında gece ısı tepeye göre daha düşük, nem daha yüksektir. Bu sebeple bir yapıyı vadi eteklerinin güney bakan kesimine yerleştirmek en uygunudur.

Su da yazın serinletici, kışın ılıtıcı etkisiyle mikro klima oluşturur. Ayrıca nemin oluşmasına da katkıda bulunabilir.

Toprak türü de azda olsa mikroklimatik etki yaratabilir. Örneğin, kum gibi kuru topraklar daha yüksek ısı ve düşük nem; killi topraklar düşük ısı ve yüksek nem oluşturarak mikroklimada etken olabilirler.

Bitkilerin ve bitki kümelerinin de mikroklima koşullarına sahip yörecikler oluşturması mümkündür. Gölgeleriyle serinlik oluşturur, rüzgar yönünün değişmesinde etkili olurlar.

Döşeli, sert zeminler yansıtıcı özellikleriyle ısı derecesini etkileyerek mikro klima oluştururlar.  Çevredeki yapıların varlığı da mikro klima oluşturabilir. Kent içi, yerleşimin daha seyrek olduğu kent çeperlerinden daha sıcaktır. Kent içi kirlilikten dolayı güneşi daha az parlak olarak görür. Bina boyları, konumları ve çatı şekilleri de hava sirkülasyonunu etkiler.

Yapıların kışın ılık, yazın serinlikten yararlanabilecek şekilde konumlandırılması önemlidir. Yaşanabilir bir mikroklimanın oluşması için dikkatli konumlandırma ve mimari tasarım, peyzaj tasarımı ve bitkilendirmenin bir araya gelmeleri gerekmektedir.

MANZARA, KOKU, DUMAN, VE EGZOZ DUMANI KAYNAKLARI

Koku, duman ve egzoz dumanı günümüzün çevre kirliliği türlerindendir. Koku bir fabrikadan veya kirli bir su birikintisinden yayılabilir. Rüzgar kokunun ve dumanın dağılmasında etkili olduğu için, hakim rüzgar yönü peyzaj tasarımında mutlaka göz önüne alınmalıdır.

Bitkiler gürültü kirliliğini emerek azaltmada etkilidir. Bitkiler gürültü kaynağına ne kadar yakın olursa etkisi o derece artar.

Manzara istenmesine veya istenmemesine göre peyzaj tasarımıyla yönlendirilebilir.

İNSANA İLİŞKİN FAKTÖRLER

İnsan davranışıyla çevre arasındaki etkileşim iki yönlü bir süreçtir. Çevrenin birey üzerinde bir çok etkisi vardır ve bu etkilere yanıtımız, koşullara tepkisiz uyum sağlamak olabilir. Oysa, öte yandan da, yaşamı fiziksel ve psikolojik olarak daha rahat kılmak, ve gereksinimlerimize daha uygun ortamlar oluşturmak için, sürekli fiziksel çevrelerimizi yönlendirmek ya da değiştirmek durumundayız. Kullanıcı taleplerini önceden kestirmek ve binalar ve açık mekanlardan oluşan çevreyi bunlara göre şekillendirmek elbette ki tasarımcının amacıdır. Kullanıcıların istek ve taleplerine karşı duyarlı olmak için uygulanabilecek iki temel yol vardır:

• Topluluğun üyelerini gözlemlemek ve onlara doğrudan danışmak;
• Genel ilkeleri, veya davranış ve algıların “evrenseller”ini öğrenmek.

İlk yöntem, anketler, davranış gözlemleri, veya katılımcı tasarım projeleri yoluyla gerçekleştirilebilir. Bununla beraber, yanıtlar abartılabileceği ve insanlar gözlem altında olduklarını bildiklerinde farklı bir biçimde ve bunun bilincinde davranacakları için, anketler
ve davranış gözlemleri her zaman gerçeği yansıtmayabilir.

İnsanların parklarda ve ortak açık alanlarda sistematik olarak gözlemlenmesiyle, çevrenin nasıl kullanıldığı ya da kullanılmadığı; çeşme ve banklar gibi elemanların tasarım ve düzenleme biçiminin hangi davranış modellerine neden olduğu hakkında izlenim edinmek mümkündür.

Katılımcı tasarım, oluşturulacak çevreyle onu kullanacak kişilerin gereksinim ve isteklerinin denkleştirilmesi için bir çabadır. İnsanların kendi çevrelerinin oluşturulmasında bizzat inşa edebilmeleri ya da katılımcı tasarım projelerinde rol almaları, çevreyi orada yaşayanların yansıması haline getirmede daha doğrudan bir yoldur. Ancak, bu yöntem uygulama sorunları ve işin organizasyonunda zor bir programlama ve büyük olasılıkla zaman kaybını getirebilmektedir.

Kullanıcı Gereksinimleri

Kullanıcı taleplerinin anlaşılmasında diğer yol, insan davranışlarının genel ilkelerini öğrenmektir. Yaşanabilir bir çevre yaratmak için, sağlanması gereken insani faktörler:

• Fiziksel

• Fizyolojik

• Psikolojik ve sosyal yapıda olabilir.

Fiziksel gereksinimler

Sadece görsel/estetik nedenlerden meydana gelen tasarım detayları, kullanıcı için en uygun koşulları yaratmayabilir. Öte yandan, Le Corbusier’in insan vücudunu irdeleyerek ortaya koyduğu görsel olarak da tutarlı olan oran ve boyutları içeren modüler sistemi, tasarımda
güzellik ve işlevselliği teorik olarak bağdaştırmaktadır.

Türlü durumlardaki insana ait boyutlar, tıpkı binalarda olduğu gibi dış mekanların tasarımında da etkili olmalıdır. Binalarda, insan boyutlarının etkenliği belki çok daha açık görülebilmektedir; ancak, dış mekan tasarımında da bu boyutlamalar geçerli olmalıdır.

Örneğin, basamak rıhtları ve enleri, farklı işlevlerdeki duvarların yükseklikleri, yürüyüş hızına göre yer döşemesi düzenleri vb., insan boyutları esas alınarak tasarlanmalıdır.

Fizyolojik gereksinimler

Bu gereksinimler, bireyin içsel biyolojik durumuyla çevrenin iletişiminin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Peyzaj tasarımı çerçevesinde, çevre, ısı, nem, toz, duman ve gürültüden v.b. korunma açılarından konfor bölgeleri sağlanmalı; ve kullanıcılara fiziksel güvenlik temin edilmelidir.

Yarı-fizyolojik, yarı-psikolojik bir gereksinim, acıdan kaçınma, kendini koruma gereksinimidir. Kullanıcılar için güvenlik koşullarının sağlanması, yönetmeliklerin ve tasarımı biçimleyip boyutlandıran spesifikasyonların oluşturulmasına yol açmıştır. Örneğin, yüzme havuzlarının çevresinde veya köprü kenarlarında parmaklıkların sağlanması koşulu gibi.

Psikolojik ve sosyal gereksinimler

İnsanların psikolojik gereksinimleri, bireylerin yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, kültürel geçmiş deneyimlerine göre değişkenlik gösterir. Böylece bir çocuğun psikolojik ihtiyaçları, bir yetişkinin ya da ergeninkinden farklıdır. İnsanın yaşamsal taleplerinden gelen ve psikolojik ve sosyal gereksinimleri harekete geçiren faktörler şunlardır:

Sosyallik: iletişim, birliktelik ve aitliliğe olan gereksinimdir.katılımcı tasarım bu gereksinim sağlamada etkili bir yol olabilir.

Dinginlik: gereksinimleri güvenliğe özlemden doğmaktadır.

Kişisellik: gereksinimi, dinginlik ve kendini ifade etme gereksinimleriyle örtüşmektedir.

Kendini- ifade etme: bireyselci olmakla ilişkilidir, ama buna ek olarak,diğer bireyler tarafından kabul edilme gereksinimini de içerir. Ayrıca, kişinin kendini belirli bir alana ait hissedip onunla özdeşleşmesiyle de ilintilidir.

Bireyin içsel zenginleşmesi: gereksinimleri basit olmayan hatta karmaşık denebilecek çevrelerde sağlanabilir. Bireye geniş bir yelpazede çok çeşitli seçenekler sunulursa, bunlardan hiç değilse birinin ilgisini çekmesi olasılığı daha yüksektir.

Kişisellik, kendini ifade etme ve bireyin içsel zenginleşmesi gereksinimlerinin sağlanmasıyla, kullanıcılara kendini tanıma ve bireysel yaratıcılık yolu açılabilir; ve böylece de estetik deneyimlere zemin hazırlanır.

Christopher Alexander’ın teorik konu mahallesi örneği, mekansal öngörüler terk edilip vurgu davranışsal faktörlerde olduğunda, beklenmedik seçeneklerin ortaya çıkabildiğini göstermektedir.

Algılama ve Değerlendirme

Duyum, dış çevrenin zihinsel imgesi olarak düşünülebilir. Algı, yalnızca görmekten daha karmaşık bir süreçtir. Çevreye bakarken her kişi onlara verdiği değere göre çevrenin farklı boyutlarını algılar. Örneğin, üzerinde ağaçlar olan eğimli bir araziye bakarken biri eğimi, diğeri de ağaçları çevreye karakterini veren öğe olarak algılayabilir. Algılayan kişinin, geçmiş deneyimleri ve öğrenimi, algılamanın sınırlarını ve yönünü belirler. 18. Yüzyıl peyzaj bahçeleri tasarımının önemli bir yönüydü. Burada,mecazi ve mitolojik göndermeleriyle heykeller, tapınaklar ve diğer yapıcıkların da yer aldığı bir dizi değişen görünümlerin ve görsel deneyimlerin oluşturulması ve peyzajın biçimlendirilmesi ile, yücelik, neşe, eğlence, hüzün, güzellik, korku gibi belirli tepkilerin bir arada değil de, peşpeşe uyarılması amaçlanmaktaydı.

Öte yandan farklı yaş guruplarında farklı algılama ve değerlendirmeler gözlemlenebilir.

Ölçek kavramı ve peyzaj tasarımında ölçeğin algılanması

Peyzaj mimarlığında ölçek, görsel ilişkilerden oluşan girift bir ağın algısal sonucudur. Peyzaj tasarımındaki ölçek, binalardaki ölçekten farklıdır. Elemanlar açık mekanda olduklarında, farklı bir ölçek kazanırlar. Bu durum özellikle kırsal çevrelerdeki geniş alanlar için geçerlidir.

Açıklığın yanı sıra,mesafe de boyutları, derinliği ve böylece ölçeği değiştirir. Perspektif- Vista veren görünümler- boyutları gerçeğin ötesinde arttırabilir.

Diğer taraftan, peyzaj elemanlarının çevreye ölçek verebilme yetisi vardır. Örneğin, geniş kentsel bir meydan, ölçek veren birim malzeme ile döşendiği zaman, insan ölçeğine getirilebilir.

Peyzaj tasarımında üç düzeyde ölçek olabilir:

-ön plan,

-orta plan,

Arka planda algılanan ölçekler.

Ön planda, zemin döşemeleri, yüzey dokuları, yeşilin dokusu v.b. tüm ayrıntılarıyla görülebilir. Hem genel tasarım biçimleri, hem de ayrıntılar rahatça görülebildiğinden, orta plan düzeyi bu avantajıyla pek çok olanak sağlıyorsa da, en ihmal edilen çevresel algı düzeyidir. Arka plan, yalnızca tasarıma genel bir fon oluşturur. Oysa, ön ve orta plandaki ayrıntıların arka plan sayesinde ortaya çıkıyor olmaları, tasarımda arka planın da çok iyi düşünülmesinin önemini ortaya koymaktadır.

Peyzaj tasarımında mekan kalitesi ve mekanın algılanması

Peyzaj tasarımında mekan, açık, yarı kapalı veya çerçevelenmiş olabilir. Tavan genellikle gökyüzü olurken, açık mekanın zemini topraktır. Açık alanlarda tasarım yoluyla küçük hacimler, mekanlar oluşturulabilir. Bu mekanlar arazi şekilleriyle tariflenebilir ve bitki gruplamalarıyla vurgulanabilir. Peyzajda mekan oluşturulması, doğrudan bitkilerin kullanım yoluyla da gerçekleştirilebilir; bitkiler tünel tipi, yönlendirilmiş mekanlar, ya da dal ve yapraklarla üzeri örtülmüş mekanlar tanımlayabilirler.

İnşai malzemeyle de mekanlar yaratmak mümkündür. Mekanın tavanı plastik korunak, kanvas kumaş, ahşap, beton ya da çelik ve kaplama malzemesi olabilir. Bu örtücü korunaklar kalıcı veya sökülebilir geçici konstrüksiyonlar olabilir. Peyzaj tasarımında özellikle doğal malzemeyle mekanın yapımı, zaman faktörüyle çok yakından ilişkilidir. Tasarımcı, doğal elemanların gelişimlerini tamamladığı zaman
oluşacak mekansal nitelikleri öngörme yeteneğine sahip olmalıdır.

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Peyzaj Tasarım Süreci

KONUNUN VE AMACIN BELİRLENMESİ 

Çevre düzenlemeye ilişkin bir tasarım çalışmasın başlaması konu ve isteğe bağlıdır. Pratikte biz buna kullanıcı/müşteri istekleri diyoruz. Yapılacak çalışmanın boyutu veya ortamı ne olursa olsun bunun bir kullanıcısı/müşterisi vardır.

Örnek: Kentsel mekânda bir parkın kullanıcısı o kentin sakinleri ve ziyaretçileridir. Dolayısıyla biz tasarımımızı o kentin sosyo-kültürel yapısına uygun yapmalıyız.

Örnek: Bir ev bahçesi ise alanımız, tasarımımız o bahçe sahiplerinin istek ve beğenileri doğrultusunda olmalıdır.

Sürekli yeşil bir bahçe istiyorum
Sürekli çiçek açan bir bahçe istiyorum
Güzel kokulu bir bahçe istiyorum
Kırmızıyı severim kırmızı bir bahçe istiyorum
Merdivensiz bir bahçe istiyorum
Bakım istemeyen bir bahçe istiyorum vs. gibi.
Örnek: Konu (Tema ) parkları: Gül parkı, Özürlüler parkı, Tıbbi bitkiler parkı, Deprem
parkı vs

MEVCUT DURUMU BELİRLEMEYE YÖNELİK VERİ TOPLAMA (ARAZİ ETÜDÜ-SÖRVEY-ÇEVRE ANALİZİ) 

Alanın doğal ve kültürel envanteri çıkartılır. Alan içerisinin ve yakın çevrenin iklim, toprak, flora, fauna, jeoloji, topoğrafya, hidrolojik yapısı ile mevcut bina ve yerleşimler araştırılır. Arazide bir takım notlar alınarak, tasarım için gerekli olan kullanım planları (mevcut durum-vaziyet planları)haritalar, raporlar, hava fotoğrafları,istatistiki bilgiler,uzman görüşleri vs. gibi veriler toplanmalıdır.Ayrıca tasarım anında alan hakkında bilgi vermesi açısından alanda fotoğraflarda çekilebilir.

PEYZAJ TASARIMINDA FARKLI ÖLÇEK VE UYGULAMALAR 
“ Peyzaj mimarlığı” deyimi iki zıt kavramı bir araya getiriyor; peyzaj çoğunlukla doğal elemanlardan oluşan ve zaman içinde gelişen bir çevreyi anlatırken, mimarlık inşai nitelikte, daha başından tamamlanmış ve zaman içinde yaşlanacak bir yapıtı çağrıştırıyor.

“Peyzaj planlaması”ndaki peyzaj sözcüğü, peyzaj mimarlığındaki peyzaj sözcüğünden daha uyumlu duruyor. Planlama ileriye dönük kestirimler yapan, istatistikteki rakamlarla halhamur olmuş bir uğraşıyı anımsatıyor. Bu açıdan bakılırsa, “landscape” planlaması daha denk iki kavramı bir araya getiriyor; başka deyişle, arazi ve plan yan yana daha rahat gelebiliyor.

Peyzaj tasarımının konusu olan “arazi”, belirtildiği gibi, birbirinden çok farklılaşan bir ölçek yelpazesi içinde yer alabilir. Arazi ya kırsal, ya kentseldir. Ama kırsalın da kentselin de derecelenmeleri vardır.

Özetle, peyzaj tasarımı, yalnızca bahçe tasarımı konumundayken, kent parkı, milli park, hatta geniş bölgelerin kaynak planlaması, zaman içinde uğraşın kapsamına girmiştir. Yinelersek, şimdi herkesçe kabul edilmektedir ki, peyzaj tasarımı ölçek yelpazesi nedeniyle iki yönlüdür:

• Peyzaj mimarlığı, ve
• Peyzaj planlaması.
Sözü edilen uğraş yelpazesinin açılımı, kapsanan ölçekler konusunda bir fikir verecektir:

Tekil Yapı Çevresi Düzenlemeleri
• Özel konut açık mekanları – teras, avlu, bahçe.
• Kurumsal ( Hastane bahçeleri, kamusal alanlar vs.)
• Ticari ( Oteller, holdingler vs.)
• Endüstriyel yapı gurupları açık mekanları.

Kentsel Mekan Tasarımları
• Kaldırım- sokak-yol
• Meydan
• Yapı içi veya üstü mekanlar
• Geçici açık mekanlar

Kent Içi Alanlarda Planlama
• Kent kesimleri, örneğin:tarihi kent yöresi
• Kentsel merkez – ticari,yönetsel,idari
• Kent içi nehir boyları
• Kent içi deniz kıyısı, liman yöresi vb.

Kent Içi Veya Yakın Çevresinde Küçük Ölçekte Peyzaj Tasarım Konuları
• Toplu konut çevreleri
• Kent parkları
• Oyun alanları
• Spor alanları
• Geniş alışveriş merkezleri
• Mezarlıklar
• Mesire yerleri

Kent Dışı Alanlarda Peyzaj Tasarım Konuları
• Karayolları boyunca peyzaj tasarımı
• Kampüs peyzajı
• Turistik alanlar – plaj yöreleri,yazlık ve kışlık tatil yöreleri
• Anıtsal çevreler – eski savaş alanları
• Olimpik tesisler
• Milli parklar

Bölge Planlama Ölçeğinde Arazi Planlaması

Bu açılımda yer alan bölge planlama ölçeği dışındaki uğraşlar, genelde peyzaj mimarlığının kapsamına girmektedir. Kentsel parçaların planlaması ile dördüncü ve beşinci konu gurupları, peyzaj mimarlığı ve peyzaj planlamasının ortak uğraş konularıdır. Başka deyişle, tekil yapı çevresi ve kentsel mekan tasarımları ve küçük ölçekli planlamaların bir kısmı, mimarın/peyzaj mimarının uğraşlarıdır. Yapılacak tas arımın gelecekteki alacağı durum çok iyi tespit edilmeli ve aynı zamanda bölgesel gelişim de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu iki yaklaşımın bir bileşkesinin izlenmesi de mümkündür.

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Peyzaj Tasarımı ve Tasarım Öğeleri

“Peyzaj” deyimi Alexander Von Humboldt tarafından 19. Yüzyılın başlarında, bilimsel bir coğrafya terimi olarak literatüre sokulmuştur. Peyzajı “ Bir yer yüzü parçasının total karakteridir” diye tanımlamıştır. Rus coğrafyacıları, peyzaj kavramına inorganik ve organik öğeleri de sokarak, bunların tümünün “ peyzaj coğrafyası” olarak incelenmesi fikrini ortaya atmışlardır. Bütün kavramsal gelişmeler, ayrıntılı olarak TROLL (1971)’ de açıklanmıştır. Alman biyocoğrafyacıların öncülerinden olan TROLL peyzajı şu şekilde tanımlamıştır: “Peyzaj bir mekanın tamamı ve görülebilen bütünlüktür”. Bu düşünceler peyzajı ekolojik ilkelere dayalı, doğayı koruma ve rekreasyon ile ilgili bir anahtar deyim haline getirmiştir. APS(Avrupa Peyzaj Sözleşmesi); peyzaj kavramına yönelik sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal yeni anlayışlar getirmektedir ve sonuçta iki önemli konu ön plana çıkmaktadır: Sözleşmede “peyzaj” iki türlü tarif edilmektedir. İlk olarak peyzaj, nesnel (objektif) bir ifade ile “yeryüzü parçası” olarak tanımlanmakta, daha sonra öznel (subjektif) bir ifade ile bu yeryüzü parçasının bütün bireylerce kavranış biçimi olarak belirtilmektedir.

PEYZAJ TASARIM ÖGELERİ

ÇİZGİ

Tüm tasarım oluşumlarının temelidir.Peyzaj tasarımında bütün fikirler bir proje düzeni içerisinde çizgilerle ifade edilmektedir.Peyzaj düzenlemesi içerisinde oluşturulacak her bir unsur proje içerisinde çizgilerin şekillenmesiyle belirtilir. Çizgilerin türü ve kalınlığı projedeki unsurun algılanmasınıda değiştirir.

ŞEKİL-FORM 

Projedeki her bir unsurun kendi içinde oluşturduğu ve peyzaj içerisinde kendini ifade ettiği biçimdir. Bu biçim bir mekan, ağaç, yol hattı, donatılar v.b. öğelerin her biri veya hepsi olabilir. Burada önemli olan formların insanlar üzerinde uyandırdığı etkidir. Her form ayrı bir ifade gücüne sahiptir. Daireler oval şekiller bir bütünlük hissi uyandırır. Kareler dikdörtgenler matematiksel kesinlik hissi verirler.

ÖLÇÜ 

Ölçü algılaması mekanlar arası karşılaştırmaya bağlı olarak yapılır. Mekanda ölçü birimi insandır.Ölçü tasarımda fonksiyonel kullanım açısından denge elemanı olarak ele alınır.

ARALIK 

Peyzaj çalışmalarındaki mekanların yada mekansal elemanların birbiriyle olan ilişkilerini ortaya koyar. Burda mesafe ön plandadır. Birbirlerine yakın olan unsurlar, birbirleriyle daha çok ilişkilendirillir. Mesafe arttıkça ilişkide azalır.

DOKU 
Objelerin görülebilen veya dokunulabilen yüzey ortamı dokuyu oluşturur. Sık dokulu- Seyrek dokulu-Geçirgen dokulu-Yumuşak dokulu vs. olabilir. Doku cansız materiyal gibi canlı materyalde de önemli olan bir tasarım öğesidir. Dokularda sıklık ve yoğunluk objelerin algılanışına doğrudan etkili bir unsurdur.
RENK 
Peyzaj uygulamasında mekansal algıyı etkiler. Kullanılan öğelerin yakın veya uzak olması yada dikkat çekici olması durumunu ortaya  çıkarır.
IŞIK-GÖLGE 

Mekânın ışıklı ya da ışıksız oluşuna göre objeler farklı etkilere sahiptirler. Işık ve gölge ilgiyi arttırır, tasarıma rahatlık ve sükûnet sağlar, derinlik verir.

VURGU 

Mekan içinde dikkatleri bir alana yada bir objeye çekmek için kullanılan bir tasarım ögesidir. Zıt renklerin kullanılması, çizgi yönleri, ışık değişimi, mekân ilişkileri veya materyal değişimleri ve doku özellikleri ile tasarımda vurgu ortaya konabilir.

DİZİ 

Tasarımın içinde bir noktadan başlayan hareket ve onun çevresindeki objeler, bir mantık zinciri üzerinde akış göstermeli ve bir sonuca ulaşmalıdır.

HAREKET 

Peyzaj tasarımında her aktivite, başlangıcı ve sonu olan hareketi ifade eder. Bu bir mekanın oluşumunu veya alanlara ulaşımının ifadesi olabilir.

TASARIM İLKELERİ

TEKRAR-RİTİM 

Bir mekân içindeki biçimsel benzer ögelerin veya öge gruplarının birbirini izlemesi ritim-tekrar olarak tarif edilir. Peyzaj planlamalarında çizgilerle desen verilmiş yüzey kaplamaları düzenli bir aralıkla tekrarlanırsa ritim yakalanmış olur. Aynı zamanda ağaç, bank v.b. öğelerin belli bir sırada ve sıklıkta dizilmeside ritim etkisini canandırır.

ARALIKLI TEKRAR 

Aralıklı tekrarda ritimle aynı özelliktedir. Ancak bu tasarım ilkesinde objeler birbirlerini aynı mesafelerle değil farklı aralıkta ve farklı düzenlerde tekrar ederler.

DENGE 

Denge sağlamlık, emniyet ve sükûnet hissinin ifadesidir. Formal(simetrik)denge: Benzer yapı elemanlarının bir eksenin iki tarafına eşit uzaklıkta dizilmelerinden ortaya çıkan bir plan kalıbıdır. İnformal(asimetrik)denge: Eksenin her iki tarafında aynı büyüklük ve şekle sahip olmayan,fakat eşit dikkat çeken objelerin dizilişleri ile elde edilir.

ZITLIK 

Uyum sağlanması istenmediğinde oluşturulur. Buradaki uyumsuzluk tasarımın gereği sonucu oluşur. Tasarımda vurgu arttırmak içinde kullanılabilir.

UYGUNLAŞTIRMA 

Tasarımda birbirine zıt iki ucun bağlanması birleştirilmesi ya da bunlar arasında köprü kurulmasına uygunlaştırma denir. Renkle bunu sağlamak istiyorsak renk tonları belirli kademelerle değişime uğrayabilir.

EGEMENLİK 

Tasarımda yer alan obje ya da formların bir başka obje ya da forma karşı görsel anlamda üstünlük göstermesine egemenlik denir. Ölçü-doku ya da renk olarak kendini gösterebilir.

BİRLİK

Tasarımda yer alan obje ya da formların diğer obje ya da formlarla bir bütünün parçası niteliğiyle bir arada olmasıdır. Tasarım da kullanılan her şey birbirinin bir parçası gibi olmalıdır.

UYGUNLUK 

Tasarımın mekansal amaçlara göre uygun bir biçimde oluşturulmasıdır. Her tasarım, yapıldığı alana uygun bir çözüm getirmelidir. Burada gereksimler ile bu gereksinimlere getirilen çözümler düşünülmelidir. Alana aykırı bir tasarım anlayışı alanın kullanımını büyük oranda etkiler.

HİYERARŞİ
Tasarımın görsel ifadelerinde öncelikler belirlenmeli ve bir sıralama yapılmalıdır. Bu amaçla tasarımcı görsel algılamadaki öncelikleri ortaya koyar ve onları önem derecelerine göre dizer.

TAMAMLIK
Tasarım uygulanacağı çevre ile bütünleştirici özellikte olmalıdır. Alanın coğrafik özellikleri, ulaşımı, kullanım yoğunluğu gibi çevresel faktörlere uygun ve uygulanacağı çevreye özgü bir yaklaşım içermelidir.

Kaynak: Şule KADER ve Mustafa KUPİK /Peyzaj mimarisinde tasarım

Ahşap tekne yapımında kullanılan ağaçlar

Tekne yapımında kullanılacak ahşap cinslerini belirleyen bir kaç ana faktör vardır. Ahşabın ömür özelliği, sağlamlığı, ağırlığı ve rutubet ile hava sıcaklığına göre uzama katsayısı ve çarpılma eğilimi en önemli seçim kriterleridir. Tekne yapımında kullanılacak ahşap kurutulmuş olmalı ve  yaklaşık %15 lik bir nem barındırmalıdır. Aynı şekilde tekne kaplamasında kullanılmış ahşap tekne denize indirildikten sonra, bünyesine su çekerse, uzamaya çalışır ve büyük kuvvetler oluşturur. Bu nedenle özellikle karina bölgesinde, uzama katsayısı düşük ahşap cinsleri kullanılmalı ve ahşap su etkisine karşı iyi şekilde korunmuş olmalıdır.

OMURGA

Meşe: Dünya üzerinde geniş bir yayılış sahası vardır. 25m boya ve 2m gövde çapına erişebilen tepeli ağaçlardan, 3-5 m boya sahip çalılara kadar değişen türleri vardır. Bu bitkilerin gövdeleri düzgün, kabuk önceleri düzgün, sonraları kalın ve yırtılmış durumda olup, esmer renktedir. Kökleri yanlara ve derinlere çok gider. Yaprakları da formları gibi değişkenlik gösterebilir, toplu, dişli ya da düz kenarlıdır. ” Palamut” adı verilen silindirik meyveleri bir kadeh içinde yer alır. Bazı türlerinin palamudu büyük ve tırnaklı olur. Kerestesi dayanıklıdır. Omurganın yapımı için en çok tercih edilen ağaçtır. Ağırlıklı olarak posta ve omurga yapımında kullanıldığı gibi iç dekorasyonunda da kullanılmaktadır.

 Kestane: Kereste olarak meşeye çok benzer. Göbek odunludur. Dış odunu dar iç odunu geniştir. Çember gözeneklidir. İlkbahar dokusu gövde görülebilecek gözeneklidir. Sonbahar dokusundaki gözenekleri ile görülmeyecek şekildedir. Öz ışınları gözükmez buda meşeden ayıran en önemli özelliğidir. Sert, sıkı yapılıdır. Esnek ve kolay kırılır. Uzun iplikli olduğu için kolay bükülür. Az çalışır. Kolay işlenir. Havanın bozucu etkisine dayanıklıdır. Çok iyi boyanır. İyi verniklenir. Su altında olağanüstü bir dayanıma sahiptir.Çivi ya da tutkal iyi bağlantı kurur. Omurga yapımı için Meşe’nin yerine kullanılabilecek bir ağaçtır. Posta ve omurgaların yapımında kullanılır.

Gürgen: Bir gölge ağacı olan gürgen yumuşak yapılı verimli ve nemli toprakları tervih eder. Yana doğru genişleyen sığ kök sistemine sahiptir. Kesildiğinde yeniden sürgün verme özelliği vardır. Peyzaj çalışmalarında uygun budama yapılarak uzun boylu çit olarak kullanılır. odunu ağır ve serttir bu yüzden alet yapımı ve bina inşaatı çalışmalarında kullanılır. Yavaş çalışması ve çok ısı yayması dolayısıyla çok uygun bir yakacak odundur. Yukarıdaki ağaçlar yerine son tercih olarak kullanılabilir.

Opecpe: Mantarlara karşı çok dayanıklı ve kalıcı bir yapıya sahiptir. Omurgalarda ve tahta döşemelerde kullanılır.

POSTALAR 

–  Meşe

 – Kestane

–  Çam

Dışbudak: Trakya, Doğu ve Batı Karadeniz Bölgesi, Marmara ve Ege Bölgesi’nde yayılış gösterir. Türüne göre maksimum boyu 10-30m arasında değişebilen dolgun ve düzgün gövdeli yuvarlak tepeli ağaçlardır. Ülkemizde 4.960 hektar koru, 743 hektar baltalık dışbudak ormanı bulunmaktadır. Genellikle sulak ya da derin toprağa sahip yerlerde bulunur. Olgun bireyleri gri kabuklu ve derin çatlaklıdır. Genellikle elips ve kenarları ince dişli olan yaprakları, bir sap üzerinde bir arada bulunur. Beyaz çiçekleri salkım, meyveleri de dar ve uzun şerit şeklindedir. Genellikle posta ve omurga yapımında kullanıldığı gibi teknelerin iç dekorasyonunda da kullanılmaktadır.

Afrika Maunu: Döşemelerde, postalarda kruvazör ve yatlardaki her türlü doğramalar ve omurgaların yapımında kullanılır. Adından da anlaşılacağı üzere yabancı bir ağaçtır.

KALPAMA 

– Kestane

Sarı Çam: Genellikle yatların dış kaplamalarında, yelken direklerinde, güverte döşemelerinde ve döşemelerin altında destek parçası olarak kullanılır. Yerli ağaçlarımızdandır.

Amerikan Maunu: Honduras maunu da denilen bu kereste yıllarca yat yapımında kullanılmıştır. Genellikle ahşap döşemelerde, güvertede, kamara kaplamaları vb. yerlerde tercih edilir.

Orta Amerika Sediri: Genellikle Honduras’tan ithal edilen u ağaç tekne yapımında ve teknenin dış yüzey kaplamasında kullanılır. Vida tutma direnci yüksektir.

Tik: Ağır şartlara dayanıklı be suya karşı direncinin yüksek olması işleme zorluğuna karşın güverte kaplamalarında tercih edilmektedir. İthal bir ağaçtır bu yüzden pahalıdır.

Makore:  Yat yapımında kullanılmasının en büyük nedeni mantarlara karşı son derece dirençli olmasıdır. Makore kerestesi ağırlıklı olarak su kontrplağı yapımında kullanılmaktadır. Dolayısı ile kaplamada dahil olmak üzere teknemizde bir çok yerde kullanabiliriz.

İÇ DEKORASYON

– Tik

– Maun

– Dışbudak

– Meşe

– Prena Çamı

– Amerikan maunu

kaynak: www.denizrehberim.com

Ağaç türlere ve kullanıldığı yerler

AĞAÇ TÜRLERİ
IHLAMUR
YETİŞTİĞİ YERLER: Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Marmara, Ege sahil şeridinde ve Antalya çevresinde yetişir.
YAPISI: Çok sayıda değişik türü vardır. Yaz ıhlamuru, kış ıhlamuru, gümüş olan ve Kafkasya ıhlamuru yaygın olanlarıdır. Olgun odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odunu geniştir. Dağınık gözeneklidir. Yıl halkaları bütün kesitlerde belirsiz görüntü verir. Öz ışınları da öyledir. Gözenekleri küçüktür. Genellikle çıplak gözle görünmez. İç odun ile dış odunun rengi birbirine benzer.
RENGİ: Yetiştiği yere göre rengi değişik olur. Bazı türleri sarımsı, bazıları pembedir.
ÖZELLİKLERİ: Çok yumuşak bir ağaçtır. Eş yapılıdır. Dokusu ve görünüşü düzgündür. Sıkı ve ince yapılıdır. Esnektir. Kururken çok çeker. Açık havada ve değişen hava şartlarında kısa zamanda bozulur. Fiziki etkilere dayanımı azdır. Çok kolay işlenir. Çivi ve vida ile zayıf, tutkalla iyi bağlantı kurar. Zor verniklenir.
AĞIRLIĞI: hava kurusu ağırlığı 0.40 gr/cm3 (Özgül ağırlığı) tür.
KULLANILIŞI: Kontraplaklarda kaplama olarak, kibrit üretiminde, ayakkabı kalıplarında, duralit üretiminde, modelcilikte ve oymacılık sanatlarında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: En çok kalas halinde satılır. Genelde standart dışıdır. Ölçülendirilmesi daha çok tomruk boyutlarına göre ayarlanır.
KAVAK
YETİŞTİĞİ YERLER: Türkiye’nin her tarafında yetişir. Karadeniz ormanlarında da bulunur. Uygun koşullarda çabuk büyür. Birçok yerde korular halinde kavak yetiştirilir.
YAPISI: Titrek kavak, Al kavak, Konak kavak, Pramit kavağı ve Kanada kavağı en çok bulunan türleridir. Gövdenin tümü dış odun özelliği gösterir. Al kavak göbek yapmaz. Diğer türleri olgun odunlu ağaçlar gurubuna girer. Bütün kavak türleri dağınık gözeneklidir. Yıl halkaları ve damarları belirli görüntü vermezler. Gözenekleri ve öz ışınları çıplak gözle görünmez.
RENGİ: Türüne göre beyaz, kirli beyaz, sarımsı beyaz olan kavakta bazen kahverengi göbek oduna rastlanır.
ÖZELLİKLERİ: Çok yumuşak, kaba ve gevşek yapılıdır. Uygun koşullarda az çalışır, aç çatlar, Kolay kesilir, ancak aletlerin kesici ağızlarını çabuk köreltir. Tutkalla iyi bağlantı kurar. Fizik etkilerine dayanımı zayıftır. İyi boyanır. Zor verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu kavağın özgül ağırlığı 0.45gr/cm3 tür.
KULLANIŞLIĞI: İyi bir körağaçtır. Astar kaplama olarak kullanılır. Resim masası ve plançete vb. yerlerde ve ayrıca kibrit üretiminde, mobilyaların iç bölümlerinde kullanılır. Yapı kerestesi olarak ta değerlendirilir.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama olarak satılır. Kerestenin sert ağaç standardına göre ölçülendirilmesi gerekir. Gövde boyutlarına göre ayarlanır. 0.8-5mm arasında değişen kalınlıktaki kaplamaları astar BULUNUŞU olarak kullanılır.
KESTANE
YETİŞTİĞİ YERLER: Güney Avrupa’da ve Avrupa’nın orta bölgelerinde, Balkanlarda Yugoslavya, Bulgaristan ve Yunanistan’da, Türkiye’de Kafkaslar’da, İtalya’da Alpler’de ve Alpler’in güney yamaçlarında, İspanya’da, Kuzey Afrika’da yerli olarak bulunmaktadır. Yurdumuzda: Karadeniz kıyılarında, İstanbul dolaylarında, Ege bölgesinde, Antalya’nın doğusunda yetişir.
YAPISI: kereste olarak meşeye çok benzer. Göbek odunludur. Dış odunu dar iç odunu geniştir. Çember gözeneklidir. İlkbahar dokusu gövde görülebilecek gözeneklidir. Sonbahar dokusundaki gözenekleri ile görülmeyecek şekildedir. Öz ışınları gözükmez buda meşeden ayıran en önemli özelliğidir.
RENGİ: dış odunu kirli sarı, bazen beyaz veya gri olur. İç odunu sarı kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ: sert, sıkı yapılır, Esnektir. Kolay kırılır. Uzun iplikli olduğu için kolay bükülür. Az çalışır. Kolay işlenir. Havanın bozucu etkisine dayanıklıdır. Çok iyi boyanır. İyi verniklenir. Su altında olağanüstü bir dayanma sahiptir. Çivi yada tutkal iyi bağlantı kurar.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0,56 gr/cm 2 tür.
KULANILIŞI: Yapıların dışında, doğramacılıkta, köprü ve iskele ayaklarında kullanılır. Mobilya üretiminde masif ve kaplama olarak değerlendirilir. Özellikle bükme mobilyalarında aranan bir ağaçtır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama olarak satılır. Masif sert ağaç standartlarına uygun ölçülerde kesilmelidir.Ençok kalas halinde satılır.
ARMUT
YETİŞTİĞİ YERLER:Türkiyenin bütün bölgelerinde dağınık halde bulunur.
YAPISI:Olgun odunlu ağaçlar gurubundandır. Dağınık gözeneklidir. Yılhalkaları belirlidir. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Bazı türleri parıltılı olur.
RENGİ:Açıktan kırmızı kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ:Orta sert sıkı dokuludur. Kururken çok çeker ve şekil değiştirir. İyi kurutulduktan sonra aç çeker. Az esnektir. Kırılgandır. kolay işlenir. Nemli havaya pek dayanıklı değildir. Eş yapılıdır. Çok iyi boyanır ve verniklenir.
AĞIRLIĞI:Hava kurusunun ağırlığı 0.70 gr/cm 3 tür.
KULLANIŞLIĞI:masif ve özellikle kaplama olarak mobilya üretiminde, tornalı, asmalı işlerde, heykel yapımında, gönye, cetvel gibi aletlerin yapımında kakma işlerinde kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif kereste ve kaplama olarak satılır. Ağacın gövde büyüklüğüne göre biçilerek satılır.
HUŞ
YETİŞTİĞİ YERLER: Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde yetişir. Yetiştiği bölgede kayın veya süpürge ağıcı olarak isimlendirilir.
YAPISI: Adi huş ve beyaz huş olarak bilinir. Olgun ağaçlar grubuna girer. Dağınık gözeneklidir. İlkbahar ve sonbahar dokularında belirli ve yapısal farklar bulunmaz. Ancak sonbaharda daha koyu renklidir. Uzsun iplikli ve düzgün yapılıdır.
RENGİ: İç odunu ile dış odun aynı renktedir. Huş tarımsı beyaz bir ağaçtır. Bazen göbeğe yakın dar bir bölümü çok açık kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ: Sıkı ve ince yapılıdır. Orta sert bir ağaçtır. Bükülgendir. Fizik etkilerine dayanımı iyidir. Zor yarılır. Kolay ilenir. Kururken çok çalışır ve çatlar. Torna işlerinde güçlük çıkarır. Açık havaya dayanıksızdır hemen çürür. Çivi ve vida ile bağlantı zayıf olur. Tutkalla iyi yapışır. Çok yi boya ve vernik tutar.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.62 gr/cm 3 tür.
KULLANIŞLIĞI:İyi bir mobilya ağacıdır. Oturma mobilyalarında, oymalı işlerde, müzik aletlerinde, kızak ve kayak, kontrplâk üretiminde, fıçı, makara mekik, ayakkabı kalıbı yapımında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU Masif, kaplama, bazen de kontraplak halinde satılır. Masifi sert ağaç standartlarına göre boyutlandırılır. Daha çok kalas halinde Satılır.
ZEYTİN
YETİŞTİĞİ YERLER: Vatanı Tükiyedir. Özellikle Ege ve Marmara da yetişir.
YAPISI: Gözenekleri çıplak gözle görünmeyecek şekilde dağınıktır. Is ışınları belirsizdir. Göbek ağaçlı odunlu ağaçlar gurubuna girer.
RENGİ: dış odun açık sarı, iç odunu açık veya koy kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ: sıkı yapılı ve sert bir ağaçtır. Genellikle kolay işlenir. Düzgün yüzey verir. Hava değişimine dayanımı sınırlıdır. Fizik dayanımı ortadır. Kuru zeytinin çalışma oranı azalır.
AĞIRLIĞI: Özgül ağırlığı ortalama 0.94 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Mobilya üretiminde en çok kaplama olarak kullanılır. Zeytin damar deseni yüzünden kendine özgü bir görüntü sağlar. Fırça sapı ve biblo yapımında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masifi’nin belirli bir ölçütü yoktur. Satışında kısıtlıdır. Daha çok kaplama halindedir. Bu kaplamanında çeşitli türleri vardır.
GENİŞ YAPRAKLI YERLİ AĞAÇLAR
MEŞE
YERLETİĞİ YERLER: Türkiye’deki bütün ormanlarda karışık halde, bazen de ayrı orman halinde bulunur. Özellikle Trakya’da, Marmara ve olu dolaylarında bol meşeye rastlanır. Yetiştiği bölgelerde bazen pelit, bazen de palamut ağıcı diye isimlendirilir.
YAPISI: odunlu ağaçlar grubundandır. Dışı odunu dardır. Çember gözeneklidir. Özkesitte parlak pulcuklar veya şeritler halinde özışınları vardır.Özışınların en belirgin göründüğü ağaç türü meşedir.Öz ışınlarında mat kesitteki görünüşü koyu renkli çizgiler halindedir. İlkbahar dokusunda gözenekler küçülür ve sıklaşır. Yıl halkaları belirgindir. Damar kesitte, gözeneklerin oluşturduğu damar desenleri görünür. Meşenin çok sayıda değişik türü vardır. Bu nedenle yapısal nitelikleri farklı meşe ağaçları ile karşılaşmak doğaldır. Genellikle kaba dokulu ve iri gözeneklidir.
RENGİ: meşenin rengi genellikle kirli sarıdır. Dış odunu kirli sarımsı beyazdır. Göbek odunu koyu sarıdır. Bazı türlerin dış odunu açık pembe, göbek odunu açık kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ: Meşe ağacının yaklaşık 400 türü vardır. Bu türleri kesinlikle birbirinden ayırmak çok güçtür. Ağaç işleri ve mobilya endüstrisinde sertliğine ve yumuşaklığına göre değerlendirilir. Meşenin sert ve yumuşak olmasa çoğunlukla yetiştiği yer bağlıdır. Dar ve sık halkalı meşe kerestesi eş yapılı özellik gösterir ve genellikle yumuşak olur. Kalın ve seyrek halkalı meşenin kerestesi sert olur. Zor işlenir. Meşe genellikle az çalışır. Kola yarılır. Bazı türleri orta sert, bazıları serttir. Meşenin türleri arasında az esnek ve çok esnek olanları vardır. Yumuşak kereste veren türleri kolay işlenir. Havanın ve nemin bozucu etkilerine arşı en büyük dayanımı gösteren ağaçtır. Dış odunu, iç odunu kadar dayanıklı değildir. Bünyesindeki bol toner yüzünden, en iyi boyanabilen ağaç meşedir. Özellikle kimyasal boyalarda ve bu durum açıkça görünür. Kolay verniklenir. Ancak iri gözenekli olduğu için mat verniklenecek işlerde kullanılması daha uygundur.
AĞIRLIĞI: Meşenin hava kurusunun özgül ağırlığı ortalama 0.86 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Kalın ve seyrek halkalı sert meşe kereste yapıların dış ve iç bölümlerinde, kapı, pencere, merdiven, döşeme kaplamasında, parke yapımında kullanılır. Takım sapları, fıçı, vagon , araba, gemi, kayık, köprü ve iskele ayaklarında sert meşe kereste olumlu sonuç verir. Yumuşak tür meşenin masif ve kaplaması mobilya üretiminde, yapıların iç bölümlerinde, dekorasyon uygulamalarında aranan bir gereçtir.
PİYASADA BULUNUŞU: Sert ağaç standartlarına göre biçilmiş olarak kalas, tahta, kadran vb.. biçimlerinde, hazır parke halinde paketlenmiş olarak satılır. Mobilya ve iç mimaride kullanılan meşenin büyük bir bölümü de kaplama halinde satılır.
AKGÜRGEN
YETİŞTİĞİ YERLER: Türkiye’de Karadeniz , Trakya ve Marmara sahilleri ile iç bölümlerde bulunur. Ormancılar ve kerestecilerin bazıları ak gürgeni gürgen, fırınlanmış (kırmızı) gürgeni de kayın olarak isimlendirilirler.
YAPISI: Olgun odunlu ağaçlar grubundandır yıl halkaları açık ve belirli görünmez. Dağınık güvenilir. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Yıl halkaları bazen dalgalıdır. Çok belirgin olmayan öz ışınları vardır.
RENGİ: Çoğunlukla sarımsı beyaz, bazen de gri beyazdır.
ÖZELLİKLERİ: Çok sert, ağır ve sıkı yapılıdır. Bükülmeye karşı dayanıklıdır. Zor yarılır. Zor işlenir fakat temiz yüzey verir. Çok çalışır. Çok çatlar Çalışma sonunda kamburlaşır. Özellikle değişen hava koşullarında kısa sürede bozulur ve çürük iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Ak gürgenin hava kurusunun özgül ağırlığı yaklaşık 0.75 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Yapı marangozluğu ve mobilya üretiminde kullanılması uygun değildir. Küçük boyutlu fakat sağlam olması gereken yerlerde olumlu sonuç verir. Ağaçtan yapılan aletlerde kullanılır. ( Mutfak aleti, ayakkabı kalıbı, Ölçü aletleri vb.)
PİYASADA BULUNUŞU: Ak gürgen büyük boy kereste vermez, standart ölçülerde Ak gürgen kereste bulunmaz. Gövdenin elverdiği ölçülerde biçilerek satılır.
DIŞ BUDAK
YETİŞTİĞİ YERLER: Karadeniz ,Marmara ve Trakya sahillerinde ve İç Anadolu’nun iç kesimlerinde bulunur. Genellikle karışık orman halindedir. Adapazarı dolaylarında üst yanlız başına orman oluşturur.
YAPISI:olgun odunlu ağaçlar gurubundandır. Dış odunu geniştir. Ortalama 50 yaşındaki dış budakta göbek odun oluşum başlar. Gözenekleri çember biçiminde dağılır. İri ve çok gözeneklidir. Özışınları vardır fakat parlak ve belirli görüntü vermezler. İlkbahar halkası gevşek ve iri gözenekli, sonbahar halkası ise sıkı yapılır ve ince gözeneklidir. Bu yüzden canlı damar görüntüsü verir. bazen dalgalı, parıltı, çiçekli olur.
RENGİ: Dış budağın dış odunu beyaza çok yakın renktedir. İç odun açık kahverengidir. Zamanla koyulaşır.
ÖZELLİKLERİ: Sert ağır, sıkı yapılı bir ağaçtır. Kolay işlenir. Zor yarılır. Kuru ortamda dayanıklıdır. Havanın değişen etkilerinden çabuk bozulur. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanmaz. Uygunsuz koşullarda depolanırsa odaklanır. Çok çeker. Tutkal, çivi ve vida ile orta derecede bağlantı kurar. İyi verniklenir. Su boyaları ile zor boyanır.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.68 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI:Yapı kerestesi olarak kullanılması uygun değildir. Masif ve kaplaması mobilya üretiminde çok kullanılır. Tornacılıkta olumlu sonuç verir. Kontrplak üretiminde yararlanılır. Mobilya ve iç mimarîden başka, alet yapımında, spor araçlarında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama halinde satılır. Masifi, sert ağaç kereste standartlarına göre ölçülendirilir.
KARAAĞAÇ
YETİŞTİĞİ YERLER: Karadeniz bölgelerinde orman halinde, diğer bölgelerde dağınık halde yetişir.
YAPISI: Karaağaç göbek odunlu bir ağaçtır. Çember gözeneklidir. İlkbahar dokusu açık renkli, çok gözenekli ve kaba yapılıdır. Sonbahar dokusu koy renkli daha küçük gözenekli ve sakı yapılıdır. Özışınları özellikle özkesitte açık kahverengi küçük parlak pulcuklar halinde görünür. Karaağacın iletken dokusunu oluşturan gözenekler iridir. İğne yırtığı şeklindedir ve çıplak gözle görünür. Yıllık halkaları belirlidir. Damar kesitte canlı ve belirli damar süsleri vardır.
RENGİ: Yeni kesilmiş karaağaçta dış odun sarımsı beyazdır. Zamanla koyulaşarak açık kırmızı kahverengi olur. İç odunu ise açın tonda çikolata kahverengi rengindedir.
ÖZELLİKLERİ: Ova karaağacı en değerli türdür. Ova karaağacı ile dağ karaağacının teknik nitelikleri eşdeğerdedir. Hercai karaağacın kalitesi diğerlerinden düşüktür. Ova karaağacın kerestesi sert, sakı yapılıdır. Uzun liflidir, Meşe gibi dayanıklıdır. Basınca karşı dayanımı iyidir .Zor işlenir. Kesici aletlerin ağızlarını çabuk körletir. iyi boyanır ve verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusunun özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0.64 gr/cm 3 tür.
KULLANILIŞI: İyi bir mobilya ağacıdır. Masif ve kaplama olarak mobilya üretiminde çok kullanılır. Zengin damar desenleri yüzünden aranır. Kök kaplamalarda desen daha da güzelleşir. Kendisine özgü görünüşü olan mobilyalar üretmek olanağını verir. Tornacılıkta, parke üretiminde, kayıkcılıkta köprü ve iskele inşaatında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama olarak satılır. Masifi, sert ağaç standartlarına göre ölçülendirilir.
CEVİZ
YETİŞTİĞİ YERLER: Türkiye’nin hemen her yerinde yetişir. Orman oluşturmaz. Bahçelerde, tarlalarda yetiştirilir.
YAPISI: Göbek odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odun dardır. Dağınık gözeneklidir. İlkbahar dokusunu oluşturan gözenekleri, sonbahar dokusunu oluşturan gözeneklerinden iridir. Yıl halkaları kesin ve belirli bir şekilde birbirinden ayrılır. Gözenekler, başkesitte küçük delikler halinde , öz ve damar kesitte iğne yırtığı halinde görünür. Cevizin öz ışınları gözle görülmeyecek kadar küçüktür. İlkbahar ve sonbahar dokularının farkı, renkte olması yüzünden özkesitte değişik renkte paralel çizgiler görülür. Damar kesitli zengin damar desenleri oluşur. Damarlı, dalgalı, parıltılı türleri vardır. Cevizin köke yakın bölümlerinden çıkarılan kök kaplamalar çok canlı simetrik desenler elde etme olasılığını verir. Böyle kaplamalar özellikle klasik mobilya üretiminde aranır.
RENGİ: Dış odunu sarı, gridir. Göbek odunu açık sütlü kahverengiden koyu kahverengine kadar değişir.
ÖZELLİKLERİ: Cevizin kerestesi orta sert ve sıkı elyafladır. Ağır ağaçlardandır. Çivi, vida ve tutkalla bağlantı kurma niteliği yeterlidir. Fizik etkilere dayanımı iyidir. Çok çalışır ve çok çeker. Kolay yarılır. Yalnız kuru ortamda dayanıklıdır. Kolay ve rahat işlenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu lahdeki Cevizin özgül ağırlığı yaklaşık 0.65 gr/cm 3 tür.
KULLANILIŞI: Üstün nitelikli ve estetik yönünden değerli bir mobilya ağacıdır. İç mimarcılık tada çok aranır. Masif v kaplama olarak kullanılır. Oymalı ve tornalı işlerde başarılı sonuç verir. Müzik aleti ve model yapımında kullanılabilir.
PİYASADA BULUNUŞU Masif kaplama halinde satılır, Masifi bazen sert kereste standardına uygun ölçülerde ama çoğunlukla kalas halindedir. Düz çizgili kaplamasına freze ceviz, normal desenli türüne damarlı ceviz kaplama, çok karışık desenli türüne kök ceviz kaplama adı verilir.
AKÇAAĞAÇ
 
YETİŞTİĞİ YERLER: Gürgen ormanlarında karışık halde bulunur. Ayrıca Trabzon, Bolu, Kırklareli, Bursa, Denizli ve Antalya dolaylarında yetişir. Bazı bölgelerde kelebek ağacı diye bilinir.
YAPISI: Yaklaşık 150 türü bulunan küçük bir familyadır. Çoğunlukla yaprağını döken, elsi loblu, zıt konumlu, bazen de tüysüz veya basit yapraklıdır. Norveç akça ağacı, Çınar yapraklı Akçaağaç, Tatar Akçaağaç, İtalyan akça ağacı, Fransız akça ağacı Balkan Akcaağacı, Doğu akça ağacı diye çeşitleri vardır.
RENGİ: Dağ akça ağacı hafif sarımsı beyaz, ova akcaağacının rengi pembe beyazdır. Akça ağacın rengi zamanla ve kendiliğinden sararır.
ÖZELLİKLERİ. Akçaağaç sert ve sıkı ağaçlardandır. Eş yapılıdır. Kolay işlenir. Esnek ve oldukça bükülgendir. Az çeker, Çarpılmaya ve çatlamaya eğilimi vardır. Nemli ortamda çok duyarlıdır, kolay çürür. Uygunsuz koşullarda böcekler ve mikroorganizmalar yıkımlanır
AĞIRLIĞI: Bütün türleri aynı ağırlıkta değildir. Özgül ağırlığı 0.56 ile 0.68 gr/cm3 arasında değişir.
KULLANILIŞI: Masif ve kaplama olarak mobilya üretiminde,müzik aletlerinde, mutfak aletlerinde, ayakkabı kalıplarında, oymacılıkta, kakmacılıkta, kıl testeresi ile hazırlanan ince işlerde, oyuncak, makara el aletlerin saplarında
PİYASADA BULUNUŞU: Akçaağaç masif ve kaplama olarak satılır. Kereste olarak satışı kısıtlıdır. Daha çok kaplaması bulunur ve kullanılır.
KIZILAĞAÇ:
Karadeniz, Trakya, Marmara, Akdeniz kıyı bölgelerinde dere içlerinde yetişir.
YAPISI: Kızılağaç olgun odunlu ağaçlar grubundandır. Dağınık gözeneklidir. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Yıl halkaları belirlidir. Özkesitte şeritler ve pulcuklar halinde öz ışınlar görülür. Özışınların damar kesitteki görünüşü koyu renkli çizgiler halindedir. İç odun ile dış odunu arasında belirgin renk farkı yoktur. Damar kesitte kendiliğinden oluşan lekelere rastlanır. İlkbahar ve sonbahar dokuları belirli çizgiler halinde birbirinden ayrılmaz. Damar süsleri de belirsizdir.
RENGİ: Beyaza yakın çok açık kahverengi veya pembe beyazdır. Kesilip havada bırakılan kızılağaç, sarımsı kırmızı olur. Kurudukça rengi pas kırmızısına dönüşür.
ÖZELLİKLERİ: Hafif, yumuşak, gevşek yapılı ağaçtır. Kolay yarılır. Az esnektir. Çok çeker. Çalışma sonucu çarpılma oranı azdır. Su altında dayanıklıdır. Hava rutubetinin değişmesi halinde hiç dayanıklı değildir. Böyle yerlerde kullanılmamalıdır. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanır. Çok iyi işlenir. Parlak, düzgün bir yüzey verir. Çok çatlar. Tutkalla iyi bağlantı kurar. Çok iyi boyanır ve iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu, kızılağacın özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0.60 gr/cm 3 tür.
KULLANILIŞI:Masif, kontraplak ve kaplama halinde kullanılır. En yaygın kullanıldığı olan kontraplak üretimidir. Modelcilikte, takunya, oyuncak, sigara kutusu ve ambalaj yapımında, oymalı ve tornalı işlerde kullanılır. Kaplamasından, boyanacak mobilyaların üretiminde de faydalanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Kereste, kaplama ve kontraplak halinde satılır. Sert kereste standart ölçülerine uygun boyutta kereste verebilir. Genellikle kereste biçiminde satılır.
AKASYA
YETİŞTİĞİ YERLER: Akasya, Türkiye’de orman oluşturmaz. Dağınık halde, ağaçlandırma alanlarında ve parklarda yetiştirilir.
YAPISI: Göbek odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odunu dar, iç odun geniştir. Yılhalkaları belirli ve çember gözeneklidir. Öz ışınları özkesitte parlak görüntü verir, İlkbahar dokusunu oluşturan gözenekleri iridir. Sonbahar dokusu ince gözenekli ve koyu renklidir. Genellikle kahverengi olan sonbahar dokusu yüzünden canlı damar desenleri yapar. Aynı nedenle yılhalkaları belirgindir.
RENGİ: Dış odunu açık sarımsı beyazdır. İç odunu geniş ve sarımsı yeşildir. Havada zamanla rengi değişir. Yeşil kahverengi olur.
ÖZELLİKLERİ: Akasya sert bir ağaçtır. Dokusu sıkı ve sağlamdır. Esnektir. Yarılmaya karşı büyük direnç gösterir. Vurulmaya ve sürtünmeye karşı direnci yüksektir. Zor işlenir. Değişik hava koşullarında bile en dayanıklı ağaçlardan biridir. Çekmesi, çalışması dengelidir. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanmaz. Rendelendiğinde düzgün ve parlak bir yüzey verir. Yağlı olduğu için özellikle su boyaları ile zor boyanır.
AĞIRLIĞI:Akasyanın hava kurusunun özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0b70-0,90 gr/cm 3 arasında değişir.
KULLANILIŞI: Su altı yer altı inşaatlarda iyi sonuç veren bir ağaçtır. Araba yapımında, alet saplarında, beden eğitimi aletlerinde kullanılır. Mobilyacılıkta özellikle tornalı, oymalı ve kakmalı işlerde yararlanılabilir.
PİYASADA BULUNUŞU: Akasya masif olarak a satılır. Standart ölçülerde bulunmaz. Daha çok gövde boyutlarına uyularak biçilir, bu ölçülerle piyasaya sürülür. Kaplama olarak da satılır.
ÇINAR
YETİŞTİĞİ YERLER: Türkiye’nin hemen bütün bölgelerinde yetişir. Orman oluşturmaz.
YAPISI: Çınar, göbek odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odunu geniştir. Dağınık gözeneklidir. Öz ışınlar çık belirgindir. Öz kesitte parlak ve iri pulcuklar halinde görünür. Öz ışınları damar kesitteki görüntüsü gürgen ağacını andırır. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Belirgin damar deseni yapmaz.
ÖZELLİKLERİ RENGİ: Dış odunu açık pembe beyazdır. İç odunu açık kahverengidir.
YAPISI: Sert ve sıkı dokulu bir ağaçtır. Kururken kamburlaşır, çarpılır, çatlar. Değişik hava koşullarında dayanıklı değildir. Kısa sürede çürür. Uygun ve düzenli ortamda dayanma süresi azdır. Fizik etkilere dayanımı zayıftır. İşlenmesi bazen güçlük çıkarır. Rahat torna edilebilir. Çivi ve vida ile orta, tutkalla iyi bağlantı kurar. Özellikle zımpara ile iyi perdah edilir. Boyanabilme yeteneği vardır, iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu çınarın özgül ağırlığı 0.56 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Çınar yapıların içlerinde doğrama gereci olarak, mutfak eşyası yapımında, ambalaj sanayinde kullanılır. Mobilya endüstrisinde kullanılması kısıtlıdır. Tornalı ve kakmalı işlerde aranır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama olarak buluru. Daha çok kalas halinde satılır. Bazen sert ağaç kereste standart ölçülerinde de satılır. Mobilya endüstrisi çınarın masifinden çok kaplamasını kullanır.
 
AT KESTANESİ
YETİŞTİĞİ YERLER: At kestanesi Türkiye’de orman oluşturmaz Dağınık halde yetişir.
YAPISI: Olgun odunlu ağaçlar grubundandır. dağınık gözeneklidir. Gözenekleri ve ışınları çıplak gözle görünmez. Yıl halkaları eş yapılı ve az belirgindir. Yapısı düz çizgili olduğundan karışık damar deseni yapmaz.
RENGİ: At kestanenin rengi açık sarı ile açık kahverengi arasındadır.
ÖZELLİKLERİ: Gevşek yapılıdır. Yumuşak ve az esnektir. Kolay kırılır. Sürtünme, aşınma, vurulma gibi fizik etkilerine dayanımı zayıftır. Zor yarılır. Kolay işlenir. Az çalışır. Aç çeker, değişen hava koşullarında dayanıklı değildir. Çabuk çürür. Burk büyüme, atkestanesinde sık görülen bir doğal kusurdur. Bünyesinde tonen vardır. Bu yüzden iyi boyanır. İyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.55 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Yapılarda kapıların iç bölümlerinde, mobilya alanında körağaç olarak, iri desenli torna ve oymalı işlerde, piyano ve kut yapımında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif ve kaplama halinde piyasa sürülür. Masifi gövde boyutlarına göre kesilerek satılır. Azda olsa kaplama halinde de satılır.
 KİRAZ
YETİŞTİĞİ YERLER: Karadeniz bölgesinde ormanlarda dağınık olarak kiraza rastlanır. Ancak Türkiye’de yaygın olarak bahçelerde yetiştirilir.
YAPISI: Kiraz, göbek odunlu ağaçlar gurubundandır. Dış odunu dardır. Dağınık gözeneklidir. Gözenekleri, ilkbahar dokusunda iri, sonbahar dokusunda incedir. Yılhalkaları belirlidir. Düz çizgili veya dalgalı damar desenleri yapar, ancak damar desenleri fazla belirgin görünmez, Iz ışınları tek tek görünmez. Gruplar oluşturarak yüzeye parlaklık verir.
RENGİ: kirazın dış odunu sarımsı pembe beyazdır. İç odunu açık sarımsı kahverengidir.
ÖZELLİKLERİ: Kiraz ince dokulu, sert sıkı bir ağaçtır. Zor yarılır. Rahat ve kolay işlenir. Fiziki etkilere dayanımı zayıftır. Rendelendiğinde düzgün ve parlak bir yüzey verir. kururken çok çeker. Açık havada dayanıklı değildir. Uygunsuz koşullarda kısa sürede bozulur. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolayca yıkımlanır.l Gevrektir. Çivi, vida ve tutkalla bağlantı kurma yeteneği iyidir. İyi pedal edilebilir. İyi boyanır ve iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Türüne göre değişir. Hava kurusunun özgül ağırlığı ortalama 0.60 gr/cm 3 tür.
KULLANILIŞI: Mobilya ve iç mimaride masif ve kaplama olarak kullanılır. Tornalı kakmalı (Markitleri), oymalı işlerde, müzik aletleri ve bilimsel aletlerin yapımında modelcilikte aranan bir gereçtir. Kaliteli işlerde kirazın yalnız göbek odunu kullanılmalıdır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masif kaplama halindedir. Masifi çoğunlukla gövde boyutlarına uygun ölçülerde biçilerek piyasaya sürülür.Soyma ve dilme yöntemi ile elde edilen kaplamaları düz desenli, bazen de kök kaplamayı andıran karışık desenlidir.
ŞİMŞİR
YETİŞTİĞİ YERLER: Karadenizin doğusundan Kastamonu ve Zonguldak’a kadar uzanan bölgede yetişir.
YAPISI: Şimşir, ogun odunlu ağaçlar grubundandır.dağınık gözenekli bir ağaçtır. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Yerli şimşirde öz ışınlar görünmez. Çok ince ve sık olan yıl halkaları belirli şekilde birbirlerinden ayrılmaz. Bu yüzden öz damar kesitinde canlı damar deseni yoktur.
RENGİ: Şimşirin iç odunu ile dış odunu arasında belirli renk farkı yoktur. Rengi açık sarı ile koyu sarı arasında değişir.
ÖZELLİKLERİ: Türkiye’de yetişen en sert ağaçlardan biridir. Çok sıkı yapılıdır. Bu iki sebepten zor işlenir. Fakat çok düzgün ve parlak yüzey verir. Bükülgendir. Zor yarılır. Basılma, vurulma, sürtünme, aşınma gibi fizik etkilere karşı büyük dayanımı gösterir. Değişik hava koşullarından az etkilenir. Kolay çürümez. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanamaz. Az çalışır, az çeker. Boyanma ve verniklenme niteliği artar.
AĞIRLIĞI: En ağır yerli ağaçlardandır. Hava kurusunun özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0.95 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Küçük ölçülü fakat üstün nitelik isteyen işlerin yapımında şimşirden yararlanılır. Tornalı işlerde, müzik aletlerin küçük bölümlerinde, ders aletleri, mekik, makara, kaşık, tavla pulu, satranç taşı yapımında kullanılır. Kakmalı işlerde ve filata hazırlamada değerlendirilir.
PİYASADA BULUNUŞU: Küçük bir ağaç olan şimşir büyük boy kereste vermez. Dal veya gövde halinde ve tartılarak, kilo ile satılır.
OKALİPTUS
YETİŞTİĞİ YERLER: Adana, Antalya ve Muğla dolaylarında yetiştirilmektedir. Yetiştirildiği bölgelerde sıtma ağacı veya bataklık ağacı diye isimlendirilir.
YAPISI:Göbek odunlu ağaçlar grubundandır.dağınık düzendeki gözenekleri küçüktür. Öz ışınları çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Yıl halkaları arasında dikkati çeken sertlik veya renk farkı yoktur.
RENGİ: Okaliptüsün dış odunu beyazdır. Zamanla kendiliğinden koyulaşarak grileşir. Dış odunu pembe kahverengidir. Sonra koyu kırmızı kahverengine dönüşür.
ÖZELLİKLERİ: Sert ve sık dokulu bir ağaçtır. Yani kesildiğinde yumuşak olan ve kolay işlenen kerestesi zamanla sertleşir. İşlenmesi zorlaşır. Ton erlidir. Bünyesindeki ton er yüzünden hem iyi boyanır, hemde böcekler vemikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanmaz. Vurulma, aşınma, ezilme, sürtünme gibi fizik etkilere dayanımı iyidir. Yeni kesilmiş okaliptüs kururken çok çalışır. Çok çatlar kurutulduktan sonra çalışma ve çekme oranı azalır. Vida, çivi ve tutkalla bağlantı kurma niteliği iyidir. Zor boyanır, iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Türüne ve yetiştiği yere göre özgül ağırlığı değişir. Hava kurus okaliptüsün özgül ağırlığı ortalama 0.,65 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Yapılarda, köprü ve iskele ayaklarında, yeraltı inşaatlarında vagon ve araba yapımında, ambalaj endüstrisinde kullanılır. Mobilya yapımında masif ve kaplama olarak değerlendirtir. Masifi, tornalı işlerde, eğmeçli klasik mobilyalarda olumlu sonuç verir.
PİYASADA BULUNUŞU: masifi tomruk veya kalas halinde satılır. Henüz sert kereste standartlarına göre biçilmektedir.
YABANCI AĞAÇLAR
 MAUN
YETİŞTİĞİ YERLER: Maun ağacının vatanı Batı Hindistan ve Orta Amerika’dır. Afrika’da yetişir. Sıcak iklim ağacıdır Çoğunlukla pazarlandığı yere veya gönderildiği limana göre isimlendirilir. Örneğin Küba maunu, alaska maunu, Bolivya maunu gibi. Bazen de yapısal özelliğine göre isimlendirilir. Sapeli maun, pramit maun, kırmızı veya sarı maun gibi.
YAPISI: Göbek odunlu bir ağaçtır. Türüne göre bazen çok iri, bazen orta irilikte gözeneklidir. Gözenekleri dağınık düzendedir. Özışınları belirlidir. Çizgili, benekli, yollu, dalgalı, parıltılı görünen Değişik maun cinsleri vardır. Dal diplerinden çıkarılan kaplaması, pratik maun adı ile satılır. Piramit maun çok canlı damar süsleri taşır. Afrika maunu veya sepeti maun adı verilen türü, yön değiştiren buruk büyümesi yüzünden ilginç bir yapısal özellik gösterir. Yanar döner, uzun parıltılı damarlar yapan bu tür maunun masif ve kaplaması kullanıldığı asyaya canlı bir görüntü kazandırır. Yılhalka sınırları belirli biçimde birbirinden ayrılmaz.
RENGİ: Dış odunu gri renklidir. İç odunu türüne göre sarı ile kırmızı kahverengi arasında değişir. Kesildiği andaki rengi, havanın etkisi ile ve zamanla belirli oranda koyulaşır.
ÖZELLİKLERİ: Sıkı yapılı, az esnek bir ağaçtır. Kolay ve temiz işlenir. Az çalışır, az çeker ve az çatlar. Bol tanelidir. Bu yüzden en iyi boyanan ağaçlardandır. İyi verniklenir. Değişen hava koşullarında bile büyük dayanım gösterir. Çivi, vida ve tutkalla bağlanır kurma niteliği iyidir. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanmaz Oyma ve tornada başarılı sonuçlar verir.
AĞIRLIĞI:Hava kurusu maunun özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0.50-0.60 gr/cm 3 tür.
KULLANILIŞI:Çok değişik amaçlarla kullanılabilecek, üstün nitelikleri olan bir ağaçtır. Yapıların iç ve dış bölümlerinde doğrama, parke, merdiven yapımında. Gemicilikte, müzik aletlerinde, tornalı, oymalı, kakmalı işlerde, modern ve klasik bütün mobilyalarda masif ve kaplama olarak büyük bir kullanıma sahiptir.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’de genellikle tomruk halinde getirilir. Çoğunlukla kaplama haline getirilerek satılır. Kaplama üretiminde kullanılamayan artıklar masif olarak satılır. Bunların belirli ölçüleri yoktur. Bazen yurt dışından getirilen tomruklar kalas ve tahta halinde biçilerekte satılır. Kalas ve tahtalar, sert kereste standart ölçülerinde biçilir.
ABANOZ-MAKASAR
YETİŞTİĞİ YERLER: Siyah Abanoz Seyhan, Samanta ve Bombayda, Kahverengi Abanoz Makasar adasında yetişen abonoz ağacında siyaha yakın koyu zeminde kırmızı kahverengi çizgiler bulunur. Abanoz ağacının bu türü daha çok makasar adı ile tanınır.
YAPISI: Göbek odunludur. Dış odunu geniştir. İnce gözeneklidir. Gözenek çukurları kendine özgü bir madde ile doludur. Çok dekoratif çizgi ve damar desenleri yapar.
RENGİ: Dış odunu pembe gri veya soluk kırmızı kahverengidir. İç odunu siyahtır. Üzerinde düzensiz, açık ve koyu renkli damarlar bulunur.
ÖZELLİKLERİ: sert üretimine çok elverişlidir. Değişen hava koşullarında üstün dayanım özellikleri gösterir. Kururken çok çeker ve çatlar. Zımparalanırken çıkan tozlar göze ve solunum organlarını rahatsız eder.
KULLANILIŞI AĞIRLIĞI: Hava kurusu makasarın özgül ağırlığı 1.10 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Üstün değerli ve pahalı mobilyalarda, süsleme elemanlarının yapımında kullanılır. İçmimarlıkta da aynı amaçla değerlendirilir. Tornalı, kakmalı işlerde, müzik aletlerinde, mobilya ve kapı kulplarında, oymalı işlerde, bıçak saplarında özellikle aranır. Türkiye’de genellikle kaplama halinde kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Abanoz ve makasarın masifi 20-40 kg lık parçalar halinde satılır. Türkiye’de bazen kaplama olarak satılır.
PELESENK
YETİŞTİĞİ YERLER: Pelesenk ağacının yoğun olarak yetiştiği bölgeler Doğu Hindistan, Batı Hindistan , Cava, Seylan ve Brezilyadır.
YAPISI:Göbek odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odunu geniştir iri ve dağınık gözeneklidir. Çok ince ve belirsiz özışınları vardır. Damar kesitinde zengin damar desenleri bulunur. Yılhalkaları ince ve sıkı yapılıdır. İlkbahar ve sonbahar dokuları arasında belirli renk ve yapı farkı yoktur.
RENGİ: Pelesenk ağacının dış odunu sarı, iç odunu çikolata kahverengi ile mor arasında değişir. Ayrıca iç odunda belirli siyah ve mor damarlar bulunur.
ÖZELLİKLERİ: Pelesenk çok sert bir ağaçtır. Kururken az çeker, az kamburlaşır. Zor yarılır. Gevrek bir yapısı vardır. Zımpara tozları solunum organlarında rahatsızlık yapar. Basılma, ezilme, çizilme, aşınma gibi fizik etkilerine dayanımı iyidir. Değişik hava koşullarında üstün bir dayanım gücü gösterir. İyi işlenir. Çok boyar madde taşır. İyi verniklenir. Ancak polyester, poliüretan türünden kimyasal verniklerde olumsuz sonuçlar oluşturur.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu pelesengin özgül ağırlığı 0.85 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Çok canlı görünüşü ve damar süsleri olan bir mobilya ağacıdır. İç mimarlıkta ve mobilyada kaplama olarak yaygın bir kullanılma alanı vardır. Tornalı işlerde, müzik âletlerinde, ağaçtan yapılan sanat eserlerinde de aranan bir gereçtir.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’ye tomruk olarak getirilir. Kaplama halinde piyasaya sürülür. Kaplama üretiminden artan parçalar masif olarak satılır. B yüzden standart ölçülerde pelesenk kereste genellikle bulunmaz.
PADUK
YETİŞTİĞİ YERLER: Afrika’da gabun ve Kamerunda yetişen türüne Afrika paduğu veya mercan ağacı denir. Hindistan, Burma ve Güney Çinde yetişen türüne de Sudka veya karima Haouğu aoı vedmidb
YAPISI: Göbek odunlu ağaçlar gurubundandır. Yılhalkaları arasında belirli renk farkı yoktur. Gözenek yapısına ve yönüne göre parıltılı damarları bulunur. Damarlı genellikle çizgiler halindedir. Dağınık gözeneklidir.
RENGİ: Bazen açık kırmızı bir ağaçtır. Çoğunlukla parlak koyu kırmızıdır. Üzerinde aynı renk parıltı damarları bulunur.
ÖZELLİKLERİ: Orta sertlikte bir ağaçtır. Sıkı yapılıdır. Hava değişikliklerine dayanıklıdır. Az çeker. Kolay işlenir. İşlenirken kendine özgü hoş bir koku çıkarır. Havada kısa zamanda rengi koyulaşır. İyi verniklenir ve çok canlı bir görüntü kazanır.:
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0b65-0.85 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Masif olarak küçük bir sanat eseri üstün mobilyalarda, oymalı, tornalı, kakmalı işlerde kullanılır. Daha çok bıçak kaplaması halinde değerlendirilir.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’de bıçak kaplaması halinde satılır.Bazen kaplama artığı parçalar halinde masifide satılır.
LİMON AĞACI (SATEN AĞACI)
YETİŞTİĞİ YERLER: Soylanda yetişen türüne Doğu Hint sateni, Bahama, Bermuda ve Jamaika’da yetişen türüne Batı Hint sateni denir.
YAPISI: Göbek odunlu ve dağınık gözeneklidir. Yılhalkaları belirgindir. Fakat kesin çizgilerle birbirlerinden ayrılmaz. Yüzey, saten kumaş gibi parlaktır. Genellikle düz, bazen dalgalı damarları bulunur. İlkbahar ve sonbahar dokuları arasında renk farkı bulunmaz. Gözeneklerinin değişik yönlerde yığılmasından canlı damar desenleri oluşturur. Özışınları çok belirlidir.
RENGİ:limon ağacının dış odunu beyaz ile sarı beyaz arasında değişir. İç odunu, türüne göre yeşilimsi sarı, açık sarı, kanarya sarısı, altın sarısı rengindedir.
ÖZELLİKLERİ: çok sert ve sıkı yapılıdır. Değişen hava koşullarında da yanıklıdır. Kırılgandır. İşlemesi zordur. Fakat temiz ve ipek parlaklığında yüzey verir. İşlenirken kendine özgü, baharatlı bir koku çıkarır ve solunum organları rahatsız eder. Çok iyi verniklenir ve görünüşü canlılık kazanır. Fizik etkilere dayanıklıdır.
AĞIRLIĞI: Hava kurusunun özgül ağırlığı 0.80-0.90 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Masifi, sanat değeri üstün mobilyaların yapımında, salon takımlarında, tornalı ve kakmalı işlerde kullanılır. Kaplamasıda değerli mobilyalar ve süsleme ileri için aranır.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’de kaplama halinde bulunur. Bazen kaplama artığı parçalar masif olarak ta satılır. İpek ağacı, atlas ağacı, saten ağacı gibi isimlerle de piyasaya sürülür.
TİK
YETİŞTİĞİ YERLER:Güney Asya da Hindistan, Hindiçinli ve Cavada yetişir.
YAPISI: Göbek odunludur. Dış odun dardır. İlkbahar dokusundaki gözenekleri iri, tek sıralı çember biçimindedir. Sonbahar dokusundaki gözenekleri iri, tek sıralı çember biçimindedir. Sonbahar dokusundaki gözenekleri orta büyüklükte ve dağınık düzendedir. Kesit yüzeylerindeki gözenekleri iri ve belirlidir. Öz ışınları görünür. Yağlı bir yapısı vardır. Damarları genellikle aynı renkli çizgilerden oluşur.
RENGİ: Tik ağacının dış odun gri, iç odun sarımsı açık kahverengidir. İç odunu, açık havada ve kendiliğinden koyulaşır. Koyu kahverengi olur.
ÖZELLİKLERİ:Sert ve sıkı yapılıdır. Esnek bir ağaçtır. Kolay yarılır. Vurulma, ezilme, sürtünme gibi fizik etkilere karşı dayanımı iyidir. İşlenen yüzey temiz görüntü verir. Aletlerin kesici ağızlarını çabuk köreltir. Tornaya iyi gelir. Az çeker. Çabuk kamburlaşır. Suyu adeta iter, kolay ulanmaz. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanmaz. İşlenirken çıkan tozlar sağlığa zararlıdır. İyi boyanmaz. Zor verniklenir.
AĞIRLIĞI:Hava kurusu özgül ağırlığı, yaklaşık 0.66 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Üstün dayanımlı olmasından dolayı hem yapı kerestesi olarak hem de mobilya marangozluğunda geniş bir kullanıma sahiptir. Yapıların dış ve iç bölümlerinde, pencere, kapı, duvar kaplaması yapımında, gemicilikte ve fıçıcılıkta kullanılır. Mobilya üretiminde masif ve kaplama olarak değerlendirilir. Masifi özellikle oturma mobilyalarında aranır.
PİYASADA BULUNUŞU: Masifi tomruk ve kereste halinde satılır. Türkiye’de çoğunlukla kaplama olarak piyasaya sürülür.
AUDİRE
YETİŞTİĞİ YERLER: Afrika’da fildişi sahillerinde ve Angola’da yetişir.
YAPISI: Göbek odunlu bir ağaçtır. İç odunlu bir ağaçtır. İç odunu ile dış odunu belirli biçimde birbirinden ayrılmaz. İçinde farklı renkte çizgiler veya damarlar bulunmaz. Özkesitte ve damar kesitte görünen parıltılar, gözeneklerin değişik yönlerden kümelenmelerinden ileri gelir Gözeneklerinin değişik yönlerden kesilmesinden oluşturduğu yanar döner parıltı, ağaca canlı bir görüntü kazandırır. Dağınık düzende, orta irilikte gözeneklidir. Çok sayıda, değişik türü vardır.
RENGİ:Soluk sarı ile sarı arasında değişir. Koyulaşınca altın sarısı olur.
ÖZELLİKLERİ:Yumuşak, gevşek yapılı bir ağaçtır. Kolay işlenir. Yarı mat fakat düzgün bir yüzey verir. Az çalışır ve çatlar zımpara ile kolay perdah edilebilir. Sürtünme ve aşınma gibi fizik etkilere dayanımı zayıftır. Tutkala bağlantısı iyidir. İyi verniklenir ve parlaktır.
AĞIRLIĞI KULLANILIŞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.45 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Mobilya üretiminde masif ve kaplaması kullanılır. Masifi oymalı, tornalı işlere uygun özelliktedir. Kaplaması geniş ve uzun olduğu için büyük ve geniş yüzeyli işlerde, örneğin yatak odası mobilyalarında, duvar kaplamalarında olumlu sonuç verir. Açık ve dengeli rengi yüzünden dolapların içlerinde de kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’de daha çok kaplama üretiminde kullanılmak üzere tomruk olarak getirilir. Kaplama halinde piyasaya sürülür. Kaplama üretiminden artan parçalar masif olarak satılır.
GÜL
YETİŞTİĞİ YERLER: Doğu Hindistan, Batı Hindistan, Avusturalya ve Brezilyada yetişir.
YAPISI: Yetiştiği yere göre isimlendirilen çok değişik türü vardır. Daha önce incelenen paduk ağacıda gül cinsindendir. Dağınık gözenekli bir ağaçtır. Öz ışınları genellikle çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Sıkı dokuludur. Bazı türleri gül gibi kokar. Dış odunu açık sarıdır. İç odun çeşidine göre değişir.
RENGİ: Avusturalya gülü koyu kırmızı damarlıdır. Brezilya gülü aynı renkte fakat daha canlıdır.
ÖZELLİKLERİ: Sert ağaçlardandır. İşlenirken zorluk çıkarmaz, parlak ve düzgün yüzey verir. Bazı türleri yağlıdır. Değişik havalara karşı oldukça dayanıklıdır. Haşereler karşı dayanıklıdır. Az çalışır, kolay yarılır. Kesici aletlerin kesici ağzını köreltir. Tutkalla orta bağlantı kurar. İyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.95 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Küçük boyutlu oymalı, tornalı süs eşyalarında, kakmalı işlerde, sanat değeri üstün mobilyalarda masif ve kaplama olarak kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Avusturalya gülü dışındaki türleri küçük boyutludur. Bu nedenle masifi kilo ile satılır. Türkiye’de kaplama olarak bulunur.
SATEN CEVİZ (AMERİKAN CEVİZİ)
YETİŞTİĞİ YERLER: Vatanı, Amerika Birleşik devletlerinin güney doğusu ve Meksika’dır. Amerika’da saten cevizi diye tanınır.
YAPISI: Rengi ve görünüşü, düzgün çizgili freze cevizi andırır. Göbek odunlu bir ağaçtır. Orta irilikte gözenekleri vardır. Dağınık gözeneklidir. Özışınları belirsizdir.Damar desenleri yerli ceviz kadar hareketli ve güzel değildir. Bozuk bir görünüş vardır.
RENGİ: bazen, soluk sarımsı kahverengi zeminde koyu kahverengi damarlıdır. Damarların sayaplaştığ da olur. Kesildiği andaki rengi, havanın etkisi ile ve zamanla solar, donuklaşır.
ÖZELLİKLERİ: Oldukça sert ve sıkı yapılı bir ağaçtır. Kolay yarılır. Bünyesinde kauçuk benzeri bir madde bulunur. Perdah edilince, ipek parlaklığında düzgün bir yüzey verir. Görünüşü ve yapısal nitelikleri bakımından yeterli ceviz kadar değerli değildir. Tutkalla bağlantı kurma niteliği zayıftır. Aletleri kesici ağızlarını çabuk köreltir. Zor boyanır, iyi verniklenir.
AĞIRLIĞI: Hava kurusu özgül ağırlığı 0.55 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI: Yetiştiği bölgelerde çok geniş bir kullanıma sahiptir. Masif körağaç, kontrplâk, kaplama, halinde mobilya endüstrisinde değerlendirilir. Türkiye kaplama olarak mobilya üretiminde ve iç mimarîde, geniş ve uzun yüzeylerin kaplanmasında kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU: Türkiye’ye getirilen Amerikan cevizi tomruklarından kaplama üretilir. Piyasaya kaplama halinde sürülür. Kaplama üretiminden artan parçaları masif olarak satılır.
   KIZILÇAM (Pinus brutia Ten.),
çamgiller (Pinaceae) familyasından Doğu Akdeniz’e özgü 5-20 m. boylarında hızlı büyüyen ve ışığı seven kalın dallı bir çam türü. Sadece Türk ormancılığında değil, yabancı kaynaklarda da son dönemde Türk Çamı – Türk Kızılçamı olarak kullanımı yaygınlaşmaktadır. Akdeniz İkliminin görüldüğü Ege ve Akdeniz Bölgelerinde çok bulunurlar. Deniz seviyesinden 1000-1200 m yüksekliğe kadar ulaşabilirler.
Genç sürgünleri kalın ve kızıl renktedir. Kabuk genç bireylerde düzgün boz renkte iken yaşlılarda derince yarılır, esmer kırmızımsı renkte ve kalın kabuk durumunda görülür. İğne yapraklar 10-16 cm uzunluğunda kalın sert ve koyu yeşil renktedir. Kozalak 6-11 cm boyunda, parlak açık kahverengi olup topaç biçimindedir. Çok kısa saplı kozalak sürgünlere dik oturur ya da yan durumlu olarak çoğunlukla 2-6 adedi bir arada çevrel olarak bulunur.Kızılçam (Pinus brutia Ten.), çamgiller (Pinaceae) familyasından Doğu Akdeniz’e özgü 5-20 m. boylarında hızlı büyüyen ve ışığı seven kalın dallı bir çam türü. Sadece Türk ormancılığında değil, yabancı kaynaklarda da son dönemde Türk Çamı – Türk Kızılçamı olarak kullanımı yaygınlaşmaktadır. Akdeniz İkliminin görüldüğü Ege ve Akdeniz Bölgelerinde çok bulunurlar. Deniz seviyesinden 1000-1200 m yüksekliğe kadar ulaşabilirler.

SARIÇAM (Pinus sylvestris),

çamgiller (Pinaceae) familyasından Avrupa’nın hemen her yerinde, Kafkaslar, Sibirya ve Kuzey Asya’da yayılış gösteren çam türü. Adını, levhalar halinde ayrılan gövde kabuğunun tilki sarısı renginden alır. Narin gövdeli, sivri tepeli ve ince dallı bir ağaçtır. Yetişkin bireylerinin boyu 40 metreyi aşar. İğneyaprakları ikili, mavi-yeşil, kıvrık, sık dizilmiş, genellikle 4–5 cm uzunlukta, uçları sivri, genellikle 2-3 yıl, nadir olarak da 4-5 yıl ömrü vardır. Kozalakları mat gri-kahverengi, konik, kısa veya uzun saplı uçları aşağıya doğru yönelmiş, tek veya 2-3’ü bir arada, 3–7 cm uzunluk ve 2–4 cm genişliktedir. Tohumları gri veya siyahımsı yumurta biçimindedir. Uygun yerlerde hızlı gelişir. Soğuk iklim ve rüzgara karşı dayanıklı, bol güneş ister. Kumlu ve killi topraklarda gelişebilir. Nisbi nemi çok düşük olan iklimlerde ve kuru topraklarda gelişemez. Kazık kökleri sayesinde fırtınalara dayanıklıdır.

Türkiye’de Batı ve Doğu karadeniz’de güneye bakan yamaçlarda, Doğu Anadolu’da Sarıkamış’da, Güney Marmara, Yozgat, Sivas, Kırşehir ve güneydeki sınırını Kayseri Pınarbaşı’da yapar. Türkiye’de sarıçamların kapladığı alan 757.426 hektardır.

Sarıçam (Pinus sylvestris), çamgiller (Pinaceae) familyasından Avrupa’nın hemen her yerinde, Kafkaslar, Sibirya ve Kuzey Asya’da yayılış gösteren çam türüdür.

Kütük ev yapımında kullanılan ağaç ve kütük cinsleri

1) Kütük evler yapımında Beyaz Çam ağaçlarından elde edilen kütükler tercih edilebilir.

Beyaz çam genellikle Kuzey Amerika’nın doğusunda inşa edilen kütük evlerde kullanılır.Beyaz çam kütükleri oldukça hafiftir.Bunun dışında kütüğün kesitini incelediğinizde, vBüzülme ve eğrilmeye karşı dayanıklı olan beyaz çam ağacından elde edilen bu kütükler, ucuz oldukları için oldukça fazla tercih edilirler.Termal özelliği iyi olduğu için bozulmaya karşı dayanıklıdır.Beyaz çam kütükleri zaman geçtikçe, koyu portakal rengine dönerler.Bu gibi sebeplerden dolayı beyaz çam kütükleri, kütük evlerin yapımında sık olarak kullanılır.

2) Kırmızı Sedir ise kütük ev yapımında kullanılabilecek, diğer bir alternatiftir.

Kırmızı sedir yumşak ve aromatik bir kokusu olan ağaçtır.Kırmızı sedir kütüklerinin bu yüzden sağlamlılığı daha düşüktür.Fakat buna karşın kütük ev yapımında pratik bir çözümdür.Kütü hava şartlarına karşı dayanıklıdır.Kırmızı sedir, haşerelerin yada böceklerin vereceği zarara karşıda dayanıklı bir kütüktür.Bunun dışında reçineli bir yapıda olmadığı için, nemli iklimlerde tercih edilebilecek en iyi kütük cinsidir.İyi izolasyon sağlar lakin diğer kütük cinslerine nazaran daha pahalıdır.

3) Sarı Çam ağacı kütükleri de kütük ev yapımında sıkça kullanılmaktadır.

Sarı çam sert bir ağaç türüdür.Oldukça yaygın olarak kütük ev yapımında kullanılır.Soluk sarı rengi görünüşüne sahiptir.Sarı çam beyaz çamdan daha serttir ve çok fazla reçine taşır.Diğer çamlar kadar dayanıklıdır ancak sedir kadar esnek değildir.Sarı çam oldukça ucuz olduğu için, genellikle kütük evlerin kat, kapı ve mobilyalarının yapımında kullanılır.Eğer sizde kütük evlerin duvarlarını, sarı çam kütüğünden yaptırmayı düşünüyorsanız, bize göre bu oldukça iyi bir karardır.

4) Meşe ağacından da elde edilen kütüklerle kütük evler inşa edilmektedir.

Meşe sık olarak kütük ev yapımında kullanılmasa da, oldukça sağlam, ağır, dış etkenlere ve yaşlanmaya karşı dayanıklı bir yapıdadır.Kütük ev yapımında en iyi seçeneklerden biridir, fakat çok pahalıdır.Meşe ile çalışmakta oldukça güçtür.Bu yüzden tecrübeli işçilerle çalışmanız gerekmektedir.Meşe kütük evler çok değerlidir.

5)  Ladin ağacından elde edilen kütükler, kütük ev yapımında kullanılan bir başka seçenektir.

Bu tarz inşa edilen kütük evlere, Amerika ve Kanada’nın kuzeyinde sıkça rastlanmaktadır.Bu tür kütükler hafif, yumuşak ve reçineli şekildedir.Gerçekten ladin kütükleri çok sağlamdır.Kuru iklime sahip yerlerde tercih edilen bu kütükler ucuzdur.Fakar diğer hava şartlarına karşı pek dirençli oldukları söylenemez.

kaynak: www.kutukevler.org