KENTSEL PEYZAJ TASARIMINDA AHŞAP MALZEME KULLANIMI-III

3.1 Kentsel Tasarım ve Kentsel Mekânlar

Kentsel tasarım, yerleşimlerin ya da önemli bölümlerinin kullanımı, yönetimi ve formuna dayalı olasılıklar üretme sanatıdır. Zamana ve mekâna bağlı olarak kentsel modeli yönlendirir. Kentsel tasarım objelerle, insan aktiviteleriyle, yönetsel kurumlarla ve değişim süreçleriyle ilgilenir. Bu bağlamda, toplu halde yapılan insan aktivitelerinin yoğunluk kazandığı mekânlar; kentsel mekânlardır.

Üretim süreci sırasında enerji harcayan kent insanının doğal, çevresiyle etkileşimi sırasında bedensel ve ruhsal enerjisinin yeniden üretilmesinde ve kreatif güçlerini kazanmasında etkin rol oynayan kentsel mekânlar; yapıların ve ulaşım sistemlerinin oluşturduğu, kentliler tarafından algılanan ve kente özgü tüm olayların yaşanabildiği bir bütün olarak ifade edilmektedir. Bu bütünleşmeyi iletişim ve farklı akımların etkilediğini savunan bir başka yorum ise şöyledir; toplumlar arasında giderek gelişen iletişim ve çeşitli akımların toplumları karşılıklı etkilemesi sonucunda, nesne kullanımına ilişkin uygulamalarda farklılıklar gittikçe azalmaktadır. Toplumlar karşılıklı olarak birbirini etkilemekte, bunun doğal bir sonucu olarak da donatı elemanlarının tasarımı ve kitlesel üretimi yanı sıra, farklı ülkelerde pazarlanması farklı kentlerde benzer görüntüler oluşmasına neden olmaktadır. Oysa kentin kendine özgü doğal, tarihi ve kültürel yapısını yansıtan düzenlemeler yapılarak kentlere kimlik kazandırılmalı veya kent kimlikleri yaşatılmalıdır. Kent kimliğinin kazanılmasında, kentsel donatı elemanları önemli bir görev üstlenmişlerdir.

Sokak, cadde ve meydanlarıyla kentte ulaşım ağını da oluşturan kentsel mekânların kentsel donatı elemanlarıyla amaca uygun biçimde düzenlenmesi kentte yaşayan insanların dinlenme gereksinimleri açısından büyük önem taşımaktadır. Doğayla uyumlu, sağlıklı ve insanın yaşama gücünü arttıran dış mekânlar oluşturmak, ancak bu şekilde mümkün olacaktır.

3.1.1 Kentsel Mekânların Tanımı

Kentsel mekân, insan ilişkilerinin ve bu ilişkilerin gerektirdiği donatıların içinde yer aldığı, düşey-yatay elemanların sınırlandırdığı bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Kavramı, iç mekânların uzantısı olarak ortaya çıkan, insanların fiziksel ve psikososyal gereksinimlerini karşılayan ve içinde insanlar arası ilişkilerin bulunduğu yerler biçiminde tariflemek de olasıdır. Tanımlardan da anlaşılacağı üzere, kentsel mekân fiziksel olduğu kadar sosyal, kültürel ve psikolojik boyutları olan bir kavramdır. Bu anlamda, kentsel mekân kavramına ilişkin tartışmalarda bu “çok boyutluluğun” kavranması oluşan mekânların “niteliği” açısından önemlidir.

Kentsel mekân tasarımı, tasarımcılar açısından iç mekân kadar önemlidir. İnsanlar iç mekânda geçirdikleri vakit kadar dış mekânda da vakit geçirirler. Yapılar arasındaki boşlukların oranı insanı etkiler ve geniş-dar, büyük-küçük, yüksek-alçak mekânlar insanlar üzerinde değişik duygular yaratır.

Başarılı kent mekânlarının çeşitli karakteristiklerini üç bölümde toplamıştır:

–  Üç boyutlu çerçeve; kapalılık, sınırlayıcı elemanların tanımlılığı, ölü, oran, devamlılık, yüzey dekorasyonu,

–   İki boyutlu çerçeve; yer düzlemlerinin tek ve çok parçalı olarak düzenlenmesi,

– Mekân içindeki nesnelerin yerleştirilmesi. (Ağaçlar, heykeller, su elemanları, kent mobilyaları v.b.)

Kentsel mekânlar; ” toplu yaşam için söz konusu olan tüm etkinliklerin süregeldiği, kent strüktürü içerisinde yer alan, her yaş, cins ve meslek grubunun yararlanmasına açık mekânlar” olarak tanımlanabilir. Kentsel mekânlar kullanım amaçlarına göre; düzenlenmiş yaya alanları, alışveriş alanları, geçiş alanları ve bölgeler olmak üzere 4 ayrı grupta incelenebilir. Bunlardan; düzenlenmiş yaya alanları; parkları, dinlenme, eğlenme ve spor alanlarını, alışveriş alanları; çarşı, alışveriş sokağı, pazar yerlerini, geçiş alanları; sokaklar, yollar, ulaşım alanları ve kaldırımları, bölgeler ise meydanlar ve kentteki açık prestij mekânlarını kapsar. “Kamusal mekânlar” olarak da adlandırılabilen kentsel mekânlar, toplum için planlanan, düzenlenen veya kendiliğinden oluşmuş, toplumun (dış mekândaki çeşitli gereksinimlerinin karşılanması için) yararlandığı alanlardır.

3.1.1.1 Kentsel mekânlar

İnsanlar çağlar boyunca yalnız yaşadıkları çevreden kurtularak, çevrelerindeki diğer insan topluluklarıyla birlikte organize bir yaşam sürdürmeye çalışmışlar ve bu amaçla kentleri kurmuşlardır. İnsanların iç mekânlardaki bireysel barınma, üretim ve dinlenme gereksinimlerinin yanı sıra kentlerde toplu yaşam sonucu bir dizi ortak gereksinimler de ortaya çıkmıştır. Uygarlık türü, gelişmişlik derecesi, kültür yapısı ya da yönetsel yaptırımların (egemen güçlerin) etkisiyle, kentlerde bu gereksinimleri karşılayan, kalitatif ve kantitatif düzeyleri zaman ve mekân parametrelerine göre farklılaşan yapılanmış ve yapılanmamış birçok alanlar doğmuştur. Kentlerde toplumsal yaşamın kalitatif ve kantitatif yoğunlaşması sonucu doğan dinlenme, eğlenme, kültür, eğitim, sağlık, ticaret, spor, yönetim, ulaşım, kamu hizmetleri ve altyapı hizmetleri gibi gereksinimleri karşılayan konstrüktif sistemler kentsel donatı elemanlarını oluşturur. Dünya üzerindeki eski yerleşimler incelendiğinde, kentsel donatıların kültür yapısı ve toplum ilişkilerine bağlı olarak birbirinden oldukça farklı nitelikler gösterdikleri gözlenir. Anadolu kentlerinin simgesi olarak her biri ayrı bir devrin toplumsal yapısını mekânda vurgulayan tapınak, agora, amfi tiyatro, katedral, cami vb. tarihi eserler, günümüze bu kültürlerin mesajını iletirler. Kentsel mekân, kentte yaşayan insanların toplumsal gereksinimlerini karşılayacak olan ve davranış modelleri olarak tanımlanabilecek birtakım tarz ve biçimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Davranış modellerinin farklılığı da değişik tür ve yapıdaki kentsel yerleşimleri doğurmuştur. Kentsel planlama ve tasarım öğeleri bu modellerin bilimsel araştırmalarla ya da ampirik yolla (deneyimlere dayanarak) elde edilen ürünlerindendir. Bunun sonucudur ki; kent planlaması ve tasarımı kentte yaşayan insanların sosyo-kültürel geçmişiyle Şekillenen davranış biçimleriyle var olmaktadır.

Kentsel mekân kavramına ilişkin çok boyutluluğu (ve aynı zamanda göreceliliği) tarihsel süreç içerisinde mekân oluşumuna yön veren etmenler açısından görmek olasıdır. İki bin yıl önce Vitrivius‟un, “faydalılık”, “sağlamlık” ve “zevklilik” kavramları üzerine kurguladığı mekânda kalite kavramı estetik bir anlayış içinde aranmıştır. Bu arayış çerçevesinde; kullanılabilirlik ve görsel haz alma açısından değerlendirilmesi gereken objelerin başında kentsel donatı elemanları gelmektedir.

3.1.2 Kentsel donatı elemanları

Kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğu altında olan ve halka açık nitelikte, yapılanmış kentsel / kamusal alanlarda belediyelerle kamu kurum ve kuruluşlarınca yerleştirilen, altyapıya bağlı olan veya olmayan, geçici ya da kalıcı, belirli bir amaca ve eyleme yönelik ya da görsel, hareketli ya da yan hareketli veya durağan öğelerin tümü ” kentsel donatı elemanı” olarak tanımlanmaktadır.

Kentsel donatıların en önemli özelliği görsel ve işlevsel olmalarıdır. Bu iki özelliğin tüm kentsel donatı elemanlarında bir arada olması istenir. Bu doğrultuda kentsel donatıların kullanımındaki amaç; görsel zenginlik, dayanıklılık, yüzeylerde dokusal zenginlik, bakım kolaylığı ve plastik değerlerin kolayca sağlanmasıdır. Kentsel donatı elemanlarının tasarımında, bir diğer önemli faktör ise; ülkeler ve bölgeler arası kültür, yaş ve cinsiyet farklılıklarını ortadan kaldırmak ya da getirdikleri sorunları ortak çözüme ulaştırmaktır. Böylece ortak kullanıma yönelik tasarlanan bu elemanlar, amacına uygun olarak tüm kentliye hizmet verebilmektedir.

Günümüz kentlerinde, kentsel tasarımda donatı elemanları yaşanabilir mekânlar oluşturmakta önem taşımaktadır. Buna karşın, insan yaşamının devamını sağlayan pek çok donatının varlığı çoğu zaman görsel kirlilik oluşturmaktadır.

3.1.2.1 Tasarım aşamaları ve uygulama

Kentsel donatıların tasarımı üç aşamada gerçekleşir.

• Donatı elemanının çevre içinde ele alınarak diğer kent öğeleriyle bir bütün içine yerleştirilmesi birinci aşamayı;

• Görevleriyle uyumlu, yapısal ve fonksiyonel amaçların belirlenerek gelecekteki gereksinimlere göre ortaya konması ikinci aşamayı;

• Alternatiflerin somut sistemler olarak projelendirilmesi ise üçüncü aşamayı oluşturmaktadır.

Büyük kentler ve çevrelerinde açık mekânların vazgeçilmez elemanı durumundaki kentsel donatı elemanlarının seçiminde, uygulama alanının; tipi ( ticaret alanı, rek-reasyon alanı vs.), ölçüsü ( boyutları ) ve kullanım kapasitesi ( hangi elemanların ne miktarda kullanılabileceği ) göz önünde tutulmalıdır. Ayrıca, tasarım ve detay önemli bir faktördür; ancak bir diğer önemli faktör de dayanıklılık ve bakım masraflarıdır. Kent merkezi, ticaret alanları ve plazalar için en önemli etken kentsel peyzajda uygun detay ve malzeme kullanımıdır. Tüm bunların yanında estetik görünüm göz önünde bulundurulmalı, donatının kullanımdan önce görsel zevke hitap ettiği unutulmamalıdır. Kentte insanların rahat hareket etmesini, nefes almalarını, görmelerini, yürümelerini, durmalarını, trafik ile güvenli bir ilişki içinde bulunmalarını, yollarını kolay bulmalarını, işaretleri kolay okumalarını temin eden uygulamalar bütün süslerden ve yapay tasarımlardan daha önde gelen estetik koşullar bulundurmalıdır. Bununla birlikte kentte estetik, kullanıcı kitlesinin özelliklerine göre değişmekle birlikte, güzellik ve güzelliğin insan duygularındaki yansımaları olarak da şekillenmektedir. Bu şekillenme ile tasarım çok yönlü bir başarıya ulaşmış demektir.

3.1.2.2 Kentsel donatı elemanlarında malzeme seçimi

Kentsel donatı elemanlarında malzeme seçimi, görsel isteklerin yanında işlevsel, fizyolojik, psikolojik ve toplumsal gerekçelerle yapımsal ve ekonomik zorluklar içerir. Seçilecek malzeme her şeyden önce kullanıldığı mekânın nitelik ve niceliğine uygun olmalıdır. Öncelikle, malzemenin tanımlanması, başka malzemelerle bir arada kullanılma ve yapım şartlarının belirlenmesi, fiziksel ve kimyasal nitelikleri ile işlenebilme özelliklerinin bilinmesi gereklidir. Kentsel donatı elemanları için kullanıldıkları mekânın özelliklerini en iyi şekilde yansıtabilecek, birbiriyle uyumlu malzeme seçimi ancak bu şekilde mümkün olur. Malzeme seçiminde dikkate alınması gereken en önemli etkenlerden birisi de seçilen malzemenin vandalizmin yanı sıra doğa ve canlıların verebilecekleri çeşitli zararlara ( rüzgâr, yangın, çürüme, mantar tasallutu vs. ) karşı dayanıklı olmasıdır. Bu koşul ve özellikler dikkate alınarak yapılan kentsel dış mekân düzenlemelerinde kullanılacak kentsel donatı elemanlarının yapımında organik ve anorganik çeşitli malzemeler söz konusu olmaktadır. Bunlar tas, tuğla, seramik, mermer, granit, ahşap, demir, çelik, alüminyum, galvanizli saç, beton, plastik, fiberglas vb. malzemelerdir. Son yıllarda kimya endüstrisi form, norm, renk gibi nitelikleri ağaç malzemeye benzeyen çok sayıda sentetik malzeme üretmiştir. Ancak bugüne kadar tam anlamıyla ağacın yerini tutacak yapay bir malzeme henüz elde edilememiştir. Ağaç malzemeninde, rutubet karşısında çalışma ve bunun sonucu olarak ölçü ve boyutlarında meydana gelen değişmeler, mantar ve böceklere karşı her zaman dayanıklı olmayışı, bazen kullanım amaçlan için yeterli düzeyde olmayan direnç ve sertlik karakteristikleri gibi dezavantajları olmakla beraber, ağaçla ilgilenen araştırıcılar bu dezavantajların ortadan kaldırılması için bir takım yöntemler geliştirmişler ve ağaç malzemenin değerinden kaybetmesini önlemişlerdir.

kaynak: Filiz ÇETİNKAYA KARAFAKI/Ankara Üniversitesi 2009