KENTLER, İNŞAAT SEKTÖRÜ VE AHŞAP KULLANIMI

Biriken malzemelerdeki sürekli artış kentlerde sorunlar yaratmaktadır. İnşaatlarda çevre dostu inşaat malzemeleri kullanılır, binalarda enerji verimliliği arttırılır, atıklar daha iyi yönetilir veya yeniden kullanılırsa bu sorunların önüne geçmek mümkün olacağından yenilenebilir, çevre dostu inşaat malzemeleri ve alternatif inşaat metotlarının daha yaygın kullanımı araştırmalara konu olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde yeni yaklaşımlar hızlı gelişim ve değişim süreçleri ile doğru orantılı olarak daha yaygın uygulanabilir ve pozitif veya negatif etkilerini çok kısa zamanda gösterebilirler. Yenilenebilir bir hammadde olan ahşabın ise ekolojik açıdan çözüm yaratma potansiyeli çok yüksektir. Bu yaklaşımlar ışığında geliştirilen çalışma sürdürülebilir bir konut sektörü için geçerli olabilecek noktaları saptamayı hedeflemiştir. Bu amaçla Türkiye ahşap teknolojilerinin konut sektöründe uygulanabilirliği açısından incelenmiş ve sanal bir prototip yaratılmıştır. Prototip modüler inşaat metotlarının strüktürel problemlere cevap verebilecek uygun bir gelişim yolu olabileceğini ortaya koymuştur. Sonuçta belirli koşullar altında ahşap teknolojilerinin yaygın kullanılan teknolojilere ödenebilir ve rekabet edebilir bir alternatif oluşturabileceği söylenebilir.

Dünyada genel olarak yüksek bir gelir ve nüfus artışı gözlenmekte, buna bağlı olarak tüketim hızla artmaktadır. Artan nüfus ağırlıklı olarak kentlerde yoğunlaşırken artan inşaat etkinlikleri ile beraber çevre sorunları baş göstermektedir. Bu olgu sınırlı kaynaklar ve çevre sorunlarına bağlı olarak ekonomik optimizasyon ve ekolojik etkinlik gereğini ön plana çıkarınca yapıların geleceğe dönüklüğü gittikçe daha fazla ekolojik özellikleri tarafından belirlenmeye, yapılar ve yapı malzemeleri için yeni kriterler öngörülmeye başlanmıştır.

İnşaat sektöründeki öncelikler düşük yapım maliyetlerinden uzun kullanım süreçleri, yapı bileşenlerinin yeniden kullanımı, atıkların değerlendirilebilmesi yönüne kayarken yenilenemeyen fosil enerji kaynaklarının tüketiminden ve üretimde oluşan atıklardan uzaklaşma gerekliliği de ortaya çıkmıştır. İşletme ve bakım maliyetlerinin düşürülmesi, yapım süresinin kısaltılması, çevre zararlarının azaltılması, enerji verimliliğinin ve kullanım esnekliğinin arttırılması, kalite garantisi, inşaat süreçlerinin optimizasyonu gibi faktörlerin ön plana çıkması sürdürülebilir inşaat kavramını doğurmuştur.

İnşaatta sürdürülebilirlik doğal kaynaklar, teknolojik imkânlar ve işgücünden oluşan üretim strüktürünün hem girdiler hem de bina yapım süreci açılarından irdelenmesi ve optimize edilmesi ile sağlanabilir. Talep artışı daha fazla üretim gerektirdiğinden üretim sürecinde gerçekleşecek düzelmelerin inşaat talebinin yüksek olduğu ülkelerde çok daha fazla etkin olacağı açıktır. Habitat raporlarından kentsel nüfus yıllık büyüme oranının 1995 ve 2015 yılları arasında gelişmiş ülkelerde %0.60, gelişmekte olan ülkelerde %2.90, az gelişmiş ülkelerde ise % 4.60 oranında olmasının beklendiği görülmektedir. İnşaat talebi kentleşmeye bağlı olduğundan hızlı ve kontrolsüz kentleşmeye yol açabilecek düzeydeki bu oranların sosyal, ekonomik ve ekolojik sorunlar doğurması kaçınılmazdır. Nitekim gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde kalite düşüklüklerinden başlayıp gayri kanuni oluşumlara dek varan yapılaşma ve konut sorunları özellikle yaygındır.

Büyüyen şehirler biriken malzeme ve artan atıklar anlamına da geldiğinden hızlı gelişmekte olan ülkelerde inşaatlarda kullanılan malzemelerin miktarı ve ekolojik niteliği ön plana çıkmaktadır. Yoğun inşa aktivitesi ama az atık, hızlı yapılaşma ama kalite garantisi ve uzun süreli kullanım ama az enerji tüketimi olarak özetlenebilecek ihtiyaçlar malzeme, teknoloji seçimi ve alternatif teknolojilerin yaratılıp kullanılması yolu ile çözümlenmeyi beklemektedirler.

Bu yeni yaklaşım yenilenebilir malzemelerin yaygınlaşmasını küresel boyutta kolaylaştırmış, böylelikle inşaat malzemesi olarak ahşap Avrupa’da yeniden gündeme gelmiş ve potansiyeli arttırılarak kullanımının çok katlı konutlara yayılması sağlanmıştır. Yoğun araştırmalar sonucu giderek daha fazla ihtiyaca cevap verebilen sektörün rekabet gücü de gittikçe artmaktadır .

Gelecekteki inşaat sektörünün ihtiyaçlarına önüretimli ahşap sistemlerin cevap verebilecekleri öngörülse de Amerika kıtası ve Kuzey Avrupa ülkeleri dışında birçok ülkede yönetmelikler, özellikle yangına yönelik kısıtlamalar ile ilgili sıkıntılar mevcuttur. Bu bazı ülkeleri yönetmeliklerinde malzemelerin tutuşabilirliğini değil yanma hızlarını öne çıkaran bir tutumu benimsemeye götürmüştür. Yönetmeliklerde ahşaba yönelik hesap kriterleri ise hala eksiktir, örnek sayısı da az olduğundan deneme yanılma metodu ile veya özel izinlerle ilerlemek durumunda kalınmaktadır.

Orta Avrupa’da ahşap malzeme kullanımı ile yapılabilecek konutlarda kat sınırlamaları ülkeden ülkeye hatta eyaletten eyalete değişse de yönetmeliklerin izin verdiği yükseklikler belirli kurallar dâhilinde beş ila dokuz kat arasında değişebilmektedir. Örnek vermek gerekirse Berlin’deki yedi katlı E3, Bad Aibling’deki sekiz katlı B&O veya Londradaki dokuz katlı Murray Grove apartmanını göstermek mümkündür. Konut projelerinde ahşap-çelik veya ahşap-beton almaşık tekniklerin kullanımı ise yaygındır.

TÜRKİYEDE KONUT VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KRİTERLERİ
Türkiye hızla büyüyen kentsel alanlara sahiptir, bina stoğunun ve inşaat aktivitelerinin çoğunu konutlar oluşturur ve bunların ortalama yarısı en azından kısmi olarak kanun dışıdır. Türkiye’nin koşulları mimari çeşitlilik, planlama süreçleri, yapı malzemeleri, kaliteli işgücü gibi faktörler konusunda kısıtlamalar oluşturmakta, yapım teknikleri ve kontrol sistemleri yetersiz kalmaktadır. Bu bilgiler Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği ışığında değerlendirildiğinde konut sektöründeki sorunların ivedilikle çözülmesi gerektiği sonucuna varmak güç değildir. Güvenli, kontrollü, hızlı ve finansal açıdan rekabet edebilir yapı metotlarının gerekli olduğu kabul edilse de pratiğe yönelik çözüm ve alternatifler oluşturulmakta zayıf kalınmaktadır. İnşaat sektörü için alternatifleri işleyen, Vizyon2023 panelinin program içeriğine ahşap konusu da eklemiş fakat sonuçta rapor bu konu tartışılamadan tamamlanmıştır. Bunda ahşabın inşaat alanında ancak kısıtlı bir şekilde kullanılabileceği yönündeki yaygın görüş yanında etraflı bilgi edinmenin güç olmasının etkisi de vardır.

Türkiye için geçerli alternatif senaryoların hızlı büyüyen başka ekonomiler için de büyük oranda geçerli olacağı düşünüldüğünden bu konu bir doktora tezi çerçevesinde değerlendirmeye alınmış ve öncelikle Türkiye için inşaatta sürdürülebilirlik kriterleri oluşturulmuştur. Sonuçta Türk konut sektörünün kapsaması gereken genel özellikler alttaki tabloda yer almaktadır. Her ne kadar devlet politikası kaynaklı faktörlerin kentsel planlama ve kentsel gelişim üzerinden daha yüksek kalite anlamına gelen legaliteyi doğrudan etkilediği izlense de yapılan değerlendirmeler konutta ihtiyaçların birçoğunun mimar ve inşaat mühendislerinin müdahele edebildiği planlama, teknoloji seçimi ve malzeme seçimi ile de etkilenebildiğini göstermiştir.

Betonarme büyük yükler taşımaya elverişli ama ağır bir sistemdir. Tablo ışığında bir değerlendirme yapıldığında betonarmenin şu an için deprem dayanıklılığı, hızlı yapım, nakliye kolaylığı, daha az atık, ön üretime uygunluk, kendin yap sistemleri, kolay üretim, yenilenebilir malzeme kullanımı, düşük enerji kullanımı, yeniden kullanılabilirlik, esneklik v.b. gereklilikleri yeterince karşılayamadıkları görülmüştür.

Çelik sistemler esnek ve hızlı çözümler sunmakla beraber hassas bağlantılar yüzünden kendin yap sistemlerine uygun değildirler. Daha çok büyük açıklıklara hitap ederler ve çok katlı konut sektörü için pahalı sistemler oluştururlar. Sürdürülebilirlik için enerji tüketiminin mümkün olduğunca kısıtlanması ihtiyacı çelik üretiminde gerekli olan oldukça yüksek miktardaki enerji tüketimi ile çelişmektedir.

Ahşap sistemlerin ise tablodaki gereksinimleri büyük ölçüde karşılayabilecek potansiyele sahip oldukları görülür. Ahşap geleneksel bir yapı malzemesidir, yenilenebilir, atık oluşturmadan kullanılabilir, dışarıdan eklenmediği sürece zehirli madde içermez, üretiminde kullanılan fosil enerji miktarı düşüktür, bünyesinde karbondiyoksit barındırır. Ahşap öğeler ömürlerinin sonunda yeniden kullanılabilir, biyolojik yolla yok edilebilir, enerji veya hammadde olarak değerlendirilebilirler, ön üretime ve seri üretime elverişlidirler. Ahşap hafiftir bu yüzden depolanabilir, nakledilebilir, deprem açısından avantajlıdır. Ayrıca ısı ve ses yalıtımı konusunda elverişlidir.

Fakat unutmamak gerekir ki ahşap tasarımların üretimi ve uygulanması yüksek ölçüde kalite kontrolü ve planlamada disiplin gerektirmektedir. Malzeme ve sunduğu imkânlar hakkında geniş bilgi şarttır. Ayrıca Ahşap sektörünün potansiyeli ve hammadde konularının aydınlatılması gereklidir.

ORMANLAR VE AHŞAP SEKTÖRÜ 
Dünya genelinde çoğunluğu tropik bölgelerde olmak üzere doğal ormanlık alanlar azalsa da Avrupa’nın endüstrileşmiş ülkelerinde orman alanları artmakta fakat yaşlanmaktadır. Çünkü endüstri ağırlıklı olarak çapları dar, genç tomruklara odaklanmıştır. Bu ülkeler üretimlerinin az bir kısmını küresel pazara sunabilmekte, gelişmekte olan ülkelere yeterince ulaşamamaktadırlar. Ahşap stoğunu tüketmek için strateji ve proje arayışları sürmekte; yarışmalar, seminerler ve ödüller yoluyla ahşap kullanımı ve araştırmaları desteklenerek çözüm yaratılmaya çalışılmaktadır. Standart özelliklerde ürün, enkesitler ve uygun fiyatlı yumuşak ağaç tercih eden piyasalar ise insan eliyle ekilmiş monokültür ormanları desteklemektedir. İlerde ahşap ihtiyacının daha çok plantasyonlarla karşılanması beklenmektedir.

Türkiye topraklarının %26 sı orman alanıdır ve yetmişlerden itibaren hem alan hem hacim olarak artış göstermişlerdir. Bu büyüme Avrupa ülkelerine göre daha düşükse de hesaplar teorik olarak orman miktarında azalmaya yol açmadan yıllık 10 milyon m? daha fazla üretimin mümkün olduğuna işaret eder. 1999 verilerine göre yılda 28 milyon m? olan üretim hacminin 2/3 kadarı yakacak olarak kullanılmaktadır. Verimsiz ormanların potansiyeli, iğneli ağaçların miktarı artırılabilirse ve kanun dışı kullanım kontrol altına alınabilirse üretim hacminin de artması beklenebilir. Ormanları sadece hammadde olarak görmek tabii ki yanlıştır fakat yine de Türkiye’nin ahşap endüstrisini ileriye götürecek potansiyelin bulunduğu söylenebilir. Gümrük birliği sonrasında ithalatta darboğazların kalkmasıyla Türk ormanlarının üzerindeki baskı azalmış, 2002 yılından sonraki ekonomik gelişme tüm inşaat sektöründe olduğu gibi bu sektörde de ithalatı ayrıca artırmıştır. Ahşap malzemeleri endüstrisi son 20 yılda hızla gelişmiştir.

AHŞAP İNŞAAT SİSTEMLERİ VE ÖNERILEN TEKNOLOJİ
Ahşap yaşayan ve kendini yenileyebilen bir hammaddedir. Ahşap ile gerçekleştirilen strüktürlerin dayanımlı ve uzun ömürlü olması için fiziksel, mekanik, anisotropi ve nem gibi faktörlerin göz önünde bulundurulması şarttır. Ahşap araştırmaları ahşabın bu özelliklerini kontrol altına almaya yoğunlaşırken deformasyon dayanımları doğal keresteye göre daha yüksek olan ahşap bileşimli malzemeler ve sistemler yolu ile gittikçe azalan hammadde ve düşük kaliteli malzeme kullanımına da cevap vermeye çalışırlar.

90 lı yıllarda üretiminde çeliğe göre çok daha az gri enerji harcayan ahşabın büyük açıklıklarda çelikle boy ölçüşebileceği kanıtlandıktan sonra çok katlı binalarda kullanımı tartışılmaya başlanmış, 21. yüzyıl başlarında yaygın olan çerçeve metodlarından sonra ahşap laminasyon işlemlerinin büyük aşamalar kaydetmesi ile birlikte iskelet ve masif sistemler de atağa kalkmıştır. Yine de günümüzde kullanılan ahşap teknolojilerinin yoğun kentleşmenin gereksinimlerine tam olarak cevap verecek düzeyde gelişmiş oldukları söylenemez. Buna cevap verebilecek çözüm önerisinin tanıtımına geçmeden önce 1900’lerden sonra oluşmuş az veya çok ön üretime elverişli güncel ahşap metotlarına kısaca değinmek gereklidir.

İskelet sistemler
İskelet sistemler karkas yapılardan türemişlerdir. Belirli bir modülasyonda kolon ve kirişlerle çalışırlar, büyük açıklık geçebilirler, plan esnekliği yüksek sistemlerdir. Bazı bölümleri yatay kuvvetlere karşı döşemeler, çaprazlar veya düzlemlerle sabitlemek gerekir. Bağlantılar genelde özel üretilen çelik elemanlarla gerçekleştirilir. Sistemi oluşturan çubuk elemanlar montaj sürecini, montaj maliyetini ve kontrollü inşaat gereksinimini olumsuz etkileyebilirler. En büyük dezavantajları pahalı ve birinci sınıf ahşap malzemeye ihtiyaç duymalarıdır.

İskelet sistemler dışındaki tüm sistemler yükleri plak şeklinde elemanlar vasıtası ile yayarak taşırlar. Kullanılan her katman taşıyıcı veya rijitleyicidir. Bu nedenle planlamada öngörülen boşlukların şekli ve yeri sonradan kolayca değiştirilememekte, yapılabilecek mekânsal değişiklikler sınırlı kalmaktadır.

Çerçeve Yapılar
Dikmelerle çalışan Kaburgalı sistemlerdir. Balloon-frame, Platform-frame, Timber frame gibi isimlendirilmektedirler. Eleman montajını inşaat alanında gerçekleştirmek günümüzde tercih edilmemektedir. Bunun yerine ön üretimde dikmeler iki taraflı kaplanarak kentsel oluşumlara daha uygun çerçeve, panel, hücre yapı sistemleri oluşturulmuştur. Sistem boyutları büyüdükçe (hücre) nakliye ve montaj zorlaşır. Genelde az katlı yapılar için geliştirilmiş sistemlerdir, kat sayısı arttıkça standart elemanlar ile çalışmak güçleşir, oturma hassasiyeti artar. Yüksek ağırlıkları kaldıramazlar, yanal yüklere karşı sabitleme yetileri özel olarak desteklenmedikçe kısıtlıdır. Planlamada serbestlik sunmakla beraber sonradan yapılacak değişikliklere el vermezler.

Yeni Masif Sistemler
Tarihleri ahşap yığma sistemlere dayanır. Günümüzde ahşap katman veya parçaların birbirlerine yapıştırılarak, vidalanarak, çivilenerek dilenen forma getirilmesi ile oluşturulurlar. Basit detaylarla çalışabilirler, bağlantıları özen gerektirir, ses ve ısı yalıtımı açısından çok iyidirler. Düşey yükleri ve yanal stabiliteyi taşıyıcı duvarlar üstlenir. Önüretime elverişlidirler ama planlama aşamasıda çok iyi detaylandırılmaları gerekir çünkü sonradan değişikliklere pek olanak vermezler. Şu anda çerçeve sistemlerden sonra konut sektöründe en çok kullanılan sistemlerdir. Masif ahşabın geçigenlik katsayısı iç kısımların çabuk ısınmasını engeller, yandığında çeperinde oluşan kömür tabakası oksijen alımını güçleştirir. Ayrıca çelik gibi enkesiti ve formu değişmediğinden yangın davranışı uygundur. Dezavantajları ağırlık ve malzeme tüketimi faktörleridir.

Alternatif bir yapı sisteminin her şeyden önce ödenebilir yeni üretim ve finansal rekabet gücü gerekliliklerini karşılaması gerekmektedir. Bu yüzden güncel sistemlerin fiyatı doğrudan etkileyen faktörlerden olan ön üretim derecesi, inşaat alanında montaj ve nakliye kolaylığına göre değerlendirilmeleri gerekir. Uzun vadeli kullanım ve değişen ihtiyaçlara uyum anlamına gelen plan esnekliği de göz önünde bulundurulduğunda çubuk yapı ve plak yapı sistemlerinin farklı avantajlarının bulunduğu ve geliştirilecek teknolojinin mümkün olduğunca her iki sistemin avantajlarını kapsaması gerektiği ortaya çıkar.

Hedeflenen teknolojinin özellikleri mekânlar arası olabildiğince geçirgen ve esnek bir yapı; basit eleman bağlantıları; sınırlı eleman boyutları; hızlı ve kolay montaj; mümkün olduğunca az hammadde tüketimi; çok katlılığa, zaman içinde genişlemeye ve kendin yap metotlarına uygunluk ve deprem dayanıklılığı şeklinde özetlenebilir.

Önerilen sistem:
Yukarıda açıklanan yolla geliştirilen teknoloji iş akışlarında tekrarın getirdiği hızlı üretim avantajlarından yararlanmak için birbirleri ile bağlantılı olmak üzere planlanmış, ahşap bir yapı/eleman sistemidir. Sistemin yapı elemanları işlevlerine göre ikiye ayrılır. Perde Kolon Elemanı, Kolon Bağlantı Elemanı, Döşeme Elemanı, Kiriş Elemanı Taşıyıcı Sistem Grubunu; Mesnet şeridi, Mesnet köşebendi, Duvar elemanları, İkincil elemanlar Tamamlayıcı Sistem Grubunu oluştururlar. Temel yapıtaşı değişik kullanımlara elverişli, genişlemeye uygun, şekli ve boyutu değişebilen bir Hücredir. Yatay yönde genişlemeye sınır yoktur. Düşey yönde genişleme olanağı eleman bağlantıları ve hammaddenin özelliklerine göre değiştirilebilir.

Sistemin en önemli parçaları hem düşey hem de yatay kuvvetleri iletmekle yükümlü perde kolon elemanlarıdır. Bir çeşit perde duvar teşkil ederken kalan boşluklar sayesinde esnek ve geçirgen bir yapı sunarlar. Düşey yükleri noktasal ileten, yatay yüklere karşı özel önlemlere ihtiyaç duyan İskelet; düşey yükleri yayarak iletirken yatay stabiliteyi de üstlenen Masif ve Çerçeve sistemlerden farklılaşırlar. Perde kolon elemanlarına sabitlenerek adeta bir kaynak dikiş oluşturan kolon bağlantı elemanları ile farklı düzenler oluşturulabilir. Perde kolon elemanlarına tek veya iki yönden sabitlenebilen kiriş elemanları ile birlikte sistem rijit çerçeve şeklinde işler.

Döşeme elemanları temel alınan hücre boyutlarına endeksli parçalardan oluşur. Döşeme elemanları için kiriş elemanlarına dört taraftan sabitlenecek şeritsel mesnetler tercih edilmiştir. Hücrenin döşeme seviyesindeki yatay stabilitesi ise döşemeden bağımsız olarak mesnet şeritlerinin mesnet köşebentleri sayesinde rijitlenmesi yolu ile gerçekleştirilmiştir. Böylelikle döşeme elemanlarının binanın taşıyıcı özelliklerini bozmadan takılıp çıkarılabilme olanağı sağlanmıştır. Döşeme elemanları aralarında irtibatlandırılarak gerektiğinde diyafram olarak davranmaları sağlanabilir.

Kontrollü ve hızlı inşaat için cephenin hızlı tamamlanması ve iç mekânlarda arzulanan esnekliğin sağlanması ince inşaatın belirli ve planlı bir şekilde yürütülebilmesine bağlıdır. Bu nedenle Taşıyıcı Sistem Grubuna eşlik etmek ve tamamlamak üzere ikincil elemanlar düşünülmüştür. Tamamlayıcı Sistem Grubu söz konusu sistemden başka sistemler ve malzemeler ile birlikte kullanılabilir.

Bu elemanların en önemlileri duvar elemanlarıdır. Duvar elemanları sıva için alt zemin sunarken istenirse kaplanabilirler. Dış ve iç mekâna bakan duvar elemanlarının dış yüzeyinde yangın ve ısı koruması dilenen malzemeyle sağlanabilir. Kiriş veya Döşeme elemanlarından aşağı doğru asılacak biçimde planlanırlarsa az sayıdaki noktasal bağlantılar yolu ile zemine sabitlenebilirler. Bu sayede yerden yürütülecek teknik aksama dokunmadan iç mekân değişiklikleri yapılabilir, zeminin üst katmanları dilendiği şekilde kaydırılabilir.

Cepheyi oluşturabilmek için pencere, çıkma ve konsol elemanları, iç mekânlar içinse kapı ve dolap elemanları geliştirilmiştir. Bu elemanlarının boyut ve şekilleri ihtiyaca göre düzenlenebilir, duvar elemanları ile veya kendi aralarında kombine edilebilirler. Örneğin dolap elemanları kapısız kullanılarak nişler oluşturulabilir. Böldükleri mekânın iki tarafından geçiş imkânı tanınacak şekilde uygulandıklarında odadan odaya geçiş mekânı sunabilirler.

HEDEFLENEN AVANTAJLAR
Yapı/Eleman Sistemi güvenlik, kalite, esneklik, maliyet kontrolü, daha az atık, kontrollü enerji ve kaynak tüketimi anlamına gelen endüstriyel ön üretime uygundur. çevre ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayıcı özelliklere sahiptir. Her bir sistem elemanı başka sistemlerle beraber; örneğin döşeme elemanları her tür iskelet yapılarla, perde kolon elemanları kompozit döşeme sistemleri ile beraber kullanılabilir.

Yapı/Eleman Sistemi üretimini takiben depolanmaya uygundur. Bu sayede hızlı bir biçimde kurulabilir, geçici yapılar söz konusu olduğunda zarar görmeden sökülebilir, saklanabilir ve ihtiyaç duyulduğunda yeniden kullanılabilir. Bu yüzden sistem kırsal, tarımsal yapılar, tatil evleri ve koruma alanlarında inşaat yapmaya elverişlidir. Yeniden kullanım yolu ile çevre kirliliğine hassasiyet gösterilmekte ve kaynak tüketimi azaltılmaktadır.

Bugünkü genel uygulama afet konutlarını önce kurup sonra kaldırmaktır. Hızlı bir biçimde kurulabilmesi sistemin afet konutu olarak kullanılabilmesine olanak sağlar. Sistem dâhilindeki yapı grupları zaman içinde geliştirilerek belirli bir senaryo eşliğinde kalıcı konut alanlarına ardından yörenin merkezileşmesi durumunda yoğunlaştırılarak büro alanlarına dönüştürülebilirler. Kısacası kademeli inşaata uygundurlar. Zaman içinde binaların fiziksel özellikleri iyileştirilebilir, hücre parçaları eskidikleri veya zarar gördükleri takdirde değiştirilebilirler.

Hazır elemanlar sayesinde kaba inşaat süreci temelde bir montaj sürecine dönüşür, bekleme süreçleri ve inşaat alanında iş süresi kısalır. Bu kentsel ortamda inşaat açısından avantaj sağlayarak, sektörün arz esnekliğini arttırır. Şehir yenileme projelerinde, gecekondu alanlarının ıslahında ve mevcut binaların yenilenmesinde etkin bir alternatif oluşturabilir. Hafif olduğundan mevcut binalara kat çıkmak, yatay düzlemde mekân eklemek mümkündür.

Sistemde perde kolonlar mekânlar arası geniş boşluklara imkân verebilecek şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca duvar elemanlarının veya ikincil elemanların taşıyıcı ana sisteme ağırlık dışında etkisi bulunmaz. Bu yüzden mekân planı, mekân işlevi ve cephe düzeni kullanıcı tarafından ihtiyaca göre zaman içinde değiştirilebilmekte, kullanım amacı ve ihtiyaç değişikliklerine cevap verilebilmektedir. Böylelikle kullanıcıya mekân ile özdeşleşme olanağı, farklı kullanım tarzlarına uyum esnekliği sağlanmaktadır. Ayrıca elemanları farklı şekillerde giydirerek fiziksel özelliklerini güncelleştirmek mümkündür.

Kaynak: Dr. Yük. Mim. M. Elif Somer

İç mekanlarda kullanılabilecek ahşap merdiven tasarımları

Butik Masif Merdiven Tasarımları

İç mekanlarda bulunan merdiven modelleri zarif ve dekoratif görünümleriyle evlere farklı bir estetik katıyor.
Evlerin iç tasarımlarında mimarların en çok sıkıntı duydukları  konulardan bir tanesi de ev içi merdiven modellerini nasıl seçecekleridir. Özellikle modern ev tasarımlarında dekorasyonda şıklığın tamamlayıcısı görevini ev içi merdiven modelleri ile gerçekleştirilmektedir.
İç mekan merdiven modelleri seçimleri yapılırken ev iç tasarımında kullanılan malzemeye de dikkat edilmektedir. Ev içinde ahşap kullanılmışsa ahşap merdiven malzemesi kullanımı gerekmektedir. Evlerde tasarlanacak merdiven modelleri genellikle bir üst kata çıkışı en kolay sağlayacak yönde olmalıdır.
Evlerde en şık tasarım olarak dönen merdiven modelleri bilinmektedir. Ama kimi zaman düz merdiven modelleri arasından da seçim yapılabilmektedir. Cam merdiven, beton merdiven, ahşap merdiven, çelik merdiven seçenekleri arasından seçimlerde bulunarak evinizin tasarımını gerçekleştirebilir; farklı görünümler elde edebilirsiniz. Merdivenleri ev dekorasyonunuza yeni yaptırdığınız gibi eski merdiven modellerinizde de değişiklikler gerçekleştirerek evinize yenilik kazandırabilirsiniz.
masif merdiven 1
masif merdiven 2
masif merdiven 3
masif merdiven 4
masif merdiven 5
masif merdiven 6
masif merdiven 7
masif merdiven 8

MEKÂNA GÖRE AHŞAP DECK TASARIM ÖNERİLERİ

Suya dayanıklı ahşap deck kaplama ve uygulama örnekleri özellikle dış mekan tasarımlarında ahşap materyalin deformasyona ve bozulmaya uğramadan uzun yıllar kullanılmasına olanak vermektedir. 
Ahşap deck kaplamaları , havuz kenarlarında, dış mekân yürüyüş yollarında, teraslarda, banyo içi, küvet altı gibi ıslak zemin üzerinde, yat ve gemi güvertelerinde uygulanan dış hava şartlarına dayanıklı ahşap malzemedir. Tüm bunların dışında kameriye, veranda ve pergola gibi ürünlerin zeminlerinin kaplanmasında da kullanılmaktadır. Burada kullanıldıkları yerlere göre bazı ahşap deck tasarım örnekleri bulunmaktadır.
 
 
 
 
     
 

 

İDEA ELEGANT AHŞAP SAKSI TASARIMLARI

İDEA ELEGANT AHŞAP SAKSI TASARIMLARI 
Ahşap saksılar dış mekanın dekorasyonunu tamamlayan aksesuarlarından bir tanesidir. Özel tasarlanmış veranda köşelerinde, kamelya içlerinde, ahşap kış bahçelerinizde kullanabileceğiniz elegant ahşap tasarım saksılar İdea’dan. Çok farklı modelleriyle size uygun bir skala yakalamaya çalışan firma bahçelerinize estetik kazandıracak iddialı işler yapmakta. GNC Ahşap distribütörlüğünde ilk defa Türkiye pazarına girecek olan İdea firması diğer ahşap tasarımlarıyla ve ayrıca Türkiye’de özel müşteriler için  yeni tasarımlar üzerinde çalışmaktadır.
EVA 

 

ADAMO 

 

GRACİA 

 

PARK

 

gncahsap_ideayumru_ahsapmetalsaksı (3)
YUMRU

gole,kamel

Yeni Elegant Park Mobilya Tasarımları

YENİ ELEGANT PARK MOBİLYA TASARIMLARI  
 
Elegant şehir mobilyaları tasarımlarına her geçen gün yeni modeller ekleyen İdea seriye Tiger, Veneto tasarımlarını ekleyip GoodLuck modelinin beyazını da üretmeye başlamışlardır.
Ahşap-Metal Park mobilyalarına yeni bir soluk kazandıran firma Türkiye’de tasarımlarının ses getireceğinden eminler. Farklı çizgileri ve kalitesi ile kendi isminden söz ettirecek olan firma tasarım çalışmalarını sonlandırmış değiller. Kısa zamanda bir çok farklı tasarıma imza atacak olan firma hızlı ve kaliteli üretimin yanında tasarım ekiplerine de çok güvenmektedirler.
 
Tiger

 

Tiger

 

Good luck

 

Veneto

 

Veneto

 

Ahşap, hayal ettiğiniz tasarımla dans etme şansı sağlar…

Boran Ekinci: “Bir tasarım yaparken önce hedef belirlenir, ardından da bu hedefi hangi yapı malzemesi ile oluşturacağınızın kararını verirsiniz. Yap ı malzemelerine baktığımızda benim gözümde iki ana malzeme var, ahşap ve metal. Ahşap, tercihe sunulan yapı malzemeleri arasında benim için birinci sırada çünkü ahşap size hayal ettiğiniz tasarımla dans etme şansı sağlar.”

Mimar Boran Ekinci ile kendisinin mimarlık anlayışı, projeleri ve ahşapla ilgili düşünceleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik..

Sayın Boran Ekinci söyleşimize başlamadan önce okuyucularımıza öncelikle mimarlık anlayışınız hakkında bilgi verebilir miyiz?
Mimari anlayışımızı hala geliştirmeye çalışıyoruz. Mimarlığın her ne kadar bilimsel yanı olsa da hislerle bile mimari anlayışımızı belirleyebiliyoruz, çalışmalarımızda insanların iyi şeylere layık olduğunu düşünerek yola çıkıyoruz. Yaşadıkları yerdeki ekonomik koşullar, insanların yaşam standartları, ekolojik özellikler, bazen bir şiir bireysel yapılardaki tasarımlarda bir mimarın etkilendiği olgular olabiliyor ama toplumsal yapılarda akılcılık, sadelik, zamanı, teknolojiyi ileri taşıyacak, hayatı kolaylaştırıcı çözümler üretmeye çalışıyoruz.

Çalışmalarınızda ahşabı, metali ve camı birlikte kullandığınızı ve modern, şeffaf ve hatta bazıları da ekolojik yapılar olan mimari örnekler yarattığınızı görüyoruz. Ahşabı tercih etme nedenlerinizden ve yapımında ahşap malzemeyi ağırlıklı olarak tercih ettiğiniz projelerinizden bahseder misiniz?
Bir tasarım yaparken önce hedef belirlenir, ardından da bu hedefi hangi yapı malzemesi ile oluşturacağınızın karar ı n ı verirsiniz. Yapı malzemelerine baktığımızda benim gözümde iki ana malzeme var, ahşap ve metal. Ahşap, tercihe sunulan yapı malzemeleri arasında benim için birinci sırada. Bu iki ürünle de çok fazla şey yapabilirsiniz ama camla, taşla çok fazla şey yapamazsınız ama ahşap size hayal ettiğiniz tasarımla dans etme şansı sağlar.

Ahşabı doğal olarak görmek güzel ama bu her zaman o kadar kolay değil. Ahşap yapılarda ahşap malzemenin belirli bir işlem görmüş halini kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Ahşap çok iyi bir malzeme, kullanım kapasitesi çok yüksek bir malzeme. Bu malzemenin hayatımıza girme şekli ise sanılanın aksine aslında çok kolay.

Çünkü aslında hayatımızın her evresinde bir ahşap ürünle karşılaşıyoruz bu bazen bir ahşap zemin kaplaması bazen bir ahşap masa bazen de bir ahşap tavan olabiliyor. Bizim aslında ahşapla epey bir haşır neşirliğimiz var. Şu an tanınmamış bir takım projelerimiz de var hatta bunlarda aşırı ahşap malzeme kullanılmış.

Yasin Ekinci’ye 1998 yılında yaptığım çiftlik evinde ahşapla dans ettim diyebilirim. 5 farklı ahşap çatı makas sistemi uyguladık. Oldukça iyi bir imalatçının elinde çıkan bu çatıların her biri bir örnek olarak değerlendirilebilir. Çiftlik evini yaparken statik hesaplamaları, birleşmeleri bazı ilkel metodlarla hesaplayarak yaptım orada ahşabın üzerindeki yükleri taşıyıp taşımayacağı ile ilgili bazı endişeler duydular ve araştırmalar sonrasında ahşap statik hesaplamalar ı bir üniversite hocasına verdiler ve onayından sonra uygulama yapıldı. Ahşap çalıştığım ve benim için unutulmaz bir projeyi de sizinle paylaşmak istiyorum.

2006 yılında Antalya’da gerçekleştirdiğimiz Isabel Cafe-Bar projesinde sarp kayal ı klar üzerine bir bar, restoran yapmamız gerekiyordu ve kısıtlı zaman, kısıtlı bir bütçemiz vardı. Bu iş için neler yapabileceğimiz bir gün düşündükten sonra cebimde değişik ebatlardaki maket çıtaları ile müşteriye görüşmeye gittim. Yapacaklarımı çıtalarla anlatmaya çalıştım ve onayı olarak aynı anda çalışmaya başladık ve oradan emprenyeli ahşap malzeme siparişi vererek ayrıldım ve dört haftada işi tamamladık ve çok özgün bir ahşap restoran, bar yaptık. Ahşapla sadece konut değil ticari yapılar, eğitim kurumları veya spor salonları yapmanız da mümkün.

Ahşabı detayları ile çalışabiliyorum ve her bir detay yeni bir açılımı beraberinde getiriyor. Ahşapla bu detaylandırmaları yapan çok az mimar var. Ahşabı daha çok iç mimaride kullanıyorduk ama son yıllarda yapı malzemesi olarak da ahşaba olan ilgimiz, cesaretimiz arttı. Müşterilerin ilgileri ve sektördeki teknolojik gelişimler bu cesareti sağlıyor. Mesela bir yere ahşap kaplayacaksınız müşterinin tepkisi niye bu kadar para harcıyorsunuz boşa gidecek şeklinde olabiliyor. Bunu da kırmak gerekiyor.

Niye bu kadar korkar olduk ahşaptan? Eski yapıların çoğu zaten ahşap değil miydi? Neden bu korku diye sormak gerekiyor. Bunun sebebi de betonarmenin kültürümüze hızlı girmesi. Bugün ahşapla çalışan bir kişi varsa ve siz ona iş yaptırmak durumdaysanız astarı yüzünden pahalı ya iş ortaya çıkar. Buna karşılık ahşapla çalışan elli kişi varsa o zaman maliyetler de bir anda değişir çünkü işin içine rekabet, hizmeti iyi verme çabası girer.

Türkiye’de bir dönemde bütün değerlerin değiştiğini, yıkıldığını görüyoruz. Beton hiç işinin ehli olmayan kişilere bile inşaat yapabilme güçü veren bir yapı malzemesi. Ahşap yapıya baktığınızda ustalık, bilgi ön plana çıkıyor ustalık ve bilgi de para demektir, teknolojiyi satın alacaksınız, bilgiyi öğreneceksiniz ve usta becerisi, tecrübesi ile uygulayacak. Mühendis ahşabın uygununu seçecek, bulacak.

Yapı kültürü ülkemizde çok değişiyor, depremle bir yapı krizi yaşadık, çok şey kaybettik ama bir çok şeyi yeniden toparlamaya çalışıyoruz. Mimarlıkta son on yıldır iyi işler ortaya çıkıyor mesela bizden önceki jenerasyonun şansız bir durumu var, baktığınızdan bizden farklı değillerdi, daha bilgisiz veya beceriksiz de değillerdi, bizim gibi mimarlardı ama o dönemin talihsizleri oldular. Biz şu anda mükemmel mimarlık mı yapıyoruz, hayır elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ama yurtdışındaki projelere baktığımızda eksiklerimizin olduğunu görüyoruz.

Geçmişe baktığımızda hayat daha dingin olduğu için birinin taş yontması, diğerinin ahşap işlemesi ve bir ustanın da bunları bir araya getirmesi ile yapı oluşuyormuş ve böylece de devam etmiş. Hayat hızlanınca hız birçok şeyi yıktı tabii. Hız beraberinde hızlı yapılanmayı getirdi. Bu hızlı yapılanma içerisinde ahşap malzeme betonarmeye biraz boyun eydi. Elbette ki bugünün mimari anlayışları ya da bir müşterinin mimara bakışı ile 30 yıl öncesi arasında ciddi farklılıklar var.

Ahşapla çalışmanın zorlukları veya kazanımları neler?
Örneğin bir malzemeyi kullanmak isteyeceğiniz zaman genelde satıcılardan bilgi alıyorsunuz. Satıcılar bilgileri veriyor ama o bilgilerle ilgili tereddütlerimiz oluyor dolayısıyla başka satıcılarla ya da uzman bulduğumuz kişilerle görüşmelerimiz oluyor. Genelde biz pratik veya riski göze alan insanlarla işe başlıyoruz. Ama her yeni malzeme yeni bir sorumluk ve tecrübeyi getiriyor.

Malzemeyi tanıyoruz belki ama birtakım şeyleri uygulamaya geçince görebiliyoruz. Örneğin bir yapıda doğramaların tamamını ahşap yaptık ve onları güneş ışınlarından ve dış hava koşullarından korumak için koruyucu boyalar ile boyadık ama istediğimiz daha doğrusu tahmin ettiğimiz sonucu alamadık. Ahşabı tanıyan, ehli olan kişilerin yardımı olsa belki mimarların tercihlerin de ahşap daha sık yer bulur. Bu elbette bir kişinin bir grubun yeteceği bir iş değil belki bir birliktelik kurulmalı veya var olanların faaliyetleri pratik bilgileri mimarlara sunmak yönünde olmalı.

Ahşabın kültürümüzdeki yeri hepimiz tarafından biliniyor. Açık ve net olarak görülüyor ki ahşap mimari kültürümüzde vazgeçilmez bir malzeme öyleyse bu birikim bilgi olarak arşivlenmeli, detay çözümleri, malzeme koruma yöntemleri sistematiğe dökülmeli ve kolay ulaşılabilir olmalı. Bunun için standart enstitüleri, sektör ve mimar bir arada çalışabilmeli.

Örneğin lamine ahşap malzemelerin kullanım alanlarını biliyoruz ve ona göre seçimler yapıyoruz demek ki birilerinin teknolojik değişimler yaparak ürün geliştirmesi ve kullanım alanlarını örneklemesi gerekiyor. Kompozit ahşap malzemelerle neler yapılabileceğini görüyoruz, tekne yapımında kullanılan mükemmel ahşap malzemeleri gördüm ve insan inanamıyor gördüğü malzemenin mükemmelliğine.

Ahşap malzemenin kullanım alanlarını ile ilgili bağımsız bir başvuru merkezi olmalı. Ahşabın kullanımının yaygınlaşma sebeplerinden biri de para. Ahşabın her zaman pahalı bir malzeme olduğu düşünülüyor ama kullanım kolaylığı ve ömrü düşünüldüğünde ahşap yine fark yaratıyor.

Mimarlık kültürünün gelişmesi için neler yapılmalı, bir mimarın bakış açısı ve müşterinin mimardan beklentisi sizce ne olmalı?
Başlamak bitirmenin yarısıdır diye bir söz vardır. Bir hayal kurarsınız ve o hayalin gerçekleşmesi için bir yolda ilerlersiniz. Burada da iyi başlamak önemli ardından da zaman lazım fikrin gelişmesi için. Mimarlık okullarına gelen öğrencilerin isteyerek bu eğitimi almaları sektörü destekleyen dergilerin düzgün yayınlar yapmaları, mimarların mesleklerine saygı duymaları, ahlaksızlığın azalması lazım.

Hepimiz birlikte çalıştıkça iyilikler artacak, bu böyle bir süreç. Belki şu anda fark edemediğimiz zararlar yaşıyoruzdur ama mutlaka bu kayıplar da bir gün ortaya çıkacaktır. Çünkü bir sistem geliştirirken, yeni bir şey kurarken mutlaka bazı kayıplarımız da oluyordur. Eğer mantıklı,ekonomik, idaresel bir gelişim istiyorsak şehircilik alanında ciddi çalışmalar yapmamız lazım.

Şu anda penceremden baktığımda önümüzdeki arsaya bir bina yapmak istesem belki yanlardaki binaları yıkmak gerekecek ve o binanın yapımında çalışan firmaların, insanların tüm emekleri boşa gitmiş olacak. Bu sebeple öyle bir şehircilik anlayışı olmalı ki her bir yapı geleceğe umutla bakabilmeli, yıkılma endişesi olmamalı. Yıkıp yerine yenisini yapmak gerçek bir şehircilik anlayışı değildir.

Yapı benim yerim burası diyebilmeli, diğer yapıların yanına dizilmesine, konumlanmasına bir sınırlama koyabilmeli, birbirini denetleyen bir yapılaşma ancak şehirciliği doğru tanımlayabilir. Şehirleşme planımız olmadığı için mimari planlarımız da yerine oturmuyor. Ben bir bina yaparım mimarisi ile ortaya çıkar ama asıl olan o binanın yıllarca oradaki mimarinin, kültürün içinde yer almasıdır.

Avrupa kentlerine baktığınızda 600 yıldır ayakta duran binaları görüyorsunuz şu anda onların yanına eklenenler de o mimarinin yerini buluyor ama biz yıkıp yerine yenilerini yaparak şehircilik yaptığımızı düşünüyoruz. Bu yapılaşma çarpıklığı, kültürsüzlüğü insanları mutsuz ediyor. Eğer insanlar düzgün bir şehir içinde yer alırlarsa daha mutlu olurlar, pencerenizden baktığınızda karşı binanın yanlış yapılmış balkonu, elektrik direkleri, kaçak yapılar moralinizi bozuyor.

Penceremden baktığımda kültürsüzlük, bilgisizlik, çarpıklık ve ahlaksızlık görüyorum ama bu gördüklerim huzur veren yapılar da olabilirdi. Bu çarpık yapılar ı yapan ya da talep edenler de kötü insanlar değil ama ekonomik koşullar ve içinde bulunulan sosyal durum tercihleri değiştirebiliyor ama ben bu düzeni değiştirmek adına elimden geleni yaparım önemli olan bu bilinci yaymak.

kaynak: www.floor.comiketler: kamelya modelleri,ka

Ahşap malzemenin genel özellikleri

Çağın getirdiği teknolojiyle bir köşeye atılan ahşap, aslında teknoloji üzerinde kullanıldığı zaman vazgeçilemeyecek bir nimettir. İnsanlar, ahşabın kullanılmasıyla ormanların yok olacağını sanırlar. Bunun tam aksine, bilinçli bir tüketim ve koruma yapıldığı takdirde ormanların daha da arttığı istatistiklerce saptanmıştır. Bunun en güzel örneği, ahşabı en çok kullanan ülkelerden biri olan Amerika’da görülmektedir. Amerika’da ormanların her yıl kesilen miktarının % 23’ü kadar orman büyümekte, yani kesilen her 100 ağaca karşılık 123 ağaç yetişmektedir.

Beton, çelik vb. malzemelerin insan sağlığı ve konforu yönünden ahşaptan daha alt seviyelerde olması insanları artık yavaş yavaş ahşap konutlara yöneltmektedir. Depreme dayanımı, ısı yalıtımı, bilindiğinin aksine yangına karşı dayanımı, kolay işlenebilirliği, çabuk montajlanabilmesinden dolayı Amerika ve Avrupa ülkelerinde artık ahşap evler insanların birinci tercihi konumuna gelmiştir. Ülkemizde ise, eski kültürümüzün ahşaba dayanmasına rağmen ahşap konutlar fazla tercih edilmemektedir.

Bu gün dünyadaki gelişmiş ülkelerin insanları, deprem bölgelerinde ahşap konutlarda oturmaktadır. En son geliştirilmiş teknolojilerle üretilen ahşap konutlar, depreme karşı betonarme konutlara kıyasla, en az üç kat daha fazla dayanıklıdır. Ahşap taşıyıcı sistemin esnek davranışı, malzeme olarak ahşabın kullanılması ve panellerin birleşme detaylarındaki özellikler nedeniyle deprem yükleri yumuşatılmakta ve etkisiz hale getirilmektedir. Bu ise sistemi, mevcut sistemler arasında depreme en çok dayanıklı sistem haline getirmektedir.

Ahşabın (Ahşap malzemenin) genel özellikleri

  • Ahşap yalıtkandır
  • Ahşap gerekli işlemlerden geçirildikten sonra yüksek düzeyde ısı yalıtımı sağlar. Panel sistemler kullanıldığı zaman ahşabın yalıtımı daha da artacaktır.
  • Ahşap hafiftir
  • Ahşabın kendi ağırlığı az olduğundan temele ulaşan yükler de az olacaktır. Çünkü zeminlerde kullanılması diğer sistemlere göre daha avantajlı olacaktır.
  • Ahşap dayanıklıdır.
  • Ahşap farklı iklim koşullarında dayanıklılık gösterebilen bir malzemedir. Özel maddelerle desteklenen ahşap, her türlü tahribatı tamamen engeller. Montajdan hemen sonra üzerine yükleme yapılması mümkündür.
  • Çok amaçlıdır
  • Bir yapıyı temelden çatıya kadar sadece ahşapla inşa etmek mümkündür. Ayrıca sanatsal ve dekorasyon amaçlı olarak da kullanılabilir.
  • Çevre dostudur
  • Ahşap bilindiği üzere tam bir çevre dostudur. Ahşap kendi çevresiyle kimyasal dengelidir. Yani çevresini etkilemez ve çevresinden etkilenmez. Ayrıca insanların sağlığı yönünden en güvenilir malzemedir.
  • Ahşap enerji dostudur
  • İmal edilirken ve inşa edilirken diğer yapı malzemelerine göre çok daha az enerji kullanılır.
  • Ahşap bir evi ısıtmak için de çok daha az enerji harcanır.

Ahşap ev teknolojisinin avantajları

Kent yaşamından kaynaklanan problemlerin, ileri ülkelerdeki en yaygın çözümü olan “tek aileye mahsus ev” uygulamasını endüstriyel boyuta taşıyan ahşap evin pek çok avantajlarından bazıları şunlardır:

  • Teknolojik yapısı ve olanakları nedeniyle siparişten sonra kısa bir sürede teslim edilmektedir.
  • Esnek yapısı, malzeme olarak ahşabın kullanılması ve panellerin birleşme detaylarındaki özellikler nedeniyle mevcut sistemler arasında depreme en çok dayanıklı olan sistemdir.

Ahşabın Bakımı Ahşap Malzemeleri Koruma Yöntemleri

  • Yapılacak işin durumuna göre ahşap cinsinin belirlenmesi.
  • İş bitikten sonra ahşap bakımının yapılması.Bu genel kuralları örneklendirelim : çürütme riski taşıyan yerlere (dış cephe ) kayın ,meşe ,kestane gibi doğal dayanımı yüksek ahşap tercih edilmeli.
  • Ahşabı sudan ve ahşabı tahrip eden canlılara karşı koruma önlemleri alınması . (ahşap koruyucu kullanılması, ahşabın boyaması yapılması) Ahşabın cinslerine göre doğal ömürleri vardır .Bu doğal dayanım ömürleri iyi tercih yapmalı.(ahşabı seçerken)
  • Ahşap kuru tutulmalı.Ahşap da nem oranı % 20 altında tutulmalı bu oran artması veya azalması ile doğru orantılı çürüme olur.Ahşap ne kadar kuru ise ömrü o kadar uzun olur. Örneğin ; Mısır piramitlerinde akça ağaçtan yapılmış tabutlar kullanılmış, oysa akça ağaç dayanıklı üstün bir ahşap değildir. Ama Mısır da iklimin sıcak ve rutubetsiz olması ahşabı korumuş ve günümüze kadar getirmiştir. Ahşabı kuru tutma faaliyetinde en önemli şey boyamadır.Fakat boyama işleminde dikkat etmemiz gereken etmen kullanılan boyanın su buharını geçirgen özelliğe sahip olmasıdır. Biraz daha açarsak ahşap dış cephede yağmur v.s. etmenle ıslandığını ve bu suyun ahşap çatlağından özüne işlediğinde , bu suyun güneşli havada buharlaşıp çıkması gerekir .Eğer kullandığımız boya bu buharı salmazsa; ahşabın içinde böceklerin, mantarların gelişmesine fırsat doğuracak , ahşabın bozulmasını hızlandıracaktır. Sonuç : nefes alan boya ve macun kullanmalıyız.
  • Teknoloji olağan üstü gelişti , çok üstün özelliklere sahip boyalar , vernikler ,ahşap koruyucuları geliştirilmiş … önemli olan doğru malzemeyi seçmek örnek: parke zemine seçerken aşınmaya karşı dayanıklılığı artıran ürünü kullanmalı. Dış cepheye seçerken ise güneşe dayanan ürün özelliği aranacaktır.
  • Ahşap da sıva duvar gibi bakıma muhtaçtır. Nasıl evimizin duvarı 3-5 yılda bir tekrar , tekrar boyayarak hem güzelleştiriyoruz hem de yeniliyorsak . Ahşabımızı da gerektirdiği aralıklarda tekrar , tekrar bakımının yapılması şarttır . Sonuç : işimize göre uygun ahşabın seçilmesi. Uygun malzeme ile korunması .Su ,nem ve rutubetten korunması için önlemler alınması. Periyodik aralıklarla bakımının sağlanması. Ahşabımızın yüz yıllar boyunca sağlam kalmasına yeter.

 

Kaynak: Mimar Osman Doğan

 

AHŞAP SANATI

Elini kullanmayı ve âlet yapmayı öğrenen insanın hayatın öznesi olmaya başlamasının öyküsüdür okumaya çalıştığımız. İnsanın doğal taşlarla beraber ilk eline aldığı malzeme olmuştur ahşap ya da ağaç. İlk olarak avı pişirmek ve ısınmak için ihtiyaç duyulan ağaç zamanla gündelik kullanım eşyasından mimariye geniş bir kullanım alanına sahip olmuştur.

İnsanlığın kültür tarihi içerisinde, deyimlerden masallara zengin bir anlam dünyasına sahip olan ağaç, bir kullanım malzemesi olarak Anadolu için de vazgeçilmezdir. Anadolu coğrafyasının hemen her zaman diliminde ve mekânında kullanılan ahşap Anadolu Selçuklu mimarisi için de vazgeçilmez bir malzemedir. Tarih boyunca ahşap malzemeyi hemen her yerde kullanan Türkler Anadolu’ya geldiklerinde bu zanaatı beraberlerinde getirmişlerdi. Büyük Selçukluların da ahşaba büyük önem verdikleri bilinmektedir. Ayrıca Karahanlılar döneminde Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divân-ı Lügati’t-Türk’de zengin bir ahşap kapı terminolojisi olduğu bilinmektedir. Anadolu Selçukluları ise İran ve Suriye üretimi ile Anadolu’nun zengin üretim atmosferini beraber değerlendirilmiştir.

Doğal koşullardan kolay etkilenen ve çabuk deforme olabilen ahşap malzemenin yapısal özelliği nedeniyle birçok ahşap üretimin günümüze kadar gelememiştir. Özellikle mimari eleman olarak kullanılan ahşap malzeme bu bozulmalardan daha fazla etkilenmiştir. Ahşap sütun, mihrab, kapı, sanduka gibi mimari elemanlarda sık tercih edilen bir malzeme olmuştur. Zaman içinde teknik ilerlemeyle birlikte malzemenin ömrünü arttırmanın yolları denenmiş ve kısmen başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Farklı kondisyonlarla günümüze ulaşabilmiş yapılar içerisinde Divriği Ulu Camii, Aksaray Ulu Camii, Konya Alâeddin Camii, Ankara Alâeddin Camii, Ankara Arslanhane Camii ve benzer dönem yapılarındaki minber uygulamalarında yoğun ahşap işçiliği kullanılmıştır.

Ankara Aslanhane, Afyon Ulu Camileri ahşabın mimaride iç mekanda ve taşıyıcı sistemde kullanıldığı örneklerdir. Bu ahşap camiler dışında Erzurum Ulu ve Konya Sahip Ata camilerinde eskiden ahşap sütunlarla taşındığı bilinmektedir. Bu geleneğin, Orta Asya’da İslamiyeti kabul eden ilk Türk boylarının namaz kıldıkları çok direkli çadırların (yani seyyar camiler) Türkistan’daki cami mimarisi üzerindeki etkisi olduğu, Anadoluya da Türklerle geldiği düşünülmektedir.

Ortaçağ Anadolu’sunda üretiminde kullanılan tekniklerin en önemlisi İslam kültürü içinde doğan ve şekillenen kündekâri tekniğidir. İlk olarak İslam kültüründe ortaya çıktığı düşünülen bu teknik özellikle 12.yy.’da Mısır, Halep ve Anadolu’da çok kullanılmıştır. Hakiki ve taklit kündekari olarak iki başlıkta incelenir. Hakiki kündekari tekniğinde kenarları oluklu üçgen, poligonal, yıldız ve benzeri biçimler çıtalar vasıtasıyla çivi ve tutkal kullanılmadan birleştirilir. Ciddi bir ustalık isteyen bu teknikle istenilen yüzey ve kompozisyon elde edilebiliyordu. Anadolu Selçuklu üretiminde kündekari tekniğinin yoğun olarak kullanıldığı bölümler minber ve kapı kanatları olmuştur.

Hakiki kündekari tekniğine nazaran daha kolay bir ustalık gerektiren taklit kündekari tekniğinde ise çakma kabartmalı ve tamamen çakma yapıştırmalı olarak iki üretim tekniği tespit edilmiştir. Çakma ve kabartmalı kündekari görünüm itibariyle hakiki kündekari tekniğine benzer. Fakat bu üretimin kalıcılığı ve kondisyonu düşük olmaktadır. Hakiki kündekari tekniğine oranla daha az kullanılan bir üretim şeklidir.Diğer bir teknik uygulama ise çakma ve yapıştırma olarak adlandırılan uygulama şeklidir. Bu teknikte oldukça az tercih edilmiştir. Mozaik gibi yerleştirilen parçalar “tarsi” tekniğiyle benzerlik göstermektedir.

Ortaçağ’da Anadolu coğrafyasında kullanılan ilk ahşap minber ve ilk kündekari uygulama Konya Alâeddin Camii minberinde görülmektedir. Ahlatlı usta zanaatkar Hacı Mengümberti tarafından 1155 yılında yapılmıştır. Minberin yan aynaları, köşk altı bölümleri ve kapı alınlığı yoğun süsleme ve işçiliğiyle beraber oldukça göz kamaştırıcıdır. Hakiki kündekarinin kapı kanatlarında günümüze ulaşan en eski kullanımına ise Konya Sahip Ata Camiinde rastlamaktayız.

Ahşap kündekari minberler Osmanlı’nın minberlerde mermer malzemeyi kullanmayı tercih etmesi nedeniyle anıtsal yapılarda ki kullanım alanlarından birini kaybetmiş, buna karşılık kapı ve pencere kanatlarıyla vaaz kürsülerinde yoğun olarak kullanılmıştır.

Diğer bir ahşap şekillendirme yöntemi ise oyma tekniğidir. Oyma sanatı Anadolu’da özellikle 12-15. yy.’lar arasında zengin ve yetkin bir kullanım alanına sahip olmuştur. Bu teknikte bitkisel, geometrik, figüratif ve kaligrafik süslemeler uygulanabilmektedir. Oyma yüzeyde farklı derinliklerde ve tekniklerde uygulanabilmiştir.Anadolu ahşap sanatı uygulamalarından bir diğeri ise kakma tekniğidir. Ahşabın yüzeyine açılan yuvalara aynı forma uygun farklı bir malzemenin yerleştirilmesidir. Bu tekniğin Anadolu’da eski zamanlardan beri kullanıldığı fakat yavaş bir seyir izlediği bilinmektedir.

Tarsi olarak adlandırılan bir başka teknikte ise açılan bir yuvaya farklı birçok malzeme mozaik oluşturacak şekilde yapıştırılarak dizilmektedir. Çoğunlukla geometrik süslemeler oluşturulmuştur.

Kafes oyma ya da ajur olarak adlandırılan, birçok malzemede kullanılabilen bu uygulama Anadolu Selçukluları’nda çokça kullanılmıştır. Süslemenin bir bütün olarak ahşap levhaya işlenmesi ve motiflerin aralarının oyulup çıkartılmasıyla gerçekleştirilen bir tekniktir. Mevlana Müzesindeki Selçuklu rahlesinde ve Divriği Ulu Camii hünkâr mahfili korkuluğunda görülmektedir.

Ahşaba yapılan müdahalelerden bir diğeri ise ahşap üzerine boyamadır. Özellikle Anadolu Selçuklu ve Beylikler dönemi ahşap camilerinde kirişler, konsollar ve sütun başlıklarında uygulanmıştır. Bu boyama işlemlerinde genelde aşı boyası kullanılmıştır. Renk olarak kırmızı, koyu mavi, sarı, beyaz ve altın yaldız kullanılmıştır. Bezemeler genelde stilize edilmiş geometrik ve bitkisel desenlerden oluşturulmuştur. Günümüzde Afyon Müzesinde sergilenen Afyon Ulu Camiine ait ahşap tavan süslemelerinde horoz ve kuş figürleri görülmektedir. Konya Mevlana Müzesinde bulunan ahşap rahle, çift başlı kartal ve yoğun bitkisel bezemeler üzerindeki arslan figürleriyle oldukça etkileyici bir eserdir.

Tüm bu tarihsel serüven içerisinde tanımlanmaya çalışılan Anadolu ahşap üretimi yeni çalışmalar ışığında tekrar gözden geçirilecektir. Ve gittikçe artacak olan bu araştırmalar ahşap sanatı için yeni bir soluk oluşturacaktır.

KAYNAKÇA

– BOZER, Rüstem, “Ahşap Sanatı”, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı II, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara, 2007, s.533-541.

– KUBAN, Doğan, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 2002.

– ÖNEY, Gönül, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatları, İş Bankası, Ankara, 1992.

 

Park Mobilyaları ( Kent Mobilyaları )

Park-Kent Mobilya Tasarımları

 

Şehir parkları insanların nefes almalarını sağlar. Şehrin içinde yer almasına rağmen gürültüden, karmaşadan, düzensizlikten uzaktır. Şehir dışına çıkamayan insanların imdadına koşar. Büyük şehirde yaşayan insanların psikolojileri diğer şehirlerde yaşayan insanlara göre daha kolay bozulabildiği için parkların getireceği sosyal etkileşimler ve toplumsal birliktelikler için faydalıdır.

Parklar aynı zamanda sosyal alanlar olarak da oldukça sık kullanılır. Çocukların ve ailelerin sosyalleşmeleri için en uygun alanlarla arasında yer alır. Bu yeşil alanlar şehirde yaşayan her türden insana hitap ettiği için (zengini, fakiri, genci, yaşlısı) toplumsal anlamda eşitliğin doğal olarak bulunduğu mekanlardan biridir diyebiliriz.

Betonarmenin şehirleri ele geçirdiği ve yapay bir sosyalleşme mekanı haline geldiği son dönemlerde , şehir parkları hem fiziksel hem de ruhsal açıdan çok daha fazla önem taşır.  Bir şeyler satın almak, bir şeyler yemek içmek zorunluluğunun yerine koşmak, bisiklete binmek, yeşilliklere uzanmak, piknik yapmak gibi aktivitelerle hem ruhen hem de fiziken daha sağlıklı kalabilirler.

İnsanların rahatlamak için geldikleri yerlerin mobilyalarının rahatlığı da bu konuda çok önemli, tasarımlarındaki şıklığın yanı sıra ergonomilerine verdikleri özen de İDEA park mobilyası tasarımlarını ön plana çıkartacaktır.

Kent mobilya tasarımları ile dünya çapında ismini duyurmaya çalışan İDEA’nın doğal, estetik ahşap-metal park mobilyalarını yakın zamanda parklarda görebilirsiniz.

idea

Masif Ahşap ile Rustik Dekorasyon

Naturel yaşamın en güzel yansıtıldığı tarzlardan biri de rustik dekorasyondur. Böylelikle yaşam alanlarınızda, doğadan ilhamını alan bir ambiyans yaratabilir, eski ile yeniyi, modern ile antika objeleri  bir arada kullanarak yeni ve farklı bir tarz elde edebilirsiniz.
Rustik dekorasyonun en önemli malzemelerinden biriside masif ahşaptır. Doğayı mekânınıza taşıyabilmek için öncelikle dekorasyonunuzda  ahşap mobilyalar, ahşap tavan ve zemin kaplamaları, ahşap aksesuarların yanında duvarlarınızda rustik tarzı yansıtacak seramik tasarımlar kullanabilirsiniz .
Masif ahşap’ın doğal rengi  koyu olduğundan mobilya ve aksesuar seçimlerinizde  bu da göz önünde bulundurulabilir.
masif rustik 1
masif rustik 2
masif rustik 3
masif rustik 4
Son yıllarda bir çok mobilya mağazasında masif ahşap tasarım yemek grupları boy göstermeye başladı, modern hayatın getirdiklerinin yanında evinde doğal organik bir parçada bulundurmak isteyenler için  masif ahşap tasarımlar güzel bir seçenek olacaktır.
                                

 

Masif ahşap sehpalar evini minimal dekore etmek isteyenlerin tercih edebileceği güzel bir aksesuar. Modern ve doğal görünüşleri ile mekânınıza ferahlık kazandıracak ve misafirlerinizin de ilgilisini üzerine çekecektir.