KENTSEL PEYZAJ TASARIMINDA AHŞAP MALZEME KULLANIMI-II

2.5.3 Ahşabın yanması 

Ahşabın diğer bir kusuru organik bir madde olması sebebiyle yanabilmesidir. İçinde bulunan karbon ve hidrojen havanın oksijeni ile birleşerek yanmaktadır. Ahşap sıcaklığı arttıkça yanabilen gazlar neşretmektedir. Bu gazların sıcaklığı 225 – 260 °C arasında iken bir alev yaklaşırsa odun tutuşur. Şayet bu gazların sıcaklığı 260 – 270 °C arasında ise yabancı alev olmadan da kendi kendine tutuşur. Ahşabın içerisindeki kimyasal maddeler tutuşma sıcaklığının değişmesine sebep olabilir, örneğin çıralı odun daha düşük sıcaklıklarda tutuşabilir. Ayrıca ahşabın özgül kütlesi ve yüzey kütlesi ( m2/kg ) tutuşma süresinde etkili olurlar. Özgül kütlesi ve yüzey kütlesi arttıkça ahşap daha zor, azaldıkça daha kolay tutuşur. Ahşabı inorganik maddeler gibi yanmaz hale getirmek mümkün değildir. Ahşap yapı elemanlarının kesitleri büyüdükçe yanmaları gecikir. Kalın kesitli ahşaplar geç yanar, fakat sivri köşeler daha çabuk yanar. Günlük yaşamda ahşabın oluşturduğu yanma tehlikesini önleyebilmek için amonyum tuzları ve boraks gibi kimyasal maddelerle işlem gördürmek suretiyle ahşabın tutuşma süresini uzatmak mümkündür. Yapılarda taşıyıcı eleman olarak kalın kesitli ahşap kullanılmışsa ahşabın dış kısmı yanar, kömürleşir. Kömür, izolasyon görevi yaptığından ahşabın orta kısmının tutuşma sıcaklığına kadar ısınmasını ve dolayısıyla yanmasını önler. Bu nedenle, taşıyıcı elemanı ahşap olan kısımlar genellikle yangın sonunda yıkılmaz veya çökmez. Halbuki, çelik yapılarda sıcaklığın artmasına paralel olarak çelik veya benzeri metallerde plastik deformasyon meydana gelmekte ve dolayısı ile mukavemet azalmaktadır.  

2.5.4 Ahşap malzemenin kurutulması

Ahşabın dezavantajlarından olan çürüme ve çalışmayı kurutmak suretiyle gidermek mümkündür. Diğer taraftan, kontrplak, kontrtabla, lamine ağaç malzeme, yonga levha, lif levha, mobilya ve dekorasyon gibi ağaç işleri endüstrilerince kurutma yapmadan seri üretimi gerçekleştirmek mümkün değildir.

Ahşabın özelliklerini iyileştirmek, kalite ve kantite kaybını önlemek, ağaç işleri endüstrisinde daha rasyonel çalışmayı gerçekleştirmek bakımından ahşabın kurutulması Şarttır. Ahşap kurutmada kalınlık çok önemli bir faktördür. Ahşap inceldiğinde kurutulması kolaylaşmakta, kurutma süresi kısalmakta ve kuruma hataları azalmaktadır. Ahşap lifleri 20 – 30 saniyede, yonga l dakikada ve kaplamalar kalınlığına bağlı olarak 4-10 dakikada kurutulabilir. Buna karşılık 2,5cm. kalınlığında bir kerestenin kurutulması türüne ve diğer kurutma faktörlerine bağlı olarak 4-10 gün devam etmektedir. Ahşap malzemenin nemi, içerisinde bulunan suyun, tam kuru ağırlığına oranlanarak ifade edilir. Ahşabın rutubeti %100 ise bunun yarısı su, diğer yarısı da odun kütlesidir. Ağaç kesildiği zaman nemi genellikle %100‟den fazladır. Bunun kullanma yerindeki denge rutubetine kadar kurutulması gerekir. Isıtılan kapalı hacimler için ahşabın denge nemi yaklaşık %8 ± 2, açık alanlar için ise %13 ± l arasında değişmektedir. Donatı elemanları yapımında kullanılacak kerestede bulunması gereken ve doğal yolla oluşacak rutubet miktarı ise maksimum %16 olmalıdır.

2.6 Ahşabın Korunması

Ahşabın korunması, bozulmadan önce alınacak önlemler ile bozulduktan sonraki mücadele ve tedavi olmak üzere iki aşamada gerçekleşmektedir. Bu işlemler ahşabın çürüğe neden olan mantarlara, böcek larvalarına, termitlere, sualtı delicilerine karşı korunması, çeşitli iklim koşullarına karşı çalışmasının (dönme, eğilme, çatlama vb.) düzenlenmesi, yüzeyinin hava koşulları ve kir toplanmasından korunması amaçlarına yöneliktir. Ahşap korumada;

• Doğru tasarım

• Doğru ahşabı seçmek; diri odun yerine öz odunu kullanmak

• Dayanıksızlığın nedenlerini saptamak (Örneğin Avrupa’da toprakla temas eden bir ahşabın ömrü 80 yıl ise, aynı ahşap tropik iklimde 10 yıl dayanmaktadır.)

• Uygun koruma yöntemini bulmak

• Koruyucunun nerede gerekli olduğuna karar vermek

• Koruyucuyu yerinde uygulamak

• Yangına karşı korumak gibi konular büyük önem taşımaktadır

2.6.1 Ahşabın fiziksel tahribata karşı korunması  

Sıcaklık ve nem ahşabı etkileyen başlıca etmenlerdir. Sıcaklık, odunun yanarak tahrip olmasına sebep olur. Farklı ortam sıcaklıkları, ısıl genleşme ve büzülmeler yaratarak malzemede eğilme ve dönmelere, malzemenin bağlayıcı özelliğini yitirmesine neden olur. Ayrıca, rüzgâr, titreşim gibi fiziksel etmenler, zemin ile ilişkili yapı elemanlarında taşıyıcılığı ve dayanıklılığı etkiler. Su ve nem ise mikro organizmalar için uygun koşulların oluşmasını sağladığı gibi elemanların bükülme ve eğilmelerine de neden olur. Nem, ahşap malzemede hem Şişme ve çekme gibi deformasyonlara hem de mantarların yaşaması için uygun ortamın oluşmasına yol açar. Kesit küçülterek veya ahşabın mümkün olduğunca teğet kullanılmaması sağlanarak bu bozulmaya karşı önlem alınabilir.

Ahşabın kent donatısında kullanılabilmesi için ahşabın çalışma yönü ağaç cinsi, kullanılacağı yerdeki rutubet ortalaması, kesim mevsimi, kurutma Şekli gibi konulara dikkat etmek gerekir.

2.6.2 Ahşabın iklimsel yıpranmaya karşı korunması

Çatı, dış duvarlar ve çıkmalar gibi dış ortam koşullarında bulunan ahşap yapı elemanları; iklimsel, kimyasal, mekanik ve kullanıcı etkileri nedeniyle bozulmaktadır. Güneş, kar, yağmur ve rüzgâr gibi iklimsel faktörler, ahşabın birleşim yerlerinin açılmasına, gevşek parçacıkların yüzeyden kopmasına ve ahşabın kötü görünümüne neden olan yüzeydeki çatlaklara, renk değişimine, çukurlara, doku kalkmasına ve burulmaya yol açar. Havanın sıcaklığı, enerjinin malzeme tarafından emilip çevrede ısı artmasına sebep olarak malzemede büzülmelere yol açar. Isıl genleşme, kalıcı ve geçici olarak malzemede eğilme ve dönmelere neden olur, malzemenin bağlayıcılığını bozar. Ani sıcaklık değişimleri malzemede çatlak ve kırılmalara yol açar. Güneş radyasyonunda bulunan alfa parçacıkları, organik malzeme olan ahşabın içyapısının bozulmasına ve süreye bağlı olarak renginin değişmesine, kararmasına neden olur. Havanın oksidasyonu yanıcı bir etki gösterdiğinden, malzemenin yüzeyinin kararmasını hızlandırır. Oksidasyon hızı; malzemenin kesitine, nemi ve bünyesindeki reçine miktarına bağlı olarak değişir.

Ahşabın kuru tutulması, gün ışığından korunması, büyük ısı değişimlerinden korunması rüzgâr, yangın vb. zararlı etkilerden korunması iklimsel yıpranmaya karşı ömrünü uzatan etmenlerdendir.

2.6.3 Ahşabın kimyasal tahribata karşı korunması

Ahşabın temizlenmesinde zararlı olacak derecede güçlü kimyasal maddeler kullanılmaması ve ahşap ile madeni aksamın etkileşimine karşı dikkatli olunması gerekmektedir.

2.6.4 Ahşabın biyolojik tahribata karşı korunması

Biyolojik etmenler, dış, iç veya zemin ile ilişkili yapı elemanlarının tümünde, ahşabı besin maddesi olarak kullanan ve onu çürüterek, bozarak kendi gelişimleri için kullanan organizmalardır. Kurt ve böcekler, bakteriler ve mantarlar ahşabın yapısında bulunan selüloz ve ligninden beslenirler ve zamanla ahşabı ayrıştırarak kesitinin zayıflamasına ve parçalanmasına neden olurlar.

Ahşabın sudan uzak-kuru tutulması, fiziksel tahribatı önlemenin yanında bakteri ve mantarlara karşı da en etkin önlemdir. Ahşabın rutubeti eğer %20-22’nin altında kalırsa mantar çürüğü oluşmaz. Bunun için açık havada bulunan elemanları doğru tasarım, uygulama ve bakımla kuru tutulmalı, yapı içine su sızıntısı olmamalı, su buharının içeride yoğu Sarak rutubet miktarını yükseltmesi önlenmelidir. Kısa süreli ıslaklık, aniden çürümeye neden olmaz. Ahşabın çürümeye karşı belli bir direnci vardır ve bu direnç bazı tür ağaçlarda daha çoktur. Ahşaptaki dış odun oranı fazlaysa ve mantar varlığını gösteren tehlike işaretleri ihmal edilirse çürüme başlar. Islaklığı engelleyen doğru bir tasarım, tek başına çürümenin engellenmesi için yeterli değildir. Ahşabın direnç kazanmasını sağlamak için ilaçlama yapılması gereklidir, ilaçlama, toplam yapı maliyetinin çok küçük bir parçasıdır ve su alma hatası giderilinceye kadar ahşabı korur. İyi bir tasarım ve uygulama, çürümeye dayanıklı veya ilaçlanmış ahşabın alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.

2.7 Ahşabın Kimyasal Yöntemlerle Korunması

Kimyasal koruma, bozulma tehlikesinin büyük olduğu durumlarda, kimyasal maddelerden yararlanılarak ahşabın dayanıklılığının arttırıldığı bir yöntemdir. Uygulama detayları, yapı bilgisine göre doğru tasarlanmadıysa ve bünyesel koruma yeterli görülmediyse uygulanır. Ancak bu yöntemler fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmaları tümüyle önlemez, azaltır. Özellikle çam gibi dış odunu fazla olan ağaç türleri birkaç yıl içinde çürümeye başlamaktadır. Çünkü dış odunun mantara karşı direnci azdır ve uzun süre ıslak kaldığında mutlaka bozulacağı bilindiğinden ilaçlanarak dayanıklılığının arttırılması gerekmektedir. Dünya ahşap reservlerinin giderek azaldığı günümüzde, öz odunu fazla, yaşlı ağaçlar artık bulunamamaktadır. Odun yerine yapay olarak yetiştirilmiş orman ağaçları kullanılmakta, bu ağaçların hızlı gelişen türleri seçilmekte, onların da büyüme halkaları seyrek, dış odunu fazla olmaktadır. O nedenle, bu tür ağaçların kimyasal maddelerle korunmasına gerek vardır. Bu ağaçların gevşek dokulu olması, koruyucuyu çok iyi emmesine ve böylece dayanıklılığının artmasını sağlamaktadır. Kimyasal maddeler, mantarlar ve böceklerin ahşaba saldırmalarını önlemektedir. Organizmalara karşı koruma işlemlerinde, tahribatı önleyecek minimum miktar ve yoğunluk kullanılmalıdır.

2.7 Ağaç Malzemenin Emprenye Edilmesi

Ahşapta çürüme tehlikesi varsa; ya dayanıklı ağaç türleri ya da emprenyeli malzeme kullanılmalıdır. Emprenye; ahşabı zararlı canlı faaliyetlerine karşı çeşitli kimyasal maddelerle işleme tabi tutarak korumaya alma yöntemidir.

1.8.1 Emprenye maddeleri

Yağlı Emprenye Maddeleri

Bunlar, kreozot ve ağır yağlarda çözünen pentaklorfenoldur. Bu tip emprenye maddesinin kullanıldığı ağaç malzemenin boyanması ve yapıştırılması zordur. Rahatsız edici kokuları vardır. Bu nedenle binalarda, pergolalarda, duraklarda kullanılmamalıdır.

  • Organik Çözücülerde Çözünen Emprenye Maddeleri  

Kolay uçucu maddelerdir. Fırça, püskürtme daldırma ve vakum yöntemi ile uygulandıktan sonra hemen uçarlar. İçerisine su geçirmeyen maddeler ilave edilebilir. Organik çözücü olarak tera-bantin, tiner veya mineral sprit kullanılır. Bakır, çinko, naftanat, pentaklorfenol trifaulittin oksit kullanılan emprenye maddeleridir. Su geçirmeyen madde olarak bunlara parafin ve sentetik reçine ilave edilebilir.

  • Suda Çözünen Emprenye Maddeleri  

Bununla emprenye edilen malzemeler boyanabilir ve kokusuzdur. Ülkemizde bakır/krom/bor bileşiminde Tanalith – CBC, Volmanit – CB ve bakır/krom/arsenik bileşiminde Tanalit C gibi suda çözünen emprenye maddeleri vardır.

Suda çözünen emprenye maddeleri ile emprenye edilmiş ağaç malzemenin, emprenyeden sonra kurutulması gereklidir. Kurutulması esnasında ağaç malzemede Şekil bozuklukları meydana gelebilir. Bu nedenle kapı ve pencere doğramalarında kullanımları azdır. Organik çözücülerde çözünen emprenye maddeleri; kapı, pencere doğramalarında daha çok kullanılır.

1.8.2 Ağaç malzemenin emprenyeye hazırlanması ve emprenye yöntemleri  

İyi bir emprenye sağlayabilmek için ağaç malzemenin rutubetinin % 28’den fazla olmaması gerekir. Mümkün olduğu kadar ağaç malzemenin, planlama boyutlarına uygun kesimi, delme işlemleri emprenyeden önce yapılmalıdır. Yapıda kullanılan ağaç malzemenin emprenyesinde kullanılacak olan emprenye yöntemleri, yörenin iklimine, kullanılan malzemenin zeminden yüksekliğine, rutubet alabilme koşullarına ve üzerlerinin kapalı olup olmamasına göre değişir.

  • Yerinde Emprenye: Emprenye işleminin yapıda yapılmasıdır. Bu yöntemle yapı içerisinde çürüyen bir kısım değiştirildikten sonra emprenye edilebilir. Uygulanması fırça veya püskürtme yoluyla olur.  
  • Kısa ve Uzun Süreli Batırma: Ağaç malzeme soğuk emprenye maddesinin içerisine, birkaç saniye ile birkaç hafta arasında değişen sürelerde batırılır. Binalarda kullanılan ağaç malzemenin bu yöntemle emprenyesinde batırma süresi en az 3 dakika olmalıdır.  
  • Basınç Yöntemi: Bu yöntem iki Şekilde uygulanır. Biri dolu hücre yöntemi, diğeri boş hücre yöntemidir. Dolu hücre yönteminde, emprenye silindirine konan ağaç malzemeye vakum uygulanır, sonra emprenye maddesi silindire doldurulur ve basınç uygulanır. Emprenye silindiri boşaltıldıktan sonra son vakum yapılır. Boş hücre yönteminde ilk olarak vakum uygulanmaz; emprenye maddesi silindire doldurulduktan sonra basınç uygulanır. Silindir boşaltıldıktan sonra vakum yapılır. Bu yöntemlerle emprenye maddesinin ağaç malzemeye daha iyi girişi sağlanır.  
  • Vakum Yöntemi: Organik çözücülerde çözünen emprenye maddeleri için uygulanır. Ağaç malzeme emprenye kazanına yerleştirildikten sonra vakum yapılır. Kazan emprenye maddesi ile doldurulur ve vakuma son verilir. Kazan boşaltıldıktan sonra ikinci bir vakum uygulanır.  

1.8.3 Emprenye işleminde alınacak güvenlik önlemleri ve emprenyenin faydaları 

Bütün emprenye maddeleri zehirlidir. Kullanılırken bazı önlemlerin alınması zorunludur.

• Çalışan kimselerin yüzüne emprenye maddesi tozu yahut damlacık gelmemesi için koruyucu maskeler kullanılmalıdır.

• Emprenye işleminde çalışanların koruyucu elbise ve eldiven giymeleri gerekir.

• Emprenye maddesi değen açıktaki kısımlar sabunla derhal yıkanmalıdır.

Zamanından önce çürüme veya bozulmadan ötürü yenilenmek için durdurulan tesislerin üretim ve zaman kayıpları, işçilik giderleri emprenye sayesinde önlenmiş olacaktır. Demiryolu, maden işletmeleri ve elektrik işletmelerinde emprenyeden ötürü sağlamlık kazandırılan ahşap kaza ihtimalini azaltır. Ancak yurdumuzda emprenye konusunu bilmeyen ya da ekonomiye sağladığı faydadan habersiz olan özel veya resmi kuruluşlar, tükettikleri ahşap malzemeyi emprenye etme gereğini duymamaktadırlar. Dolayısıyla Şu anda kurulu emprenye tesisleri bile ihtiyaca cevap vermekten uzak olması gerekirken sadece Şu anda % 40 gibi bir kapasite ile çalıştırılmaktadırlar.

kaynak: Filiz ÇETİNKAYA KARAFAKI/Ankara Üniversitesi-2009